eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Edebiyat dersi ile ilgili konu anlatımlar

                                                                   TİYATRO NEDİR? TİYATRO ÖZELLİKLERİ NELERDİR? GELENEKSEL TİYATRO VE MODERN TİYATRO NEDİR?

 


Tiyatro Nedir, Tiyatro Özellikleri Nedir? Geleneksel Tiyatro ve Modern Tiyatro

Tiyatro, bir olayın izleyiciler önünde canlandırılmasıyla şekillenen bu edebî türdür. Kültürel mirasımızın önemli bir parçasıdır. Sahne sanatlarının en etkileyici ve güçlü olanlarından biri olarak kabul edilen tiyatro; yüzyıllardır insanları eğlendiren, düşündüren ve duygulandıran bir tür olmuştur.

Tiyatro, temelde belirli unsurlar ve terimler üzerine kuruludur. Sahnenin kendisi, dekorlar, kostümler, oyuncuların performansları ve tabii ki seyirci kitlesi, tiyatronun vazgeçilmez bileşenleridir. Tiyatro eserleri bir metin üzerine kuruludur ve bu metin; olayların gelişimini, karakterlerin derinliklerini ve temasını belirler.

Tiyatronun kökenleri Antik Yunan'a kadar uzanır. Bu dönemde Dionysos adına yapılan dinî törenlerde, insanlar tarafından ritüel danslar ve şarkılarla tanrıların ve mitolojik hikâyelerin canlandırılmasıyla tiyatro ilk adımlarını atmıştır. Bu ritüeller, zamanla daha organize bir forma dönüşerek bugünkü tiyatro anlayışının temelini oluşturmuştur.

Tiyatro, insan duygularını ve düşüncelerini ifade etmenin güçlü bir yolu olmuştur. Oyuncuların sahnede karakterleri canlandırmasıyla izleyiciler; farklı hayatları, durumları ve insan ilişkilerini derinlemesine anlama fırsatı bulur. Tiyatro; toplumsal meseleleri ele almanın, tarihî olayları canlandırmanın ve insan psikolojisini keşfetmenin etkili bir yoludur.

Edebiyatımızda da önemli bir yer tutan tiyatro, sanatın ve kültürün zengin bir yansımasıdır. Sahne sanatlarının gücü ve etkisi, tiyatro sayesinde izleyicilerle buluşur. Bugün hâlâ dünya çapında tiyatro eserleri sahnelenmekte, bu değerli sanat türü insanların hayatlarına anlam katan bir unsur olarak varlığını sürdürmektedir.

Tiyatronun Özellikleri Nelerdir?

1.      Tiyatro, insanlık tarihindeki derin izlerini ve toplumsal önemini yansıtır.

2.      Tiyatro, dramatik bir sanat dalı olarak insanın tecrübelerini ve duygularını sahne üzerinde canlandırarak anlatır.

3.      Tiyatro, dramatik eserlerin sahnelenerek izleyiciyle buluştuğu bir sanat formudur.

4.      "Drama" olarak adlandırılan bu sanat dalı, olayların canlı bir şekilde sergilenmesiyle öne çıkar. Tiyatro eserlerinde olaylar ve karakterler, izleyicilere aktarılır.

5.      Tiyatro eserleri, perdelere ayrılarak sahnelenir.

6.      Perdeler, eserin bölümlerini ve zaman akışını belirler. Serim, düğüm ve çözüm evreleri, tiyatro eserlerinin temel yapı taşlarıdır. Bu evreler, olay örgüsünün gelişimini ve sonuca ulaşmasını sağlar.

7.      Tiyatro; konularını günlük yaşamdan, tarihten veya mitolojiden alır.

8.      Bu konular, izleyicilere tanıdık gelerek onların duygusal bağ kurmalarını sağlar. Tiyatro eserleri, klasik ya da çağdaş konuları ele alabilir ve izleyicilere derin düşünceler yaratır.

9.      Tiyatro, anlatımını doğrudan sahnede gerçekleştirir. Kâğıt, film gibi araçlara gerek duymadan oyuncuların performanslarıyla izleyicilere mesajını iletmeyi hedefler. Bu nedenle tiyatroda kullanılan konuşma çeşitleri olan diyalog, monolog ve tirad gibi teknikler önemli bir rol oynar.

10. Tiyatronun oluşabilmesi için temel unsurlar arasında eser, oyuncu, yönetmen, sahne ve seyirci bulunmalıdır.

11.  Bu unsurların bir araya gelmesiyle tiyatro eseri sahnelenir ve izleyiciyle buluşur. Tiyatro metinleri, sahnelenmek üzere özenle kaleme alınır ve olay örgüsü genellikle kahramanların konuşmalarıyla aktarılır.

12.  Tiyatro, insanların duygusal ve düşünsel olarak beslenmesini sağlayan bir sanat dalıdır. Tarihsel olarak da pek çok ülkede dinî törenlerden doğmuş ve zamanla gelişerek bugünkü hâlini almıştır.

Dünya Edebiyatında Tiyatro Örnekleri

Dünya edebiyatının kökenlerine indiğimizde tiyatronun insanlarla birlikte var olduğunu görürüz. Modern tiyatronun temelleri Antik Yunan'da, bağbozumu tanrısı adına düzenlenen dinî törenlerde atılmıştır. Bu törenlerde, insanlar keçi postuna bürünerek koro hâlinde şarkılar söyler ve birbirleriyle dans ederlerdi. M.Ö. 6. yüzyılda, koronun karşısına çıkan Thespis, klasik tiyatronun gelişiminde önemli bir rol oynayarak diyalog kullanımını başlatmıştır.

Daha sonra Aiskhylos ve Sophokles gibi isimler sahneye oyunlarını çıkararak tiyatronun ilerlemesine katkıda bulunmuşlardır. Bu süreçte koro, zamanla önemini kaybetmiş ve modern tiyatronun temelleri atılmıştır. M.Ö. 534'te Atina'da düzenlenen "ilk tiyatro şenliği", tiyatronun gelişiminde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu dönemde tiyatro; toplumun duygularını, düşüncelerini ve trajedilerini yansıtan güçlü bir ifade aracı hâline gelmiştir.

Dünya edebiyatının zirvesinde parlayan tiyatro eserleri, insanlık tarihindeki derin izleriyle seyircileri etkilemeye devam ediyor. Bu muazzam eserlerden bazılarını dilerseniz sıralayalım:

·        William Shakespeare'ın kaleminden çıkan "Hamlet", trajik kahramanıyla insan psikolojisinin karmaşıklıklarını ustalıkla işler. İhanetin, intikamın ve ahlâkî çatışmaların derinliklerine inen bu eser, Shakespeare'ın dehasını bir kez daha gözler önüne serer.

 

·        Sophokles'in antik Yunan döneminde yazdığı "Kral Oidipus", kaderin gücünü ve insanın kendi kaderini nasıl şekillendireceğini sorgular. İnsanın içsel çatışmalarını ve kaçınılmazlıklarını ele alan bu eser, çağlar boyunca insanlığın düşünsel yolculuğunda önemli bir yer edinmiştir.

 

·        Johann Wolfgang von Goethe'nin efsanevi eseri "Faust", insanoğlunun bilgiye duyduğu sonsuz açlığı ve bu uğurda neleri göze alabileceğini anlatır. İrade, şeytanlaşma ve içsel çatışmaların derinlemesine işlendiği bu eser, Goethe'nin dehasını tiyatro sahnesine taşır.

 

·        Bertolt Brecht'in "Üç Kuruşluk Opera" adlı eseri, sert eleştirileri ve toplumsal sorunlara getirdiği çözüm önerileriyle bilinir. Parayla ihanetle ve vicdanla örülü bu hikâye, seyircileri düşünmeye ve sorgulamaya teşvik eder.

 

·        Samuel Beckett'in modern klasiklerinden biri olan "Godot'yu Beklerken", varoluşsal soruları irdeler. Anlamsızlık, umutsuzluk ve bekleyişin absürt yansımalarını gözler önüne seren bu eser, tiyatroda yeni bir dönemin başlangıcını simgeler.

 

·        Anton Çehov'un ustalık eseri "Vanya Dayı", insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve yaşamın içsel çatışmalarını gözler önüne serer. Melankoli ve mizahın ustalıkla harmanlandığı bu eser, insan doğasının derinliklerine iner ve seyircileri etkisi altına alır.

Türk Edebiyatında Tiyatro ve Tiyatro Örnekleri

Türk edebiyatında tiyatroyu 2 döneme ayırmak yerinde olacaktır. İlki “Geleneksel Türk Tiyatrosu” diğeri ise “Modern Türk Tiyatrosu”

Geleneksel Türk Tiyatrosu

Geleneksel Türk tiyatrosu; kökenini "yuğ, sığır, şölen" gibi dinsel törenlerden almaktadır. Bu törenler; toplumsal birliği güçlendirmek, doğaüstü güçleri yatıştırmak ve bereketi artırmak amacıyla gerçekleştirilirdi. Geleneksel Türk tiyatrosu; köy seyirlik oyunları, meddah, orta oyunu Karagöz-Hacivat ve kukla oyunu gibi çeşitli türleri içermekte olup bu türlerin temelinde doğaçlama (tuluat) ve güldürü unsurları yer almaktadır. Oyunlardaki karakterler genellikle belirgin "tip" özellikleri taşır ve karakter derinliği daha azdır.

Tanzimat dönemiyle birlikte Osmanlı toplumunda ve kültüründe önemli değişimler yaşandı. Bu dönemde, Avrupa'dan gelen modernizasyon etkileriyle birlikte Türk tiyatrosu da evrilmeye başladı. Tanzimat döneminde, İbrahim Şinasi tarafından yazılan "Şair Evlenmesi", modern Türk tiyatrosunun ilk adımlarından biri olarak kabul edilir. Bu eser sergilenmek için yazılmamıştır. Tanzimat Dönemi’nde sergilenmek için yazılan ilk tiyatro eseri Namık Kemal’in “Vatan yahut Silistre” adlı tiyatro eseridir. Ayrıca Ahmet Vefik Paşa da "Moliere" gibi Avrupa tiyatro geleneğinden eserler çevirerek ve uyarlamalar yaparak Türk modern tiyatrosunun gelişimine katkıda bulunmuştur.

Orta Oyunu

Orta oyunu, Türk tiyatro geleneğinde özel bir yere sahip olan ve Karagöz oyununa benzerlik gösteren bir performans sanatıdır.  Seyircilerin etrafını sardığı geniş bir alanda sahnelenen bu oyun, "palanga" adı verilen yuvarlak veya oval bir alanda gerçekleştirilir.

Orta oyununun kökenleri oldukça eskiye dayanmaktadır ve 19. yüzyılda bugünkü şeklini ve adını almıştır. Bu oyun, belirli bir metne dayanmaz; tamamen doğaçlama tarzında oynanır. Karagöz'deki Kavuklunun karşılığı olan Kavuklu karakteri ile Hacivat'ın yerini alan Pişekâr karakteri, orta oyununun temel taşlarındandır. Diğer karakterler de genellikle Karagöz oyunundaki kalıplaşmış tiplerle benzerlik gösterir. Orta Oyununun bölümleri şu şekildedir: Mukaddime (Giriş), Muhavere Söyleşme), Fasıl (Oyun) ve Bitiş.

Karagöz-Hacivat Gölge Oyunu

Karagöz-Hacivat oyunu, Türkiye'nin kültürel mirası içinde önemli bir yere sahiptir. Bu oyunun Türkiye'ye girişi, 16. yüzyılda Mısır'dan gerçekleşmiştir. Ancak oyunun 17. yüzyılda tam şeklini aldığı bilinmektedir. Asıl merak uyandıran konu ise Karagöz ve Hacivat'ın gerçek kişiler olup olmadığıdır. Halk, bu iki karakteri o kadar benimsemiştir ki onları gerçek kişiler olarak görmek istemiş ve bazı söylentilerle onların gerçekten yaşadıklarını iddia etmiştir.

Bu söylentilerden biri; Sultan Orhan döneminde Hacivat'ın duvarcı, Karagöz'ün ise demirci ustası olduğu ve Bursa'da bir cami yapımında çalıştıkları yönündedir. Ancak söyleşmeleriyle diğer işçileri oyalayarak cami yapımını geciktirdikleri için Sultan Orhan tarafından ölümle cezalandırıldıkları iddiasıdır.

Karagöz'ün piri ve yaratıcısı olarak kabul edilen Şeyh Küşteri ise gerçekte oyunun kurucusu olup olmadığı konusunda kesin bilgiler bulunmamaktadır. Karagöz-Hacivat oyunu, Türk halkının kültürel ve sanatsal mirasına önemli katkılarda bulunmuş bir geleneğin parçasıdır. Bu oyun, yüzyıllardır insanları güldürmüş, eğlendirmiş ve düşündürmüştür. Bugün hâlâ yaşayan bir geleneğin temsilcisi olarak Karagöz-Hacivat oyunu, Türkiye'nin zengin kültürel dokusunu yansıtmaya devam etmektedir. Karagöz-Hacivat gölge oyununun bölümleri: Mukaddime, Muhavere, Fasıl ve Bitiş şeklindedir.

Meddah

Meddah oyunu; Türk kültüründe köklü bir geçmişe sahip olan ve halkı eğlendiren, taklitlerle dolu övücü hikâyeler anlatan bir sanat türüdür. Meddahlar, yüzyıllar boyunca Türkler tarafından büyük ilgi görmüş ve tiyatronun tek kişilik bir versiyonu olarak da nitelendirilmiştir. Sahne üzerinde seyircilerin karşısına çıkan meddahlar, onlardan daha yüksek bir yerde konumlanarak hikâyelerini anlatırlar.

Meddahların hikâyeleri genellikle "Haak dostum haak" beytiyle başlar ve seyircileri eğlendirirken aynı zamanda düşündürürler. Sahne üzerinde dekor veya perde gibi araçlar kullanılmaz; her şey meddahın zekâsına, bilgisine ve konuşma becerisine dayanır. Meddahlar, hikayelerinde canlandırdıkları karakterleri ağız özelliklerine göre konuşturur ve sahnede hayvanların da taklitlerini ustaca yapabilirler.

Meddahların kullandığı iki önemli eşya vardır: İlki terini silmek kullandığı mendil; ikincisi ise oyunu başlatmak ve seyirciyi sessizliğe çağırmak için kullandığı baston ya da sopadır. Hikâyelerini kıssa ile sonlandırır ve bir sonraki hikâyeyi ve nerede anlatacağını seyircilere duyururlar.

Kukla

Kukla oyunu, Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun önemli bir parçasıdır ve genellikle gölge oyunuyla karıştırılsa da kendine özgü bir tarihe ve kültüre sahiptir. Geleneksel Türk kukla tiyatrosunda çeşitli türler ve karakterler bulunmaktadır.

İskemle Kuklası, Türkiye'de sokak gösterilerinde sıkça kullanılan bir kukla türüdür. Göğüslerinden yatay bir ip geçirilen bu kuklalar, çalgılar eşliğinde dans ettirilerek gösteri yapılır.

El Kuklası ise daha yaygın bir kukla türüdür. Başları ve kolları tahtadan, gövdeleri ise bezden yapılan bu kuklalar, kuklacının eliyle kontrol edilir.

İpli Kukla ise daha az kullanılan bir türdür ve yapımı daha zordur. Kuklanın eklem yerleri bir ip ile bağlanır ve tahta bir parçaya tutturularak kontrol edilir.

Türk kukla tiyatrosunda karakterler genellikle keskin çizgilerle değil, daha yumuşak ve karakteristik özelliklerle belirtilir. Başlıca karakterler arasında İbiş ve İhtiyar yer alır. İbiş, genellikle efendisine bağlı, kurnaz ve hazırcevap bir karakterdir. İhtiyar ise zengin bir çiftlik sahibidir ve genellikle otoriter bir tavır sergiler. Bu karakterlerin dışında genç âşık delikanlı ve sevgilisi olan kız gibi ikincil karakterler de bulunur.

Köy Seyirlik Oyunları

Köy seyirlik oyunları; köy tiyatrosu olarak da bilinir ve genellikle bayramlarda, düğünlerde veya özel günlerde köy meydanlarında sergilenen, oyunculuk yeteneği olan köylüler tarafından hayattan alınmış komik olayları anlatan oyunlardır. Bu oyunlar, toplumun eksik yönlerini ve bozuk kişilikleri ele alırken amacı, ahlâkî bir mesaj vererek seyirciye ulaşmaktır. Doğaçlama tarzında sahnelenen bu oyunlar, seyircilere derin bir düşünme fırsatı verir.

Modern Türk Tiyatrosu

Modern Türk Tiyatrosu, köklü bir geçmişe sahip olan ve sürekli değişim içinde olan bir sanat dalıdır. Tiyatro sadece güldürmeyi hedeflemeyen, derinlikli ve düşündürücü eserler üretmeyi amaçlayan bir sanat türü olarak günümüzde de önemini korumaktadır. Bu sanat dalının gelişiminde önemli isimler ve dönemler bulunmaktadır.

Türk edebiyatında modern anlamda tiyatronun temelleri, İbrahim Şinasi'nin kaleme aldığı "Şair Evlenmesi" ile atılmıştır. Bu eser, Batılı anlamdaki ilk tiyatro örneği olarak kabul edilir ve Türk tiyatrosunun değişiminde önemli bir dönüm noktasıdır. Şinasi'nin eserinde işlediği konular arasında görücü usulü evlilik, yanlış batılılaşma ve kölelik gibi toplumsal meseleler bulunmaktadır.

Bunun yanında Ahmet Vefik Paşa, Moliere'den çeviriler yaparak ve Batı'dan uyarlamalar yaparak Türk tiyatrosuna önemli katkılarda bulunmuştur. Ayrıca Bursa'da bir tiyatro açarak tiyatronun Anadolu'ya yayılmasına da öncülük etmiştir.

Cumhuriyet Dönemi’yle birlikte devlet tiyatrolarının çoğalması, Türk tiyatrosunun daha da kurumsallaşmasını ve çeşitlenmesini sağlamıştır. Bu dönemde Ahmet Kutsi Tecer, Haldun Taner, Ahmet Muhip Dıranas, Tarık Buğra, Necati Cumalı, Güngör Dilmen, Recep Bilginer, Turan Oflazoğlu, Orhan Asena gibi değerli şairler ve yazarlar tiyatro alanında önemli eserlere imza atmışlardır.

Modern Tiyatro

Modern tiyatroyu 3 başlık altında toplayabiliriz: Trajedi, Komedi ve Dram.

Tragedya (Trajedi)

Trajedinin kökeni Antik Yunan edebiyatına dayanmaktadır. Bu edebî tür; seyircide korku, heyecan ve acıma gibi derin duygular uyandırarak ruhu kötülüklerden arındırma amacı güder. Genellikle tarih ya da mitolojiden alınan konularla işlenen trajedilerde, kötü sözcüklere yer verilmez ve yaralanmalar ile ölümler sahnede sergilenmez; bunlar sahne dışında, seyirciye aktarılır. Trajedilerde eğitimli ve soylu karakterler ön plandadır; genellikle krallar, kraliçeler, prensler hatta tanrılar trajedinin kahramanları arasında yer alır. Bu eserler genellikle 5 perdeden oluşur ve aralıksız olarak sahnelenir. Ayrıca manzum bir dille kaleme alınırlar. Trajedide koro ve diyalog olmak üzere iki önemli bölüm bulunur; koro, perde görevini üstlenir ve trajedinin duygusal atmosferini pekiştirir. Önemli trajedi yazarları arasında Euripides, Aiskhylos, Sophokles, Racine ve Corneille gibi isimler bulunmaktadır.

Komedi

Komedi, toplumun veya bireylerin eksik yönlerini mizahî öğelerle sunarak eğlendiren bir tiyatro türüdür. Bu türde; korkaklık, dalkavukluk, cimrilik gibi insan hâlleri abartılarak izleyiciyi güldürmeyi hedefler. Aynı zamanda düşündürmeyi amaçlar ve günlük yaşamdan alınan konularla sıradan insanları kahraman olarak işler.

Komedide, kaba sözler ve şakalar önemli bir yer tutar. Ancak bu şakaların amacı sadece gülmece değil, aynı zamanda toplumsal eleştirileri ve mesajları da içermektedir. Bu nedenle komedinin altında ciddi bir düşünsel derinlik bulunabilir.

Komedide trajediye kıyasla ölüm, yaralanma gibi olaylar daha hafif ve gülünç bir şekilde sahnelenebilir. Diyologlar ve koro bölümleriyle şekillenen komedinin koro, perde görevini üstlenerek izleyiciye rehberlik eder ve onların duygusal tepkilerini yönlendirir.

Aristophanes ve Moliere gibi büyük tiyatro ustaları, komedinin önemli temsilcilerindendir ve eserleriyle bu türün zenginliğini ortaya koymuşlardır. Komedinin gücü, insan doğasının çeşitliliğini ve toplumsal dinamikleri ele alarak izleyiciye hem eğlence hem de düşünce sunmasıdır.

Dram

Dram, yaşamın acı ve komik yönlerini bir arada göstermeyi amaçlayan bir tiyatro türüdür. Bu tür, 18. yüzyılda klasisizme bir tepki olarak ortaya çıkmıştır ve romantizm akımıyla güçlenmiştir. Dram, konularını günlük yaşamdan ve ulusal tarihten alırken karakterleri trajedinin aksine tek boyutlu olarak tasvir eder. Karakterler tamamen iyi ya da tamamen kötüdür.

Dramda, trajedinin aksine kaba ve kötü sözler sıkça kullanılır ve ölüm gibi ciddi olaylar sahnede canlandırılır. Bu durum, izleyiciye gerçek yaşamın karmaşıklığını ve çelişkilerini göstermeyi amaçlar. Dram hem nazım (şiir) hem de nesir (düzyazı) biçiminde yazılabilir ve perde sayısı yazarın tercihine bırakılmıştır.

Bu türün ilk örneklerini William Shakespeare vermiştir ve ilkelerini Victor Hugo gibi romantizm akımının öncüsü olan bir kişi belirlemiştir. Dram, sahne sanatları içinde önemli bir yere sahip olmuş ve izleyicilere yaşamın derinliklerini keşfetme fırsatı sunmuştur.




EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiye ederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: