eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Türkçe dersi ile ilgili konu anlatımlar

AÇIKLAMA PARAGRAFI, ÖZELLİKLERİ, ÇEŞİTLERİ, AÇIKLAYICI ANLATIM (PARAGRAFTA ANLAM, PARAGRAF ÇEŞİTLERİ, TÜRLERİ) (TÜRKÇE DERSİ KONU ANLATIM)

 

Bir konuyu (bir sözü, kapalı bir ifadeyi, bir kavramı vb.) geniş kitlelerin anlayabileceği biçimde basitten karmaşığa, bilinenlerden bilinmeyenlere doğru açıklamayı hedefleyen nesnelliğin ağır bastığı paragraflardır.

 

Bir konunun ya da bir sorunun açıklandığı, öğretici yönü ağır basan paragraflara açıklama paragrafı denir.

 

Açıklama paragrafında, bir konu hakkında bilgisi olmayanları bilgilendirme, konuyla ilgili bilinmeyenleri açıklığa kavuşturma söz konusudur.

 

Bu anlatım biçiminde yazar okuyucuyu bilgilendirme amacı güder. “Ne, nasıldır?” sorularının cevabını verir.

 

Yazar anlatımını nesnel bir tutumla yapar ve işin içine duygularını karıştırmaz.

 

Ele alınan konuya göre terim ve bilimsel kavramlardan yararlanır.

 

Öğreticiliği esas alan anlatıma açıklayıcı anlatım denir.

 

Bilgi vermek amacı ile oluşturulan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir. Bu tür yazılarda amaç okuyucuyu bilgilendirmek, ona bir şeyler öğretmek olduğu için sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Açıklayıcı anlatımda yazar, duygularına yer vermez, nesnel bir anlatım hakimdir.

 

Açıklama paragrafı daha çok, ansiklopedilerde, ders kitaplarında, edebiyat, ahlak felsefe vb. konularda yazılan kitaplarda kullanılır.

 

 

Açıklama Paragrafına Örnekler:

 

Beyin, kafatasının içinde, beyin zarlarıyla örtülmüş, beyazımtırak ve yumuşakça bir kitle durumundaki sinir organıdır. Duyum ve bilinç merkezini oluşturan beyin, insanları hayvanlardan ayıran en önemli organdır. Bu yönüyle insan beyni hayvanlarda görülmeyen konuşma, bilinç, sevinç, üzüntü gibi eylem ve duyguların merkezdir. Dış dünyayla ilgili bütün ilişkiler, duyular aracılığı ile beyne iletilir, orada değerlendirilir ve vücudun gerekli tepkiyi göstermesi sağlanır. Gri ve beyaz hücrelerden oluşan beyin, kafatasının arkasında bulunan bir delikle omuriliğe bağlanır. Beyin ve omurilik, üç katlı koruyucu zarla sarılıdır. Beyne en yakın olan iç zar ile orta zar arasında beyin sıvısı denilen bir sıvı bulunur. Anatomik bakımdan beyin; beyin yarıküreleri, orta beyin, beyincik ve beyin sapından oluşur. (Bu açıklama paragrafında vücudumuzun en önemli organlardan bir olan “beyin” hakkında bilgi verilmiştir. Parçada, bu organın özellikleri ve işlevleri anlatılırken “hücre, omurilik, beyin sıvısı” gibi terim ve kavramlar kullanılmış, anlatım nesnel bir tutumla yapılmıştır.)

 

Şinasi, Tanzimat Döneminin en önemli şair ve yazarlarından biridir. Agâh Efendi ile birlikte ülkemizin ilk özel gazetesi Tercüman-ı Ahval’i, ardından tek başına Tasvir-i Efkâr gazetesini çıkarmıştır. Fransızcadan ilk şiir çevirilerini yapmış, ilk yerli oyunumuz Şair Evlenmesi’ni yazmıştır. Sanatçı, edebiyatımızda ilk makaleyi yazmış, nesirde bağ-fiillerle uzayıp giden cümleyi süsten kurtarıp düşünceyi ve anlaşılmayı ön plana almıştır. (Bu paragrafta ise Tanzimat Döneminin ünlü sanatçılarında Şinasi hakkında bilgi verilmiştir. Parçada, sanatçının çıkardığı gazetelerden, eserlerinden, nesir alanına yaptığı katkılardan söz edilmiştir. Sanatçıyla ilgili açıklamalar nesnel bir tutumla ortaya konmuştur.)

 

“Milyonlarca kişi kitap okuyor, müzik dinliyor, tiyatroya sinemaya gidiyor. Neden? Belli ki kendisini aşmak istiyor insan. Gerçek anlamda insan olmak istiyor. Ayrı bir birey olmakla yetinmiyor; bireysel (bilgi yelpazesi.net) yaşamının kopmuşluğundan kurtulmaya, bireyciliğinin bütün sınırlarıyla onu yoksun bıraktığı ama yine de onu sezip özlediği bir dostluğa, daha anlamlı bir dünyaya geçmek için çabalıyor.”

 

Kardelen, nergisgiller içinde sınıflanan Galanthus cinsi bitki türlerinin ortak adıdır. İçerdiği ve ilaç olabilme özelliği bulunan alkaloit ve lektinler nedeniyle, çok sayıda araştırmaya konu olmaktadır. Türkiye’de (bilgi yelpazesi.net) halk arasında, toprak üstündeki kısımları kalbi kuvvetlendirici, mideye iyi gelen ilaç; toprak altındaki kısımları ise taze haldeyken ezilerek, çıbanları olgunlaştırmak için hazırlanan lapa olarak kullanılır.

 

Yakup Kadri Karaosmanoğlu edebiyatımızın önde gelen sanatçılarından biridir. Roman, hikâye, anı gibi değişik alanlarda eserler vermiş olan sanatçı daha çok romanları ile tanınmaktadır. Romanlarında önceleri kişisel konuları işleyen sanatçı daha sonra toplumsal konulara yönelmiştir. "Kiralık Konak"ta nesiller arası duygu ve düşünce farklılıklarını işleyen sanatçı, "Yaban" romanında Kurtuluş Savaşı yıllarında köy yaşamını, köylü - aydın çatışmasını işlemiştir.

 

 

KONUYU DAHA İYİ ANLAMAK İSTERSENİZ

AŞAĞIDAKİ VİDEOMUZU İZLEYEBİLİRSİNİZ

 

 

ANLATIM BİÇİMLERİ (ÖZET ANLATIM)

 

Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir tasarıyı, bir olayı sözle ya da yazıyla ifade etmeye anlatım denir.

 

Birbirinden farklı konuları, olayları, gözlem ve izlenimleri anlatırken kullanılan yöntemlere ise anlatım biçimleri veya anlatın teknikleri denir.

 

Yazarın duygu veya düşüncelerini ya da bir olayı anlatırken kullandığı yöntemlerdir.

 

Anlatılan konunun sergileniş biçimleridir.

 

Her konunun sergilenişinde belli bir amaç gözetilir.

 

Amaca göre anlatım biçimlenir.

 

Doğru, güzel ve etkili anlatım için bu teknikler kullanılır.

 

 

1. ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM (ÖYKÜLEME)

 

Öyküleyici anlatımda yazar bir olay yazısı kullanmaktadır. Yani metinde bir olay vardır. Olayın da bir akış sırası vardır. Olaylar sırayla olur. Biri bitmeden diğeri gerçekleşmez.

 

Öyküleyici anlatımda gözümüzün önüne hareketlilik gelmez zorundadır. Yani okurken olaylar arka arkaya hareket etmek zorundadır.

 

Tasarlanmış veya yaşanmış bir olayın başkalarına sözle ya da yazıyla anlatıldığı anlatım biçimine öyküleme (hikâye etme) denir.

 

“Bana bu ince maşayı veriyor. Galiba yaz. Çok aydınlık, çok güneşli bir hava… Annem, konuşurken mavi tüylü bir yelpazeyi yavaş yavaş sallıyor. Ben kucağından kayıyorum. Beni kollarımdan tutarak yanına oturtuyor. Gümüş maşacığın halkasına parmağımı takıyor, annem görmeden ucunu ağzıma sokuyor, dişlerimle ısırıyorum. Konuştuğu sarı saçlı hanımın çarşafı mavi… Ben beyazlar giymiştim. Başım açık. Saçlarım çok... ”

 

“Derse geç kalmıştım. Hemen bir taksi tuttum. Taksici beni derse yetiştirmek için biraz hızlı sürdü. Önümüzde giden araç ani fren yapınca ona arkadan çarptık. Bereket, taksici hemen frene basmıştı da çarpışma hafif oldu. Tabiî ben de derse yetişemedim.” (Bu parçada kişi, okula giderken başına gelenleri anlatmış. Bu anlatımda dikkat ederseniz, bir olay zaman içinde anlatılmış. Derse geç kalıyor, taksi tutuyor, bindiği taksi başka bir araca çarpıyor. Demek ki bu parçanın anlatımında öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.

 

Uyarı: Öyküleme ile Betimleme Arasındaki Fark

Öykülemede olaylar, kişi veya kişilerin başından belli bir yerde ve belli bir zamanda geçer. Betimlemede ise zaman akış içinde değildir ve kişi veya kişilerin başından geçen herhangi bir olay söz konusu değildir. Yani betimlemede belli bir zamanda durur nitelikteki eylem veya varlıklar tanıtılır. Öykülemede ise zaman akış halindedir ve olaylar bu akış içinde verilir. Buna fotoğraf ve film örneğini verebiliriz: Fotoğrafta zaman, olay ve varlıklar donmuş durumdadır. İşte betimleme bu donmuş durumun sözcüklere dökülmüş şeklidir. Oysa filmde zaman, olay ve varlıklar hareket halindedir, işte öyküleme de belli bir zaman aralığında geçen olayları anlatan film gibidir.

 

 

2. BETİMLEYİCİ ANLATIM (BETİMLEME)

 

Varlıkların okuyucunun gözünde, zihninde canlanacak şekilde ayırt edici nitelikleriyle resim çizer gibi anlatılmasına betimleme (tasvir etme) denir. Yani betimleme yazıyla resim yapma sanatıdır.

 

Yazar bu anlatım biçiminde herhangi bir olayı, kişiyi, nesneyi veya bir olayı gördükleri kadarıyla anlatmaktadır. Bu anlatım biçiminde bolca sıfatlara yer verilir, çeşitli karşılaştırmalar yapılır. Adeta yazar gördüklerini resmeder.

 

Betimlemede amaç okuyucunun anlatılanı gözünde, zihninde canlandırmasını sağlamaktır.

 

Kişinin dış görünüşünün, fiziksel özelliklerinin (yüzü, gözü, saç rengi, kolları, bacakları, boyu vs.) yanı sıra iç dünyası ve karakter özelliklerini (sevdikleri, sevmedikleri, düşündükleri, tepkileri, duyguları, önem verdikleri vs.) anlatan yazılar da betimleme tekniğiyle anlatılmıştır.

 

Betimlemede gözlem esastır. Gözlemle elde edilen bilgiler açık, sade ve anlaşılır bir dille okuyucunun gözünde canlanacak şekilde anlatılır. Betimlemede yazar, tasvir edeceği varlığı kendi bakış açısına, kendi görüş ve değerlendiriş biçimine göre anlatır, betimlemeye kendi yorumunu katabilir.

 

Örnekler:

 

“Görülmeye değer bir yapıydı. Giriş kapısı kocaman, üzerinde bir tokmak vardı. Bina duvarları ise taştandı. Koca koca taşlar kesilerek adeta duvara monte edilmişti. Duvarın boyası moyası da yoktu. Tamamen doğal bir görünümü vardı. Eğer birine bu binaya tarif etmeye kalkışsanız o kişi ilk bakışta binayı tanırdı. Açık sarıya çalar bir rengi vardı binanın. İki kanatlı bir kapısı adeta sizi içeri çağırır. Pencereleri ise küçük küçüktü. Bir de tarihi anımsatan o heybetli bir duruşu.”

 

“Başımızın üstünde her zaman yeşil, iğne yapraklı dallardan örülü bir çatı var. Dallar öylesine sık ki, güneş ışığı aşağıya süzülemiyor bile. Ormanın içine doğru kilometrelerce uzayıp giden toprak bir yol… Çevredeki çiçeklerin insanı bayıltıcı kokusu ve kuşların tatlı nağmeleri vardı.” (Bu parçada ormanın içindeki bir yerin betimlemesi yapılmıştır. Yazar bunu yaparken kendi yorumunu da katmıştır.)

 

Uyarı: Öyküleme ile Betimleme Arasındaki Fark

Öykülemede olaylar, kişi veya kişilerin başından belli bir yerde ve belli bir zamanda geçer. Betimlemede ise zaman akış içinde değildir ve kişi veya kişilerin başından geçen herhangi bir olay söz konusu değildir. Yani betimlemede belli bir zamanda durur nitelikteki eylem veya varlıklar tanıtılır. Öykülemede ise zaman akış halindedir ve olaylar bu akış içinde verilir. Buna fotoğraf ve film örneğini verebiliriz: Fotoğrafta zaman, olay ve varlıklar donmuş durumdadır. İşte betimleme bu donmuş durumun sözcüklere dökülmüş şeklidir. Oysa filmde zaman, olay ve varlıklar hareket halindedir, işte öyküleme de belli bir zaman aralığında geçen olayları anlatan film gibidir.

 

 

3. AÇIKLAYICI ANLATIM

 

Bu anlatım biçiminde yazar okuyucuyu bilgilendirme amacı güder. “Ne, nasıldır?” sorularının cevabını verir.

 

Öğreticiliği esas alan anlatıma açıklayıcı anlatım denir.

 

Bilgi vermek amacı ile oluşturulan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir. Bu tür yazılarda amaç okuyucuyu bilgilendirmek, ona bir şeyler öğretmek olduğu için sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Açıklayıcı anlatımda yazar, duygularına yer vermez, nesnel bir anlatım hakimdir.

 

“Milyonlarca kişi kitap okuyor, müzik dinliyor, tiyatroya sinemaya gidiyor. Neden? Belli ki kendisini aşmak istiyor insan. Gerçek anlamda insan olmak istiyor. Ayrı bir birey olmakla yetinmiyor; bireysel (bilgi yelpazesi.net) yaşamının kopmuşluğundan kurtulmaya, bireyciliğinin bütün sınırlarıyla onu yoksun bıraktığı ama yine de onu sezip özlediği bir dostluğa, daha anlamlı bir dünyaya geçmek için çabalıyor.”

 

“Yakup Kadri Karaosmanoğlu edebiyatımızın önde gelen sanatçılarından biridir. Roman, hikâye, anı gibi değişik alanlarda eserler vermiş olan sanatçı daha çok romanları ile tanınmaktadır. Romanlarında önceleri kişisel konuları işleyen sanatçı daha sonra toplumsal konulara yönelmiştir. “Kiralık Konak”ta nesiller arası duygu ve düşünce farklılıklarını işleyen sanatçı, “Yaban” romanında Kurtuluş Savaşı yıllarında köy yaşamını, köylü – aydın çatışmasını işlemiştir.” (Örnekte görüldüğü gibi parçada “Yakup Kadri” okuyucuya tanıtılmış, sanatçının eserleri ile ilgili bilgiler verilmiştir.)

 

 

4. TARTIŞMACI ANLATIM

 

Bu anlatım biçiminde uygulanan durum : Herkesçe bilinen, kabul edilen fikirlerin değiştirilmesine yönelik çabadır. Yazar ortaya koyduğu durum ile sizin fikrinizi değiştirmeye yönelik çabalar sarf eder.

 

Yazarın kendi doğrularına okuyucuyu inandırmak, onu kendi gibi düşündürmek için kullandığı anlatım tekniğine tartışma denir.

 

Amaç kendi düşüncesini savunmak, varsa yanlış düşünceyi çürütmek olduğundan yazar, düşüncelerini sanki karşısında okuyucu varmış da onunla konuşuyormuş gibi ele alır. Kendi görüşünü ortaya koyar, karşıt görüşün dayanaksız olduğunu örnekleri ile gösterir.

 

Bu yöntemde önce eleştirilecek olan düşünce verilir. Yazar, kendi düşüncesinin doğruluğunu, eleştirdiği düşüncenin ise yanlışlığını savunur.

 

“Her dilden romanlar vardır. Peki, bu romanların içindeki duyguyu anlamak için o romanın yazıldığı dili bilmemiz mi gerekiyor? Asla. Hiç de gerek yok. O romanı dilimize çevirdiğimizi zaman çok daha insanı etkileyen, hatta büyüleyen o duyguları daha da iyi hissederiz. Çeviri romanlarını bu yüzden daha da çok seviyorum. Yazar beni alıyor, kendi memleketine, kendi dünyasına götürüyor, hayatına ortak ediyor. Bizim de aradığımız bu değil mi?” (Burada yazar, başka bir dildeki romanın kendi dilimize çevrildiği zaman daha da etkili olduğunu vurgulamaya çalışmıştır.)

 

“Bazı bilim adamları yanlış, anlaşılmaz bir Türkçe ile yazıyorlar. Üstelik bunlar, edebiyatçı olmadıklarını ileri sürerek, hoş görülmelerini de istiyorlar. Ama bu, mazeret olamaz. Çünkü bizim onlardan istediğimiz; duygu ve düşüncelerini düzgün bir dille yazmalarıdır. Bunun için de sanatçı olmaya gerek yoktur. Her insan ana dilini hatasız kullanacak ölçüde bilmelidir bence.”

Görüldüğü gibi yazar yukarıdaki parçada önce, eleştirdiği düşünceyi vermektedir. Dili yanlış kullanan bazı bilim adamlarını eleştirmektedir. Bu konuda hoş görülmeyi isteyen bilim adamlarını ise haksız bulmaktadır. Yazar, her insanın ana dilini düzgün, yanlışsız kullanması gerektiğini savunmaktadır. Bunun için de bazı bilim adamlarının iddia ettiği gibi sanatçı olmak gerekmediğini doğru görüş olarak okuyucuya aktarmaya çalışmaktadır.

 

                           Konularına Göre Paragraf Çeşitleri

·       Olay Paragrafı

·       Fikir Paragrafı

·       Betimleme Paragrafı

·       Çözümleme Paragrafı

·       Açıklama Paragrafı

·       Tartışma Paragrafı

·       Düşsel Paragraf

·       Mizahî Paragraf

Konularına göre paragraf türleri 8 ana kategoride incelenmektedir. Dilerseniz bu türlerin detaylarını açıklayalım.

Olay Paragrafı

Olay kelimesi dendiğinde aklımıza ilk gelen hikâye yazın türü gelmektedir. Aslına bakacak olursanız doğru bir bakış açısıdır. Hikâye unsurlarından olan ve hikâyenin bel kemiğini oluşturan, olaydır. Bu tarz paragraflar oluşturulmak isteniyorsa öncelikle aktarılacak olan duygu ya da düşüncelerin gerçek yahut gerçekleşmesi mümkün (kurmaca) durumlardan oluşturulması gerekmektedir. Uzun ya da kısa olabilir. Oluş sırası dediğimiz kronolojik sıralama ile veriliyor olması oldukça önemlidir. Bu tarz paragraflar yalnızca hikâyede değil roman türünde de karşımıza çıkmaktadır.

Fikir (Düşünce) Paragrafı

Makale ve eleştiri gibi öğretici yazın türlerinde daha çok karşımıza çıkmaktadır. Bir düşünceyi olduğu gibi aktarmak üzere yazarın kendi düşüncelerini işin içine katmadan oluşturduğu bir paragraf türüdür. Objektif (nesnel) bir bakış açısıyla yazılması gerekir. Zîra okuyucunun beklentisi de o yönde olacaktır.

Betimleme (Tasvir Etme) Paragrafı

Bulunulan bir yeri, bir duyguyu, bir düşünceyi, bir kişiyi gözümüzde canlandırabilecek biçimde anlatan paragraflardır. Bir nevi resmi tabloda değil de zihnimizde çizmek gibi bir şey, diyebiliriz. 2 şekilde yapılması mümkündür.

·        Açıklayıcı Betimleme: Nesnel, bir fotoğraf çeker gibi olanı olduğu gibi aktaran paragraflardır. Bu tür daha çok gezi yazısı, anı, biyografi, otobiyografi ve günlük gibi kişisel hayatı konu alan ve öğretici niteliğe sahip yazılarda kullanılır.

·        İzlenimsel (Sanatsal) Betimleme: Gözlenen varlıkların, kişinin iç dünyasında oluşturduğu etkilerle birlikte yansıtılmasıdır. Buradaki amaç, okura estetik bir zevk yaşatmaktır. Bu bakımdan öznel ifadelere çokça yer verilir. Hikâye ve roman türlerinde sıkça kullanılmaktadır.

ÖRNEK:

·        Saf, mavi bir sema... Çiçekli ağaçlar... Uyur gibi sessiz duran deniz...

Böyle bir betimleme Sanatsal Betimlemedir. Oldukça sanatlı ve süslü bir dil kullanarak betimleme yapılmıştır.

·        Akdeniz Bölgesi’nin çatısını Toros Dağları oluşturur. Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur.

Burada da bir betimleme yapılmıştır. Ancak süslü bir dil kullanmadan oldukça yalın ifadelerle anlatılmıştır. Bu yüzden Açıklayıcı Betimleme kullanılmıştır.

Çözümleme (Tahlil) Paragrafı

Bir konunun çözüme kavuşturulduğu ya da bir kişinin ruhsal-psikolojik yapısının tahlil edildiği paragraf türüdür. Bunu yaparken çok ciddi bir dil ile yapmaz. Daha sanatsal ifadelerle çözümlemeyi gerçekleştirir. Yani psikolojik bir makale ciddiyeti yoktur.

Açıklama Paragrafı

Nesnel (objektif) ifadelerin ağır bastığı bir paragraf türüdür. Olayları basit biçimden karmaşık biçime doğru anlatır. Bunun nedeni, çok daha geniş kitlelere hitap etme isteğidir.

Tartışma Paragrafı

Neden tartışırız, hiç düşündük mü? Ya da tartışma bir kavga mıdır? Sondan başlayalım, tabii ki bir kavga değildir. Gelelim tartışma sebebimize. Aslında tartışmayı, karşımızdaki kişiye düşüncelerimizi kabul ettirmek üzerine yaparız. Ortada belli ki uzlaşılamayan bir konu vardır ve biz, o konuda bizim düşüncelerimiz kabul görsün istiyoruzdur. Karşı tarafın düşüncelerini çürütme paragrafları da diyebiliriz. Bunu yaparken de “ama, fakat, lâkin” gibi bağlaçları çokça kullanan bir paragraf türüdür. Çünkü bu bağlaçlar düşüncenin akışını değiştirdiklerinden karşıt düşüncenin yanlışlığını ortaya koymak çok daha kolay olacaktır. 

Düşsel Paragraf

İnsanın hayal gücünün bir sınırı yoktur. Gerçeklemesi asla mümkün olamayacak şeyleri bile hayal eder insan. İnsan bunları hayal eder de yazıya dökmez mi? Elbette... İşte olağanüstü olay, kişi, yer ve durumlarla bezeli paragraflara düşsel paragraf denir.

Mizahî Paragraf

Mizah denince akla ilk gelen gülmektir. Doğrudur da... Tek fark, yalnızca gülmüyoruz; gülerken aynı zamanda düşünüyoruz da. Basit, sıradan şeylere değil kaliteli ve belli alt yapıya sahip durumlara gülmemizi sağlar. Öğreticilik yönü güçlüdür ve bunu güldürerek yaptığı için daha kalıcı olmaktadır. Nasrettin Hoca ve Aziz Nesin mizahı en iyi uygulayanlar arasında yer almaktadır.

 

 

 

 

 

 

PARAGRAF ÇEŞİTLERİ (ÖZET ANLATIM)

 

OLAY PARAGRAFI:

 

Uzun ya da kısa bir olay anlatılır. Duygu ve düşünceler gerçek ya da kurmaca bir olayın içinde verilir. Olaylar anlatılırken genellikle kronolojik akışa uyulur. Daha çok sanatsal metinlerde (hikâye, roman vb.) kullanılır.

 

Örnek:

 

Sınavların yapıldığı okul, karşı yöne düşüyordu. Yeniden geçtiler caddeyi, ürke ürke. Ara sokaktan yürüdüler. Yüksek bir duvarın yanındaki kapıda durdular. Okulun öğrenci giriş kapısıydı bu. İçerden uğultular geliyordu. Yağmur, taş duvarların arasından çıkan aykırı yeşillikleri parlatmıştı. "Bizden de erken gelenler olmuş. Geç meç kalmış olmayalım?" Hademe giyimli bir kadın, onlara doğru yürüdü taşlı yoldan. Bezgin, alışık bakışlarıyla anne, kızın üstünden dışarı bir şeye bakıyordu. Anne, saygılı sordu: "Geciktik mi acaba? Çocukların çoğu gelmiş." Hademe kadın ilgisiz, şöyle dedi: "Parasız yatılı imtihanlarının çocukları hep erken gelir. Hiç gecikmezler."

 

 

FİKİR, DÜŞÜNCE PARAGRAFI:

 

Belirli bir alanda bilgi vermek, bir düşünceyi anlatmak, okurları aydınlatmak üzere yazılan paragraflardır. Daha çok öğretici metinlerde (makale, eleştiri vb.) kullanılır. Tartışma paragraflarında olduğu gibi karşı çıkılan bir düşünce yoktur.

 

Örnek:

 

Yazar, okuruna söyleyeceği bir sözü, ileteceği bir mesajı olan insandır. Okur, yazar açısından hem bitmez tükenmez bir konu kaynağı hem de yaşamına yön vermek, renk katmak istediği bir topluluktur. Yazar, okuruna yerine göre bilgi, yeni bir görüş aktarır; yerine göre de yaşanmış olayları başka bir açıdan seyrettirir, yani yaşam deneyleri sunar. Yazar, okurunu insanlık sürecinde her yönden eğitme ve bilinçlendirme çabasındadır. Kendisinin ve yapıtının da ancak okurun ilgisiyle geçerli ve gerçek olabileceğini bilir. Bilir ki kendisini okursuz yapamayacak, okuru da yazarsız.

 

 

BETİMLEME PARAGRAFI:

 

Sözcüklerle varlıkların, mekânların resimlerinin çizildiği paragraflardır. Sanat metinlerinde (özellikle roman ve hikâyede) betimleme paragraflarına geniş yer verilir. Betimlemeler; açıklayıcı betimlemeler (nesnel, fotoğraf gerçekliğinde) ve sanatsal betimlemeler (izlenimsel, kişisel) biçiminde karşımıza çıkmaktadır.

 

Örnek:

 

Büyükçe bir oda... Sade döşenmiş. İç karartıcı bir yeşil kadifeyle kaplı ikili, üçlü koltuklar... Akçaağaç ve siyah deri bantların oluşturduğu ürkütücü bir renk zıtlığına sahip sandalyeler... Külleri temizlenmemiş yanmayan bir şömine... Çok açık bir krom sarısına boyanmış duvarlardan birini tümüyle kaplayan ağır meşe ahşaplı ve kesme camlı bir kütüphane... Kalın perdelerle kapatılmış pencerelerden bir kanat, içeriye biraz hava girmesi için açık bırakılmış. Fazla uzak olmayan Davos dağının tepesinden kopup gelen kar kokulu bir rüzgâr perdeyi havalandırıp odaya doluyor.

 

 

ÇÖZÜMLEME (TAHLİL) PARAGRAFI:

 

Bir konunun, bir yapıtın çözümlendiği ya da bir kişinin psikolojik yapısının tahlil edildiği paragraflardır. Sanatsal metinlerde (hikâye, roman vb.) ağırlıklı olarak kullanılır.

 

Örnek:

 

Sanki herkesin bütün işleri yolunda ve bütün dilekleri gerçekleşiyordur da bir onun işleri bozuktur, bir onun istekleri gerçekleşmiyordur. Kızgındır, ağlamak, haykırmak, isyan etmek çözüm değildir ki içindeki sıkıntıdan kurtulmak için yapmak istediği tüm şeyler, birilerinin onu akıl hastası olarak addetmesinden başka bir işe de yaramayacaktır; bilir bunu, bilir ve derin bir nefes alıp herhangi biri, sorunsuz, tanıdık biri olmaya çalışır yeniden. Evine gelir sonra odasına saklanır belki kaçmak için her gün gördüklerinden ve dünya yeniden başına yıkılır yalnız kaldığında.

 

 

AÇIKLAMA PARAGRAFI:

 

Bir konuyu (bir sözü, kapalı bir ifadeyi, bir kavramı vb.) geniş kitlelerin anlayabileceği biçimde basitten karmaşığa, bilinenlerden bilinmeyenlere doğru açıklamayı hedefleyen nesnelliğin ağır bastığı paragraflardır.

 

Örnek:

 

Edebiyat eserlerinden seçme parçalan bir araya toplayan kitaplara "antoloji" denir. Yunanca'daki "anthos" (çiçek) ile "legein" (toplamak) kelimelerinden türemiştir. İlk antolojileri Eski Yunanlılar derlemişlerdir. Bilinen ilk antoloji MÖ II. yüzyılda derlenmiştir. "Çelenk" adındaki bu antolojinin derleyicisi Meleagros'tur.

 

 

TARTIŞMA PARAGRAFI:

 

Bir düşünceye karşı çıkıp onu çürütmenin hedeflendiği, kendi görüşünü okura benimset­mek amacıyla yazılmış paragraflardır. Tartışma paragraflarında karşıt düşüncelere de yer verilir; bu yer verişin ardından "ama, fakat" gibi bağlaçlarla başlayan cümlelerle karşıt düşüncenin yanlışlığı ortaya konulmaya çalışılır..

 

Örnek:

 

Çocukluğunda kâşif olmayı düşleyenlerin kimsenin ayak basmadığı topraklara gitmek isteyişi gibi, neredeyse yazıyla uğraşan herkes de o güne kadar kimsenin yazmadığı cümleler yazma peşinde. Peki bu mümkün müdür sence? Hiç kimsenin yazmadığı bir cümle yazılabilir mi? Kimileri (bilgi yelpazesi.net) bunu deneyebilir, ama gramer kuralları doğrultusunda ilerleyeceğin için daha önce hiç yazılmamış anlamlı bir cümle yazmak neredeyse imkânsızdır. İşte bu sebepten yazarlar artık üsluba ve konulara daha çok önem vermelidir.

 

 

DÜŞSEL (FANTASTİK) PARAGRAF:

 

İnsanın hayal gücünün hiçbir sınırlamaya yer vermeden yansıtıldığı, olağa­nüstü olay, kişi ve durumlarla örülmüş paragraflardır.

 

Örnek:

 

Kitapçı düzenlediği senetleri "Birinci Kadın"a uzatır, sırıtarak alır kendisine ikram edilen suyu. Bir dikişte içtikten sonra, "Ne tatlıymış, hiç böyle su içmemiştim ben." der. Sözü biter bitmez de boncuk boncuk terlemeye başlar, titrer. Enine boyuna küçülmeye başlar büyük bir hızla. Şimdi sokak kapısının önünde, bir hamam böceğinin boyutlarına inmiştir. "İkinci Kadın" avucuna alır kitapçıyı, hızla oturma odasına seğirtir ve adamı iki kalın ansiklopedinin arasına koyar.

 

 

MİZAHİ PARAGRAF:

 

Okuyucu güldürmeyi, güldürürken de genellikle düşündürmeyi hedefleyen paragraflardır.

 

Örnek:

 

Kalabalık bir akşam yemeği sonrasında, kendisine bir konuşma yapması için ricada bulunulan büyüklerden biri, kalkıp yemekleri övmeye başlamış ve konuşmasını da uzatmış... Bir ara: "Bu güzel sofrada, eğer bir lokma daha yeseydim bu konuşmayı yapamayacaktım." deyince, Aziz Nesin seslenmiş: "Efendiye bir tabak daha verebilir miyiz?"

 

TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz:


Yorumunuzda Silmek istediğiniz kelime veya cümle varsa kelimeyi fare ile seçin
ve delete tuşuna basın...

 


 E Mail
(Zorunlu Değil):