Dinim İslam, İslamiyet, İslami Bilgiler > Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa'nın Hayatı (sav)

PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HZ. HATİCE ANNEMİZLE EVLENMESİ VE ÇOCUKLARI (PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HAYATI)

 

Hz. Hatice, Kainatın Efendisini çocukluğundan beri tanıyordu. Ticaret mallarının başında Şam'a göndermesi ise, onu daha da yakından tanımasına vesile olmuştu.

 

Dul olan Hz. Hatice, o sırada, Kureyş kadınları arasında soy sop, şeref ve zenginlik bakımından en üstün mevkiye sahip bulunuyordu. Aynı zamanda, Cenabı Hakk, Cemil ismiyle, pek az kadına nasib olacak bir güzelliği de kendisine ihsan etmişti.

 

O ana kadar, kabilesinden birçok kimse evlenmek için kapısını çalmış ise de, o bunların hiçbirini kabul etmemişti.122 Adeta, evlenmeyi düşünmüyor gibiydi.

 

Ne var ki, kader şimdi karşısına bambaşka bir şahsiyet çıkarmıştı: Ruhundaki güzellikler yüzüne aksetmiş, gönlündeki sevgi simasında tebessüme kalbolmuş, zihnindeki derin düşünce dışarıya ciddiyet ve samimiyet şeklinde tezahür etmiş müstesna bir insan...

 

Daha önce bütün Kureyş büyüklerinin evlenme teklifini reddeden ve adeta evlenmek fikrini zihninden atmış bulunan Hz. Hatice, bu eşsiz insanla daha yakından tanışınca, bu fikrinden vazgeçti.

 

İlahi Kader, bu iki insanın kalbini birbirine ısindirmayı takdir etmişti. Her şeye rağmen Kureyş'in ileri gelenleri ve zenginleri, kaderin çizmiş olduğu bu programı bozamamışlardı.

 

Hz. Hatice 'den Gelen Teklif

 

Evlenme teklifi, bizzat Hz. Hatice'den geldi. İffeti ve namusunu koruması sebebiyle Cahiliyye devrinde bile tertemiz kadın manasına gelen "Tahire" lakabıyla anılan Hz. Hatice'den...

 

Teklifi getiren, Hz. Hatice'nin yakın arkadaşı Münye kizı Nefise ile Peygamberimiz arasında şu konuşma geçti:

 

"Ey Muhammedi.. Seni hangi şey evlenmekten alıkoyuyor?" "Elimde evlenecek kadar para yok!"

 

"Eğer bu temin edilse ve sen, (bilgi yelpazesi.net) mala, güzelliğe, şeref ve denkliğe çağrılsan icabet eder misin?"

 

"Kimdir bu?.." "Hüveylid'in kizı Hatice..." "Ama, bu nasıl olabilir?" "Orasını ben bilirim! " "O halde, dilediğini yaparım."123

 

Nefise, sevinç içinde, Kainatın Efendisiyle konuştuklarını, gelip Hz. Hatice'ye iletti.

 

Hz. Hatice'nin sonsuz memnuniyeti, yüzündeki tebessümlerden okunuyordu. Nefise'yle birlikte sevinç ve memnuniyetlerini yaşadıktan sonra, Peygamberimize, "Ey amcam oğlu!.. Sen, benim akrabam olduğun,* kavmin içinde şerefli, güvenilir kimse, güzel huylu, doğru sözlü bulunduğun için seninle evlenmeyi arzu ediyorum." diye haber gönderdi.124

 

Teklifi alan Efendimiz, durumu amcası Ebu Talib'e bildirdi.

 

Ebu Talib, teklifi tahkik etti. Hz. Hatice'nin böyle bir evliliği arzu ettiğini, bizzat kendisinden öğrendi.

 

Baba tarafından Hz. Hatice'nin soyu Peygamberimizin baba tarafından dedesi olan Kusay'da birleştiği gibi, annesi tarafından da soyu yine Resuli Ekrem Efendimizin baba tarafından dedesi olan Lüey'de birleşir.

 

Düğün Merasimi

 

Düğün merasiminin tarihi, bizzat Hz. Hatice tarafından tebit edildi. Merasim de onun evinde yapılacaktı.

 

Tesbit edilen tarihte, Resuli Ekrem Efendimiz, amcaları, halaları ve Haşim Oğullarının ileri gelenlerinden bazılarıyla birlikte Hz. Hatice'nin evine geldi.

 

Güzel bir düğün merasimi için gereken her şey, bizzat Hz. Hatice tarafından teinin edilmişti. Koyunlar kesilmiş, yemekler hazırlanmıştı.

 

Yemekler yendikten sonra, adet olduğu üzere, sıra, iki taraf büyüklerinin konuşmasına geldi. Hz. Hatice'nin babası, Ficar Harbinde ölmüştü. Bu sebeple onu temsilen merasime, amcası Amr b. Esed katılmıştı.

 

Geleneğe göre, ilk konuşmayı yapmak üzere Ebu Talib ayağa kalktı ve şöyle dedi:

 

"Allah'a hamdolsun ki, bizi, İbrahim'in zürriyetinden, İsmail'in sulbünden, Maad'ın madeninden, Mudar'ın aslından vücuda getirdi. Bundan sonra, asıl maksada gelir ve derim ki:

 

"Kardeşimin oğlu Muhammed b. Abdullah; ki, akrabanız olduğu malumunuzdur. Onunla Kureyş'ten hiçbir bir genç tartılamaz, ölçülemez! Bu, şeref ve asaletçe, akıl ve faziletçe onların hepsinden üstün gelir!

 

"Gerçi, malı azdır. Fakat, mal dediğin nedir ki?.. Geçici bir gölge, bir perde, alınır verilir iğreti bir şey!

 

"Allah'a yemin ederim ki, bundan sonra onun mertebesi daha da büyüyecek, daha da yükselecektir!

 

"Şimdi o, sizden, kizınız Hatice'yi zevceliğe istemekte, muaccel ve müeccel mehir olarak da 20 erkek deve vermeyi taahhüd etmektedir."

 

Ebu Talib konuşmasını bitirince de, Hz. Hatice'nin amcasının oğlu Varaka b. Nevfel ayağa kalktı ve şöyle konuştu:

 

"Allah'a hamdolsun ki, bizi de, anlattığın gibi yarattı; saydıklarından daha fazlasıyla bize üstünlük verdi. Biz de sizinle hısımlık kurmak ve şereflenmek istiyoruz!

 

"Ey Kureyş topluluğu!.. Şahid olunuz ki, ben, Huveylid'in kizı Hatice'yi, şu kadaır mehirle Muhammed b. Abdullah'la evlendirdim!"

 

Varaka b. Nevfel konuşmasını bitirdikten sonra, Ebu Talib, Hz. Hatice'nin amcası Amr b. Esed'in de muvafakatini istedi. Amr da ayağa kalkarak, "Ey Kureyş topluluğu!.. Şahid olunuz ki, ben de Muhammed b. Abdullah'a Huveylid'in kizı Hatice'yi nikaladım!" diye konuştu.

 

Böylece, Kainatın Serveri Efendimiz ile Kureyş kadınlarının, neseb, şeref ve zenginlik bakımından en üstünü bulunan Huveylid'in kizı Hz. Haticei Kübra zevczevce ilan edilmiş oldular. O sırada Resuli Eikrem Efendimiz 25, Hz. Hatice ise 40 yaşlarında bulunuyordu. Evlilikleri Miladi tarihle 595 yılına rastlıyordu. Yani, Efendimizin nübüvvetinden 15 yıl önce...

 

Bundan sonra Resuli Ekrem Efendimiz, muhterem zevcesini alarak Ebu Talib'in evine geldi. Burada velime, yani düğün cemiyeti yaptı; iki deve kestirerek halka yemek ziyafeti verdi.

 

Ebu Talib de, bu mes'ud hadisenin hatırı için develer kestirdi ve halka yemekler yedirdi. Sonra da, Peygamberimizle ailesini evine davet etti.

 

Onları karşılamaya çıktığında, sevinç gözyaşları arasında Allah'a hamdediyordu: "Hamdolsun Allah'a ki, bizden bütün üzüntüleri yok etti!"

 

Efendimiz ile ona ilk hanım olma şerefini kazanmış bulunan Hz. Hatice, Ebu Talib'in evinde ancak birkaç gün kaldılar. Sonra tekrar Hz. Hatice'nin evine döndüler. Artık mes'ud hayatlarını burada geçireceklerdi.

 

Kainatın Efendisi Peygamberimiz, kendisine "Haticei Kübra" dediği bu asil ve tahire kadın hayatta olduğu müddetçe başka bir kadınla evlenmedi.125 Her türlü teselliyi ve en parlak saadeti bu huzurlu evinde buldu.

 

Peygamber Efendimize, babasından miras olarak pek bir şey kalmamıştı. Uzun zamandır himayesinde bulunduğu Ebu Talib ise, fakir ve zaruret içinde idi. Bu bakımdan, Hz. Hatice'yle evleninceye kadar bin bir meşakkat ve zahmet içinde hayat sürmüştü.

 

Hz. Hatice'yle evlendikten sonra, onun servetini ticarette kullandı ve bir derece genişliğe kavuştu. Fakat, zevcesi bol servet sahibi iken, o, yine israfa, gösteriş ve lükse kaçmadı. Eski mütevazi ve sade hayatına yakın bir yaşayışı devam (bilgi yelpazesi.net) ettirdi. Üstelik, dünya malına da kalbinde yer vermiyordu. Onun o yüce ruhunu bambaşka ulvi ve kutsi duygular istila etmişti. Dünya ve içindekilerin muhabbeti, o ulvi duyguları söküp atmaya hiçbir zaman muktedir olamıyordu.

 

Daha sonra, Hz. Haticei Kübra'dan, Resuli Ekrem Efendimizin sırasıyla Kasım, Zeyneb, Rukiyye, Fatıma, Ümmü Gülsüm, Abdullah [Tayyib] ve Tahir adında yedi çocuğu oldu.

 

Bu mes'ud aile yuvasında Kainatın Efendisi ile Hz. Hatice, en ulvi duygularla birbiriyle kaynaşmışlardı. Ali yuvasında hakim olan, karşılıklı emniyet, samimi hürmet ve muhabbet idi. Hz.Hatice, Kainatın Efendisi kocasından 15 yaş büyük olmasına rağmen, yüce şahsiyetinden dolayı kendilerine karşı son derece nazik, duygulu ve itinalı davranıyordu.

 

Peygamber Efendimizin şerefli hanımına karşı muhabbeti de fazlaydı. Öyle ki, vefatından sonra bile hiçbir vakit muhabbetini kalbinden atmadı, gönlünün en mutena köşesinde ebedi beraberliğe kadar sakladı.

 

Resuli Ekrem Efendimiz, Hz. Hatice'nin keremkarlığını, hayırseverliğini ve kendisine yaptığı büyük yardımı her zaman yadederdi. Bu yadediş, Hz. Aişe Validemize, "Haticei Kübra'dan başka, Nebiyyi Ekrem'in zevcelerinden hiçbirini kiskanmadım!" dedirtecek ve onun kiskançlık damarını tahrik edecek kadar fazla idi.

 

Nasıl yadetmezdi ki? Sekiz çocuğundan biri hariç diğerlerinin annesi o idi. Herkes ona düşman iken, ona dost elini uzatan, o idi. Her türlü ızdırap ve sıkıntı karşısında kendisini teselli eden, o idi. Herkesin ona arka çevirdiği bir zamanda yanıbaşından ayrılmayan, o idi.

 

Elbette, böylesine yüksek duygu ve meziyetler sahibi zevcesini, Peygamber Efendimiz hiçbir zaman unutmayacak ve onu her zaman hayırla yadedecekti.

 

Salih SURUÇ

 

PEYGAMBERİMİZ HZ MUHAMMED MUSTAFA'NIN (SAV) HAYATI
"
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

"
DİNİM İSLAM, İSLAMİYET, İSLAMİ BİLGİLER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: