Dinim İslam, İslamiyet, İslami Bilgiler > Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa'nın Hayatı (sav)

RAHİP BAHİRA'NIN PEYGAMBERİMİZ (SAV) İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ (PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HAYATI)

 

Busra Panayırına yakın küçük bir manastırda o sırada bir rahib yaşıyordu: Bahira... Bu rahib, Hıristiyanların o zaman hatırı sayılır bir alimi idi. Çünkü, manastırda bir kitap vardı ki, orada ibadete kapanan her rahib o kitaptan okuyarak Hıristiyanların en bilgili kimsesi olurdu. O güne kadar gelip geçmiş bütün rahibler de o kitaptan istifade etmişlerdi.94

 

Kureyş'in ticaret kafilesi, her sene olduğu gibi bu sene de rahibin bu manastırına yakın bir yerde konakladı. Garibtir ki, daha önceki seneler gelen Kureyş kervanının hiçbiriyle ilgilenmeyen, konuşmayan Bahira, bu sefer kafileye beklenmedik bir sürprizle yakın alaka gösterdi, hatta kendileri için bir ziyafet tertipledi.

 

Bu ilgi, bu ziyafet nedendi? Kafiledekileri düşündüren soru, bu idi!

 

Bilgin rahib, kafilede o ana kadar gözlerini şahid olmadığı bazı garibliklere şahid olmuştu: Manastırda, Kureyş kafilesini

 

Bahira'nın asıl adı, Circis veya Sercis'tir. Avrupalı tarihçiler, "Serciyus" derler. Kendisi bir Yahudi alimi iken, sonraları Hıristiyanlığı kabul etmiştir (İbni Hişam, Sire, c. 1, s. 191, dipnot 1). seyrederken, bir bulutun, Efendiler Efendisini gölgelediğini görmüştü! Kafile gelip bir ağacın altına konunca, aynı bulutun ağacı da gölgelediğini; ağacın dallarının ise, nur çocuğun üstüne adeta eğilip gölge ettiğini müşahede etmişti!

 

Bu garibliği görmüş olan Rahib Bahira, manastırından çıkarak, Mekkeli ticaret kafilesini çağirdi ve şöyle dedi:

 

"Ey Kureyşliler!.. Size yemek hazırladım. Bu ziyafetime, büyüğünüz küçüğünüz, hürünüz köleniz dahil hepinizin gelmesini istiyorum!"

 

Bahira'nın bu garib tavrı, Kureyşli tüccarların dikkatinden kaçmadı. Sebebini merak ettiler ve sordular: "Ey Bahira!.. Vallahi, bugün sende (bilgi yelpazesi.net) bambaşka bir hal var. Biz sana her gelişimizde uğrarız. Şimdiye kadar bize böyle bir şey yaptığın vaki değil. Sendeki bu hal nedir?"

 

Bahira, sırrını açıklamadı ve şu cevapla yetindi:

 

"Evet, gerçekten doğru söylediniz! Ama, ne de olsa, sizler misafirimsiniz. Bunun için sizi misafir etmek, yemek yedirmek, istedim. Buyurun yeyiniz!"

 

Davete icabet edildi ve sofraya oturuldu.

 

Ancak, kafileden, sofrada tek bir kişi eksikti: Bahira'nın aradığı, Kainatın Efendisi! Yaş itibarıyla en küçükleri olduğundan, kafilenin eşyalarını beklemekle vazifeli olarak ağacın altında oturuyordu.

 

Bahira, bütün dikkatiyle sofradakileri süzmekle meşguldü; ancak, aradığı nurlu sima yoktu aralarında... Sordu: "İçinizde yemeğe gelmeyen, geride kalan kimse var mı?"

 

Cevap verdiler: "Hayır ey Bahira!.. Senin davetine icabet edip gelmeyen kimse yok. Sadece bir çocuk var: Eşyalarımızı beklemek üzere bırakılmış bir çocuk!.."

 

Mukaddes kitapları dikkatle incelemiş olan ve onlardan Son Peygamber'in özellik ve alametlerini öğrenmiş bulunan Bahira, onun da gelmesini ısrarla istedi.

 

Kureyşli tüccarlar, Bahira'nın bu ısrarlı isteğini reddetmediler ve Kainatın Efendisi Nur Çocuğu da alıp getirdiler.

 

Efendiler Efendisi sofrada yemek yemekle meşgul iken, Bahira'nın gözleri bütün dikkat ve hayretiyle onun üzerinde dolaşıyordu. Her halini, her hareketini dikkatli bakışlarla süzmekteydi.

 

Bahira, aradığını bulmuştu! Maksadına erişmişti; zira, bütün dikkatiyle süzmekte olduğu nur çocuğun her hali ve her hareketi, yanındaki kitapta yazılı sıfatlara tıpatıp uyuyordu!

 

Yemek yendi. Sofradakiler dağılırken, Bahira, Kainatın Efendisi Peygamberimizin kulağına eğildi ve, "Bak delikanlı, Lat ve Uzza hakkı için sana soracağım şeylere cevap ver!"

 

Nur gözlerde bir tiksinti, bir nefret belirtisi: "Lat ve Uzza adına benden bir şey isteme. Vallahi, onlardan nefret ettiğim kadar hiçbir şeyden nefret etmem!"

 

Bahira, önceki teklifinden vazgeçti: "O halde, Allah hakkı için, sana soracaklarıma cevap ver!"

 

Peygamber Efendimiz, "Sor," dedi, "istediğini sor!"

 

Sorduğu her soruya aldığı cevap, Bahira'yı hayretler içinde bırakıyordu; çünkü, onun Son Peygamber hakkında bildiklerine aynen uyuyordu!

 

Son olarak, Kainatın Efendisinin sırtına baktı ve Peygamberlik Mührünü gördü!

 

Artık Bahira'da, seksiz şüphesiz kesin kanaat hasıl olmuştu: Bu genç, beklenen Son Peygamber idi!

 

Rahib Bahira ile Ebu Talib Baş Başa

 

Rahib Bahira, bu teşhisinden sonra, Efendimizin amcası Ebu Talib'in yanına vardı. Aralarında şu konuşma geçti:

 

"Bu çocuk senin neyin olur?" "Oğlumdur!"

 

"Hayır, o senin oğlun değil! Bu çocuğun babasının hayatta olmaması lazım!"

 

"Evet, doğru söyledin; o benim öz oğlum değil, yeğenimdir."

 

"Peki, babasına ne oldu?"

 

"Annesi bu çocuğa hamile iken vefat etti."

 

"Evet, doğru konuştun!"

 

Bahira açısından artık her şey apaçık ve kesin idi.

 

Sonunda, Peygamberimizin amcasına şu tavsiyede bulunarak hakperestliğini gösterdi:

 

"Bu yeğenini hemen memleketine geri götür! Onu hasetçi Yahudilerden koru. Vallahi, Yahudiler, çocuğu görüp de, benim farkettiklerimi onlar da farkederlerse ona kötülükte bulunurlar. Çünkü, senin bu yeğenin, ileride büyük şan ve nam kazanacaktır. Durma, onu hemen geri götür!'"35

 

Bu tavsiye üzerine Ebu Talib, mallarını orada satarak aziz yeğeniyle Mekke'ye geri döndü.96

 

Rahib Bahira gibi, birçok Hıristiyan ve Yahudi alimi, Resuli Ekrem Efendimizin sıfatlarını kitaplarında görmüşler ve, "Evet, kitaplarımızda (bilgi yelpazesi.net) Muhammedi Arabi'nin (s.a.v.) sıfatları yazılıdır." diyerek, hak bir itirafta bulunmuşlardır. Bu itirafa rağmen, yine de birçoğu İslam'ın şerefiyle şereflenmekten mahrum kalmışlardır.

 

Bu eşsiz bahtiyarlığa erenler arasında ise şunları sayabiliriz:

 

Abdullah İbni Selam, Vehb İbni Münebbih, Ebi Yasir, Şamul, Esid ve Sa'lebe b. Saye, İbni Bünyamin, Muhayrık, Kabu'lAhbar, Dağatır, İbni Nafur, Carud...97

 

Kur'anı Kerim, Ehli Kitap'ın bu hakperest alimlerinden şu ayetleriyle bahseder:

 

"Şüphe yok ki, onlar, hakkı itiraf etmek hususunda büyüklenmek istemezler. Peygamber'e indirilen Kur'an'ı dinledikleri zaman, hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Onlar, 'Ey Rabbimiz!.. Biz, Senin indirdiğine iman ettik. Artık, Sen, bizi hakka şahid olanlarla beraber yaz.' derler."9

 

Salih SURUÇ

 

PEYGAMBERİMİZ HZ MUHAMMED MUSTAFA'NIN (SAV) HAYATI
"
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

"
DİNİM İSLAM, İSLAMİYET, İSLAMİ BİLGİLER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: