eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Edebiyat dersi ile ilgili konu anlatımlar

                                                                                         TÜRK EDEBİYATINDA DESTANLAR NELERDİR? TÜRK DESTANLARI VE ÖZELLİKLERİ

 

Türk Edebiyatındaki Destanlar, Dönemleri ve Özellikleri

Türk edebiyat geleneği içinde "destan" terimi çeşitli nazım şekilleri ve türleri için kullanılmıştır. Eski Türk Edebiyatı'nda mesnevilerin bir kısmı ve manzum hikâyeler, Anonim Halk edebiyatında ve Âşık edebiyatında koşma veya mâni dörtlükleriyle yazılan veya söylenen farklı konuları ele alan nazım türüne "destan" adı verilmiştir. Aynı zamanda kâinatın, insanlığın ve milletlerin yaradılışını, gelişimini ve çeşitli olayları anlatan ve Batı edebiyatında "epope" olarak adlandırılan eserler de Türk edebiyat geleneği içinde "destan" olarak kabul edilir.

Destanlar; bir milletin ortak değerlerini, kurallarını ve anlamlarını yansıtan uzun manzum hikâyelerdir. Bu eserler, bir kahramanın ya da tarihî bir olayın milletin kolektif bilincinde sembolik bir şekilde işlenmiş haliyle aktarılmasını içerir. Ancak destanlar her zaman tarihî gerçekleri doğru biçimde yansıtmazlar. Bunun yerine olaylar ve kahramanlar, milletin ortak bilinçaltı, vicdanı ve değerleriyle idealleştirilir ve hatıralarla birleştirilerek anlatılır.

Her milletin destanlarında; millî kimlik, dünya görüşü ve ortak hatıralarının yanı sıra kusurları ve yanlışları da yansır. Türk destanlarında kuvvet, cihangirlik ve savaşçılık gibi değerlerin yanı sıra verilen sözde durma, acizlere yardım etme ve hoşgörü gibi değerler de sıkça dile getirilir.

Türk destanları; kâinatın yaratılışı, Türk milletinin doğuşu, çeşitli Türk devletlerinin kuruluşu, gelişimi, çöküşleri, zaferleri ve yenilgileri gibi konuları işler. Ancak günümüze kadar tamamen korunmuş olan tek destan, Kırgız Türkleri arasında yaşayan Manas Destanı’dır. Diğer Türk destanları ise çeşitli kaynaklarda özetler, epizotlar veya kısaltılmış metinler hâlinde bulunmaktadır.

Türk tarihine bakıldığında Türk hayatının fetihlerle başladığı ve Orta Asya'nın ilk anayurt olarak hiç terkedilmediği görülür. Türk halkları, Orta Asya'dan dünya coğrafyasına yayılmış ve bugün yedi Türk cumhuriyeti ile pek çok özerk toplulukta ve farklı devletlerin idaresinde azınlık olarak yaşamaktadır.

Türk kültürü, tarih ve coğrafyanın çok boyutlu yapısına paralel olarak çeşitlenmiş ve farklı seviyelerde zenginleşmiştir. Ancak tüm bu çeşitlilik ve farklılık içinde Türk destanlarının ortak kaynaklarından gelen özleri koruyarak günümüze kadar ulaştığı görülür. Bu sebeple Türk destanları da dil ve kültür dairelerine paralel olarak çeşitlenmiştir ancak temelde ortak bir bağ ile birbirlerine bağlıdırlar.

Türk destanları, zengin kültürel mirasımızın önemli bir parçasıdır. İslamiyet öncesi ve sonrası dönemlerde oluşan bu destanlar, Türk toplumunun tarihini, kültürünü ve değerlerini yansıtan önemli eserlerdir. İşte İslamiyetten önceki ve sonraki Türk destanları:

İslâmiyet’ten Önceki Türk Destanları

·         Yaratılış Destanı: Türk mitolojisinde yer alan bu destan, dünyanın nasıl yaratıldığına dair bir anlatı içerir. Doğa olayları, semboller ve mitolojik figürler aracılığıyla evrenin oluşumu anlatılır.

·         Saka Destanları:

 Alp Er Tunga Destanı: İ.Ö. 7. yüzyıla dayanan bu destan, efsanevi kahraman Alp Er Tunga'nın maceralarını konu alır.

Şu Destanı: İ.Ö. 4. yüzyıl dönemine aittir.

·         Hun-Oğuz Destanları:

Oğuz Kağan Destanı: İ.Ö. 4. yüzyılda yaşamış efsanevi Oğuz Kağan'ın hayatını ve liderliğini konu alan destandır.

Attila Destanı: Hun İmparatoru Attila'nın yaşamı ve başarıları hakkında anlatılan bu destan, Hun-Oğuz kültürünün önemli bir parçasıdır.

·         Göktürk Destanları:

Bozkurt Destanı: İ.Ö. 2. yüzyılda geçen bu destan, Türk milletinin sembolü olan Bozkurt'un efsanevi hikâyesini anlatır.

Ergenekon Destanı: Göktürklerin kuruluşu ve Ergenekon'dan çıkışıyla ilgili bu destan, Türklerin direniş ruhunu ve birliğini simgeler.

·         Siyenpi Destanı

·         Uygur Destanları:

Türeyiş Destanı: Uygur Türklerinin kökenlerini anlatan bu destan, Türk toplumunun tarihî süreçlerini yansıtır.

Göç Destanı: Uygur Türklerinin göçlerini ve bu süreçte yaşadıkları maceraları anlatan destandır. Mani Dininin Kabulü Destanı: Uygurların Mani dini inancını benimsemesini konu alan bu destan, dinî ve kültürel bir dönüşümü yansıtır.

İslâmiyet’ten Sonraki Türk Destanları

·         Kazak-Kırgız: Manas Destanı

·         Türk-Moğol: Cengiz Han Destanı: Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu Cengiz Han'ın yaşamını ve fetihlerini konu alan bu destan, Türk-Moğol kültürünün bir ifadesidir.

·         Tatar-Kırım: Timur ve Edige Destanları

·         Karahanlı Dönemi: Saltuk Buğra Han Destanı

·         Selçuklu-Beylikler ve Osmanlı Dönemleri:

Seyid Battal Gazi Destanı: İslâm'ın yayılmasında önemli rol oynamış olan Seyid Battal Gazi'nin hayatını anlatan destandır.

Danişmend Gazi Destanı

Türk Destanları Konuları

·         Yaratılış Destanı

Yaratılış Destanı, Altay-Yakut Türklerinin eşsiz bir kültürel hazinesidir. Bu destan, evrenin nasıl var olduğunu, insanlığın nasıl meydana geldiğini ve Tanrı ile şeytan arasındaki efsanevî diyalogları içerir. Altay Dağları'nın gizemli eteklerinde söylenen bu destan, Tanrı'nın kudreti karşısında şeytanın çaresizliğini gözler önüne serer.

Evrenin başlangıcında, Tanrı'nın varlığı ve gücü her şeyi kuşatırken şeytan kötülüğün simgesi olarak karşımıza çıkar. Ancak Tanrı'nın kudreti karşısında şeytanın gücü sınırlıdır ve bu savaşın sonucu önceden belirlenmiştir. Kahramanlar, bu destanın merkezinde yer alır ve olağanüstü eylemleriyle dikkat çekerler. Onların mücadeleleri, insanlığın doğuşunu ve Tanrı'nın yaratıcı gücünü yansıtır. Altay Dağları'nın heybeti ve doğanın büyüsü, bu destanın anlatımına coşku katar.

·         Alp Er Tunga Destanı

Alp Er Tunga; Türk-İran savaşlarının efsanevî kahramanı, destansı bir figürdür. Bu savaşlarda gösterdiği cesaret ve üstün stratejik zekâsıyla tanınan Alp Er Tunga, Türk milletinin göğsünde gururla taşıdığı bir kahramandır. İran ordularını defalarca mağlup ederek zaferler kazanan Alp Er Tunga, Türk-İran ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Ancak tarihin acı ironisi, İranlılar tarafından hileyle öldürülmüştür. İran hükümdarı Keyhüsrev'in kurnazca düzenlediği bir komplo sonucu hayatını kaybeden Alp Er Tunga'nın ölümü, Türk milletini derin bir üzüntüye boğmuştur. Bu hileli ölüm sadece bir kahramanın hayatını değil, aynı zamanda Türk-İran ilişkilerinin seyrini de etkilemiştir.

Alp Er Tunga'nın ölümünden sonra Saka Devleti eski gücünü kaybetmiş ve büyüklüğünü yitirmiştir. Ancak onun destansı mücadelesi ve cesareti, Türk milletinin tarihine altın harflerle yazılmıştır. İran ve İslâm kaynaklarında "Efrasyab" olarak anılan Alp Er Tunga, Divan-ı Lügati’t Türk ve Kutadgu Bilig gibi önemli eserlerde de yer almış ve Türk kültürünün önemli bir parçası hâline gelmiştir. O sadece bir kahraman değil, aynı zamanda Türk milletinin özgüveninin ve dirayetinin sembolüdür.

·         Su Destanı

Saka Destanı, Türk tarihinde derin izler bırakan önemli bir eserdir. Bu destan, Türk hükümdarı olan Şu'nun hayatını ve Makedonyalı Büyük İskender'in Türk illerine yürüyüşünü anlatır. Divan-ı Lügati’t Türk adlı eserde de bu destan önemli bir yer tutar.

Destan, İskender'in Türkistan'a gelmesiyle birlikte bazı Türklerin doğuya çekildiğini ancak Oğuz Türklerinin batıda kalarak direndiğini vurgular. İskender'in ordusu, cesareti ve gücüyle ünlü olan bu topraklara adım attığında Türk kavimleri arasında birçok farklı tepkiye neden oldu. Bazıları geri çekilirken Oğuz Türkleri batıda kalıp direnişlerini sürdürdüler.

·         Oğuz Kağan Destanı

Oğuz Kağan Destanı, Hun Türklerinin şanlı tarihini efsanevî bir biçimde anlatır. Bu destan, Hun hükümdarı Mete'nin büyük önderliği altında nasıl bir imparatorluk kurduğunu ve onun izinden giden oğullarının bu toprakları nasıl bölüştürdüğünü anlatır.

Mete; cesareti, zekâsı ve liderlik vasıflarıyla döneminin en etkileyici hükümdarlarından biriydi. Hunların birleştirici gücü olarak geniş toprakları bir araya getirdi ve imparatorluğun temellerini sağlamlaştırdı. Savaş alanlarında üstün stratejisi ve ordusundaki disipliniyle tanınırdı. Onun liderliğinde Hun İmparatorluğu, diğer ulusların saygısını kazandı ve topraklarını genişletti. Ancak Mete'nin yaşamı sadece zaferlerle dolu değildi. O, imparatorluğunu kurduktan sonra devletin geleceği için oğulları arasında bir bölüşüm yapma zorunluluğuyla karşı karşıya kaldı.

Mete'nin oğulları arasında bölüşüm yaparken âdil bir şekilde hareket ettiği bilinir. Her bir oğluna, imparatorluğun farklı bölgelerini yönetme yetkisi verdi ve onlara kendi alanlarında otorite sağladı. Bu şekilde, imparatorluğun bir bütün olarak güçlü kalmasını sağladı ve Hun toplumunu bir arada tuttu.

Oğuz Kağan Destanı, Hun Türklerinin kahramanlık dolu geçmişini ve Mete'nin liderliğindeki zaferlerini anlatırken, aynı zamanda bir hükümdarın devleti nasıl yönettiğini ve mirasını nasıl aktardığını da yansıtır. Bu destan, Türk kültürünün önemli bir parçasıdır ve Türk milletinin tarihindeki kökleri derinleştirir.

·         Atilla Destanı

Hun Türklerine ait ola bir destanıdır. Avrupa’da Türk devleti kuran Atilla’nın hayatı ve fetihleri işlenmiştir.

·         Bozkurt Destanı

Bozkurt Destanı; Türk kültürünün derinliklerinde kök salmış, tarihin en önemli destanlarından biridir. Göktürklerin varoluş mücadelesini ve yeniden doğuşunu anlatan bu destan, milletimizin manevî mirasının önemli bir parçasını teşkil eder.

Efsaneye göre Göktürkler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarında bir Bozkurt, Anne Kurt olarak vazife üstlenir. Ailesi yok edilen bir Türk çocuğu, dişi bir kurt tarafından korunur ve beslenir. Zamanla aralarında derin bir bağ oluşur ve çocuk, kurdun evlatlığı olarak büyür. İki taraf arasında yaşanan bu muazzam sevgi ve bağlılık, Göktürk milletinin yeniden türemesine vesile olur.

Göktürklerin yok olmaktan kurtuluşu ve yeniden güçlenmesi, Bozkurt Destanı'nın anlatımında büyük bir zafer olarak yansır. Bu destan, Türk milletinin kökenlerine ve kültürel kimliğine derin bir saygı ve bağlılıkla sarılır.

·         Ergenekon Destanı

Ergenekon Destanı, Göktürklerin tarihinde eşsiz bir yer tutar. Bu destan, Türk milletinin büyük bir sınamadan geçerek var olma mücadelesini anlatır. Ergenekon, Göktürklerin 400 yıl boyunca kalıp çoğaldıkları ve maden işledikleri dağlarla çevrili bir vadi olarak tasvir edilir. Ancak bir zamanlar güçlü olan Göktürk İmparatorluğu, zalim düşmanlarının saldırılarıyla zayıflar ve neredeyse yok olma sınırına gelir.

Ergenekon Destanı'nın kahramanları, Göktürklerin direnişini ve yeniden doğuşunu simgeler. İmparatorluklarına saldıran düşmanlarının baskısı altında ezilen Göktürkler, son umutları olan Ergenekon'a sığınırlar. Dağların sarp yamaçları arasında doğanın zorluklarına karşı savaşırlar ve bu kutsal topraklarda yeni bir hayat kurarlar.

Ancak Ergenekon'un demir kapıları ardına kadar kapanmıştır. Göktürkler için kurtuluşun anahtarı, bu demir dağlarının içindeki ateştir. Yiğit Göktürk kahramanları, birlik ve kararlılıkla demiri eritmek için çalışırken umutsuzluğun karanlığına meydan okur. Sonunda Ergenekon'un demir kapıları açılır ve Göktürk milleti özgürlüğüne kavuşur. Yeniden doğuşun sembolü olan bu olay, Göktürklerin intikam ateşini alevlendirir. Artık güçlü ve birleşmiş bir millet olarak düşmanlarına karşı intikamlarını almaya ve İmparatorluklarını yeniden kurmaya kararlıdırlar.

Ergenekon Destanı, Göktürklerin direniş ve dayanışma ruhunu yücelten bir destandır. Zorluklar karşısında pes etmeyen ve yeniden doğuşun gücüne inanan Göktürkler, tarih sahnesindeki yerlerini alırken destanları da Türk milletinin onurlu geçmişini hatırlatır.

·         Türeyiş Destanı

Türeyiş Destanı, Uygur kültürünün derinliklerinden yükselen bir destan olarak tarih sayfalarında özel bir yer edinmiştir. Efsaneye göre Eski Hun hükümdarı, olağanüstü güzellikte iki kızının Tanrılar ile evlenmesini arzulamıştır. Bu dileği gerçekleştirmek adına yürekten yakarışlarla Tanrıları çağırmıştır.

Bir gün, göklere yükselen bu yalvarışlara cevap olarak Tanrı Bozkurt şeklinde dünyaya gelmiştir. Bozkurt, olağanüstü bir güç ve ihtişamla bu dünyaya adım atmıştır. Efsaneye göre bu destansı yaratığın geldiği andan itibaren gökyüzüne yankılanan şanlı sesi, tüm yeryüzünü doldurmuş ve insanların gönüllerine umut tohumları ekmeye başlamıştır. Tanrı Bozkurt, Eski Hun hükümdarının kızlarına gönlünü kaptırmış ve onlarla evlenmiştir. Bu kutsal birliktelik sonucunda Uygur halkı için büyük bir armağan doğmuştur. Türeyiş Destanı, bu kutsal birlikteliğin sembolü olarak Uygur toplumunun kökenine dair bir hikâye anlatır. Bu destan, Uygurların erkek bir bozkurttan türediğine inanmalarıyla derin bir anlam kazanır.

·         Göç Destanı

Göç Destanı, Uygur Türklerinin tarih boyunca yaşadığı büyük bir mücadeleyi ve ulusal kimliklerini koruma azimlerini yansıtan önemli bir destandır. Kutludağ adı verilen kutsal kaya parçasının Çin'e taşınmasıyla başlayan bu destan, Uygur toplumunun yaşadığı derin değişimi anlatır.

Kutludağ, Uygur halkı için sadece bir kaya parçası değildi; onlar için ulusal birliğin ve mutluluğun sembolüydü. Ancak Çin'in bu kutsal simgeyi Uygur topraklarından alıp götürmesi, büyük bir felakete neden oldu. Kutludağ'ın yerinden alınmasıyla birlikte Uygur ilindeki doğal denge bozuldu. Göller kurudu, toprak verimini kaybetti ve hayat zorlaştı.

Bu zorluğa rağmen Uygur halkı pes etmedi. Kutludağ'ın yokluğunda bile ulusal kimliklerine ve toplumsal değerlerine sıkı sıkıya bağlı kaldılar. Ancak yaşam koşullarının giderek zorlaşmasıyla birlikte Uygurların güneybatıya doğru göç etme kararı aldılar.

Göç sırasında Uygur halkı dayanışma içinde hareket etti ve birbirlerine destek oldu. Bu süreçte yeni topraklara yerleşerek yeniden başlamak için cesur adımlar attılar. Göç Destanı, Uygurların direncini ve kararlılığını simgeler.

 



EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiye ederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: