|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Belirli Gün Ve Haftalar İle İlgili Tüm Belgeler > İstiklal Marşı'nın Kabulü Ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü İle İlgili Tüm Belgeler
İSLAMCI BİR ŞAİRİN ROMANI (MEHMET AKİF ERSOY’UN ANISI, ANILARI) (12 MART İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ VE MEHMET AKİF ERSOY’U ANMA GÜNÜ İLE İLGİLİ YAZILAR, ŞİİRLER)
… O İstanbul Lisesinin (Sultanisinin )Malumat-ı Medeniye, Hukukiye ve İktisadiye Muallimliği için açılan müsabaka imtihanında muvaffak olduğu zaman Naim Bey Orta Öğretim Umum Müdürü idi. İstanbul Maarif Müdürlüğüne yazılan tayin tezkeresini almak üzere bu Daireye gittiği zaman Mümeyyiz Osman Bey, «Müdürü Umumi Beye sizi götürmeliyim» diye onu aldı, Naim Beyin oturduğu küçük bir odaya girdiler. Mümeyyiz «imtihanda muvaffak olan... efendi» diye tanıtınca Naim Beyin kendisine yaptığı iltifata baktı da, «acaba Akif Bey beni bu zata vaktile söylemiş miydi?» diye kuruntuya bile kapılmıştı…
|
…Akif hasta olarak Mısır'dan İstanbul'a döndüğün zaman, İstiklal Savaşı destanının yazılmamış olmasından müteessirdi;
— İyileşirsem, diyordu, bu destanı ben yazacağım ve orada Naimi, Hüseyin Kazım'ı, Süleyman Nazif'i kendi dilleriyle konuşturacağım. Sonuncusu (bilgi yelpazesi.net) hakkında ne diyeceğini belki az çok sezme kabildir. Fakat ne Naim, ne Hüseyin Kazım Beylerin İstiklal harbi hakkında ona dediklerini, yazık ki, bugün tahmin bile mümkün değildir…
… Arkadaşı Lütfi Bey asker olduğu için, ikide bir ona:
- Ömer Bey, bu Çanakkale Harbi ne olacak? diye sorardı.
İlk zamanları bu subay harb kaidelerini anlatır ve sonra insan kudreti dışında bir sebep olmazsa biz orada tutunamayız, diye cevap verirdi. Bunları işitince O:
- Aman Ömer Bey, ne diyorsun sen, Çanakkale bizim tek dayanağımız, o yıkılırsa halimiz ne olur ? derdi ve başlardı ağlamaya...
Ömer Lütfi Bey, Akif'in teselliye muhtaç olduğunu anlamıştı. Artık bundan sonra aynı sual karşısında kalınca, O, «böyle olursa, şöyle giderse» biz orada dayanırız demeye bağladı. Fakat Akif, «şöyle giderse, böyle olursa» şartlarına tahammül edemiyor, hatta dinlemiyordu bile... Ona «bütün dünya toplanıp gelse, merak etme, Çanakkale düşmez» denmeliydi…
…Bir aralık Namık Kemal'in "Silistre" adlı piyesi hatırına geldi. O zaman büsbütün müteessir olmuştu: «Bu büyük adam, diyordu, hiç olmazsa Silistre'yi sahneye koymuştu. Ondan sonraki nesil, sözlerinin önünde Silistre'den on kat, yüz kat daha büyük kahramanlık menkıbelerini gördüler de bizim yazarlar bu manzaraları ne bir piyes, ne de bir roman içine sokamadılar. Yazık değil mi buna?»…
Emin ERİŞİRGİR
|
>>>TIKLAYIN<<<
|