eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Türkçe dersi ile ilgili konu anlatımlar > paragrafta anlam ile ilgili konu anlatımlar

 

ANLATIM TEKNİKLERİ (ANLATIM BİÇİMLERİ)

Sanatçının, bir konuyla ilgili duygu ve düşüncelerini ortaya koyma biçimine anlatım tekniği denir. 4 ana başlık altında toplayabiliriz:

·         Açıklama (Açıklayıcı Anlatım)

·         Tartışma (Tartışmacı Anlatım)

·         Betimleme (Betimleyici Anlatım)

·         Öyküleme (Öyküleyici Anlatım, Hikâye Etme)

Anlatım teknikleri bu ana başlıklar altında toplansa da bunlarla sınırlı değildir elbette. Kullanılan farklı teknikler de vardır:

·         Öğretici Anlatım

·         Kanıtlayıcı anlatım

·         Çoşku ve Heyecana Bağlı (Lirik) Anlatım

·         Destansı (Epik) Anlatım

·         Emredici Anlatım

·         Düşsel (Fantastik) Anlatım

·         Gelecekten Söz Eden Anlatım

·         Söyleşmeye Bağlı Anlatım (Diyalog)

·         Mizahî Anlatım

Öğretici Anlatım: Ders kitabı, ansiklopedi gibi türlerde kullanılan anlatım türüdür.

Kanıtlayıcı Anlatım: Yazarın, ortaya attığı düşünceyi okura kabul ettirmek için başvurduğu bir anlatım türüdür.

Kanıtlayıcı Anlatım: Sayısal verilerden, belgelerden faydalanarak bir konuyu ispatlama amacıyla yazılan yazılardır. Tartışmacı anlatımlarda, okuyucuyu ikna etmek için kanıtlayıcı anlatıma başvurulabilir.

Tartışmacı Anlatım: Savunulan düşünce mutlaka vardır. Tartışmacı anlatımda amaç, fikri, görüşü, kanıyı değiştirmektir.

Coşku ve Heyecana Bağlı (Lirik) Anlatım: Duygusal yönü ağır basan şiirlerdeki anlatım tekniğidir.

Örnek:

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum

Destansı (Epik) Anlatım: Kişilerin olağanüstü özellikler verilerek yüceltildiği anlatımlardır. Bu anlatım hem şiirde hem düzyazılarda kullanılabilir.

Örnek:

KUVAYI MİLLİYE DESTANI’ndan

Dağlarda tek tek
Ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
Şayak kalpaklı adam
Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Güzel, rahat günlere inanıyordu
Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
Birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: “Üç” dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
Eğildi, durdu.

                                                      Nazım Hikmet

Emredici Anlatım: Öğüt bildiren, bir işin nasıl yapılması gerektiğini açıklayan, yol göstermeyi amaçlayan anlatımdır.

Düşsel (Fantastik) Anlatım: Hayal ürünü olan ve olağanüstü nitelikler yaşayan olayların yansıtıldığı anlatımdır. Masallarda, bilim kurgu romanlarında ve filmlerinde kullanılır.

Gelecekten Söz Eden Anlatım: Gelecekte gerçekleşebilecek olayları kurgusal bir biçimde aktaran anlatımdır. Bu anlatım türünde öngörüler yansıtılır.

Söyleşmeye Bağlı Anlatım: Tiyatroda olduğu gibi kişiler arasındaki karşılıklı konuşmaya dayalı anlatımdır. Karşılıklı konuşmalara “diyalog”, kendi kendine yapılan konuşmaya ise “monolog” denir.

Mizahî Anlatım: Komik olayların anlatıldığı; eğlenmeyi, güldürmeyi ve düşündürmeyi amaçlayan anlatımlardır. Özellikle fıkralarda kullanılır. 



 

 

 

 

 

ANLATIM BİÇİMLERİ KONU ANLATIM ANLATIM TEKNİKLERİ KONU ANLATIM İLGİLİ GENEL BİLGİ (PARAGRAFTA ANLAM) (TÜRKÇE DERSİ KONU ANLATIM)

 

Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir tasarıyı, bir olayı sözle ya da yazıyla ifade etmeye anlatım denir.

 

Birbirinden farklı konuları, olayları, gözlem ve izlenimleri anlatırken kullanılan yöntemlere anlatım biçimleri veya anlatım teknikleri denir.

 

Yazarın duygu veya düşüncelerini ya da bir olayı anlatırken kullandığı yöntemlerdir.

 

Anlatılan konunun sergileniş biçimleridir.

 

Her konunun sergilenişinde belli bir amaç gözetilir, amaca göre anlatım biçimlenir.

 

Doğru, güzel ve etkili anlatım için bu teknikler kullanılır.

 

 

1. ÖYKÜLEYİCİ ANLATIM (ÖYKÜLEME)

 

Öyküleyici anlatımda yazar bir olay yazısı kullanmaktadır. Yani metinde bir olay vardır. Olayın da bir akış sırası vardır. Olaylar sırayla olur. Biri bitmeden diğeri gerçekleşmez.

 

Öyküleyici anlatımda gözümüzün önüne hareketlilik gelmez zorundadır. Yani okurken olaylar arka arkaya hareket etmek zorundadır.

 

Tasarlanmış veya yaşanmış bir olayın başkalarına sözle ya da yazıyla anlatıldığı anlatım biçimine öyküleme (hikâye etme) denir.

 

“Bana bu ince maşayı veriyor. Galiba yaz. Çok aydınlık, çok güneşli bir hava… Annem, konuşurken mavi tüylü bir yelpazeyi yavaş yavaş sallıyor. Ben kucağından kayıyorum. Beni kollarımdan tutarak yanına oturtuyor. Gümüş maşacığın halkasına parmağımı takıyor, annem görmeden ucunu ağzıma sokuyor, dişlerimle ısırıyorum. Konuştuğu sarı saçlı hanımın çarşafı mavi… Ben beyazlar giymiştim. Başım açık. Saçlarım çok... ”

 

“Derse geç kalmıştım. Hemen bir taksi tuttum. Taksici beni derse yetiştirmek için biraz hızlı sürdü. Önümüzde giden araç ani fren yapınca ona arkadan çarptık. Bereket, taksici hemen frene basmıştı da çarpışma hafif oldu. Tabiî ben de derse yetişemedim.” (Bu parçada kişi, okula giderken başına gelenleri anlatmış. Bu anlatımda dikkat ederseniz, bir olay zaman içinde anlatılmış. Derse geç kalıyor, taksi tutuyor, bindiği taksi başka bir araca çarpıyor. Demek ki bu parçanın anlatımında öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.

 

Uyarı: Öyküleme ile Betimleme Arasındaki Fark

Öykülemede olaylar, kişi veya kişilerin başından belli bir yerde ve belli bir zamanda geçer. Betimlemede ise zaman akış içinde değildir ve kişi veya kişilerin başından geçen herhangi bir olay söz konusu değildir. Yani betimlemede belli bir zamanda durur nitelikteki eylem veya varlıklar tanıtılır. Öykülemede ise zaman akış halindedir ve olaylar bu akış içinde verilir. Buna fotoğraf ve film örneğini verebiliriz: Fotoğrafta zaman, olay ve varlıklar donmuş durumdadır. İşte betimleme bu donmuş durumun sözcüklere dökülmüş şeklidir. Oysa filmde zaman, olay ve varlıklar hareket halindedir, işte öyküleme de belli bir zaman aralığında geçen olayları anlatan film gibidir.

 

 

2. BETİMLEYİCİ ANLATIM (BETİMLEME)

 

Varlıkların okuyucunun gözünde, zihninde canlanacak şekilde ayırt edici nitelikleriyle resim çizer gibi anlatılmasına betimleme (tasvir etme) denir. Yani betimleme yazıyla resim yapma sanatıdır.

 

Yazar bu anlatım biçiminde herhangi bir olayı, kişiyi, nesneyi veya bir olayı gördükleri kadarıyla anlatmaktadır. Bu anlatım biçiminde bolca sıfatlara yer verilir, çeşitli karşılaştırmalar yapılır. Adeta yazar gördüklerini resmeder.

 

Betimlemede amaç okuyucunun anlatılanı gözünde, zihninde canlandırmasını sağlamaktır.

 

Kişinin dış görünüşünün, fiziksel özelliklerinin (yüzü, gözü, saç rengi, kolları, bacakları, boyu vs.) yanı sıra iç dünyası ve karakter özelliklerini (sevdikleri, sevmedikleri, düşündükleri, tepkileri, duyguları, önem verdikleri vs.) anlatan yazılar da betimleme tekniğiyle anlatılmıştır.

 

Betimlemede gözlem esastır. Gözlemle elde edilen bilgiler açık, sade ve anlaşılır bir dille okuyucunun gözünde canlanacak şekilde anlatılır. Betimlemede yazar, tasvir edeceği varlığı kendi bakış açısına, kendi görüş ve değerlendiriş biçimine göre anlatır, betimlemeye kendi yorumunu katabilir.

 

Örnekler:

 

“Görülmeye değer bir yapıydı. Giriş kapısı kocaman, üzerinde bir tokmak vardı. Bina duvarları ise taştandı. Koca koca taşlar kesilerek adeta duvara monte edilmişti. Duvarın boyası moyası da yoktu. Tamamen doğal bir görünümü vardı. Eğer birine bu binaya tarif etmeye kalkışsanız o kişi ilk bakışta binayı tanırdı. Açık sarıya çalar bir rengi vardı binanın. İki kanatlı bir kapısı adeta sizi içeri çağırır. Pencereleri ise küçük küçüktü. Bir de tarihi anımsatan o heybetli bir duruşu.”

 

“Başımızın üstünde her zaman yeşil, iğne yapraklı dallardan örülü bir çatı var. Dallar öylesine sık ki, güneş ışığı aşağıya süzülemiyor bile. Ormanın içine doğru kilometrelerce uzayıp giden toprak bir yol… Çevredeki çiçeklerin insanı bayıltıcı kokusu ve kuşların tatlı nağmeleri vardı.” (Bu parçada ormanın içindeki bir yerin betimlemesi yapılmıştır. Yazar bunu yaparken kendi yorumunu da katmıştır.)

 

Uyarı: Öyküleme ile Betimleme Arasındaki Fark

Öykülemede olaylar, kişi veya kişilerin başından belli bir yerde ve belli bir zamanda geçer. Betimlemede ise zaman akış içinde değildir ve kişi veya kişilerin başından geçen herhangi bir olay söz konusu değildir. Yani betimlemede belli bir zamanda durur nitelikteki eylem veya varlıklar tanıtılır. Öykülemede ise zaman akış halindedir ve olaylar bu akış içinde verilir. Buna fotoğraf ve film örneğini verebiliriz: Fotoğrafta zaman, olay ve varlıklar donmuş durumdadır. İşte betimleme bu donmuş durumun sözcüklere dökülmüş şeklidir. Oysa filmde zaman, olay ve varlıklar hareket halindedir, işte öyküleme de belli bir zaman aralığında geçen olayları anlatan film gibidir.

 

 

3. AÇIKLAYICI ANLATIM

 

Bu anlatım biçiminde yazar okuyucuyu bilgilendirme amacı güder. “Ne, nasıldır?” sorularının cevabını verir.

 

Öğreticiliği esas alan anlatıma açıklayıcı anlatım denir.

 

Bilgi vermek amacı ile oluşturulan yazılarda kullanılan anlatım tekniğidir. Bu tür yazılarda amaç okuyucuyu bilgilendirmek, ona bir şeyler öğretmek olduğu için sade ve anlaşılır bir dil kullanılır. Açıklayıcı anlatımda yazar, duygularına yer vermez, nesnel bir anlatım hakimdir.

 

“Milyonlarca kişi kitap okuyor, müzik dinliyor, tiyatroya sinemaya gidiyor. Neden? Belli ki kendisini aşmak istiyor insan. Gerçek anlamda insan olmak istiyor. Ayrı bir birey olmakla yetinmiyor; bireysel (bilgi yelpazesi.net) yaşamının kopmuşluğundan kurtulmaya, bireyciliğinin bütün sınırlarıyla onu yoksun bıraktığı ama yine de onu sezip özlediği bir dostluğa, daha anlamlı bir dünyaya geçmek için çabalıyor.”

 

“Yakup Kadri Karaosmanoğlu edebiyatımızın önde gelen sanatçılarından biridir. Roman, hikâye, anı gibi değişik alanlarda eserler vermiş olan sanatçı daha çok romanları ile tanınmaktadır. Romanlarında önceleri kişisel konuları işleyen sanatçı daha sonra toplumsal konulara yönelmiştir. “Kiralık Konak”ta nesiller arası duygu ve düşünce farklılıklarını işleyen sanatçı, “Yaban” romanında Kurtuluş Savaşı yıllarında köy yaşamını, köylü – aydın çatışmasını işlemiştir.” (Örnekte görüldüğü gibi parçada “Yakup Kadri” okuyucuya tanıtılmış, sanatçının eserleri ile ilgili bilgiler verilmiştir.)

 

 

4. TARTIŞMACI ANLATIM

 

Bu anlatım biçiminde uygulanan durum : Herkesçe bilinen, kabul edilen fikirlerin değiştirilmesine yönelik çabadır. Yazar ortaya koyduğu durum ile sizin fikrinizi değiştirmeye yönelik çabalar sarf eder.

 

Yazarın kendi doğrularına okuyucuyu inandırmak, onu kendi gibi düşündürmek için kullandığı anlatım tekniğine tartışma denir.

 

Amaç kendi düşüncesini savunmak, varsa yanlış düşünceyi çürütmek olduğundan yazar, düşüncelerini sanki karşısında okuyucu varmış da onunla konuşuyormuş gibi ele alır. Kendi görüşünü ortaya koyar, karşıt görüşün dayanaksız olduğunu örnekleri ile gösterir.

 

Bu yöntemde önce eleştirilecek olan düşünce verilir. Yazar, kendi düşüncesinin doğruluğunu, eleştirdiği düşüncenin ise yanlışlığını savunur.

 

“Her dilden romanlar vardır. Peki, bu romanların içindeki duyguyu anlamak için o romanın yazıldığı dili bilmemiz mi gerekiyor? Asla. Hiç de gerek yok. O romanı dilimize çevirdiğimizi zaman çok daha insanı etkileyen, hatta büyüleyen o duyguları daha da iyi hissederiz. Çeviri romanlarını bu yüzden daha da çok seviyorum. Yazar beni alıyor, kendi memleketine, kendi dünyasına götürüyor, hayatına ortak ediyor. Bizim de aradığımız bu değil mi?” (Burada yazar, başka bir dildeki romanın kendi dilimize çevrildiği zaman daha da etkili olduğunu vurgulamaya çalışmıştır.)

 

“Bazı bilim adamları yanlış, anlaşılmaz bir Türkçe ile yazıyorlar. Üstelik bunlar, edebiyatçı olmadıklarını ileri sürerek, hoş görülmelerini de istiyorlar. Ama bu, mazeret olamaz. Çünkü bizim onlardan istediğimiz; duygu ve düşüncelerini düzgün bir dille yazmalarıdır. Bunun için de sanatçı olmaya gerek yoktur. Her insan ana dilini hatasız kullanacak ölçüde bilmelidir bence.”

Görüldüğü gibi yazar yukarıdaki parçada önce, eleştirdiği düşünceyi vermektedir. Dili yanlış kullanan bazı bilim adamlarını eleştirmektedir. Bu konuda hoş görülmeyi isteyen bilim adamlarını ise haksız bulmaktadır. Yazar, her insanın ana dilini düzgün, yanlışsız kullanması gerektiğini savunmaktadır. Bunun için de bazı bilim adamlarının iddia ettiği gibi sanatçı olmak gerekmediğini doğru görüş olarak okuyucuya aktarmaya çalışmaktadır.

 

KONUYU DAHA İYİ ANLAMAK İSTERSENİZ

AŞAĞIDAKİ VİDEOMUZU İZLEYEBİLİRSİNİZ

 

 

TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

2. **Yorum**
->Yorumu: Çok güzel anlatımı bile her yazı yazcağimda burayı kullanıyorum çokk güzel
->Yazan: Bilinmez


1. **Yorum**
->Yorumu: Gerçekten çooooook güzel bir site. Hocamız bile bu siteden yazılı sorularını hazırlamıştı 
->Yazan: bilinmez
.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: