Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri

MİSKİNLER TEKKESİ ÖZET (2) KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ

 

Yazarı: REŞAT NURİ GÜNTEKİN

 

Romanın Konusu, Padişah II. Mahmut dönemi ileri gelenlerinden Kocabaş Kazasker Şemsettin Mola’nın torununun hayatı üzerine kurulmuştur. Yardıma muhtaç insanlara karşı halkın bir hassasiyeti vardır. Dilenciliği meslek edinen insanların bunu çıkarları doğrultusunda kullanmaları doğru değildir, ana fikri etrafında gelişen romanın başkahramanı Kocabaş Kazasker’in son torunudur (adı verilmemiş). Roman, kahramanının ağzından yane birinci tekil şahıs anlatım tarzıyla yazılmıştır.

 

Romanın Özeti,Romanın ilk bölümünde kahramanımızın çocukluğundan bahsediliyor. Rahatına düşkün, kendini yormaktan çekinenvücuduna göre çok büyük bir kafaya sahip olan Kocabaşların son torunu, oyun olarak da kolay, rakipsiz ve kavgasız olan “dilencilik” oyununu seçer.

 

Delikanlılık çağında kahramanımızda bir takım değişiklikler görülür. “Yüzüm uzuyor, yanaklarımda pembe bir renk dalgalanıyordu. Bakışlarımda bir derinlik, sesime tatlı bir ıslaklık gelmişti... Kılık kıyafetimde de epeyce değişiklikler vardı. ” (sy. 12). tabii böyle bir delikanlıya da sevgili lazım ama tehlikesiz ve zahmetsiz...

 

Bir yangında konakları yanınca Cinci Meydanı taraflarında bir konağa yerleşirler. Aradığı sevgiliyi buradaki bir konakta buldu. Ama o kocaman başıyla dertliydi. Çareyi ud öğrenerek Mesrure’yi kendine aşık etmekte buldu. Güzel yazısı ve şiir bilgisiyle Mesrure’nin Paşa babasını da kendine hayran bırakır ve onun sayesinde Evkaf-ı Hümayun Nezaretine girer.

 

 

Meşrutiyet inkılabından sonra yapılan tasfiyede ilk sokağa atılanlardan biri de kahramanımızdı.

 

Evkafta tanıştığı Talat isimli bir arkadaşının etkisiyle Darülfünun’a girer ama siyasi olaylar sonucu üç sene kadar bir zaman için Sinop’ta sürgüne gönderilir. İttihatçılar düşünce İstanbul’a geri döner. Arkadaş Talat ona gene yardımcı olur ve bir okulda iş bulur. Kahramanımız il ciddi dilencilik talimini bu iş sırasında yapar. “Sayısını tasrih etmediğim şehit çocuklarının “Nuri İrfan” ocağına nasıl geldiklerini bu yavruları nasıl bağımsıza bastığımızı anlatıyor, onlar için para ve erzak topluyordum” (sy. 44).

 

Kocabaşların son torunu askere çağrılır. Mısır’a doğru orduyla beraber yola çıkar. Burada da şansı yaver gider ve iki seneden fazla Halep’te yazıcı neferliği yapar. Fakat bir kaza sonucu sağ bileği ve kolu kırılan kahramanımız tek geçim vasıtası olan parmaklardan olur. Büyük sıkıntılardan sonra kendisini nihayet İzmir’de bir hastanede bulur. “Hastaneden çıktığım gün eski benden yalnız erimiş vücudumun üzerinde eskisinden daha heybetli bir hal alan başım kalıyordu. ” (sy. 47).

 

Kahramanımızın mesleğe ilk başlayışı bu günlerde olmuştur. Daha sonra yavaş yavaş kazancı artar ve Tamaşalık denen bir mahallede kendine oda tutar. Burada Mesule kalfa ile tanışır. Bir zaman sonra Mesule Kalfa kahramanımızın yanına taşınır. Yaralı olarak getirilen bir küçük erkek çocuğu da onlarla yaşamaya başlar. Mesule bacı İsmail’i küçük bey yapıp çıkarmıştı. Çocuk iki yıl içinde iki sınıf atlayarak dördüncüye geçmişti. Arkadaşları beybabasının dilenci oluşunu yüzüne vurduklarında ortalık karışır. İsmail’in okula gitmesi yasaklanır ve İstanbul’a gitmeye karar verilir. Kahramanımızın İstanbul’a gitmek istemesinin asıl sebebi İsmail’i başından atmak istemesidir.

 

İlk günlerde İstanbul’u gezerler. Aynı zamanda bu geziler piyasayı tetkik seyahatleridir. Bu sırada bir ev kiralayıp yerleşiyorlar. İsmail’i de yatılı okula verdiler.

 

Hamamda tanıştığı bir adamın tavsiyesi üzerine tütüncü dükkânı açmaya karar veren kahramanımız uzun muameleler sırasında dairelerden birinde eski arkadaşı Talat’la karşılaşıyor. “iki Darülfünun’dan mezun memur, aldığı parayı söylediği zaman içime derin bir hüzün çöktü. Fakat “Senin anlayacağın dilenciden parmak farklı bir aylık” diye (bilgi yelpazesi.net) ilave edince de gülmemek için kendimi zor tuttum. Zavallı adam, benim sınıftan bir dilencinin ne kazandığını bilmiyordu” (sy: 103). İnsanlar arasındaki eşitsizliği, adaletsizliği gösteren bu cümleler dönemin sosyal hayatını en açık biçimde gözler önüne sermektedir.

 

Kahramanımızın kış şartları dolayısıyla mesleğine dairelerde devam ediyordu. Bahar geldiğinde tekrar sokağa çıktı. Ama dilenciler eskisi gibi açıkta yaşamıyorlar, İstanbul’un sapa sokaklarında, duvar kovuklarında saklanıyorlardı. Eski ile yeni arasında büyük farklar vardı.

 

Mezarlıkta dilencilik yaptığı zamanlarda karşılaştığı olayları anlatan kahramanımız insanların çıkarcılıklarına dikkat çekiyor. “Evet, insanın bir cenaze arkasında yürüdüğü zaman, dünya hırslarından en temizlendiği zamandır. Fakat yol uzun sürerse bu çok temiz şeyin ötesine berisine kurt düşmeye başladığını çok gördüm. Hele geride kalanlarla nasıl geçinecek-lerini düşünmek için çok vakit bırakmamış küçük adam cenazeleri arkasında”... (sy. 129).

 

Kitabın son bölümünde kahramanımızın gizli özellikleri ortaya çıkıyor. Hatta İsmail’e kendini farklı gösterebilmek için Mesnevi okuduğunu görüyoruz. Bu küçük çocuk Kocabaşların son torunu üzerinde karmakarışık etkiler bırakmıştır.

 

Devlet memuru ile dilencinin arkadaşlık edemeyeceğinden dolayı Talât’la bozulan dostluğu yeniden düzelince Talât onlara yemeğe gelmeye hatta evdekilerle kavgalı olduğunda yatılı bile kalmaya başladı. İsmail’in velisi gözükmesinden dolayı onunla ilgileniyor ve kahramanımıza onunla ilgili haberler getiriyordu. Okul yaz tatiline girmişti. İsmli birçok bahaneler uydurarak yazı onlarla geçirmek istemediğini söyler. Daha sonra parasız devlet okulu sınavlarını kazanır. Bursa’da okuyacaktır.

 

Romanın sonlarına doğru kahramanımız komşularını ve hikayelerini anlatır. Başarılı tasvirlerle süslenen bu kısım ibret verici olaylarla doludur. (sy. 177-201)

 

Talât karısı öldükten sonra ve işten ayrıldıktan sonra onlarla beraber yaşamaya başlar. İsmail yaza gelemeyeceğine dair mektup gönderir. Bayram için gönderdiği parayı iade eder. İsmail sınava üç gün kala, âsidiye, okuldan kovulur. Bir mühendis heyetiyle İç Anadolu’ya çıkar. Daha sonra Avrupa’da mimar olduğu, Ankara’ya döndüğü ve çok yükseldiği haberleri gelir.

 

Birgün İsmail, karısıyla beraber onları ziyarete gelir. “Çocuğuma bakarken gözlerim kamaşıyordu. Hakiki gurur, hakiki asalet, bildiklerimizden ne kadar başka bir şeydi. ” Kahramanımızın bu sözleri romanın son sözleri olur ve aslında kendi çocuğu olmayan birini nasıl sahiplendiğini onunla ne kadar gurur duyduğunu ortaya koyar.

 

Romanın Ana Fikri: ‘İnsan yedisinde ne ise; yetmişinde de o olur’ derler, ama insanın ne olursa olsun, her türlü durumda kendini bırakmamalı, hayata iki elle sarılmalıdır.

 

Kitaptaki Olaylar Ve Şahısların Değerlendirilmesi:

 

Baş Kahraman: Kahramanımız Kocabaşların son torunudur. Hem Meşrutiyet hem de Cumhuriyet dönemlerinde yaşamıştır. En belirgin fiziki özelliği şaşılacak büyüklükteki kafasıdır. Güzel yazı yazar ve ud çalar. Rahatına düşkünlüğü ile dikkat çeken kahramanımız bu özelliğinden dolayı emeğiyle para kazanmayı beceremez ve dedelerinin mesleğini daha da geliştirerek devam ettirir.

 

Talât: Çalışkan, işine düşkün, ufak yapılı, gösterişsiz, geçim ehli bir adamdır. Fakat bir o kadar da talihsizdir. Çok çalışmasına karşılık emeğinin karşılığını alamamış, ailesinde de hiç huzur görmemişti.

 

İsmail: Çok zeki, hırslı, çalışkan, aynı zamanda gururuna çok düşkündür bir çocuktur.  Gördüğü her şeyi okuyan ve zamanla kendini çok geliştiren bu çocuktur.

 

Mesule Kalfa: Vefakar, sadık bir kişilik olarak karşımıza çıkar. Romanda bağlılığı, Arap bacılara has konuşması ile dikkat çeker.

ROMAN ÖZETLERİ ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

KİTAP ÖZETLERİ
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

EKLEMEK İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum Yaz" kısmına ekleyebilirsiniz.


Yorumlar

..

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz:


Yorumunuzda Silmek istediğiniz kelime veya cümle varsa kelimeyi fare ile seçin delete tuşuna basın....