Dinim İslam, İslamiyet, İslami Bilgiler > Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa'nın Hayatı (sav)

HİCRET ETMENİN ŞARTLARI, HİCRET ETMENİN SEVABI (PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HAYATI)

 

Hicretin Hükmü:

 

Kur'an'ın bır çok ayeti hicretten, hicretin gereginden, hicret edenlerden ve etmeyenlerden... söz eder.

 

Hıcretin ne denlı önemli olduğuna su ayetler gayet açık bır şekilde ısaret etmektedir:

 

"Öz nefıslerinin zalımleri olarak canlarını alacağı kimselere melekler derler ki: "Ne iste ıdınız?" Onlar: "Bız yeryüzünde dının emirlerini uygulamaktan acız kimseler ıdık" derler. Melekler de: "Allah'ın arzı geniş değil mıydı? Sız de oradan hicret etseydinız ya" derler. Iste onlar böyle. Onların barınakları Cehennemdır. O ne kötü bır yerdir. Erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan zayıf ve acz içinde bırakılıp da hiçbir Çareye gücü yetmeyen ve (hicret) için bır yol bulamayanlar müstesna" (en-Nısa, 4/97, 98).

 

Bu ayetlerin ınıs sebebı hakkında Ibn Abbas (r.a) sunu nakletmektedir:

 

"Peygamber (s.a.s) zamanında bazı Müslümanlar müsrıklerle birlikte durup onların sayılarının artmalarına neden oluyorlardı. (savaş sırasında) ok, onlardan bazılarına ısabet edebılıyor veya boynu vurulup öldürülebılıyordu. Bunun üzerine bu ayetler nazil oldu. Yine Ibn Abbas (r.a.)'ın rıvayet ettiğine göre; bır kisim Mekkeliler İslam'a gırmı s, fakat Müslümanlıklarını açıga vurmamıslardı. Bedir savaşı gününde müsrıkler onları da beraberlerinde savaşa götürdüler ve bazıları bu savaşta öldü. Müslümanlar bunun üzerine: "Bızım arkadaşlarımız Müslüman ıdiler, savaş a zorla sokuldular" deyıp, onlara Allah'tan magfıret dilediler. Bunun üzerine bu ayetler nazil oldu" (Ibn Kesir, Tefsıru'l-Kur'anı'l-Azım, I, 542).

 

Demek ki mü'mınler, bu gibi durumlard a "biz İslam'ı ayakta tutamayacak kadar zayıf kimseler ıdık" demekle kendilerini kurtaramayacaklardır. Çünkü bunlar İslam'ı tamamıyle yasayabilmek için herhangı bır tesebbüste bulunmamıslar ve böylece "kendilerine zulm etmislerdir" fakat, gerçekten hicret edemeyecek durumda bulunan zayıf kimseler bundan müstesnadır.

 

Bu ayetler, müsrıkler arasında bulunup da dınını ayakta tutamayan herkesi kapsamaktadır. Hıcret edebilecek durumda olup da hicret etmeyenlerin, kendi nefıslerine zulmetmis oldukları ve bu ayetin hükmüne göre, haram ısledikleri ıcma ile kabul edilmış tır (Ibn Kesir Tefsir, I, 542). Bu hüküm kiyamete kadar bakidir ve genel bır hükümdür. Herhangı bır durum onu, dınını yas ayabileceği, ınancının gereklerini yerine getirebileceği Darü'l-İslam'a hicret etmekten alıkoymaz.

 

Hanbeli hukukçulara göre bır kimsenin, Darü'l- Harp'te dınını açıga vurup yasayabılıyor bile olsa, Müslümanların sayısını çogaltmak ve cihada katılabilmek için Darü'l-İslam'a hicret etmesi sünnet olur. Hanefı mezhebinde ise küfür dıyarından (bilgi yelpazesi.net) İslam dıyarına hicret etmek vacıptır. S afıilerden el-Maverdi'ye göre de, Müslüman herhangı bır küfür beldesinde dınını açıga vurabılıyorsa, orası onunla Daru'l-İslam olmu s olur. Orada durmak, hicret etmekten daha iyidir. Çünkü böylelikle kendisinden başkalarının, da İslam'a gırmeleri umulabılır.

 

Ancak el-Maverdi'nın bu görü süyle, konu ile ılgılı olarak Darü'l-Harp'ta kalmayı haram kilan ayet ve hadisler arasındaki aykırılık açıktır. Hıcret hükmü, Darü'l-Harp'te Müslüman olup oradan uzaklasabilecek güçte olan herkes için geçerlıdır (es-Sevkani, Neylü'l-Evtar, VIII, 28, 29). Darü'l-Harp'ten hicret etmenin, herhangı bır ma'sıyetin ıs lenmesi veya herhangı bır emrın yerine getirılmemesi veya İslam devlet başkanının istemesiyle vacıp olacağı konuşunda ıcma' vardır (es-Sevkani, a.g.e., VIII, 29).

 

Kısı "ben hicret edeceğim ama, gideceğim yer tanımadığım, yabancısı olduğum bır yerdir. Acaba orada geçımımı saglayabilecek miyim? Sonra ne zaman geleceği bilinmeyen ölüm, beni yolda yakalarsa hicret etmis sayılabılır miyim..." gibi bır takım düşünceleri içinden geçırebılır. Ancak bunlar yersız düşüncelerdir. Çünkü: "Kım Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek, barınacak bır çok yerler bulur, genişlık de bulur. Kım evinden Allah ve Rasulüne muhacır olarak çıkıp da sonra yolda ölürse, onun mükafatı Allah'a aıttır (en-Nısa, 4/1II). Bu bakımdan ne rızık endisesi ne de "yolda ölüm" düşüncesiyle farz olan hicretten geri kalamaz.

 

Yeryüzü ıman-küfür mücadelesinin alanıdır. Bu mücadelede kimı zaman ıman bazan da küfür egemen olmustur. Mü'mınler İslami kimlıklerini yıtırdikleri, ımani zaaflara düş tükleri, İslamı ılımlerin yeterince tahsıl edilmediği ve cehaletin yaygınlas tıgı dönemlerde küfür İslam'a galıb gelecektir. İslami ılımlerin çok iyi bilindığı, İslam'ın yasandığı, ımanın kalb atıslarında bile hıssedildığı dönemlerde ise kuskusuz İslam egemen olacaktır.

 

İslam'ın ve küfrün egemenlıgı ya da seytana zaman zaman fırsat verilmesi ınsanın ve yeryüzünün kanunu hükmündedir. Dolayısıyla mü'mınler İslam'ın egemen olmadığı toplu mlarda yasama durumunda kalabılırler. Bundan dolayı hicret zaman zaman gündeme gelebılır. Hıcret dönemı asla kapanmaz, Mekke'nın de fethinden sonra hicret gündeme getirilemez; hicret tarihin belirlı bır dönemine aıt bır olay değildır. Hıcret süreklılık arzeder ve kiyamete kadar kaımdır.

 

Mekke'nın fethedildığı gün Abdurrahman b. Safvan (r.a) babasını getirerek, Rasulullah'a babasının da hicret sevabından payını almasını istediğini bildirdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: "Artık hicret yoktur" diye cevap verir. Rasulullah'ı bu konuda yumusatmak amacıyla, amcası Hz. Abbas'ın yanına gider ve bu konuda kendisine yardımcı olmasını ister.

 

Hz. Abbas .(r.a), Peygamber (s.a.s)'e "Allah askına kabul et" derse de, Hz. Rasulullah su cevabı verir: " Amcamın yeminını yerine getirırım, ama hicret yoktur" Hadisin ravilerinden olan Yezıd b. Zıyad: "Halkı İslam'ın egemenlıgı altına gırmıs bulunan bır yerden hicret edilemez, demek istiyor" diye hadisi açıklamıs tır (Ibn Mace Keffaret).

 

Burada görüldügü gibi Mekke'den hicret etmek artık söz konuşu değildır. Çünkü, hicretten maksat gerçekleşmıs bulunuyor. Artık Mekke'nın kendisi fethedilmek suretiyle Darü'l-İslam olmu s ve İslam'ın bütünüyle hayata yansıyacağı bır yer haline gelmiştir. Allah'tan başka hiçbir varlığın hakımıyetinden söz edilemeyecektir.

 

Diğer bır kisim hadislerde ise, hicretin süreklılıginden söz edilmektedir:

 

"Kafırlerle savaşıldıkça hicretin sonu gelmeyecektir (es-Sevkani a.g.e., VIII, 27). "Hıcretten sonra hicret olacaktır. Yeryüzünün en hayırlıları, Hz. Ibrahım'ın hicretini kendisine örnek alanlardır" (Ebu Davud, Cihad).

 

Bu hadislerden anlasıldığına göre, İslam hakım olduğu bır yerden hicret etmenin farz veya vacıb olması söz konuşu değildır. Ancak Darü'l-Harb'den Darü'l-İslam'a hicret etmemin vucubu kiyamete kadardır. Ebu Bekr Ibnü'l-Arabi: "Hıcret, Peygamber (s.a.s) zamanında farz ıdı. Kendi dını veya nefsı için korkusu olan herkese farz olarak devam etmektedir. Kesilen hicret Mekke'nın fethinden sonra, Mekke'den Medine'ye olan hicrettir" (es-Sevkani a.g.e., VIII, 29) der.

 

Hıcretin hayata yansımasında genel etkenlerden bırı de İslam devlet ba skanıdır. Halıfe, mü'mınlerin bır yerden bır yere hicret etmelerini isteyebılır. Mü'mınler de buna aymak zorundadırlar. Zıra Müslümanlar Halıfenin İslam'a muhalıf olmayan bütün emirlerine uymak zorundadırlar. Hılafet, İslam'ın bütün hükümlerinin dırekt ya da dolaylı olarak bağlantılı olduğu bır müessesedir.

 

Peygamber Efendimiz, bazan büyük kalabalıkları bile hicret edip etmemekle serbest bırakmıştır. Gönderdiği askeri müfreze (seriyye) kumandanlarına verdiği talımat arasında s unları da görmekteyız: ".. Onları İslam'a davet et. Kabul ederlerse, sen de bunu kabul et ve onlarla sava sma. Sonra bulundukları yerden muhacırlerin yurduna hicret etmelerini iste. Bunu yaptıklarında do muhacırlerin leh ve aleyhlerinde olanın, kendilerinin de leh ve aleyhlerine olacağını bildir. Eger hicret etmeyecek olurlarsa, durumlarının bedevi Müslümanların aynısı olacağını onlara bildir. Onlara mü'mınlere uygulanan Allah'ın hükümleri uygulanacok, ancak Müslümanlarla birlikte cihada katılmadıkça fey' ve ganimetten pay alamayacaklardı r" (Ibn Kesir, Tefsir, III, 329).

 

Hıcretin devlet polıtıkasında önemli bır yeri olmalıdır. İslam Devleti, durumuna göre hicretle ılgılı bır takım düzenlemelere girismek zorundadır.

 

Bu gibi ıstısnai durumların maksat ve nedenleri arastırıldığında bazı zümrelerin bundan ıstısna edilmesi de tamamen toplumun iyilik ve hayrıyla yakından ılgılıdır. Mesela: Müzeyne, Medine'nın 35 km. uzagındaydı ve yüzlerce savaşçıya sahiptı. Bunların bulundukları topraklarda bırakılması, İslam Devlet topraklarını genişletme maksadını tas ıyordu.

 

Bunların İslam ülkesine hicret etmeleri bırçok ıktısadi zorlukların dogmasına neden olacak ve terkedilmış verimlı topraklar ve sular, yabancıları ve belkı de İslam düşmanları tarafından ıs gal edilecektı (Muhammed Hamıdullah, İslam Peygamberi, II, 277, 278). Bu bakımdan Peygamber Efendimiz İslam devleti sınırlarının genişlemesi ve Müslümanların savaş gücünün artırılması noktaşından hareket etmis ve duruma göre hicret üzerinde durmustur. Hıcretin diğer bır amacı da; İslam devletinin gücünü art tırmaktır.

 

Hıcret Edenler Ve Kazandıkları Sevaplar:

 

Allah (c.c) için yapılan her hareket, tavır ve söz'ün karsılıksız kalması mümkün değildır. Allah için bulunduğu yeri, bın bır zorluk altında terk eden ve bununla İslam'ı daha iyi yasamayı, Allah'a daha mükemmel bır şekilde kullukta bulunmayı amaçlayan bır kimsenin eli bos döndürülmesi düşünülemez. Allah (c.c) Kur'an-ı Kerim'de, hicret edenlere müjdeler vermektedir:

 

"Muhakkak ıman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler, iste onlar, Allah'ın rahmetini umabılırler" (el-Bakara, 2/ 219; et-Tevbe, 9/2I).

 

"Muhacır ve ensardan daha önce ıman etmis olanlarla (sonradan) onlara ihsan ile uyanlardan Allah razı olmustur. Ve onlar da Allah (ın kendilerine verdiği nımet ve sevap)dan razı olmuslardır. Onlar o cennetlerde ebedi kalıcıdırlar" (et-Tevbe, 9/1II).

 

"(Kendilerine) Zulmettikten sonra Allah yolunda hicret edenleri dünyada iyi bır şekilde yerlestıreceğiz elbette, ahıretteki ecır (leri) ise daha büyüktür. Keske ölmüs olsalardı" (en-Nahl, 16/41).

 

Amr b. el-As (r.a), Rasulullah'a kendisinın günahlarının affedilmesi sartıyla bey'at edeceğini söyleyınce, Rasulullah'tan su cevabı aldığını anlatmıştı: "Sen İslam'ın kendisinden (yanı kisi Müslüman olmadan) önce ıslemiş günahları yok ettiğinı bılmıyor muydun? Hıcretin ve haccın da aynı şekilde (bunlar yapılmadan önce) ıslenmıs günahları sılıp süpürdügünü bılmıyor muydun?"

 

Allah, bütün yeryüzünün ve tüm kaınatın bırıcık ve mutlak sahibidir. Bütün varlık aleminı ınsan için yaratan ve onları ınsanın emrine veren Allah'tır. Insan ise; kendisine kulluk etmek, İslam düzenini gerekleriyle birlikte, noksansız olarak yasamak için yaratılmıştır. Bundan yüz çevirenleri cezalandıracak, sudan bahanelerle ibadetten geri kalanların mazeretlerini kabul etmeyecektir. Ve bu mazeretler onları kendi nefıslerine zulüm etmis olmaktan" kurtaramayacaktır. Bu konuda Allahu Teala kullarına söyle seslenmektedir:

 

"Ey ınanmıs olan kullarım, muhakkak, benim mülküm olan yeryüzü (çok) geniştır. O halde (suna buna değil de) yalnız bana ibadet edin (el-Ankebut; 29/56).

 

Bu ayetin, İslam'ı açıkça ya sayamayan Mekkeli, güçsüz bır kisim Müslüman hakkında nazil olduğu bildirılmektedir.

 

Bu ayet, Allah'ın ınanan kullarına, dınlerini açıga vurup yasayamadıkları bır yerden, onu kolayca yasayabilecekleri başka bır yere hicret etmeleri için bır emirdir. Rasulullah (s.a.s) söyle buyurmustur: "Memleketler, Allah'ın memleketleridir. Kullar da Allah'ın kullarıdır. Nerede hayır bulursan orada yerle" ( Ibn Kesir, Tefsırü'l-Kur'anı'l Azım, II,14). Bütün ınsanlar Allah'ın kuludur ve yeryüzü de Allah'indir, bütün genişlıgiyle yalnız onundur. Arz bütün ınsanları içine alacak kadar geniştır. O halde ınsan bulunduğu yerde dınıni, bütünüyle Allah'ın emirlerini yasayamıyor, bu konuda zorluklarla karsı karsıya bırakılıyor, Allah'tan başka her seye ve herkese kul olması (bilgi yelpazesi.net) için zorlanıyor ve bu telkın yapılıyorsa orası Müslümanın yasayabileceği yer değildır. Yasayabileceği yeri aramalı ve bulmalıdır. "Bütün yeryüzü Allah'ın olduktan sonra, onun Allah ındinde en çok sevileni kullarının yalnız kendisine ibadet ettikleri yerdir."

 

İslam'da hiç bır sey putlastırılamaz, isterse, bu içinde doğup büyüdügümüz, yakınlarımızın malımızın, ticaretimızın, acı tatlı her türlü hatıralarımızın ve daha nıce güzel seylerimızın bulunduğu yer olsun. Müslüman nerede ınancını yasayabılıyorsa, vatanı orasıdır. "Kısının bulunduğu memlekette yalnız Allah'a ibadet etmek kolay olmaz; dınını açıga vurmakta zorluklarla karsılasır, daralırsa, orada bağlanıp kalmamalı, ibadetlerini serbest yapabileceği yere gitmelidir. Hıcret edip o darlıktan genişlıge çıkmak için ne gerekiyorsa yapmak ve Allah'a kulluk etmek mü'mının prensıbı olmalıdır" (Elmalı, U.H. Y. Hak Dıni Kur'an Dılı, V, 3790).

 

İslam Tarihi Ansiklopedisi

 

PEYGAMBERİMİZ HZ MUHAMMED MUSTAFA'NIN (SAV) HAYATI
"
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

"
DİNİM İSLAM, İSLAMİYET, İSLAMİ BİLGİLER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: