eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Türkçe dersi ile ilgili konu anlatımlar > cümlenin öğeleri ile ilgili konu anlatımlar

NESNE, NESNENİN ÖZELLİKLERİ, ÇEŞİTLERİ, BELİRTİLİ NESNE, BELİRTİSİZ NESNE (1) (TÜRKÇE DERSİ KONU ANLATIM)

 

Öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlık ya da nesnedir.

 

Nesne, cümledeki kullanımına göre ikiye ayrılır:

 

1. Belirtili Nesne:

 

Öznenin yaptığı işten etkilenen öğe adın “i” (gösterme, belirtme) durumuyla çekimlenirse belirtili nesne görevi yapar.

 

Belirtili nesneyi bulabilmek için yükleme “Kimi? Neyi? Kimleri? Neleri?” sorularından uygun olan biri yöneltilir.

 

Örnek:

 

Çocuğun elindeki minik siyah köpeği hepimiz sevmiştik. (Neyi sevmiştik?)

          Belirtili Nesne

 

Bu işin peşinde olduğunu biliyorum, saklama. (Neyi biliyorum?)

       Belirtili Nesne

 

Seni de onu da yakından tanıyoruz. (Kimi tanıyoruz?)

Belirtili nesne

 

 

2. Belirtisiz Nesne:

 

Öznenin yaptığı eylemden etkilenen öğe, ad durum eklerinden biriyle çekime girmişse cümle içinde belirtisiz nesne görevi yapar.

 

Belirtisiz nesneyi bulmak için yükleme “Ne?, Neler?” sorusu yöneltilir.

 

Örnek:

 

Ona her zaman bir kucak dolusu çiçek götürürdüm. (Ne götürürdüm?)

                               Belirtisiz Nesne

 

Her gece, Kırmızı Başlıklı Kız adında bir masal anlatırdı. (Ne anlatırdı?

                          Belirtisiz Nesne

 

 

Nesnenin Özellikleri:

 

-Nesne, yalnızca yükleminde eylem olan cümlelerde bulunur. Yükleminde ad ve ad soylu sözcüklerin bulunduğu cümlelerde nesne olmaz.

 

Örnek:

 

Bu adam, sorduğum tüm soruları yanıtsız bıraktı.

                         Nesne                               Eylem

 

 

-Nesne, tek sözcük olabildiği gibi sözcük grubu da olabilir.

 

Örnek:

 

Kalemleri, defterleri, kitapları, üst üste yığdı.

            Nesne Öbeği

 

 

-Bazı cümlelerde ara söz, nesneyi açıklamak için kullanılır. Buna açıklamalı nesne denir. Bu söz, nesneyle birlikte tek öğe olarak değerlendirilir.

 

Örnek:

 

Babamı, o büyük insanı, bir daha görmeyecektim.

 Nesne   Açıklamalı Nesne

 

Yaşlı kadın, çocuğuo kuru, sıska vücudu – son bir kez kucakladı. 

                     Nesne      Açıklamalı   Nesne 

 

 

-Kimi bileşik cümlelerde birden çok çekimli eylemin ya da (bilgi yelpazesi.net) eylemsinin anlamını tek nesne tamamlayabilir, buna ortak nesne denir.

 

Örnek:

 

Kitabı eline aldı, bir süre okudu, sonra yerine koydu.

(“Kitabı belirtili nesnesi” aldı, okudu, koydu eylemlerinin ortak nesnesidir.)

 

 

-Eylemsiler ve eylemsilerin de yer aldığı çeşitli söz grupları cümlede nesne görevi yapar.

 

Örnek:

 

       Yan Cümle         /        Temel Cümle

Onun buraya gelişini /               görmedim.

      Belirtili Nesne        Yüklem

 

Ders çalışmayı        /   istemiyor.

Belirtili Nesne              Yüklem

 

 

CÜMLEDE NESNE ve NESNE ÇEŞİTLERİ

Türkçede nesne, öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlıktır. 2 tür nesne bulunmaktadır: Belirtili Nesne, Belirtisiz Nesne.

Belirtili Nesne: Cümlede tüm ögeleri bulabilmek için soruları yükleme sorarız. Belirtili nesneyi de bulabilmek için yükleme “KİMİ, NEYİ” sorularını yöneltiriz.

Örnekler:

·         Yapılan ihaleyi bir başka şirket kazandı. (Kazandı, yüklem. “Neyi” kazandı? Yapılan ihaleyi, bu da belirtili nesnedir.)

 

·         Öğretmenimiz, ödevlerimizi kontrol ediyor. (Neyi kontrol ediyor? - Ödevlerimizi)

 

·         Doktor, hastayı muayene etti. (Kimi muayene etti? - Hastayı)

 

Belirtisiz Nesne: Yükleme sorduğumuz “NE, KİM” sorusuna karşılık verilen cevap, bize belirtisiz nesneyi vermektedir. Burada dikkat etmeniz gereken konu, bu soruları yükleme sorduğumuzda özneyi de verebilmektedir. Bu bakımdan cümlenin ögelerini bulurken önce yüklem sonra özne daha sonra diğer ögeleri bulunuz. Aksi takdirde sizi yanıltacaktır.

Örnekler:

·         Kitap okudum. (Yüklem: okudum. Okuyan kim? Ben (Özne). Ben ne okudum? Kitap (belirtisiz nesne.)

 

·         Her sabah Türk kahvesi içerim. (İçerim: yüklem. İçen Kim? Ben (Özne). Ben her sabah ne içerim? Türk kahvesi (belirtisiz nesne).

 

·         Güzel bir resim çizdi." (Çizdim: yüklem. Çizen kim? O (Özne). O ne çizdi? Güzel bir resim (belirtisiz nesne)

NOT: Cümlenin ögelerini bulurken isim ya da sıfat tamlamalarını bölmeyiniz! Yüklem, birleşik fiil ya da deyim ise yine bölmeyiniz.

 

 

  

CÜMLENİN ÖĞELERİ, ARA SÖZ, ARA CÜMLE, CÜMLE VURGUSU (ÖZET ANLATIM)

 

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

 

Bir cümlenin oluşması için en önemli şart, kip ve şahıs bildiren bir unsurun bulunmasıdır. Yani eğer cümle içinde herhangi bir söz, haber veya dilek kiplerinden herhangi biriyle çekimli halde bulunuyorsa o, bir yargı bildiriyor demektir. Yargı bildirmek ise cümle olmanın en önemli koşuludur. Şahıs bildirmek, cümle olmak için her zaman gerekli değildir.

 

Cümlede bulunabilecek öğeler, yüklem, özne, nesne ve tümleçlerdir. Bunların özelliklerinin neler olduğunu şimdi ayrı ayrı görelim.

 

YÜKLEM

 

Cümlede kip ve zaman bildirerek yargıyı ortaya koyan temel unsurdur. Tek başına cümle özelliği gösterir. Diğer öğeler yüklemin tamamlayıcı öğeleridir.

 

Cümlede yüklemi bulmak için herhangi bir öğeye soru soramayız. Onu çekimli durumda bulunan sözcüklerden anlarız.

 

Örnek:

 

Biliyorum” sözü “bilmek” eyleminin şimdiki zamanla çekimlendiğini gösteriyor. Öyleyse yargı bildiriyor demektir. Dolayısıyla bir cümledir.

 

“Biraz önce gelen çocuk, kapıcının kızıydı.” cümlesindeki isim tamlaması yüklemdir.

 

“O, eskiden, yaramaz bir çocuktu.” cümlesindeki sıfat tamlaması yüklemdir.

 

 

 

ÖZNE

 

Cümlede yüklemin bildirdiği işi, hareketi yapan ya da oluş içinde bulunan öğedir. Cümlenin temel öğesidir. Ancak her cümlede bulunmak zorunda değildir.

 

Cümlede özneyi bulmak için yükleme “kim” ve “ne” sorularını sorarız. Ancak özellikle “ne” sorusu, nesneyi bulmak için de sorulduğundan, biz özne sorusunu yükleme değişik biçimde sorarız.

 

Örnek:

 

Öğretmen soruyu bana sordu.”

 

cümlesinde “sordu” yüklemdir. Özneyi bulmak için yükleme “Soran kim?” diye soruyoruz. Cevap olarak “Öğretmen” geliyor. Öyleyse cümlenin öznesi bu sözcüktür.

 

Cümlede özne yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, açık olarak verilebileceği gibi, yüklemin çekiminden de çıkarılabilir. Cümlede olmayan, yüklemdeki şahıs eklerinden anlaşılan bu tür öznelere “gizli özne” adı verilir.

 

“Sana bu kitabı iki günlüğüne verebilirim.”

 

cümlesinin yüklemi “verebilirim” sözüdür. Özneyi bulmak için “Veren kim?” diye soruyoruz, “Ben” cevabı geliyor; ancak bu söz cümlede yok, biz bunu yüklemin bildirdiği şahıstan çıkarıyoruz. Öyleyse bu cümlenin öznesi gizli öznedir. Bu özne cümlede var olan öğelerden biri sayılmaz. Yani “Geldim.” cümlesinde öznenin “ben” olduğu görülse bile bu cümle sadece yüklemden oluşmuş sayılır.

 

Her cümlede özne bulunmaz. Yani eylemi yapan bazen belli değildir.

 

“Kasabaya bu yoldan gidilmez.”

 

cümlesinde “Gidilmeyen ne, gidilmeyen kim?” gibi sorulara cevap alınmaz. Öyleyse cümlenin öznesi yoktur.

 

Bazı cümlelerde özne bulunmaz, bazılarında da “sözde özne” dediğimiz belirtisiz nesne olur. Edilgen eylemle kurulu tümcelerde "ne, kim" sorularına yanıt verecek özneymişcesine görünen, gerçekte eylemden etkilenen öğe.

 

Sözde Özne Örnekleri:

 

Sokakta yüksek sesle konuşulmaz. (Özne yok)

 

Bütün işler yapıldı. (Sözde özne var.)

 

Atlar arabaya koşuldu. (atlar/sözde özne)

 

Çiçekler sulanıyor. (çiçekler/sözde özne)

 

 

 

NESNE

 

Cümlede yüklemin bildirdiği işten etkilenen öğedir. Yükleme sorulan “kimi, neyi, ne” sorularına cevap verir.

 

Nesneler hal ekini alıp almamalarına göre iki grupta incelenir.

 

1. Belirtili Nesne

 

Nesne görevinde bulunan söz, “-i” hal ekini almışsa, nesneye belirtili nesne denir.

 

Çiçekleri annesine verdi.”

 

cümlesinde “Çiçekleri” nesnesi “-i” hal eki aldığından belirtili nesnedir.

 

2. Belirtisiz Nesne

 

Nesne görevinde bulunan söz “-i” hal ekini almamışsa nesne, belirtisiz nesnedir.

 

“Annesi için çiçek topladı.”

 

cümlesinde “çiçek” nesnesi bu eki almamış ve belirtisiz nesne olmuştur.

 

 

DOLAYLI TÜMLEÇ

 

Yüklemin yöneldiği, bulunduğu, çıktığı yeri gösteren öğedir. Yükleme sorulan “-e”, “-de” ve “-den” hal eklerini alan sorulara aynı ekleri alarak cevap veren sözcük ya da söz öbekleri dolaylı tümleç görevinde bulunur.

 

Yükleme “kime, nereye, nerede, nereden, neyden” soruları sorulur.

 

Soruların ve cevapların aynı ekleri alması zorunluluğu bunun diğer öğelerle karışmasına engel olur. Aşağıdaki örneklere bakayarak konuyu kayrayalım:

 

Örnekler:

 

“Elindeki kitap ve defterleri bana verdi.”

 

Dolaylı tümleci bulabilmek için yükleme “kime” sorusunu soruyoruz. Soru da cevap da aynı eki almış. Öyleyse “bana” sözü dolaylı tümleçtir.

 

“Sizinle ancak yaza görüşürüz.”

 

cümlesinde altı çizili sözcük de “-e” hal ekini almıştır. Ancak bu öğeyi bulmak için yükleme “ne zaman” sorusunu soruyoruz. Görüldüğü gibi soru hal eki almadan soruluyor. Öyleyse bu, “-e” hal eki almış olmasına rağmen dolaylı tümleç değildir.

 

Kimseye sormadan dışarı çıktı.”

 

cümlesinde ise altı çizili öğeyi bulmak için yükleme “nereye” sorusunu soruyoruz. Bu durumda soru, “-e” hal eki almış, ancak “dışarı” sözü aynı eki almamış. Öyleyse buna da dolaylı tümleç diyemeyiz.

 

Görüldüğü gibi sorular ve cevapların aynı ekleri alması koşulu, birbiriyle karışan öğeleri ayırt etmemizi sağlıyor.

 

Aynı durumu “-de” ve “-den” eklerinde de görebiliriz.

 

“Beni sınıfta iki saattir bekliyormuş.”

 

cümlesindeki altı çizili öğeyi cevap olarak almak için, yükleme “nerede” sorusunu soruyoruz. Öyleyse bu öğe dolaylı tümleçtir.

 

“Hepimiz iki saattir ayakta bekliyoruz.”

 

cümlesinde ise altı çizili öğeyi bulabilmek için yükleme “nasıl” sorusunu sormamız gerekiyor. Görüldüğü (bilgi yelpazesi.net) gibi soru “-de” ekiyle sorulmamış. Demek ki öğe dolaylı tümleç değil.

 

“O, iki gün önce buradan ayrıldı.”

 

cümlesinde altı çizili öğe “nereden” sorusuna cevap vererek dolaylı tümleç olmuş.

 

“Senin de gelmeni yürekten isterdim.”

 

cümlesinde altı çizili öğe “nasıl” sorusuna cevap verdiğinden dolaylı tümleç değildir.

 

“Şu elmadan üç kilo verir misin?”

 

cümlesinde altı çizili öğeyi bulmak için “neyden” sorusunu yükleme soruyoruz. Cevap geldiğinden öğe dolaylı tümleçtir.

 

“Hastalandığından gelmedi.”

 

cümlesinde altı çizili öğeyi ise “niçin” sorusuyla buluyoruz. Öyleyse bu, dolaylı tümleç değildir.

 

Örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Burada unutmamamız gereken, soruyla cevabın aynı ekleri (-e, -de, -den) almasıdır. Dolaylı tümleci bulduran soruları ezberlemek yerine, bunu kavramak daha avantajlı bir yoldur.

 

 

ZARF TÜMLECİ

 

Yüklemin zamanını, durumunu, miktarını, yönünü, koşulunu vb. bildiren öğelerdir.

 

Yükleme “ne zaman, nasıl, ne kadar vb” sorular sorulur.

 

Örnekler:

 

Hava kararmadan köye inmeliyiz.”

 

cümlesindeki altı çizili zarf “ne zaman”;

 

Dosta düşmana muhtaç olmadan yaşamalıyız.”

 

cümlesinde altı çizili zarf “nasıl”;

 

"Aldığı notlar şaşılacak kadar yüksekti.”

 

cümlesindeki altı çizili zarf “ne kadar”;

 

Tek bir söz bile söylemeden içeri girdi.”

 

cümlesindeki altı çizili zarf “nasıl”; sorularına cevap vermişlerdir.

 

Yükleme sorulan bu sorulara cevap veren öğeler daima zarftır.

 

 

Uyarı:nereye” sorusuna dikkat etmeliyiz. Çünkü bu soru dolaylı tümleci de buldurur. Ancak cevabın da aynı eki alması gerekir. Örneğin “içeri, geri, aşağı, yukarı gibi” yer yön zarfları Zarf Tamlayıcısıyken “içeriye, geriye, aşağıya, yukarıya gibi” kelimeler Dolaylı Tümleçtirler.

 

 

Uyarı: Cümleyi öğelerine ayırırken dikkat edilmesi gereken bir özellik de azlık - çokluk zarflarının kullanımıdır.

 

“O, çok çalışkan bir öğrencidir.”

 

cümlesinde yüklem, koyu renkli sözün tamamıdır. Çünkü “öğrenci” isimdir, “çalışkan” öğrencinin sıfatıdır. “çok” da çalışkan sıfatının zarfıdır. Dolayısıyla, “çok çalışkan bir öğrenci” sıfat tamlaması olduğundan bunlar birbirinden ayrılmaz. Oysa biz aynı cümleyi;

 

“O, çok çalışkandır.”

 

şeklinde kullansak, “çalışkandır” yüklem “çok” zarf tümleci olacaktır. Kısaca adlaşmış sıfatlar yüklem olduğunda, onun derecesini bildiren zarflar zarf tümleci olur. Çıkmış soruların birinde,

 

“Kafesteki kuşların tüyleri, şaşılacak kadar parlaktı.”

 

cümlesi verilmiş ve “şaşılacak kadar” öğesi “ne kadar parlak” sorusuna cevap verdiği için zarf tümleci olmuştur.

 

 

EDAT TÜMLECİ

 

Çıkmış sorularda, seçeneklerde bile olsa, edat tümleci adının geçtiği görülmemiştir. Ancak bazı soruların çözümünde yardımcı olduğu söylenebilir.

 

Dikkat: Eğer seçeneklerde “edat tümleci” adı geçmiyorsa, siz “edat tümleci” olarak gördüğünüz söz öbeklerine zarf tümleci de diyebilirsiniz.

 

Yüklemin ne ile, kimin ile, hangi amaçla, niçin yapıldığını gösteren söz öbeklerine edat tümleci denir.

 

Yükleme “ne ile, kimin ile, hangi amaçla, niçin vb” soruları sorulur.

 

“O, bütün yazılarını, dolma kalemle yazar.”

 

“Bu araştırmayı arkadaşlarıyla yapmış.”

 

“Bu yemekleri sizin için hazırladım.”

 

cümlelerindeki koyu renkli söz öbekleri edat tümleci sayılır.

 

 

CÜMLE DIŞI UNSUR:

 

Cümle içinde her söz, cümlenin bir öğesi durumunda değildir. Yükleme sorulan sorulara cevap vermeyen söz veya söz öbekleri cümle dışı unsur sayılır. Örneğin aşağıdaki cümleyi öğelerine ayıralım.

 

Ahmet, sana defalarca geç kalmamanı söylemedim mi?”

 

Görüldüğü gibi “Ahmet” sözü cümlede yükleme sorulan herhangi bir soruya cevap vermiyor yani cümle dışı unsurdur.

 

 

CÜMLE VURGUSU

 

Cümlede asıl anlatılmak istenen öğe vurgulanır. Biz konuşurken, önemsediğimiz öğeyi cümlenin herhangi bir yerinde ses tonumuzu yükselterek vurgulayabiliriz.

 

Ancak yazıda bunu yapamayacağımızdan, vurgulamak istediğimiz öğeyi yükleme yaklaştırırız. Yani cümlede yükleme en yakın öğe, en çok vurgulanan öğedir.

 

Yüklemden hemen önceki, yüklemin solundaki öge vurgulanan ögedir.

 

Örnek:

 

“O, beni, hep burada bekler.”

 

cümlesinde yükleme en yakın öğe dolaylı tümleç olduğundan, vurgulanan öğe de dolaylı tümleçtir odur.

 

 

ARA SÖZ, ARA CÜMLE

 

Cümleyi söylerken söz arasına sıkıştırılan, bazen bir öğenin açıklayıcısı, bazen cümle dışı unsur olan söz veya söz öbeklerine arasöz denir.

 

Eğer bu söz bir cümle ise “aracümle” diye de adlandırılır.

 

Arasöz daima açıkladığı öğeden sonra gelir.

 

Arasöz ve aracümleler iki virgül arasında ya da iki kısa çizgi arasında verilir.

 

Örnekler:

 

“O kasabayı, doğduğum yeri, bu kitapta tanıttım.”

 

cümlesinde “doğduğum yeri” sözü, kasaba hakkında söylenmiştir ve kasabayı açıklamaktadır. Öyleyse bu öğe nesneyi açıklayan bir arasözdür.

 

“Ahmet, siz de çok iyi bilirsiniz, derslerine pek çalışmaz.”

 

cümlesinde “siz de çok iyi bilirsiniz” sözü cümlenin geneli üzerinde açıklama yapan, ancak herhangi bir öğeyle ilgili olmayan bir arasözdür. Cümle dışı unsur olarak kabul edilir.

 

“Anneme - hayatını bana adayan kadına - saygıda kusur etmem.”

 

“Odaya girdiğimde, neden olduğunu bilmiyorum, içim garip bir hüzünle doldu.”

 

cümlelerinde koyu renkle gösterilen sözler de arasözdür.

 

TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

...

5. **Yorum**
->Yorumu: müthiş bir site
->Yazan: Tuba 

4. **Yorum**
->Yorumu: müthiş bir site artık Türkçe dersim çok iyi
->Yazan: Tuba

>Yazan: emre
>Yorum:
güzel türkçem 100 100 100.

>Yazan: MUHAMMED
>Yorum:
HARIKAAA OKULDAN IYI ANLADIM.

>Yazan: burcu
>Yorum:
çok harika bir site. Bana çok yardimci oldu.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: