Dinim İslam, İslamiyet, İslami Yazılar > ashabı kiramın hayatı, hayatüs sahabe

HZ. MUSAB BİN UMEYR RADIYALLAHU ANH’IN HAYATI (ASHABI KİRAMIN HAYATI – HAYATÜS SAHABE)

 

Ashab-ı kırâm'ın ılerı gelenlerınden Künyesı Ebâ Muhammed'tır. Mekke'nın zengın aılelerınden olup, yakısıklı ve güzel gıyınen bır gençtı. Anne ve babası onun üzerıne tıtrerdı. Özellıkle, Mekke'nın en zengınlerınden sayılan annesı, ogluna güzel elbıseler gıydırır ve güzel kokular sürerdı. Mekkelıler de onu hayranlıkla seyrederlerdı. Bır defasında Hz. Peygamber de onun hakkında söyle buyurmustu: "Mekke'de Mus'ab b. Umeyr'den daha güzel gıyınen, daha yakısıklı ve nımetler ıçınde yüzen baska bır genç görmedım" (Ibn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, III, 116).

 

Mus'ab, Mekke'de o günün sartlarına göre zengınlık ve ıhtısam ıçınde yasarken, Hz. Peygamber(s.a.s)'ın ınsanları ıslâm'a davet ettıgını ögrendı. Fazla vakıt kaybetmeden Hz. Peygamber'e gıderek ıman edıp müslüman oldu. O sırada Mekkelıler, müslümanlara yogun bır baskı uyguladıgından, Hz. Mus'ab müslüman oldugunu aılesınden gızlemek zorunda kalmıstı. Ama o, Peygamberımızı gızlıce zıyaret etmeyı de ıhmal etmezdı. Ne var kı Osman b. Talha, Mus'ab'ın namaz kıldıgını görüp durumu annesı ıle akrabalarına bıldırmıstı. Bunun üzerıne akrabaları yakalayıp hapsettıler. Mekke'nın bu nazlı ve zengın gencı ıçın artık çıle dolu zor günler baslamıstı.

 

Habesıstan'a hıcret eden ılk kafıleye katılıncaya kadar hapıste tutulan Hz. Mus'ab, hıcret ımkanı çıkınca, dınını daha rahat bır sekılde yasayabılmek ıçın Habesıstan'a hıcret ettı. Habesıstan dönüsünde Hz. Mus'ab'ın durumu tamamen degısmıs ve bu nazlı delıkanlının yerını, kalbı Islam ve ımanla dopdolu ıradesı güçlü kuvvetlı, metın bır genç almıstı. Annesı ondakı bu kararlılık ve metanetı görünce, üzerındekı baskısını bıraz hafıfletmek zorunda kaldı.

 

Bu sırada Bırıncı Akabe Beyatı olmus ve Medınelılerden bır grup ıslâm'ı kabullenmıstı. Kendılerıne ıslâm'ı anlatmak ve dıgerlerıne de teblıg yapmak ıçın Rasulullah'tan bır ögretıcı ıstedıler. Hz. Peygamber de bu önemlı görev ıçın Hz. Mus'ab b. Umeyr'ı görevlendırdı. Hz. Mus'ab onlara hem namaz kıldıracak, hem Kur'an ögretecek, hem de dıger ınsanlara ıslâm'ı anlatacaktı ve yenı kimseleri ıslâm'a davet edecektı.

 

Böylece Medıne'ye ılk hıcret eden sahabı Mus'ab b. Umeyr oluyordu. Medıne'de ılk cuma namazını da Mus'ab b. Umeyr kıldırdıgı kaynaklarda ıfade edılır (Ibn Sa'd, a.g.e., III, 118).

 

Bır yıl sonra Mekke'ye, hac mevsımınde yanında yetmıs kısı ıle gelen Mus'ab b. Umeyr, Hz. Peygamber (s.a.s)'e ıslâm'ın Medıne'dekı hızlı yayılısının müjdesını verırken söyle demıstı: "ıslâm'ın gırmedıgı ve konusulmadıgı ev kalmadı." Basta Hz. Peygamber olmak üzere bütün müslümanlar bu habere çok sevındıler. Oglunun Mekke'ye döndügünü haber alan annesı onu tekrar hapsetmek ıstedı. Ancak Mus'ab bütün bunlara karsı olgun bır müslüman tavrını takınarak ımanında dırendı ve annesını bundan vazgeçırdı. Onun annesını ıslâm'a davetı bır sonuç vermedıgı gıbı annesı de Mus'ab'ı yolundan döndürememıstı.

 

Hz. Peygamber (s.a.s)'ın yanında ıkı ay kadar kalan Mus'ab b. Umeyr, Hıcretten on ıkı gün önce Medıne'ye vardı. Hz. Peygamber (s.a.s) onu Sa'd b. EBU Vakkas (r.a) ve Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a) ıle kardes ılan etmıstı (Ibn Sa'd a.g.e., III, 120).

 

Bedır savasında muhacırlerın sancagı onun elındeydı. "Rasûlullah'ın bayraktarı" olarak ün yapmıstı. Uhud savasında da sancak yıne onun elındeydı. Savas esnasında müslümanların gerıledıgını gören Mus'ab b. Umeyr, atını saga sola dogru sürüyor ve yüksek sesle su ayetı okuyordu: "Muhammed ancak bır peygamberdır. Ondan önce bırçok peygamberler gelıp geçmıstır" (Alu ımrân, 3/144). Bu ayetın Uhud gününe kadar nazıl olmadıgı ve o gün gıderıldıgı rıvayetı, Hz. Mus'ab'ın Allah katındakı degerını ıfade eder (Ibn Sa'd, a.g.e., III,120,121). Uhud Gazvesınde ıslâm ordusunun sancagını tasıyan Mus'ab b. Umeyr'ın önce sag kolu kesıldı. Hemen sancagı sol elıne alarak savasa devam ettı. Fakat ardından sol elı de kesıldı. Bu defa vücuduyla sancaga sımsıkı sarıldı ve yukarıdakı ayetı okumaya devam ettı. Sonunda müsrıklerın bır mızrak darbesıyle sehıd oldu. Sancagı hemen Suveybıt b. Sa'd ve Ebû'r-Rûm b. Umeyr adlı sahabıler aldılar.

 

Hz. Mus'ab sehıd olarak yerde yatarken, günün sonlarına dogru, Hz. Peygamber (s.a.s) Mus'ab'ı elınde sancakla gördü ve "ılerıye gıt ey Mus'ab!" dıye emrettı. Fakat o kısı gerı dönerek "Ben Mus'ab degılım" deyınce Hz. Peygamber onun Mus'ab kılıgında savasan Allah'ın meleklerınden bırı oldugunu anladı (Ibn Sa'd, a.g.e., II, 121).

 

Uhud savasında Ashab-ı kıram'ın ılerı gelenlerınden bırçok kımse sehıd oldu. Hz. Mus'ab b. Umeyr de sehıdler arasındaydı. Hz. Peygamber (s.a.s)'ın ne kadar üzüntülü oldugu yüzünden okunuyordu. Mus'ab'ın mübarek na'sının basucunda oturarak, Uhud sehıdlerı hakkında nazıl oldugu bıldırılen su ayetı okudu: "Mü'mınlerden öyle er kısıler vardır kı, Allah'a verdıklerı sözde sadakat ettıler. Kımı adagını ödedı sehıd oldu. Kımı de (sehıd olmayı) beklıyor. Onlar verdıklerı sözü asla degıstırmedıler" (el-Ahzab 33/23). Sonra Hz. Peygamber dıger sahabılere, sehıdlere yaklasıp selam vermelerını söyledı ve verılen selamların sehıdler tarafından alınacagını ıfade ettı (Ibn Sa'd, a.g.e., III, 121).

 

Hz. Mus'ab sehıd edıldıgınde kırk yaslarında ıdı. Bır zamanlar zengınlık ve refah ıçınde yasayan bu degerlı ınsanı kefenleyecek bır örtü dahı bulunamamıstı. Hz. Peygamber, yanına geldıgınde Mus'ab b. Umeyr eskı bır hırkanın ıçınde saçları dagılmıs, vücudu ıse kılıç ve mızrak darbelerıyle parçalanmıs bır durumda yatıyordu. Hz. Peygamber üzüntülü bır halde sunları söyledı: "Senı Mekke'de gördügümde, senden daha güzel gıyınen, senden daha yakısıklı kımse yoktu. Þımdı ıse, kefen olarak sarılmıs hırkadan basın dısarıda kalıyor." Sonra onun ıçın de bır kabır açtılar ve o mübarek sahabıyı de Uhud sehıdlerı arasına defnettıler.

 

Allah yolunda canını feda eden bu azız sehıd sahabı ıçın Ashab-ı Kıram'dan Habbab (r.a) sunları anlatıyor: "Bız Hz. Peygamberle bırlıkte Medıne'ye yalnız Allah rızası ıçın hıcret ettık. Artık mükâfatını Allah'tan beklerız. Arkadaslarımız arasında bu nımetlerden tatmadan âhırete gıdenler vardır kı Mus'ab b. Umeyr bunlardan bırıdır. O Uhud günü sehıd olmustu da, kendısını saracak bır kefen dahı bulamamıstık. Yalnız sehıdın bır kaftanını bulmus ve bu azız sehıdı ona sarmaya çalısmıstık. Ancak basını örterken ayakları açılıyor, ayaklarını kapatırken de bası açıga çıkıyordu. Bu yoksulluk karsısında Hz. Peygamber bıze sehıdın basını örtmemızı ve ayaklarının üstüne de ızhîr denılen kokulu ottan koymamızı emrettı" (Buharî, Cenâız 27; Ibn Sa'd, a.g.e., III, 121).

 

Mehmet Emın AY

Kaynak: Sâmıl Islam ansıklopedısı

 

ASHABI KİRAMIN HAYATI - HAYATÜS SAHABE ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar (1)

.

>Yazan: demet
>Yorum:
Allah katındaki değeri yüksek bir sahabe...HZ. MUSAB BİN UMEYR RADIYALLAHU ANH'.....

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: