eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Türkçe dersi ile ilgili konu anlatımlar > paragrafta anlam ile ilgili konu anlatımlar

PARAGRAFIN KONUSU NASIL BULUNUR KONU NEDİR KONUSU NEDİR ÖZELLİKLERİ (2) (TÜRKÇE DERSİ KONU ANLATIM)

 

Bir yazıya temel olan duygu, düşünce, durum, yargı ya da olaya konu denir.

 

Paragrafın konusunu bulmak için “Anlatılan nedir?”veya “Neden söz ediliyor?” soruları sorulur.

 

Paragrafa “Bu parçada neden söz edilmektedir?” sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap KONU’dur

 

Her yazı bir konu üzerine konur.

 

Konu, demircinin işlediği demir, marangozun işlediği ağaçtır.

 

Yazarın üstünde çalıştığı hammadde, sosyal ya da doğal her durum, her ilişkidir.

 

Her yapının bir temeli, her düşüncenin bir dayanağı olduğu gibi her paragrafın da bir konusu vardır.

 

Başıboş, ne anlattığı belli olmayan, konusuz bir yazı düşünülemez.

 

Bir paragraf yazılırken öncelikle konu belirlenir.

 

Düşüncelerini okura konu aracılığı ile aktarır. Bunun için metin ve paragrafların temelini konu oluşturur.

 

Bir paragrafta üzerinde durulan şey o paragrafın konusunu oluşturur.

 

Örnekler:

 

Şiir çok zor bir sanat. Öncelikle yetenek işidir şiir. Bunun yanında birikim, azim ve sabır gerektirir şiir. Sonra şairin çevresi bu sanata uygun olmalı. Sabır çok önemli. Yazacak beğenmeyecek, yazacak eleştirilecek. Gece yok, gündüz yok. Yerine göre sosyal yaşamdan soyutlanacak, evine kapanacak. İlhamını başarılı bir biçim, dil ve anlatımla ortaya koyacak. Yerine göre saatlerce çalışacak ama bazen bir dörtlük bazen bir dize yazacak.

Bu parçaya sorduğumuz “Bu parçada neden söz edilmektedir?” sorusunu sorduğumuzda “şiirin zor yazıldığından” cevabını alıyoruz.

 

Sanat, insanoğlunun yarattığı en yüce değerdir. Çünkü bir sentezdir. Bütün çağların, bütün çağlardaki insanların akıllarının yaratışıdır. Bundan dolayı etki gücü çoktur. Toplumları bir arada tutan güç olması bundandır.

Bu paragrafın konusu "sanat"tır.

 

Huzursuz bir toplum, baskıyla huzurlu hale getirilemez. Şiddet, daha büyük şiddetleri doğurur. Akıllı yöneticiler, şiddeti reddeder. Onun yerine toplumdaki huzursuzluğun nedenini araştırır ve onu ortadan kaldır. Böylece toplumun huzuru sağlanmış olur.

Bu paragrafın konusu "Bir toplumda huzursuzluğu giderme yolu"dur.

 

Edebiyatın, sanatın bir toplum için karşılanması mutlaka gereken bir ihtiyaç olduğunu herkese kabul ettiremezsiniz. Söylersiniz, yazarsınız, söylediklerinize, yazdıklarınıza inananlar, sizi alkışlayanlar bulunabilir. Ama yeterli mi bu? Bütün yurttaşlar şiir okuyacak, roman okuyacak, şiir, roman ihtiyacını duyacak, böylece de ülkemizde şairlik, romancılık bir meslek olacak diye kanun çıkaramazsınız ya! Size inandığını söyler, kendi de inandığını sanır, sizin dediklerinizi: ‘Haklı doğrusu’ diyerek eşine dostuna anlatır, gene de gidip bir kitap almaz. 0 kitap almayınca da yazar yalnız yazısıyla geçinemez, bizde yazarlık bir meslek olamaz.

Bu paragrafın konusu " yazarlığın meslek sorunu"dur.

 

Yıllar sonra çocukluğumu ve ilk gençliğimi yaşadığım kasabaya gittim. Çocukluğumun en güzel günlerinin geçtiği bu güzelim yeri neredeyse tanıyamadım. Evimizin yerinde yeller esiyor; koşup oynadığım sokakların hiçbiri yok. Okuduğum okullar yok olmuş; bina yerinde dursa bile adı ve işlevi değişmiş. Mahallenin küçük, güzel ahşap mescidine garip bir minare eklenmiş. Gece gündüz şırıl şırıl akan kitabeli, güzelim çeşmeyi yıkıp yerine çirkin bir şey yapmışlar. İnanın, kendimi zaman zaman geçmişi olmayan biri gibi hissediyorum.

Bu paragrafın konusu "Çocukluğunun geçtiği kasabanın tanınmaz hâle gelmesi"dir.

 

Bilim, özgür bir ortamda filizlenir. Ama bu sadece bir filizlenmedir. Büyüyüp gelişmesi, ekonomik koşullara bağlıdır. Bilimsel çalışmalara yeterince kaynak ayırmayan ülkelerde bilim filizi ya kurur ya da cılız kalır. Bu tutum, bir iyi niyetten öte gidemez.

Bu paragrafın konusu "Bilimin gelişme koşulu"dur.

 

Doğayı yenebilmek için, onun gücünün büyüklü-ğünü kabul etmek gerekir. Eğer bu kabul edilmezse, doğanın gücünün nerden geldiği bilinemez ve onun gücünü ortadan kaldırmak ya da gücünün yarattığı olumsuzlukları gidermek için önlemler alınamaz. Depremi, tayfunu, sel felaketini, erozyonu, tusunamiyi yenmek, doğanın bu güçlerini kabullenip tanımadan nasıl mümkün olabilir?

Bu paragrafın konusu "Doğayı yenebilmenin yolu"dur.

 

Gerçek sanatçılar, okunmak için toplumun hoşuna gitmeye çalışmaz. Tam tersine sarsar toplumu. Alıştığı, sevdiği, kendi çıkarına olan şeyleri sunmaz topluma. Alışmadıklarını, o güne değin hiç düşünmediklerini, nefret ettiklerini, kendinden başka herkesi düşünenleri anlatarak rahatsız eder okuyucusunu. Yepyeni şeyler sunar, ufkunu açar okurun; ama bu arada onu kızdırır. Yüzyıl sonrasının dünyasında neler olacak onu anlatmaya çalışır okurlarının. Yani bir Dostoyevski, bir Stendhal olur. Sanatçının sahtesi ise uyutur okurunu, rahatladır, gevşetir. Tabii sonra da silinir gider.

Bu paragrafın konusu "Gerçek sanatçıların sahte sanatçılardan farkı (üstün yanı)"dır.

 

Ayrıkotu, bakımlı bahçelerin düşmanıdır. Önce küçücük bir parçası düşer toprağa. Güneş altında kurur ve dikkati çekmez olur. Toprağa değdiği yerden kök salar derinlere. Bir gün bir yerden yemyeşil fışkırır. Bahçıvan bunu görür ve koparıp atar. O, on yerde birden fışkırır. Bahçe hapı yutmuştur artık. Kanser de böyle.

Bu paragrafın konusu "Kanser ile ayrıkotunun ortak özellikleri"dir.

 

Haliç'i mehtapta izleyenler bilirler. Haliç, mehtapta sihirli bir doğa parçasıdır. Suları, altın akan bir nehre benzer. Bir bakarsın kıyının birinde yangına dönüşür. Bir bakarsın, gümüş bir hançer olmuş. Köprüde balık tutanlar, bu gümüş hançeri ele geçirmeye çalışan masal yaratıklarıdır. Gözlerinize olan inancınız zayıflar, gönül gözüyle gördüğünüzü sanırsınız; çünkü gözlerinizi kapayınca bu görkemli manzara kaybolup gitmez. Renk ve şekil değiştirerek sürüp gider.

Bu paragrafın konusu "Haliç'in mehtaptaki görünüşü"dür.

 

Bir yağmur, efendim, sormayın! Öyle bardaklardan, testilerden boşanırcasına değil; kazanlardan, sarnıçlardan boşanırcasına bir yağmur. Hızlı yağmasına bakıyorsunuz da "Eh, yaz yağmurudur, şimdi başlar, şimdi geçer!" diyorsunuz. O, sizin dediğiniz eski zaman yağmurları, bizim (bilgi yelpazesi.net) çocukluğumuzda yağardı, şimdikiler öyle değil, bir tutturdu mu, Allah vermesin! Dinmek nedir bilmiyor, geceli gündüzlü yağıyor.

Bu paragrafın konusu "Yağmur"dur.

 

Çirkindir kış, kısa günlüdür. Kışın günler o kadar kısadır ki gezip tozmaya bile vakit bulamazsınız. İnsanlar sevimsizdir. Gülmezler ve kışın hikâye anlatmazlar. Hele Kordonboyu'nda deniz hep çalkantılıdır. Lodos dalgalarla gelir, Kordon'a taşar. Yağmur yağar ve damlarda gözenekleri yemyeşil, tüyümsü kiremit otları biter. Yağmur yağar ve camlarda kışın ağlamaklı izleri kalır.

Bu paragrafın konusu " kış"tır.

 

Dil, insanların düşünürlüğünden doğmuş; doğduktan sonra da düşüncelerin yaratıcısı olmuştur. Bilgilerimizi, öğrenimimizi, başkalarının düşüncelerini dil yoluyla elde ederiz. Kendi düşüncelerimiz de kafamızın içinde çalışan dilin yardımıyla oluşur, olgunlaşır. Sanki içimizden konuşarak, sessiz bir dil kullanarak düşünür, yeni yeni düşüncelere ulaşırız. Ulaştığımız yeni düşünceleri başkalarına ulaştırırız. Böylece, sürekli olarak düşünce dili, dil de düşünceyi geliştirir durur.

Bu paragrafın konusu "Dil ve düşünce ilişkisi"dir.

 

Folklorun varlığı, tarih ötesine gidecek kadar eskidir; bir bilim oluşu ise yüzyılı aşar. Önceleri, folklor, halk gelenekleri ile göreneklerinin, halk inanışlarının bilimi diye düşünülüyordu. Halk masalları, hikâyeleri, şiirleri, bir kelime ile halk edebiyatı da onun konuları arasında idi. Fakat geçen her gün folklorun uğraştığı alanları genişlettikçe genişletti; halk yaşamı ile ilgili her olay bir folklor maddesi haline geldi. Bunun için, folklorun konusunu kesin çizgilerle sınırlandırmak kolay değildir.

Bu paragrafın konusu "Folklorun sınırları"dır.

 

Şaşılacak bir durum karşısında şaşkınlığımızı, "Hayret!" ya da "Hayret doğrusu!" sözleriyle belirttiğimiz olur. Oysa son zamanlarda kimi kişiler bu ünlemi, "Hayret bir şey!" biçiminde söylüyorlar. Bu söyleyişteki anlatım bozukluğu "Hayret edilecek bir şey!" biçiminde düzeltilebilir.

Bu paragrafın konusu "Şaşılacak bir durumu anlatmak için değişik sözcükler kullanılabileceği"dir.

 

Roman, insana gerçeklerin arkasındaki gizleri anlatma olanağı veriyor. İnsan günlük yaşamının sıkıntıları içinde geriye dönüp baktığında, birçok şeyin zihninden silinip gittiğini görüyor; ya da genel bir dağınıklığın içinde buluyor kendini. Yaşamın belirli bir anını yakalamakta güçlük çekiyor. Roman, bu dağınıklığı derleyip toparlıyor, insanın kaybolmasını engelliyor. Ayrıca insanlar birbirlerine karşı açık olamıyorlar. Roman insanların birbirinden gizlemek gereğini duydukları gerçekleri, önce yazarın kendisine, sonra da okura iletebiliyor.

Bu paragrafın konusu "Romanların sağladığı yararlar"dır.

 

İslamiyet'in kabulünden önce Türklerin, başka hiçbir toplumun etkisinde kalmamış bir dilleri ve edebiyatları vardı. Her ilkel edebiyatta olduğu gibi bu edebiyatta da şiirle büyü birlikte yürümekte ve dinsel törenler, önemli bir yer tutmaktaydı. Bunun yanı sıra ozan, baksı, şaman gibi adlarla anılan şairlerde olağanüstü güçler bulunduğuna inanılırdı. Çoğu ortak ve sözlü ürünlerden oluşan bu edebiyatın en önemli bölümünü destanlar oluşturmaktaydı.

Bu paragrafın konusu "Eski Türklerde edebiyat"tır.

 

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ, YAPISI ÖZET ANLATIM

 

Bir anlatım birimi olan paragrafın kendine özgü bir yapısı vardır. Bu yapı, aynı anlam etrafında toplanmış, biçimce de birbirine bağlanan cümlelerden meydana gelir. Demek ki paragrafın yapısını belirleyen temel öğe, cümleler ve bu cümlelerin belli bir plan içinde bir araya getirilmesidir. Ancak bu yapıda önemli olan, cümlelerin sayısından çok, aynı anlamı ifade etmesi, aynı düşünceyi işlemesidir.

 

İyi bir paragrafta her cümle kendinden önceki cümlenin devamı, kendinden sonraki cümlenin ise hazırlayıcıdır. Bu da cümleler arasındaki dil ve anlatım ilişkisini ortaya koymaktadır. Çünkü bu olmadan cümleler arasında ilgi oluşturulamaz. Her cümle, kendi içinde taşıdığı anlamı ve paragrafta yüklendiği anlam ve göreviyle paragraftaki düşünceyi belirgin bir şekilde ortaya koyar.

 

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ

 

Hikâye, deneme gibi yazıların giriş, gelişme, sonuç bölümleri olduğu gibi paragrafın da vardır.

 

A. PARAGRAFIN GİRİŞ BÖLÜMÜ:

 

Giriş cümlesi, paragrafın ilk cümlesidir. Giriş bölümü bir ya da birkaç cümleden meydana gelebilir. Bu bölümde paragrafta işlenecek konu belirtilir. Aynı zamanda paragrafa başlangıç ifade eden bu bölüm, bağımsız cümle özelliği gösterir. Kendisinden sonraki cümleler, hem dil hem de düşünce bakımından bu cümleyle ilgilidir.

 

Genel bir yargı özelliği taşıyan giriş bölümü genellikle bir cümleden oluşur. Giriş cümlelerinde bu cümleyi önceki cümleye bağlayan “bağlayıcı öğeler” bulunmaz. Bu bağlayıcı öğeler arasında “şöyle ki, halbuki, kısacası, ama, fakat, oysa, bundan dolayı, yine de, bu nedenle, ne var ki, bunun için…” sayılabilir.

 

Sonuç:

 

*Yazının genellikle bir cümleden oluşan ilk bölümüdür.

 

*Bu bölümde paragrafın konusu açıklanır ya da sezdirilir.

 

*Giriş kısa ve ilgi çekici olmalıdır.

 

*Giriş cümleleri “fakat,amam,çünkü,oysa, bu” gibi bağlayıcı cümlelerle başlamaz.

 

 

ÖRNEK:

 

“Bazı yazarlar, yazdıklarını anlayabilmek için okurların çaba harcamasını isterler.” cümlesi bir parçanın giriş cümlesi olabilir. Çünkü bu cümle bir düşüncenin devamı özelliği taşımamaktadır. Bir düşünceyi başlatan, bir konuya giriş yapan bir cümle özelliğini göstermektedir. Bu cümlede ele alınan düşünce devam ettirilebilir.

 

“Bence bu, kendini beğenmişliktir.” cümlesi ise giriş cümlesi özelliği taşımaz. Çünkü bu cümle, yukarıda verdiğimiz cümlenin devamı niteliğindedir. “Bence bu” ifadesi bağlayıcı sözdür. Bu cümleyi kendinden önceki cümleye bağlamakta, onun devamı özelliğini taşıdığını göstermektedir. Bu cümlede yazar, “yazdıklarını anlayabilmek için okurların çaba harcamalarını” isteyen yazarların bencil olduğunu belirtmiştir.

 

 

B. PARAGRAFIN GELİŞME BÖLÜMÜ:

 

Bu bölüm, bağımsız bir cümle özelliğinden çok, kendinden önceki düşüncenin devamı özelliğini taşımaktadır. Çünkü gelişme paragrafında girişte verilen duygu ya da düşünce daha anlaşılır hâle getirilir. Bu yapılırken anlatım tekniklerinden ve düşünceyi geliştirme yollarından da yararlanılır. Bu bölümü oluşturan cümleler, anlam, dil ve anlatım bakımından hem kendinden önceki hem de kendinden sonraki cümlelerle ilgilidir.

 

Sonuç:

 

*Giriş bölümünde verilen konunun her yönüyle açıklandığı bölümdür.

 

*Ana düşünceyi destekleyen yardımcı düşünceler bu bölümde yer alır.

 

*Bu bölümde “tanımlama, benzetme,karşılaştırma, tanık gösterme, örnekleme” gibi düşünceyi geliştirme yollarına başvurur.

 

*Gelişme bölümünde cümle başlarında bağlayıcı öğeler(ama,oysa,çünkü,o halde, mademki, ne var ki…) bulunabilir.

 

*Dil ve anlatım yönünden kendinden önceki ve sonraki cümlelere bağlıdır.

 

 

ÖRNEK:

 

 

C. PARAGRAFIN SONUÇ BÖLÜMÜ:

 

Paragrafta anlatılan düşünce ile ilgili son sözün söylendiği bölümdür. Bu bölümde ana düşünce verilebilir ya (bilgi yelpazesi.net) da parçada işlenen düşünceler özetlenebilir. Özetlendiği ve bir sonuca gidildiği için de bu bölümde yer yer “öyleyse, sonuç olarak, kısacası, demek ki, yani, böylece…” gibi özet niteliği taşıyan bağlayıcı sözlere yer verilebilir.

 

Sonuç:

 

*Anlatılanların kesin bir sonuca bağlandığı yazının son bölümüdür.

 

*Sonuç, konunun ve anlatılanların bir özeti gibidir.

 

*Bu bölüm bir ya da birkaç kısa cümle ile anlatılır.

 

 

ÖRNEK:

 

(I)Sanat, toplumdaki sayısız iletişim yollarından biridir. (II)Sanat eseri konuşursa, konuşurken de bir dünya koyarsa ortaya, bunu hiç kuşkusuz birileri için yapar. Sanatta güzellik, sanatçının, gerçeğin örtüsünü kaldırarak düşsel bir dünyayı bir biçim aracılığıyla görünür hâle getirmesinden doğar. (III)Böylece sanat eseri de görünür kıldığı şeyin birilerince algılanmasıyla işlevini yerine getirmiş olur.

 

Bu paragraf, “Edebiyat sanatı, toplumdaki sayısız iletişim yollarından biridir.” cümlesi ile başlamıştır. Bu cümle paragrafın giriş cümlesidir. Bu cümle ile konuya giriş yapılmıştır. Burada edebiyatın bir iletişim yolu olduğundan söz edilmiştir.

 

II numaralı bölüm ise paragrafın gelişme bölümüdür. Burada giriş cümlesinde verilen konu açıklanmış, daha anlaşılır hâle getirilmiştir. Son cümle ise paragrafın sonuç bölümüdür. Yazar burada “böylece” ifadesiyle bir sonuca gitmiş, düşüncelerini özetlemiştir. Yazar, giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden hareketle bu paragrafta “Sanat eserlerinin birilerine seslenmek için var olduğunu” anlatmıştır.

 

ÖRNEK:

 

Cimrilerin paraya düşkünlüğünde, temiz, katıksız bir sevginin niteliklerini görmüşümdür hep. Neden derseniz cimriler paranın yalnızca acısını çekerler, Moliere’in eserindeki Harpogan gibi sağlayacağı iyiliklere, mutluluklara boş verirler. Cimriler zengin olmak için değil paraya olan sevgilerini tatmin etmek için para biriktirir. Para kazanmayı amaç edinen kişi ile cimri arasındaki ayrım buradadır. Kısacası cimri kişilerde her zaman aracın gücü, amacın değerini aşmaktadır.

 

İlk cümleyle paragrafa giriş yapılmış, daha sonra bir örnekten de hareketle giriş cümlesinde verilen düşünce daha anlaşılır hâle getirilmiştir. Son cümlede ise paragrafta anlatılanlar özetlenmiş, bu sözlerle esas düşünce verilmiştir: “Kısacası cimri kişilerde her zaman aracın gücü, amacın değerini aşmaktadır.” Yazar, parçada “cimrilerin sadece biriktirmek için para biriktirdiği” düşüncesini anlatmıştır.

 

 

D. PARAGRAFIN BAŞLIĞI:

 

*Başlık, paragrafın adıdır, ilgi çekicidir.

 

*İnsanı düşünmeye , okumaya zorlar.

 

*Bir iki ya da üç sözcükten oluşur.

 

*Başlık paragrafın konusunu ve ana düşüncesini çağrıştırır.

 

TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


TÜRKÇE DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

......

10. **Yorum**
->Yorumu: Güzel bir site olduğunu düşünüyorum. Öneririm
->Yazan: Merve

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: