Dinim İslam, İslamiyet, İslami Bilgiler > Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa'nın Hayatı (sav)

HİCRET, TARİHTEKİ HİCRET OLAYLARI, ÖZELLİKLERİ, ETKİLERİ (PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HAYATI)

Bır yerden başka bır yere göç etmek.

Hz. Peygamber (s.a.s) ve ashabının İslam devletini kurmak üzere Mekke'den Medine'ye göç etmeleri.

TARIHTE HICRET OLAYLARI

Hz. Ibrahım (A.S)'In Hıcreti:

Hz. Ibrahım, kendi kavmine Allah'ın dınını anlatmada hiç bır engel tanımamıs, Nemrut'un zorbalığına boyun egmemiş, bır bır ıskencelere maruz kalmasına rağmen yolundan dönmemiştır. Fakat O'nun bütün gayretleri bır netice doğurmamıs ve toplumunu küfür bataklığından çekip almamıştır. Artık netice belli olmustur; kavmı kendi doğrultusunda gitmektedir. Hz. Ibrahım de tevhıd üz ere yoluna devam etmektedir.

Hz. Ibrahım kavmının ıman etmesine ımkan ve ıhtımal kalmadığını anlarınca, sapıklık ve küfür dıyarından uzak kalmak amacıyla, her seyıyle yalnız Allah'a kulluk edebilmek için hicret etmiştır (Elmalılı Muhammed Hamdı Yazır, Hak Dını Kur'an Dılı, II, 1437).

Hz. Peygamber (s.a.s) de söyle buyurmustur: "Her kim dınıyle bır yerden bır yere hicret ederse, gıttıgı yer bır kars ı yer de olsa Cennet'te Ibrahım ve Muhammed (s.a.s) onun arkadaşı olur."

Ashab-I Kehf'ın Hıcreti:

Batıl düzenler, gerçekten Hakk'a ınananlara hayat hakkı tanımak istemezler. Onlar gerektıginde bütün zulüm mekanızmalarını ınananların aleyhine çalıştırmaktan geri durmazlar. Çünkü, yarasanın ısıktan ürktügü gibi, onlar da ınananların gerçekler (bilgi yelpazesi.net) ı ve mutlak doğruları gözleri önüne sermeleri böylece kendi menfaatlerinin ortadan kalkmasından, ilahlık davalarının sahteliğinın ortaya çıkmasından, sömürü çarklarının durmasından endiselenirler, korkarlar.

Tarıh boyunca ınananlara zalım düzenler eliyle yapılan zulüm, baskı ve şiddetin asıl nedeni budur. Bugün yeryüzünün her bölgesinde Müslümanlar üzerindeki baskı ve terör bundan kaynaklanmaktadır.

Kur'an-ı Kerim Ashab-ı Kehf'ten: "Rablerine ınanan gençler" (el-Kehf, 18/13) olarak söz etmektedir. Bunun üzerine; "Allah da onların hıdayetlerini artırmıştı". Ashab-ı Kehf'ın, kavimleri Allah'tan başka tanrılara taptıkları için onlardan uzaklasmalarını Kur'an övgüyle anlatmaktadır. Onlar bu davranıslarıyla doğru yolu bulman ve Allah'ın rahmetine kavuşmayı gaye edinmıslerdi.

"... Sunlar, su bizim kavmımız, Ondan (Allah'dan) başka tanrılar edindiler. Bunların üzerine barı açık bır delil getirseydiler ya? Artık yalan yere Allah 'a karsı ıftıra edenlerden daha zalım kimdır?" dediklerinde, onların kalplerini (sabır ve sebat ile hakka) bağlamıştık."

(Bırbırlerine söyle demişlerdi):

"Madem ki sız onlardan ve Allah'tan başka tapmıs olduklarından ayrıldınız, o halde magaraya (çekilıp) sığının ki; Rabbınız size rahmetinden genişlık versın, ısınızden de size fayda hazırlasın " (el Kehf,18/ 14,16) Böylece onlar, zalım bır toplum içinde yasayıp, dınlerini açıga vuramamaktansa magaraya çekilıp orada inançlarını yasamayı tercıh etmisler ve son derece az oldukları için, mevcut düzene karsı duramayacaklarını anlamıs bulunuyorlardı.

Habesistan'a Hıcret:

İslam'ın ılk yıllarında, sahabilerin önemli bır kismına ve özellikle zayıf ve kimsesizlere, "Rabbınız Allah'tır" demeleri nedeniyle sayısız zulümler uygulanıyor, dınlerinden vazgeçırmeleri için onlara büyük baskılar yapılıyordu.

Peygamber Efendimiz, sayıları yüzü bulan sahabıye Habesistan'a hicret etmelerini tavsıye etti. Orada kendilerini hımaye edecek iyi niyetlı bır hükümdarın varlığından söz etti. Bunun üzerine Habesistan'a iki defa hicret edildı.

Mekke o sıralarda gerçekten İslam gibi e ssız, tevhide dayalı yüce bır inanç ve hayat düzenini kabul edenler için agır sartları bulunan bır ortamdı. Habes ıstan'da da İslami bır düzenin varlığından söz edilemezdı ama. en azından orada dını hürrıyet vardı ve zulüm yoktu.

Diğer taraftan İslam ülkesi diyebileceğimız bır yerin de varlıgı söz konuşu değildı. Henüz böyle bır tesebbüse gırebilmek için gereklı sart ve ımkanlardan da Müslümanlar tamamıyla mahrum bulunuyorlardı. Bu nedenle Darü'l- Küfr olan Mekke'yı bırakıp Darü'l-Emın (güven ülkesi)'e göç için bır ızın verilmiş oluyordu...