Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri

BİR MÜLKİYET KALESİ ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ

 

Yazarı: KEMAL TAHİR

 

Eser Hakkında Genel Bir Değerlendirme

 

“Bir Mülkiyet Kalesi” büyük Türk romancısı Kemal Tahir’in ölümünden sonra, yazarın “sarı defterleri”nden temize çekilerek yayına hazırlandı.

 

“Bir Mülkiyet Kalesi” Kemal Tahir’in önemli toplumsal betimlemeleri de vererek, yaşantısını sergilediği romanlar zincirinin ilk halkasıdır. Yazar, kahraman olarak seçtiği babasının çevresinde ailenin oluşmasını, gelişmesini anlatır. Böylelikle, ilerde Kemal Tahir’in yetişmesini hazırlayacak koşulların neler olduğunu öğrenmiş oluruz.

 

Eserin Konusu

 

Bir Mülkiyet Kalesi, Abdülhamit döneminden Ankara Hükümeti dönemine kadar gelişen süreçte marangoz Mahir Efendi’nin bir ev sahibi olma mücadelesini anlatır.

 

Roman iki yönden gelişmektedir. Birincisi Abdülhamit dönemi, Hürriyetin İlanı ve İttihatçılar, Seferberlik ve savaşlar, Kuvayı Milliye ve Ankara Hükümeti dönemini anlatır. İkincisi Mahir Efendi’nin bir ev sahibi olmak için verdiği mücadeleyi anlatır. Birincisi tarihi, ikincisi bireyseldir. Bu anlamda, tarihimizin en karışık, en bunalımlı bir kesitinde bir ailenin serüvenini gözler önüne serer. “Bir Mülkiyet Kalesi” adını romanın son bölümünden alır. Romanda tarihi olaylar, gerçek şahsiyetler anlatılır.

 

Eser’in Ana Fikri

 

“Mülk” kelimesinin sözlük anlamı”1. Taşınmaz mal, 2. Bir devletin ülkesi”dir. Roman ismiyle birlikte ana fikri vermektedir. Mahir Efendi hem ülkesini, hem kaleye benzettiği evini kurtarmak için mücadele eder. Buradan yola çıkarak romanın ana fikri: İnsanlar için kutsal saydıkları vatan toprakharı değerlidir ve uğruna canları pahasına mücadele ederler.

 

Eserin Özeti: Bir Mülkiyet Kalesi

 

 

Mahir Efendi altı aylıkken babası Yemen’e gider, annesi yedi çocukla dul kalır. On dört yaşına gelinde Mahir Efendi Sivas’tan İstanbul’daki Süleyman ağabeyinin yanına gönderilir. Okuma yazma bilmeyen Mahir Efendi önce ağabeyi ve arkadaşlarının yardımıyla gemilerin ahşap kısımlarının tamir edildiği Tavşan Mağazasına Riza ustanın yanına daha sonra da Abdülhamit’in hususi marangozhanesine alınır. Hem Hünkar Yaveridir hem de zabit. İstanbul’un şerefli bir mevkiinde kâgir bir ev sahibi olmayı ister, çünkü taş onun için kaledir. Seccadecibaşı İzzet bey evlenirse Padişah’ın mahlûlden -verese bırakmadan ölenlerin hükümete kalan emlâki-bir ev verebileceğini söyler. Mahir efendi, Naile Sultan’ın sarayından Tebdil-i Hava için İzzet beyin konağına çıkarılan Canseza ile evlenir. Yarısı Canseza’nın üzerine olmak şartıyla bir ev verilir. Nemşehrisi Durmuş efendi sayesinde elini çabuk tutarak Vezneciler’de dört katlı bir hane sahibi olur ve tamamını kendi üzerine yapar. Annesi ve ağabeyi de bu evde onlarla kalır.

 

1908 senesinde, 35 yaşında olan Mahir efendi Binbaşılığa kadar yükselir, eşi hamiledir. Paşalığına iki sene kalmıştır ki 1908 yılı 31 Mart sabahı isyan çıkar, mektepliler ve mektepsizler vuruşur. Durmuş efendi sayesinde Mahir efendi olaylardan uzak durur ancak pencereden, bir gencin öldüğünü gören Canseza yedi aylık çocuğunu kaybeder. Mahir efendiyi emekli ederler, yeniden takım zembilini sırtlayarak Tavşan Mağazasında çalışmaya başlar. Hürriyetçiler tarafından Mahir efendiye yapılan tebligatta mahülden alınan evlerin –kadınlara hibe edilenleri hariç- ellerinden alınacağı bildirilir. Durmuş efendinin yardımıyla Rumelili Hayriye hanıma 3609 altın borçlanarak evi kurtarır. Canseza hamiledir. Ev artık büyük geldiği ve işine uzak olduğu için kiraya verir, Kasımpaşa’da bir ev kiralayarak taşınırlar. Oğlu Murat evde doğar. Mahir efendi güverte zabiti olarak Balkan Muharebesine katılır, döndüğünde yine emekli edilir ve karısına yine “yarın benim takım zembilimi hazırla!” der. Biraz rahatlamıştır ki I. Dünya Savaşı’na katılır. Çanakkale’den yaralı olarak döner, eviyle ilgilenir, tamirat yapar. Üç ay sonra, Nazilli Seyyar Hastanesine, Mahir efendiyi cephe gerisine alırlar. Buradan Burdur’a gönderilir. Oğlu Cemal dünyaya gelir. Burada bozgun sırasında askerlerin ve halkın düştüğü kötü durumlara şahit olurlar. Harp kaybedilir. İstanbul’a dönerler.

 

Kiracı oldukları ev yanmıştır. Pişmaniye taraflarına taşınırlar. Ertesi gün Tavşan Mağazası’nda çalışmaya gider. Murat dokuz yaşına gelir, evin borcu biter. Mustafa Kemal’in Ankara’ya yerleştiği duyulur. Mahir efendiye de görev verilir. Adapazarı’nda Canseza’nın babası Zikota beyi ikna edince görevini tamamlar. Canseza ile İstanbul’a bildirir. Aznavur mağlup (bilgi yelpazesi.net) edilerek firara mecbur bırakılır. İstanbul’da yabancı bandıralar bir misli çoğalmış, ahlaksızlık diz boyunu geçmiştir. Oğlu Murat yabancı çocuklar gibi giyinip, dilsiz numarası yaparak haber götürüp getirir. Yine böyle bir gün önlerinden bir Fransız zabit ile çarşaflı bir kadın kolkola geçer. Mahir efendi ikisini vurur, İsmet Bey ve Halide Edip’in geçtiği güzergahtan ankara’ya ulaşır. Düzenli ordu ve Çerkes ethem olayı konuşulmaktadır.

 

Mahir efendi Garp cephesine gönderilir. Burada Selami efendinin düşüncelerinden çok etkilenir. Ordu gerilemeye devam edince Mustafa Kemal “Başkumandan” seçilir. Tekalifi Milliye emri ile ordunun durumu iyileştirilir. Mahir efendinin bölüğü Sakarya nehrine ulaştığı sırada Selami efendi vurulur, kızını emanet ederek oraya gömülmeyi vasiyet eder. Büyük Millet Meclisi’nce Başkumandana “Gazi” ünvanı verilir. 27 Ağustos, taarruzun ikinci günü Mahir efendi kol kolundan ve şakağından yaralanır. Ankara’ya getirilir, kendine geldiğinde eylül ayı olmuş, Anadolu düşmandan temizlenmiştir. Zat-ı Şahane İngiliz gemisine sığınmış, Abdülmecid efendi halife olmuştur.

 

Mahir efendi İstanbul’a gelir ve Murat’la birlikte Selami efendinin ailesini bulur. Mahir efendi fakir ve dertli bir kadınla karşılaşmayı beklerken karşısına çok mağrur ve zengin bir hanımefendi çıkar. Selami efendinin ailesinin onun gibi olmadığını anlar.

 

Mahir efendi kendisini ziyarete gelen arkadaşını ikna ederek bir marangozhane açmayı kararlaştırırlar. Misafirler gittikten sonra Beyazıt’ta yangın olduğunu öğrenirler. Mahir efendi eşinin “sakın kendinizi tehlikeye atmayın, ev bulunur ama hayat bulunmaz…” sözlerine aldırmadan yola koyulur. Zor şartlar altında ulaştığında evinin üç kapı üstündeki bina yanmaktadır. Para karşılığı da olsa kimseyi bulamaz ve çatıya çıkıp hortumu yukarı çeker. Bir aralık elbisesinin kavrulduğunu kokudan anlayarak geriler hiç farkında olmadan bir adım daha çekilmek ister ve “Evi” bittiği için boşluğa yuvarlanır. Hastaneye kaldırılır, her tarafı sargılar içindedir, yalnız yüzü görünür.

 

Ertesi gün Canseza Murat ve Süleyman efendiyle hastaneye gelir. Mahir efendi evin tamamıyla yandığını öğrenir. Bir şey mırıldanır, Canseza üstüne eğilir.

 

- Karıcığım, der, yarım benim takım zembilini hazırla! Takım zembilini… Yarın…

 

On dakika sonra uykuya dalan bir küçük çocuk kadar sakin… ölür.

 

Genel Değerlendirme

 

Hemen her kitabında olduğu gibi, bunda da Kemal Tahir, kahramanını ve ailesini, tek başına ve toplumdan soyutlayarak almamış, yaşadıkları dönemin bütün çalkantılarıyla iç içe, bağlantılı olarak işlemiştir. Roman, iç içe dolanmış hikayelere rağmen ustaca kurgulanmıştır. Kemal Tahir, Bir Mülkiyet Kalesi’nde aşk ile kahramanlık ögelerini verirken mizah öğesini de hissettirmiştir. Akıcı ve duru bir dille anlatılmıştır. Eserde Anadolu insanının yaşayışını, âdet, gelenek ve inançlarını görebilmekteyiz. Bunların yanı sıra değişik ırk ve inançtaki milletlerin sosyal ve kültürel yaşamları da anlatılıyor. Saray yaşamı da aktarılıyor.

 

Romandaki karakterlerden birinin bir süre anlatıcı rolünü üstlenmesi eserin üçüncü tekil olan anlatım dilini tekdüzelikten kurtarmaktadır. Yazar, bu üslubuyla roman okuyucusunu tiyatro seyircisi durumuna getirir. Eserde bir Bektaşi fıkrası, ağıt, mani, türkü, Fuzuli’nin beyitleri, Karagöz ve Hacivat, berberle oduncunun hikayesi gibi bölümler de vardır. Dönemin sosyal yapısına ayna tutar.

 

Tenkit

 

Romanda geçen tarihi olayları önceden bilen okuyucu için farklı bakış açıları kazandırmaktadır. Tarih kitaplarında okunan bu olaylarda yer alan insanların daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Kemal Tahir, kendi düşüncelerini kahramanlarının dilinden aktarmaktadır. Onlara uzun uzun bulundukları durumu tartıştırır. Abdülhamit ve Mustafa Kemal’i Mahir efendiden karşılaştırmasını ister. Dönemin yorumlanmasında farklı bakış açıları kazandırır.


ROMAN ÖZETLERİ ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

KİTAP ÖZETLERİ
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

EKLEMEK İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum Yaz" kısmına ekleyebilirsiniz.


Yorumlar

..

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: