|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Konu Anlatımlı Dersler > İngilizce Dersi İle İlgili Konu Anlatımlar
EDATLAR, YERLERDE EDATLAR (PREPOSİTİONS OF PLACE), ÖZELLİKLERİ, KULLANIMLARI (1) (İNGİLİZCE DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR, ENGLISH GRAMMAR, GRAMER, DİL BİLGİSİ)
Edatlar, İngilizcenin önemli yapı taşlarından biridir ve doğru bir şekilde kullanıldığında cümlelerin anlamını açık ve net bir şekilde ifade etmemizi sağlar. İngilizcede pek çok edat bulunur ve her biri farklı anlamlar ve kullanımlar taşır. En yaygın kullanılan İngilizce edatların bazılarına cümle içinde göz atalım:
v "In" edatı, bir şeyin belirli bir yerde olduğunu veya bir olayın belirli bir zaman diliminde gerçekleştiğini ifade etmek için kullanılır.
Ø Örneğin: "I live in Istanbul." (İstanbul'da yaşıyorum.)
v "On" edatı, bir şeyin üzerinde bulunduğunu ifade etmek için kullanılır.
Ø Örneğin: "The book is on the table." (Kitap masanın üzerinde.)
v "At" edatı, bir yerdeki konumu veya bir etkinliğin gerçekleştiği yeri ifade etmek için kullanılır.
Ø Örneğin: "She is waiting at the bus stop." (O, otobüs durağında bekliyor.)
İngilizce edatların kullanımları oldukça geniştir ve pratik yaparak daha da iyileştirilebilir. Kelime anlamına ve bağlamına dikkat etmek, edatların doğru kullanımı konusunda önemlidir. Okuma, dinleme ve konuşma becerilerinizi geliştirerek, edatları daha doğru ve akıcı bir şekilde kullanabilirsiniz.
|
|
|
The ball is in the box |
The ball is on the box. |
The ball is under the box. |
John's
house |
Jane's
house |
Bill's
house |
John's house is next to Jane's house. |
Jane's house is between Bill's and John's houses. |
Bill's house is next to Jane's house. |
|
|
|
|
|
The climbers stood on top of the mountain. |
The man stood between the (bilgi yelpazesi.net) two enemies. |
The enemies stood opposite each other. |
The gardners stood behind the pumpkins. |
The man stood next to the gopher and held the umbrella over it. |
|
|
|
|
|
The man looked through the telescope in his hands. |
The man wrote the address on the package. |
The man looked at the mail in the post box. |
The man looked at the clock on the wall. |
The manager sat at his desk on his chair. |
|
|