Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Belirli Gün Ve Haftalar İle İlgili Tüm Belgeler > Öğretmen Okullarının Kuruluş Yıldönümü İle İlgili Tüm Belgeler

ÖĞRETMEN OKULLARI MARŞI (16 MART ÖĞRETMEN OKULLARININ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ İLE İLGİLİ YAZILAR ŞİİRLER)

 

Halktan geldik yolumuz işte yine halk yolu

Bilinçlendirdin bizi ilköğretmen okulu

Önderimiz ATATÜRK, yürekler sevgi dolu

Oldukça; yenilecek, karanlık yenilecek

Yurdumuza: 'İleri, çağdaş ülke' denecek.

 

Şu bomboş bozkırları nasıl yapmışsak cennet

Kırk bin köyümüze de gücümüz yeter elbet

Yükseltmek için yurdu çağdaş uygarlığa dek

Durmak dönmek bilmeden koşacağız ileri

Baş koyduk biz bu yola kız – erkek ülkü eri

 

Sarsılmaz bir inançla yürekli bir çabayla

Yeniden kuracağız mutlu TÜRKİYE’mizi

Yetiştireceğimiz ulusçu bir kuşakla

Ne değin yoğun olsa geceyi yeneceğiz

Yurdumuza “Ak ülke tok ülke” diyeceğiz.

 

Ülkücü öğretmenin varsın güç olsun işi

Ölür gider ölümü göze almayan kişi (bilgi yelpazesi.net)

Yıllardır süregelen bozuk- düzen gidişi

Halkçı bir anlayışla, bilimsel bir yöntemle

 

BİZ DEĞİŞTİRECEĞİZ, BİZ DEĞİŞTİRECEĞİZ.

 

(İmece, 1965)

Hüseyin Erkan

 

ÖĞRETMEN OKULLARININ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ İLE İLGİLİ TÜM BELGELER
"
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR İLE İLGİLİ TÜM BELGELER" SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

"
EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER
” SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

.

3. **Yorum**
->Yorumu: Değerli Kardeşim Veli Bey'in ülke meselelerine kafa yoran,çözüm arayan,çözüm sunan eğitimci ve lider vasfını ve dahi hayatın tüm zorluklarına rağmen üstün gayretlerini tebrik ediyorum.Selam ve sevgilerimle.
->Yazan: Mehmet KORKMAZ.

->Yazan   : AH ÖĞRETMEN OKULLARI VAH ÖĞRETMEN OKULLARI
->Yorumu: 16 MART 1848’DEN - 16 MART 2011’E

             ÖĞRETMEN OKULLARI 163 YIL SONRA NEREDEYİZ?
                UMUDUN ADI OLUR MUSUNUZ?

    16 Mart 2011 Çarşamba günü öğretmen okullarının 163. kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. Yine ağıtlar yakacağız, methiyeler dizeceğiz, biz bize ya da bizden sonrakilere anlatıp duracağız, biteviye… Yurdumuzda bir öğretmen okulları vardı… Bu okullardan mezun olan öğretmenler ülkenin gözbebekleri idiler. Münevverdiler, aydındılar, aydınlığa yürüyenlerdi, her biri bir ışıktı, ülkü erleriydiler , zorluklarla mücadele ederlerdi. Bulundukları mahalde liderdiler… Evet bedenen ve ruhen yaradılıştan öğretmenlik mesleğine yatkın, okuma fırsatlarından yoksun zeki köy çocuklarının günün şartlarına göre çok iyi hazırlanmış bir program dahilinde öğretmen olarak yetiştirilip memleketin en ucra yerleşim birimlerine kadar gönderilerek buradaki insanların eğitilmesi görevini üslenen fedakar insanlardan yani öğretmenlerden bahis etmeyeceğiz burada. Ziya GÜLER (Ze-muallim),Yusuf ÇERÇİ, Bekir TAŞ, Cengiz KAYIRAN, Mustafa ONAN, Musa ŞİŞİK, Sıdıka AVAR, Hüseyin Hüsnü TEKIŞIK, Fevzi ÖZ… gibi ışıklardan-yıldızlardan bahis etmeyeceğiz…. Eğitim-öğretimin olmazsa olmazı, ana unsuru, temel dinamiklerinden biridir öğretmen ama ondan bahis etmeyeceğiz. Öğretmenlik mesleğinin kutsallığı üzerine de konuşmayacağız. Teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun öğretmenin yerini tutacak bir eğitim teknolojisi ürünü ya da bir Japon icadı da olmayacaktır.

    Bir ülkenin kalkınmasının eğitimle başladığını tüm dünya toplumları göz ardı edemezler. Var olan ekonomik değerlerinin yani mali bütçelerinin büyük kısmını eğitime ayırmanın gerekliliğine inanmaktadırlar. Eğitime ayırdıkları payın da kendi içinde önemli bir kısmını eğitimi araştırma ve geliştirme amaçlı arge çalışmalarına ayırmaktadırlar. Şüphesiz bizde de öğretmen eğitimi ve eğitim kurumlarımızın işleyişi ile ilgili araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar ülke gerçekleri ile de ilişkilendirilerek bir çok yönlendirme çalışmaları yapılmıştır.

    16 Mart 1848 tarihinde Rüştiyelere(ortaokullar) öğretmen yetiştirmek amacıyla üç yıl süreli Darül Muallimin-i Rüşdi adlı bir okul açılır.(II.Murat dönemi).Daha sonraki yıllarda Cumhuriyetle beraber öğretmen yetiştirme ve istihdamı yönünde onlarca model uygulana gelmiştir. İşte bu tarih 16 mart 1848 tarihi öğretmen okullarının kuruluş yılı olarak alınmaktadır(1).

    16 Mart 1848’den itibaren Rüştiyelere (ortaokullara) öğretmen yetiştiren Darülmuallimin-Rüşti ile başlayıp, Darülmuallimin-i idadi…Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları, Yüksek Öğretmen Okulları….sürüp gidecektir ve 163 yıl sonra 16 Mart 2011 günü yine övgülerle anlatılacaktır. Öğretmen okullarının salonlarında. Ne zaman kuruluş ve anma günlerini yaşasam hep aklıma şu rivayet edilen öykü gelir.

        Rivayet olunur ki ;

    Anadolu kasabalarının birinde vaktiyle halk tarafından çok sevildiği söylenen bir üst düzey yönetici kimliği belirsiz kişilerce silahla vurularak öldürülür. Cenaze namazının ardından ilçenin belediye başkanı, kaymakamı, mesai arkadaşları rahmetlinin arkasından övgü dolu sözler söylerler.

    Cenazeyi almak üzere gelen rahmetlinin ağabeyine söz hakkı verilir;

    "Sayın yöneticiler ve kardeşimin mesai arkadaşları, kardeşim hakkında hep iyi insandı, güzel insandı, çalışkan insandı, dürüst insandı, erdemli insandı, mesai arkadaşları ve halk tarafından çok sevilen insandı… diye konuştunuz. Peki benim kardeşim iyi insandı, güzel insandı, dürüst insandı, erdemli insandı, mesai arkadaşları ve halk tarafından çok sevilen insandı da neden öldürdünüz kardeşimi o zaman?”  Diye sorar.

    Çok manidar bir sessizlik olur.

    Cenaze aracının uzun uzun acıklı siren sesiyle ile beraber memleketine doğru yola çıkarlar. Doğduğu şehrin çınar ağaçlarıyla bezenmiş mezarlığına defnedilmek üzere….

    Bu cümlelerin karalandığı saatlerde Sayın Hüseyin Hüsnü TEKIŞIK Beyefendi Tekışık Eğitim-Araştırma-Geliştirme Vakfı Başkanı sıfatıyla kim bilir kaçıncı defa kaçıncı milli eğitim bakanına “sorumluluğunu taşıdığınız milli eğitimin temel sorunlarını ve çözüm önerilerini anlatmak amacıyla yazıyorum bu açık mektubu!...”(2) diye başlayacak mektubuna/yazısına/makalesine. İsmail Hakkı TONGUÇ’dan, Avni AKYOL’dan onların eğitime yaptığı hizmetlerden bahis edecektir belki yine…

    Allah gecinden versin ya Sayın Hüseyin Hüsnü TEKIŞIK hocam aramızdan ayrılırsa bu misyonu kim üstlenecek, bu figanı kim koparacak, kim yıllarca gündemde tutma görevini yürütecek? diye düşünürüm…

    Allah’tan birine rahmet(Ayşe Sıdıka AVAR), diğerine hayırlı ömür dilerken Hüseyin Hüsnü TEKIŞIK) şu düşüncelerimi de paylaşmak istiyorum. Eğitime hizmet yolunda iz bırakan bu iki eğitim hizmetkarından, Ayşe Sıdıka AVAR Hanımefendi ömrünü doğunun altın nesli kız çocuklarının okumaları yolunda vakfederken, günün şartlarına göre at-katır üzerinde, kamyon üzerinde Elazığ,Tunceli, Bingöl … illerinde kız çocuklarının eğitime kazandırılmaları yolunda mesafeler alırken bu yolda birçok il yöneticileri ile ters düşer, karşı karşıya gelir, küskünlükler yaşar, sürgünler yaşar, görevden aziller yaşar. Yaşar da yaşar…Bıkmadan dönüp kaldığı yerden yeniden başlar. Yaşadığı zorluklardan ve yıllardan kimsenin haberi olmaz o devirlerdeta ki 16 Haziran 1979 İstanbul’da ölümüne kadar. Ölümünden sonra gündeme gelip eğitim tarihinde adından, hizmetlerinden bahsedilir. Bizde hep öyle ya insanlar ölümünden sonra kıymetlenir. Diğeri, Sayın Hüseyin Hüsnü TEKIŞIK Beyefendi. Eğitime hizmet eden, kazandıklarını bu yola vakfeden koca bir çınar. Koca bir ömrü eğitime hizmetle devam ededurur. Problemleri ve çözüm yollarını gündemde tutmak, ilgililerin dikkatlerini bu alana yoğunlaştırmalarını sağlamak amacıyla her eğitim öğretim yılı açılışlarına rastlayan “ÇAĞDAŞ EĞİTİM” Dergisinin Eylül-Ekim ayı sayılarında ve Kasım ayı sayılarında hep Öğretmen Okulları, Öğretmenlik Mesleği ya da Eğitim Sistemini gündeme getirerek gücü yettiğince haykırır… Öğretmen Akademisinin kurulması hayata geçirilmesi yönünde gayretleri olur. Öğretmenliğimi hazırladığı kitapları okuyarak destekledim, geliştirdim ve geçirdim Bingöl Dağlarında. O yüzden kendisini hep “Karlıova Semalarının Yıldızı” diye anarım. Allah sağlık versin, uzun ömür versin kendilerine. Gelin bu ülkenin söz sahibi milli eğitim yöneticileri bir kere de bir insan öldükten sonra övgülerle bahsedeceğimize gelin Allah aşkına sağlığında ölmeden önce bu insanların görüşlerini yüceltip, hayata geçirilmesi yönünde çalışmaların başlatılması için start verilmesini sağlayalım… Görüş kime ait olursa olsun amaç eğitime hizmettir, amaç millete hizmettir.

    16 Mart 1848’den 16 Mart 2011’e 163 yıl sonra biz öğretmen eğitiminin neresindeyiz? Bunca geçen yıllara rağmen halen daha o zaman uygulanan eğitim sistemini, öğretmen eğitimini tartışıyorsak biz eğitim sistemi ve öğretmen eğitiminde Öğretmen Okullarının ve Yüksek Öğretmen Okullarının gerisindeyiz hem de çok gerisinde dememeyi ne kadar arzulardım.

             Sonuç Olarak;

    Bu yazıyı kaleme almaktaki asıl amacımız belki eskiden olduğu gibi ilköğretim okullarından iyi bir yöneltme ile Anadolu Öğretmen Liselerine öğrenci seçilmesini, Anadolu Öğretmen Liselerinin son sınıfında yani 12.sınıfı sonunda öğrencilerin Eğitim Fakültelerine yönlendirilmesini sağlayarak belki Yüksek Öğretmen Okullarının yaldızlı dönemini yakalayamaya biliriz ama en azında o yolda yürüyerek eğitim fakültelerinin yıldızlarını parlatamaz mıyız? Bu yolda ileri bir adım atamaz mıyız?

    Böyle bir amaç peşinden giderken, sonuca ulaşmak için;

    1-Öğretmen eğitimine ve istihdamına gereken hassasiyetin gösterilmesi, ülke gerçeklerine uygun olarak planlanması,

    2-Mevcut Anadolu Öğretmen liselerine İlköğretim 8.sınıftan itibaren yönlendirmenin amacına uygun olarak yürütülmesi,

    3-Anadolu öğretmen liselerine sadece ve sadece hayali-amacı öğretmen olmak isteyen ruhen öğretmenlik mesleğine yatkın olan “BEN ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM” diyen öğrencilerin seçilerek alınması. Bu öğrencilere burs ve yurt fırsatlarının sağlanması,

    4-Anadolu Öğretmen Lisesini bitiren, ben öğretmen olmak istiyorum diyen bu öğrencilerin (yüksek öğretmen okulları faaliyette olmadığından) eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği dahil tüm öğretmenlik bölümlerine ilgi ve alakaları da dikkate alınarak puan üstünlüğüne göre sınavsız olarak geçişlerinin sağlanması,

    5-Mesleğe öğretmen olarak başlayan bu gençlerin meslek içinde HİE tedbirleri, öğretmeni iş başında yetiştirme kılavuzları, kitapları ve broşürleri ile sürekli geliştirilmesi yönünde eğitimlere alınması, desteklerin sağlanması,

    6-Mesleğe başlayan öğretmenlerin meslek hayatları süresince onların meslekten soğumalarını , kopmalarını sağlayacak ekonomik, sosyal kültürel… gibi statü kaygılarının olmaması yönünde kalıcı iyileştirme çalışmalarının yapılması,(3)

    7-Bu şekilde Milli Eğitim Bakanlığında hizmete devam ederken Milli Eğitim Akademisi hayata geçirilerek Eğitim Akademisinde, TODAİE ve devlet üniversitelerinde ve özel üniversitelerde üst öğrenim fırsatlarının sunulması da öğretmenlerimizin eğitim-öğretimde doruklara tırmanma aşaması için doping etkisi yaratacak eğitim ortamlarının sunulması,

    8- Öğretmen yetiştirme alanında Milli Eğitim Bakanlığı ile Üniversitelerin (Eğitim Fakülteleri) işbirliği içerisinde olması, bu yönde çalışmaların bir an önce vakit geçirilmeden başlatılması elzemdir.

    Son zamanlarda devlet üniversitelerimizden Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim Fakültesi (Köy Enstitüsü Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi), özel üniversitelerimizden Başkent Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi ve Maltepe Üniversitesinin hocalarının gayretleri her zaman takdirle izlenmektedir. Bu yolda devlet üniversitelerinden önçe çığır açacaklarına inandığım Bahçeşehir Üniversitesi (Salonunun adının “Avni Akyol Konferans Salonu” olması bile oldukça manidardır), Arel Üniversitesi , Marmara Üniversitesi,Başkent Üniversitesi’nin öğretmen eğitimi konularındaki çalışmaları çok ilgi çekicidir. Prof. Dr. Ömer Asım Saçlı, Prof.Dr. İsa EŞME, Prof. Dr. Mustafa KURU, Prof. Dr. Ziya SELÇUK Beyefendilerin gayretleri takdire şayandır.

    Bu yolda eski milli eğitim bakanımız rahmetli Avni AKYOL Beyefendinin öğretmen eğitimi politikası alanındaki görüş ve düşüncelerinin ve girişimlerinin yarıda bırakmadan işe sahip çıkılması yönünde bir hamle yapılmasına ne dersiniz Efendim, Sayın Bakanım Nimet ÇUBUKÇU Hanımefendi ve Öğretmen Eğitimi Genel Müdürüm Sayın Ömer BALİBEY Beyefendi, Umudun adı olur musunuz?

         Kaynaklar;

     (1).Prof.Dr. İsa EŞME Öğretmen Yetiştirmede 130 Yıllık Bir Sürecin Öyküsü: Yüksek Öğretmen Okulları- M.E. Dergisi Sayı:160 Güz 2003.
    (2).Hüseyin Hüsnü TEKIŞIK(Tekışık Eğitim Araştırma-Geliştirme Vakfı Başkanı) Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu’ya Mektup. Çağdaş Eğitim Dergisi Sayı:366.
      (3).Veli BİLİCİ 2000 Yılının Öğretmeni. Çağdaş Eğitim Dergisi Sayı:113.

Veli BİLİCİ
Adana Eğitim Müfettişi.

>Yazan: Veli BİLİCİ
>Yorum:
BUGÜN BİR ÖĞRETMEN MARŞINI BİLE BİLEMEYEN SÖYLEYEMEYEN ÖĞRETMENLERİN BULUNDUĞU ORTAMDA BU BİLGİ SAYFASINI SUNDUĞUNUZ İÇİN SİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM. BAŞARI DİLEKLERİMLE.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: