Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Konu Anlatımlı Dersler > Matematik Dersi İle İlgili Konu Anlatımlar

DOĞU MATEMATİKÇİLERİ, HAYATLARI, ÖZELLİKLERİ, ESERLERİ, KİTAPLARI (OSMANLI MATEMATİKÇİLERİ, ÜNLÜ TÜRK MATEMATİKÇİLERİ (MATEMATİK DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR, ÇÖZÜMLÜ ÖRNEKLER, SORULAR)

 

Matematik tarihine kabaca göz attığımızda 14.hatta 15. yüzyıla kadar öncülüğün Doğu’da olduğu görülür. Dönemin en ünlü matematikçileri Arap, Fars, Türk ve Endülüs-Arap kökenlidir.

 

16. yüzyılın başından itibaren Batı’nın matematikte öncülüğü aldığı, özellikle 17. yüzyılda Descartes’dan sonra Doğu’yu aştığı kabul edilir.

 

Doğu Matematikçileri, Osmanlı Matematikçileri, Ünlü Türk Matematikçileri

 

El Harezmî (El Harzemi)

 

(Ebu Abdullah Muhammed bin Musa el Harezmi)

 

Harizm 780 – Bağdat 850

 

 

Türk kökenli Matematik ve Astronomi bilginidir. Cebir ve Astronomi bilimlerinde önemli eserler yazmıştır. Harizmi'nin Ahmed, Muhammed ve Hasan adlı üç çocuğu olup, hepsi de Matematik bilimi üzerinde ciddi çalışmalarıyla tanınır.

 

Hive bölgesinde bir Türk şehri olan Harizm'den Bağdat'a gelerek zamanın alimlerinden ders aldı ve kendini yetiştirdi. Harizmi, zamanın Abbasi Halifesi Me'mun'dan yardım ve destek gördü.

 

Bağdat'taki Saray Kütüphanesi'nin idaresi kendisine verildi. Matematik ve Astronomide araştırmalar yaptı. Doğu ve Batı ilim aleminde Cebir'e yaptığı katkılarla ün yapıp, tanınan Harizmi; bu sahada ilk eser sahibidir. Eserlerinde Avrupa'nın bilmediği "sıfır"ı kullanıp, cebir işlemlerini geometrik düşüncelerle temellendirdi. Harizmi, "Kitab'ül Muhtasar fi Hesab'il Cebri Mukabele" adlı eserinde, "cebir" kelimesini Matematiğe kazandırdı. Cebir konuları metodik ve sistematik olarak ilk defa ortaya koydu. Zamanın matematiğine yeni bir yön vermiştir.

 

Latince'ye çevrilip, Avrupa'da yüzyıllarca faydalanılan, "Kitab'ül Muhtasar fi Hesab'il Cebri Mukabele" 'nin Arapça aslıyla Batı dillerine tercümesi Avrupa ve Amerika'da yayınlandı. Eser; bir önsöz, beş bölüm ve bir de ek bölümden meydana geliyordu.

 

Muhteva olarak; birinci ve ikinci dereceden denklemlerin çözüm şekilleri, bilinmeyenleri, çeşitli cebir hesaplamalarını misallerle açıkladıktan sonra; nazari ve tatbiki hesaplama şekilleri, zamanın hükümet işlerine ait hesapların yapılması, kanalların açılması, bina yapımı, esnaf ve tüccar için lüzumlu işaretleri kapsıyordu.

 

İkinci önremli eseri: "Kitab-el Muhtasar fi hisaballindi" isimli kitabıdır. Arapça aslı mevcut olmayan, Cambridge Üniversitesi'nde bulunan ve "Algoritmi de numero indoram" adlı Latince kitaptır. Bugünkü "logaritma" terimi, Harizmi'nin bu eserinde Latice, "algazizmi" olarak geçtiği sanılmaktadır.

 

 

Sabit bin Kurra;

 

(Harran,Urfa,821-Bağdat 901)

 

Batlamyus'un ünlü eserini zamanın bilim dili olan Arapça'ya Algamesti adıyla yorumlu açıklama yapar.

 

Sabit bin Kurra, Batlamyus'un eserinde bulunan bilgilerin yanında kendi görüşü ve zamanı için yeni olan bazı trigonometri ve astronomi bilgisini de eklemiştir. Nasiruddin Tusi, ilgili eserinde aynen şunları yazar:

 

"Sabit bin Kurra'nın, bu Arapça şerhinde sinüs teoreminin tanımının yapıldığı ve astronomi ile ilgili konularda teoremin uygulanmasında gösterilmiştir. Trigonometrinin, Batı’da yaygınlaşmasını sağlıyan, aynı zamandadacebiri geometriye uygulayanlarınönderlerindendir.

 

Arapça ve Farsça'dan Latince'ye tercüme etmede üne kavuşan Gerard (1114-1185), Batlamyus'un ünlü eserini 1136 yılında Sabit bin Kurra'nın Arapça eserinden Latince'ye tercüme etmiştir. Bu Latince tercüme, 1515 yılında ikinci kez yayınlanmıştır. Sabit bin Kurra'nın matematik ve astronomiye ilşkin yapmış olduğu eserlerin sayısı 60 yakındır.

 

 

Ebü’l Vefa

 

(Buzcan 940 – Bağdat 998)

 

Matematik tarihinde önemli yeri olan,Türk İslam dünyasının önde gelen matematik astronomi bilginidir.Özellikle bugün Trigonometride görülen pek çok , temel tanım, kavram ve formülleri bilim dünyasına ilk sunan bilgindir.Objektif olarak yazılmış matematik ve astronomi tarihi kitaplarında adını görmek mümkündür.

 

Trigonometri,geometri ve astronomi ile ilgili çok sayıda eseri vardır. Bu eserleri Batı dünyasında uzun yıllar incelenmiş, tercümeleri yapılmış ve hakkında çok sayıda eser ve makale yayınlanmıştır. Özellikle küresel trigonometride sinüs konusunu bilimsel bir düşünce içinde ilk inceleyen Ebu'l Vefa'dır.

 

Tanjant çizgilerini düzenlediği gibi, trigonometriye Sekonder ve Cosekonder tanım ve kavramlarını da sokmuştur. Aynı zamanda trigonometrinin 6 esas eğrisi arasındaki trigonometrik oranları da ilk kez belirtmiştir. Bu oranlar, bugün trigonometride, grafiklerin tanımında aynen kullanılmaktadır.

 

Zamanına kadar hiç bir Matematikçi'nin yapamadığı incelikte, trigonometrik çizelgeler düzenlemiştir.

 

Astronomik gözlemler için gerekli olan sinüs ve tanjant değerlerini gösteren çizelgeler 15'er dakikalık aralarla hazırlanmıştır.

 

Trigonometri'ye tanjant tanımını zıl (gölge) adı altında ilk kez kazandırıdı. Batı bilim dünyasında sinüs ve tanjant kavramlarının kullanılmasına öncülük eden Matematikçi olarak Alman John Müller belirtmektedir.

 

 

Ebül Kasım El Macrîtî

 

( ? – 1007 /8)

 

Ebü’l Vefa ekolünden gelen Arap matematikçi. Astronomi, geometri ve sayılar teorisi (özellikle dost sayılar) üzerine çalışmalarıyla bilinir. Bu konularda zamanına göre orjinal görüş, düşünce ve buluşlarıyla üne kavuşmuştur.

 

Tarihinde ilk ciddi yüzey hesaplarını yapan kişidir. Yıldızların hareketini izlemiş ve Batlamyus'un ünlü Almagest üzerinde (bilgi yelpazesi.net) çalışmıştır. Makriti, İslam Ülkelerini dolaşmış Arapça ve Yunanca birçok eseri toplamıştır. Bu eserleri inceleyip, Astronomi üzerine eserler yazmış ve Endülüs'de astronomi bilimini en yüksek düzeye getirmiştir.

 

Kurtuba'da bir okul kurmuş ve birçok ünlü bilim adamı yetiştirmiştir. İbni Samh, İbni Saffar, Kirmeni, İbni Haldun ve Zehravi bunlardan bazılarıdır. Bu bilimadamları Makriti'nin çalışmalarını geliştirmişler ve kendi çalışmalarına taban kabul etmişlerdir.

 

Yaptığı en ünlü çalışma, Harezmi'nin Astronomi tablosundaki yanlışları düzeltmesidir. Ayrıca astronomi üzerine üç ayrı çalışmada bulunmuştur.

 

Matematik sahasında, Fi Tamami, Ilmi'l-Aded (Sayılar Teorisi) ve Mukmelat (Ticari Hesaplar) üzerine kitaplar yazmıştır.

 

 

Eb-ül Cûd:

 

(Muhammed ibni Leyt)

 

O da Ebü’l Vefa ekolünden yetişti. 7 ve 9 kenarlı düzgün polinomların çizimi ve triseksiyon meselesine ilişkin buluşlarıyla ün kazandı. Cebir denklemlerini tasnif etti. 1000 yılında yaşadığı bilinir.

 

Müsteşrik M.Contor , O’nun için “Usta Bir Matematikçi ifadesini kullanmıştır.

 

 

Emir Ebü Nasr:

 

El Biruni’nin hocasıdır. 1007 yılında en parlak devrini yaşayan bu matematikçinin ünlü eseri El Mıcısti Eş-Şahi’dir. Nasireddin Tusi’nin çok övdüğü Ebü Nasr’ın 1035 yılından önce öldüğü biliniyor.

 

 

İbn-i Yunus:

 

(950-1009)

 

Tam adı; Ali İbn-i Ebu Şaid Abdurrahman İbn-i Ahmet İbn-i Yunus Ebu'l Hasan el-Sedefi olan ve bilim tarihinde, Aben Jonis ülkemizde İbn-i Yunus olarak tanınan bu bilgin; Matematik ve Astronomi konularında hazırladığı eserlerle birlikte adını zamanımıza kadar ulaştırmıştır.Ebü’l Vefa ile aynı dönemde yaşamış astronom ve matematikçi.

 

Cebeli Mokattam rasathanesinde rasatlar yaptı ve ünlü Zîc-i Hakimî adlı eseri ile 18 yıldızın koordinatlarını içeren bir katalog düzenledi.

 

Zîc-i Hakimî adlı eserinde kendisinden sonra gelenlere bir çok astronomi trigonometri ve fizik bilgisi bırakmıştır.

 

Trigonometriye dair ileri bilgiler vardır.

 

Cos a cos b = ½ [cos (a-b) + cos (a+b)] formülünde benzer bir formül bulmuştur.

 

 

El Kerhî:

 

( ? – 1029)

 

Batılılar’ın “Arap Diophantus’u” adını verdikleri Bağdatlı matematikçi. 1010-1016 yıllarında yazdığı tahmin edilen El Fahri adlı cebir kitabında, cebirsel miktarlara ilişin rasyonel çözümler, kökler, birinci ve ikinci dereceden denklemler, belirsiz denklem sistemleri ve bunlara ait problemlerle, sayısal ve katsayılı bikuvadratik denklemler yer alır. El Kerhi şu belirsiz denklemlerin tam çözümlerini verdi:

 

x3+y3=z2,

 

x2 y3=z2,

 

x2-y2=z3,

 

x3+ax2=y3,

 

x3-bx2=y3.

 

Aynı tarihlerde yazdığı ve hesap üzerine olan El Kâfi Fi’l Hisap adlı eseri de meşhurdur.

 

 

El Nesevî:

 

Horasanlı matematikçi. Hint aritmetiğine ve Arşimet’in eserlerine ilişkin çalışmalar yaptı. 1013-1019 tarihleri arasında yazdığı ünlü eseri El Mukni’ de doğal sayıların kare ve küp köklerini veren yaklaşık formüller geliştirdi.

 

Açıyı üçe bölme meselesini yeni bir yöntemle çözdü. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmiyor.

 

 

İbn-i Sina

 

(Afşana 980 – Hemedan 1037):

 

 

Batıda Avicenna adıyla bilinen büyük fizikçi, filozof, matematikçi ve hekim.

 

Matematikte sayılar kuramını Diophantus yöntemleri üzerine kurarak, bu teoremlere önemli ekler yaptı.

 

Bir tam sayının 9’la bölümünden kalan artıkları bilindiğinde, bu sayının karesinin ve kübünün 9’la bölümünden kalan artıkları bulmak üzerine geliştirdiği yöntem meşhurdur. Esas ününü, felsefe ve tıp alanında yapmıştır.

 

 

El Heysem

 

(Basra 960 – Kahire 1039):

 

Latinlerin Alhazen dedikleri büyük Mısırlı bilgin. Optik üzerine yazdığı Kitab-ül Menazır adlı eseri Batı fiziğine başlangıç teşkil etmiştir

 

.Bu eser 1270 yılında Latinceye çevrilmiştir ve 16. Yüzyılın sonlarına kadar Avrupa’da önemini kaybetmemiştir. Astronomi ve matematiğe ilişkin eserlerinin sayısı 60’tan fazladır.

 

 

Bilardo veya küresel ayna problemini geometrik olarak çözdü. Geometri, cebir, sayılar kuramı, pratik hesap, konikler, pozisyon astronomisi, ağırlık merkezi problemleri vb. üzerine eserleri vardır.

 

 

El Biruni

 

Ebu’l Reyhan-ı Beyrunî

 

( Ket 973 – Gezne 1048 ):

 

11. yüzyılın ilk yarısının en ünlü astronom ve matematikçisi. Felsefe ve coğrafya alanlarında da çalışmalar yaptı. Sayılar kuramı, Hint (bilgi yelpazesi.net) hesabı, ay ve güneş tutulmaları, matematik coğrafya, enlem ve boylam tayini, kuyruklu yıldızlar, küre geometrisi gibi konularda yazılmış 113 kadar eseri (toplam sayfası 13.000 ‘u geçer) bilinir.

 

Geometride, açıyı üçe bölme problemini de içeren cetvel ve pergel ile çözülemeyen bir grup problem vardır ki, bunlar matematik tarihinde “Biruni problemleri” olarak bilinir.

 

Daire içine çizilmiş 9 kenarlı düzgün poligonun bir kenarının uzunluğunu özgün bir yöntemle hesapladı. Pi sayısının hesabı üzerine çalıştı, sinüsler teoremini kendine özgü bir yöntemle kanıtladı.

 

Trigonometriye sekant, cosecant ve cotangent fonksiyonlarını eklemiştir.

 

 

Küşyar Bin Lebban

 

(971-1029):

 

Dönemin ünlü Türk kökenli matematikçisi. Aritmetik, trigonometri ve astronomi alanlarında eserler verdi.

 

Menelaos teoremi ve sinüsler teoremi üzerine çalışmaları biliniyor. Ziyci el-Cami ve Zeyci el-Balığ adlı eserleri tanınır.

 

 

İbn-i Samah

 

( Grenata ?- Grenata 1035):

 

İspanya-İslam ekolünden matematikçi ve mühendis.

 

Sayılar kuramı, geometri ve takvim oluşturmaya ilişkin çalışmalarıyla ün kazandı.

 

 

El Zarkali:

 

(1029 ? –1087 ?)

 

Latinlerin Arzachel dedikleri İspanya-İslam ekolünün en ünlü astronom ve matematikçisi. İlk kez evrensel bir usturlab imal etti.

 

Küresel trigonometri üzerine çalıştı.

 

 

Ömer Hayyam:

 

( 1048 ? –1122 ? )

 

 

11. yüzyılın ikinci yarısının en ünlü matematikçi ve astronomu İranlı bilgin. Astronomi, müzik, fizik, matematik dallarında eserler verdi.

 

Üçüncü dereceden denklemlerin çözümlerine ilişkin genel bir yöntem geliştirdi.

 

Öklit’in paraleller aksiyomu üzerine özgün çalışmalar gerçekleştirdi. Günümüzdeki esas ününü şairliği ve rubaileriyle kazanmıştır.

 

Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmiyor. Bazı araştırmacılar 1048-1122 yılları arasında yaşadığını belirtiyorlar.

 

Daha geniş bilgi için Bilimsel Yazılar bölümünde ki Ömer Hayyam bakınız.

 

 

Şön-Hüo

 

(1011-1075):

 

Astronomi ve geometrideki çalışmalarıyla ünlü Çinli bilim adamı.

 

Seri toplamına ilişkin bazı problemleri çözdüğü ve dairesel bir yayın uzunluğunun yarıçapa bağlı ifadesini verdiği biliniyor.

 

 

Ebu Salt

 

(1067- 1133):

 

İspanya’da ün kazanmış İslam matematikçisi.

 

Geometri ve astronomiye ilişkin eserler vermiş olan Ebu Salt aynı zamanda bir fizikçiydi.

 

 

İbni Bace

 

(?-1138):

 

Batılıların Avenpace dedikleri Endülüs’ün yetiştirdiği en büyük matematikçi ve filozoflardan biri.

 

Eserlerinden çoğu felsefe, tıp ve fizik konusundadır. Matematik alanında iki eseri biliniyor.

 

 

İbrahim Bin Ezra

 

( Toledo 1096 – Roma 1167 ):

 

Toledo’da doğan İbrani matematikçi. Sayılar teorisi, takvimler, karekökler, astronomi üzerine eserleri vardır. Matematik tarihi açısından önemi olan ve aritmetik eğlenceleri kitaplarında yer alan Josephus problemi ünlüdür.

 

Problem şöyledir: 15 beyaz (bilgi yelpazesi.net) ve 15 siyah yuvarlak, bir daire çevresi üzerine öyle sıralanmak isteniyor ki, herhangi bir renkten itibaren 9’ar 9’ar sayılmak suretiyle her dokuzuncu yuvarlak, ilk seçilenle aksi renkte olsun.

 

 

Cabir İbn-Eflah:

 

Latinlerin Geber dedikleri Doğu astronom ve matematikçisi. En ünlü eseri Kitab-ül Hey’dir.

 

Küresel trigonometri ve transfer teoremleriyle uğraştı. Hipotenüsü c olan küresel bir ABC dik üçgeninde cos A = cos a sin B formülünü buldu. 1140-1150 civarında öldü.

 

Batı’da kendisindenYaman Matematikçi anlamında Calculorum Osor olarak bahsedilir.

 

 

El Esfezari:

 

Ömer Hayyam’ın çalışma arkadaşı, dönemin ünlü matematik ve fizik bilgini. Hayyam’dan önce öldüğü bilinmiyor, ama doğum tarihine ilişkin bir bilgi yok.

 

Öklit geometrisine ilişkin çalışmalar yaptı ve eserler verdi.

 

 

El Bağdadi:

 

Hayyam’ın bir diğer çalışma arkadaşı. Arap matematikçisi.

 

Öklit geometrisi ile uğraştı. Sayısal örnekleri içeren popüler bir kitabı Latince’ye çevrildi ve büyük etki yaptı.

 

1100’lerde parlayan bu matematikçinin doğum ve ölüm tarihleri bilinmiyor

 

 

Nasırüddin-i Tusi

 

( Horasan 1201 - Bağdat 1274 ):

 

“Türk Öklit’i” unvanıl büyük Doğu bilgini. Aritmetik, geometri, trigonometri, astronomi, optik, mineraloji, coğrafya, tıp mantık, felsefe, ahlak, müzik ve edebiyat alanlarında eserler verdi. Düzlem ve küre trigonemetrilerini sistemli biçimde inceledi.

 

Kitabı Şeklül Kutta eserinde küre üzerindeki büyük dairelerin oluşturdukları üçgen ve dörtgenlerin topolojik sentezinde o kadar ayrıntılı bir analiz yapmıştır ki, kendinden sonra modern analitik yöntemlerin bunlar aracılığıyla kolayca çıkarılması olanaklı olmuştur.

 

Öklit’in 5.(paraleller) aksiyomunu ikna edici bulmayarak, yerine yeni bir aksiyom denedi. Tusi, bu aksiyomla bir üçgenin iç açılarının toplamının 180 derece olduğunu kanıtladı ve buna dayanarak Öklit aksiyomunu çıkardı. Bu konuda yaptığı çalışmalarla modern Öklitdışı geometrilerin oldukça erken bir öncüsü olmuştur.

 

Tusi’nin geometri alanındaki gücü Tahrir-i Usul-ül Öklidis ‘de Oklidis’in ünlü Elements adlı kitabının tanıtımı niteliğinde olup, Yunanca aslından yapılmış çeviriye ekler suretiyle genişletilmiştir.

 

Yunan veBatı matematik dünyası sınırının en parlak yıldızı olan aksiyometrik düşünceleri ile modern geometrinin cesaretli bir önderi olmuştur.

 

 

Şemseddin Samârkandi:

 

1276’da en parlak devrini yaşamış Arap astronomu, matematikçisi ve mantıkçısı.

 

Öklit aksiyomlarıyla uğraştı. Yıldız takvimi de ünlüdür.

 

 

Gıyaseddin Cemşid

 

( ? – Semerkant 1436):

 

 

14. yüzyılın özellikle Semerkand’ da çalışmalar ve araştırmalarla tanınan en ünlü astronom ve matematikçisidir. Matematik tarihlerinde ondalık sistemin kaşifi sayılır.

 

Yüksek dereceden sayısal denklemlerin yaklaşık çözümlerine ilişkin bulduğu yöntemlerle de ünlüdür. 1 derecenin sinüsünü 18 ondalığa kadar, pi sayısını da 12 ondalığa kadar doğru olarak bulmuştur. En önemli eseri Risalet-ül Muhitiyye ve Miftah-ül Hitap’tır.

 

 

Kadızade Rumi

 

(Bursa 1337 – Semerkant 1449)

 

Semerkant’ta yetişerek ün kazanmiş büyük Türk matematikçi ve astronomudur. Semerkant Medresesi ve Semerkant medresesinde görev ve hizmetlerde bulunmuştur.

 

Başlıca eserleri: Risale fi’l – Hesab adlı aritmetik kitabı, geometri ile ilgili EşKalü’t-te’sis, trigonometri ile ilgili bir derecelik yayın sinüsünün hesaplama yöntemine ilişkin Risaletü’l –Ceyb (sinüs üzerine monografi) dir.

 

 

Uluğ Bey

 

(Sultaniye 1394 – Semerkant 1449)

 

 

Bilim tarihinde 15. Yüzyıl Astronomu olarak tanınır.Timur’un torunu, Şahruh’un oğlu Maveraünnehir’in Genel Valisi ve Timurlu devletinin İmparatorudur. Semerkant’ta medreseler yaptırdı.

 

Semerkant Rasthanesini kurdu. Bilim ve fenle uğraşarak ününü siyasetten çok bilim ve kültür alanında yaptı. Döneminde ünlü bilginleri toparlıyarak Semerkant’ı uygarlığın başlıca merkezi durumuna getirdi.Bunda Kadızade Rumi ve Gıyaseddin Cemşid ‘in büyük etkisi olmuştur.

 

Kendisini de Tarihçi, matematikçi ve gökbilimçiydi.Kurduğu Gözlemevinde yapılan gözlemler sonucu hazırladığı Uluğ Bey Ziyci adlı eseri Doğu ve Batı Bilim dünyasında bir kaç yüzyıl boyunca kullanılmıştır.

 

1841 ve 1853 de İngilizceye tercüme edilmiş ve bu eser hakkında son makale 1917 yılında Müşteşrik E.D.Knobel tarafından yazıldığı düşünülürse eserin yazıldığı tarihtan beş yüzyıl geçmesine rağmen etkinliğini sürdürmüştür.

 

 

Ali Kuşçu

 

(Semerkant ? – İstanbul 1474)

 

 

Türk-İslam Dünyasının büyük matematik ve astronomi bilgini.

 

Doğum yeri kesin olarak bilinmemekte; 15 yy.'ın başlarında 'ta doğduğu kabul edilmektedir..

 

Uluğ Bey'in hükümdarlığı sırasında Semerkant'ta ilk ve dini öğrenimini tamamladı. Küçük yaşta Matematik ve Astronomi'ye karşı aşırı bir ilgi duydu. Devrinin en büyük alimleri olan Uluğ Bey, Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddin Cemşid ve Muniüd'den aldığı ilimlerle yetinmeyip, daha fazlasını öğrenme arzusu ve isteği ile kimseye haber vermeden, sinesinde ünlü alimlerin toplandığı Kirman'a gitti. Kirman'da bulunduğu sırada akli ve nakli ilimleri üzerinde çalışmalara devam edip, burada "Hall-ül Eşkalil Kamer" risalesini, "Şerh-i Tecrid" adlı eserini hazırladı.

 

Kirman'dan tekrear Semerkant'a dönen Ali Kuşçu, Kazade Rumi'nin ölümü üzerine Uluğ Bey tarafından Semerkant Rasathanesi'ne müdür olarak tayin edildi.

 

Uluğ Bey'in katledilmesinden sonra Semerkant Medresesi'ndeki dersleri ile rasathanedeki çalışmalarına son vererek, Semerkant'tan ayrılıp Tebriz'e, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın yanına gitmiştir. Daha sonra Uzun Hasan tarafından Osmanlılar ile Akkoyunlular arasında barışı sağlamak amacı ile Fatih’e elçi olarak gönderilmiştir.

 

Elçilik görevini tamamlar tamamlamaz Fatih’in ısrarıyla İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'a geldiğinde II. Mehmet kendisini Ayasofya Medresesi'ne müderris olarak tayin etti. Bunun yanında kendi hususi kütüphanesinin müdürlük görevini (bilgi yelpazesi.net) de verdi. İstanbul Medreseleri'nde astronomi ve matematik dersleri vermiştir. Ali Kuşçu'nun çalışmaları neticesinde büyük gelişmeler görülmüş, bunda medsreselerde matematik derslerinin okutulmasında önemli rolu olmuştur.İstanbul’un enlem ve boylamını ölçmüş ve çeşitli Güneş saatleri yapmıştır.

 

Derslerine İstanbul'un meşhur alimleri de katılırdı. İlim sahasında hizmet ve adları il ün yapmış olan Hoca Sinan Paşa, Molla Lütfi ve Ali Kuşçu'nun oğlu Mirim Çelebi gibi alimler onun derslerinde yetiştiler. Ali Kuşçu yalnız telif eserleriyle değil, çalışma ve yol göstermesiyle devrini aşan büyük bir alimdir.

 

Ali Kuşçu’nun İstanbul Medreselerinde ders vermesiyle Osmanlılarda Pozitif bilimlerde bir canlanma yaşanmış ve 16. yüzyılda semeresini vermeye başlamış,Mirim Çelebi ve Takiyüddin gibi önemli astronomlar yetişmiştir.

 

Ölümü ise 16 Aralık 1474 olup, mezarı Eyyüp Sultan Türbesi yanındadır.

 

Eserleri:

 

Risale Fi'Hey'e: 1457 yılında, Semerkant'ta, Farsça olarak yazmıştır. Osmanlı Mühendishanesi'nde XIX. asır başlarında ders kitabı olarak okutuldu.

 

Risale Fi'l-Fethiye: Astronomiden bahseden bu eser, bir önceki eserin eklerle Arapça'ya çevrilmişidir. Bu eserde, ekliptiğin eğimini hesap eden Ali Kuşçu, "23 30 17 " olarak bulmuştur. Bugün bulunan değer ise, "23 27 00" dır. Bu iki değer arasındaki küçük fark, Ali Kuşçu'nun Astronomi'deki üstün bilgisini ortaya koyar.

 

Risale Fil Hesap: Matematik kitabıdır.

 

Risale Fil Muhammediye: Cebir ve hesap konularından bahseden matematik kitabıdır. Eserin son sayfasında Ali Kuşçu'nun kendi el yazısı ile bir imzası ve eserin 1472 yılında bittiğini belirten bir kayıt vardır.

 

Bunlardan başka Uluğ Bey Ziya'ine yazdığı şerh en mühim eseri olup, çok kıymetlidir.

 

 

 

Gelenbevi İsmail Efendi

 

 

(1730-1790)

 

osmanlimatematikcilerif Osmanlı Matematikçileri Kimlerdir, Osmanlının Matematikçileri

 

1730 yılında şimdiki Manisa’nın Gelenbe kasabasında doğan Gelenbevi İsmail Efendi, Osmanlı İmparatorluğu matematikçilerindendir. Asıl adı İsmail’dir. Gelenbe kasabasında doğduğu için ikinci adı onun bu doğduğu kasabadan gelir. Daha çok Gelenbevi adıyla ün kazanmıştır.

 

Önce, kendi çevresindeki bilginlerden ilk bilgilerini almıştır. Daha sonra, öğrenimini tamamlamak üzere İstanbul’a gitmiştir. Burada, çok değerli ve kültürlü öğretmenlerden yararlanıp matematik bilgisini oldukça ilerletmiştir. Müderrislik sınavına kazanarak 33 yaşında müderris olmuştur. Bundan sonra kendisini tümüyle ilme verip çalışmalarına devam etmiştir.

 

Gelenbevi, eski yöntemle problem çözen son Osmanlı matematikçisidir. Sadrazam Halil Hamit Paşa ve Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa’nın istekleri üzerine, Kasımpaşa’da açılan Bahriye Mühendislik Okulu’na altmış kuruşla matematik öğretmeni olarak atandı.

 

Bu atama ona parasal yönden bir rahatlık getirdi. Hakkında şöyle bir öykü anlatılır: ‘Bazı silahların hedefi vurmaması, padişah III. Selim’i kızdırmış ve bunun üzerine Gelenbevi’yi huzuruna çağırarak ona uyarıda bulunmuştur. Gelenbevi bunun üzerine hedefe olan uzaklıkları tahmin ederek gerekli silahlardaki düzeltmeleri yapmış ve topların hedefi vurmalarını sağlamıştır. Gelenbevi’nin bu başarısı padişahın dikkatini çekmiş ve padişah tarafından ödüllendirilmiştir.

 

Gelenbevi, Türkçe ve Arapça olmak üzere tam otuz beş eser bırakmıştır. Türkiye’ye logaritmayı ilk sokan Gelenbevi İsmail Efendi’dir.

 

 

 

Salih Zeki Bey

 

(1864-1921)

 

osmanlimatematikcilerif Osmanlı Matematikçileri Kimlerdir, Osmanlının Matematikçileri

 

1864 yılında İstanbul’da yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Boyabatlı Hasan Ağa, annesi Saniye Hanımdır. Anne ve babasının ölümü üzerine ninesi tarafından on yaşındayken Darüşşafaka’ya verildi. 1882 yılında Darüşşafaka’yı birincilikle bitirdi. Aynı yıl Posta ve Telgraf Nezareti Telgraf Kalemi (Fen Şubesi)’ne memur olarak atandı.

 

1884 yılında Nezaretin Avrupa’da uzman telgraf mühendisi ve fizikçi yetiştirme kararı üzerine birkaç arkadaşıyla birlikte Paris’e gönderildi ve burada Politeknik Yüksekokulu’nda elektrik mühendisliği öğrenimi gördü. 1887 yılında İstanbul’a döndü ve eski dairesinde elektrik mühendisi ve müfettiş olarak çalıştı. Ek görev olarak Mekteb-i Mülkiye’de (bugün Ankara Üniversitesi’ne bağlı Siyasal Bilgiler Fakültesi) fizik ve kimya dersleri verdi (1889-1900). Bu arada Rasathane-i Amire müdürlüğünde ve II. Meşrutiyetin ilanından (1908) sonra Maarif Nezareti Meclis-i Maarif üyeliğinde bulundu.

 

1910’da Mekteb-i Sultani (bugün Galatasaray Lisesi) müdürlüğüne atandı. 1912’de Maarif Nezareti müsteşarı, 1913’te Darülfünün-ı Osmani (bugün İstanbul Üniversitesi) rektörü oldu. 1917’de rektörlükten ayrıldıysa da üniversitedeki görevini Fen Şubesi (Fakültesi) (bilgi yelpazesi.net) Müderrisi (Profesör) olarak sürdürdü. Ömrünün sonuna doğru aklî dengesini kaybetti ve tedavi altındayken 1921 yılında Şişli’deki Fransız Hastanesi’nde öldü. Fatih Camiinin bahçesine gömüldü.

 

3 kez evlenmiş olan Salih Zeki, bu evliliklerden birini Halide Edip’le (Adıvar) yapmış, ölümünden kısa bir süre önce ayrılmıştı. Salih Zeki, önde gelen son dönem Osmanlı matematik bilginlerindendi.

 

İkdam, Darüşşafaka ve İktisadiyat gazeteleri ile Darülfünun dergisine sayısız katkıda bulundu. Dönemin ünlü bilginleriyle matematik ve fen bilimleri konusunda yazılı tartışmalara girdi ve bu konularda bir kısmı ders kitabı olmak üzere çok sayıda yapıt verdi.

 

Yapıtları: Hendese (Geometri) [lise ders kitabı]; Hikmet-i Tabiiye (Fizik) [lise ders kitabı]; Mebhas-ı Savt (Fonetik); Mebhas-ı Elektrik-i Miknatisi (Elektro Magnetizma); Mebhas-ı Hararet-i Harekiye (Termodinamik); Mebhas-ı Cazibeyi Umumiye (Genel Çekim); Mebhas-ı Elektrikiyet ve Şariyet (Elektrik ve Kılcallık); Hesab-ı İhtimali (İhtimaller Hesabı); Mebhas-ı Hareket-i Seyalat (Akışkanların Hareketi); Hendese-i Tahliliye (Analitik Geometri); Mebhas-ı Nazariye-i Temevvücat (Dalga Teorisi); Heyet-i Riyaziye (Matematik Astronomi); Kamus-u Riyaziyat (Matematik Ansiklopedisi); Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler). Son iki yapıtın tamamı, ayrıca Henri Poincare’den çevirdiği dört kitap basılmamıştır.

 

 

CAHİT ARF:

 

(1910 – 1997)

 

 

1910 yılında Selanik’te doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa’da Ecole Nor-male Superieure’de tamamladı (1932). Bir süre Galatasaray Lisesi’nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakül- tesi’nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya’ya gitti.

 

1938 yılında Göttingen Üniversitesi’nde doktorasını bitirdi. Yurda dön-düğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde profesör ve ordinaryus profersörlüğe yükseldi. Burada 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Ro-bert Koleji’nde Matematik dersleri vermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu.

 

Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kalifor-niya Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olrak görev yaptı. 1967 yılında yurda dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ay-rıldıktan sonra TÜBİTAK’a bağlı Gebze Araştırma Merkezi’nde görev aldı. 1985 ve 1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.

 

Arf İnönü Armağanı’nı (1948) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü’nü kazandı (1974). Cebir ve Sayılar Teori-si üzerine uluslararası bir sempozyum 1990′da 3 ve 7 Eylül tarihleri arasında Arf’in onuruna Siliv-ri’de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslarda 1984′te İstanbul’da ya-pılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur.

 

Cahit Arf 1997 yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı.

 

 

KERİM ERİM:

 

(1894 – 1952).

 

 

 

İstanbul Yüksek Mühendis mektebi’ni bitirdikten (1914) sonra Berlin Üniversitesi’nde Albert Einstein’in yanında doktorasını yaptı (1919).

 

Türkiye’ye dönünce, bitirdiği okulda öğretim ü-yesi olarak çalışmaya başladı. Üniversite reformunu hazırlayan kurulda yer aldı. Yeni kurulan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde analiz profesörü ve dekan olduğu gibi Yüksek Mü-hendis Mektebi’nde de ders vermeye devam etti.

 

Yüksek Mühendis Mektebi İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüştürülünce buradan ayrıldı ve yalnızca İstanbul Üniversitesi’nde çalış-maya devam etti. Daha sonra burada ordinaryüs profesör oldu. 1948 yılında Fen Fakültesi Dekanlığı’na getirildi.

 

1940 – 1952 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne bağlı Matematik Enstitüsü-’nün başkanlığını yaptı. Türkiye’de yüksek matematik öğretiminin yaygınlaşmasında ve çağ-daş matematiğin yerleşmesinde etkin rol oynadı.

 

Mekaniğin matematik esaslara dayandırıl-masına da öncülük etti. Matematik ve fizik bilimlerinin felsefe ile olan ilişkileri üzerinde de ça-lışmalarda bulunan Erim’in Almanca ve Türkçe yapıtları bulunmaktadır.

 

Bunlardan bazıları şunlardır:

 

Nazari Hesap(1931), Mihanik(1934), Diferansiyel ve İntegral Hesap(1945), Über die Traghe-its-formen eines modulsystems(Bir modül sisteminin süredurum biçimleri üstüne – 1928)

 

MATEMATİK DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
" SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

KONU ANLATIMLI DERSLER " SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

MATEMATİK DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI SORU BANKASI "
SAYFASINA GEÇMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<

MATEMATİK DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI "
SAYFASINA GEÇMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<

"
EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER
” SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

......

10. **Yorum**
->Yorumu: Çok güzeller ama yazsam mı diye düşünüyorum
->Yazan: Sıla uğur

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz:


Yorumunuzda Silmek istediğiniz kelime veya cümle varsa kelimeyi fare ile seçin
ve
delete tuşuna basın...

 


 E Mail
(Zorunlu Değil):