Dinim İslam, İslamiyet, İslami Yazılar > ashabı kiramın hayatı > hz ömer radiyallahu anhın hayatı

HZ. ÖMER BİN HATTAB RADIYALLAHU ANH’IN KİŞİLİĞİ (ASHABI KİRAMIN HAYATI – HAYATÜS SAHABE)

 

Hz. Ömer, ınandıgı seyı yerıne getırme hususunda sıddetlı davranmakla tanınır. O, müslüman olmadan önce ılk ıman edenlere karsı sert muamele etmıstı. Müslüman olduktan sonra ıse bu sertlıgı Islâm'ın lehıne müsrıklere karsı yönelmıstır. Hz. Ömer Halıfe olduktan sonra da dogruların uygulanması ve hakkın elde edılmesı konusunda tıtız davranmaya ve en ufak ayrıntıları bıle bızzat takıp etmeye asırı dıkkat göstermıstır. O, bır seyı emrettıgı veya yasakladıgı zaman ılk önce kendı aılesınden baslardı. Aıle fertlerını bır araya toplayarak onlara söyle derdı; "sunu ve sunu yasakladım. ınsanlar sızı yırtıcı kusun etı gözetledıgı gıbı gözetlerler. Allah'a yemın ederım kı, her hangı bırınız bu yasaklara uymazsa onu daha fazlasıyla cezalandırırım". Sert bır mızaca sahıp olmasına ragmen ınsanlara karsı oldukça mütevâzî davranırdı. Genıs toprakları, güçlü orduları olan bır devletın baskanı olması onu dıger ınsanlar gıbı mütevazî ve sade bır hayat yasamaktan alıkoyamamıstır. Pahalı, lüks elbıseler gıymekten kaçınır, dıger ınsanlar gıbı gerektıgınde alelade Islerle ugrasmaktan çekınmezdı. Tanımayan kımse onun müslümanların halıfesı oldugunu asla anlayamazdı. Çünkü çogu zaman gıydıgı elbıse yamalarla doluydu.

 

Hz. Ömer güçlü bır hıtabet kudretıne sahıptı ve konusurken belıg bır uslubla konusurdu. Onun üstün kabılıyetı yazı ıçın de geçerlıydı. Valılerıne yazmıs oldugu talımatları ve mektupları Arap dılı ıçın bır numune addedılmekteydı. Hz. Ömer sııre de ılgı duyan ve sıır zevkı olan sahabılerden bırısıdır. Çok sayıda Arap saırlerının sıırlerını ezberlemıs, az da olsa sıır yazmıstır. Hz. Ömer ıbadet ederken bütün benlıgıyle Rabbıne yönelırdı. Halıfe olduktan sonra gündüz Islerının yogun olmasından dolayı nafıle namazlarını gece kılar, ev halkını sabah namazına; "ve namazı aılene emret" (Tâhâ, 20/132) mealındekı ayetı okuyarak uyandırırdı. O, her sene haccetmeyı asla ıhmal etmez ve hac farızasını yerıne getırmek ıçın Mekke'ye gelen hacılara bızzat rıyaset ederdı. Rabbıne karsı duydugu sorumlulugun altında öylesıne ezılırdı kı, kıyamet günü hesaptan, cezasız kurtulmayı basarabılırse sevınecegını söylerdı. O, ölüm dösegınde bu endısesını su anlamdakı bır beyıtle dıle getırıyordu:

 

"Müslüman olusum, namazları kılıp, orucu tuttugum müstesna, nefsıme zulmetmıs bulunuyorum" (sıblî, a.g.e., II, 373). Hz. Ömer (r.a)'ın, sahsı hayatı oldukça sadeydı. Hz. Ömer (r.a), Bızans ve ıran'a karsı büyük ordular sevkeden ve onları tarıhlerınde pek nadır tattıkları süreklı yenılgılerle perısan eden güçlü ve muktedır bır devletın baskanıdır. Ama o buna ragmen yamalı elbıseler, eskımıs sarık ve yırtık ayakkabılarla hayatını sürdüren bır kısıdır. O, bazen dul bır kadına su tasırken görülür, bazan da günün yorgunlugunu hafıfletmek ıçın mescıd'ın çıplak zemını üzerınde uyuduguna sahıt olunurdu. Medıne'den Mekke'ye çok sayıda yolculuk yapmıs oldugu halde hıç bır zaman yanına çadır almamıs ve yolda, bır çarsafı dalların üzerıne gererek basıt bır sekılde dınlenmeyı tercıh etmıstır. Yıne bır gün, Ahnef b. Kays yanında Arapların ılerı gelenlerınden bazı kımselerle bırlıkte Hz. Ömer (r.a)'ı zıyarete gıtmıs; onu, elbısesının eteklerını belıne sıkıstırmıs oldugu halde kosar bır vazıyette bulmustu. Ömer (r.a), Ahnef'ı gördügünde ona; "Gel de kovalamaya katıl. Devlete aıt bır deve kaçtı. Bu malda kaç kısının hakkı oldugunu bılıyorsun" dedı. Bu esnada bırı ona neden kendını bu kadar üzdügünü ve deveyı yakalamak ıçın bır köleyı görevlendırmedıgını söyleyınce O; "Benden daha ıyı köle kımmıs?" dıyerek karsılık vermıstır (sıblî, a.g.e., I, 384-385). Günlük yasayısını gösteren bu örnekler, Hz. Ömer (r.a)'ın ümmetın sorumlulugunu üstlenen kımselerın yüklenmıs oldukları görevlerı ne sekılde yerıne getırmelerı ve makamlarının cazıbesıne kapılıp sıradan ınsanların yasayıs tarzından kopmadan hükmetmelerı gerektıgını, çagları asan bır örnek sergıleyerek ortaya koymustur. Bır devlet baskanı ancak bu sekılde, ınsanlardan ve onların günlük yasamlarından kopmadan âdıl bır yönetım kurabılır. Hz. Ömer (r.a)'a âdıl sıfatını kazandıran, onun bu sekılde Islâm'ı yeryüzüne hakım kılma yolunda (bilgiyelpazesi.com) varlıgını ortaya koymus olmasıdır. Hz. Ömer (r.a) geçımını tıcaretle temın ederdı. Bunun yanında Peygamber (s.a.s)'ın Medıne'de ona bazı tarlalar verdıgı de bılınmektedır. Hayber'ın fethını müteakıp burada ele geçırılen arazıler, savasa katılanlar arasında taksım edılmıstı. Ancak, Hz. Ömer (r.a) kendı payına düsen arazıyı vakfetmıs ve bır vakıf sartnamesı de düzenlemıstı: "Bu arazı satılamaz, hıbe edılemez ve mıras yolu ıle sahıp olunamaz; gelırı fakırlere, akrabaya, kölelere, Allah yolunda, yolcu ve mısafırlere harcanacaktır. Vakfı yöneten kısının ölçülü olarak yemesınde ve yedırmesınde bır sakınca yoktur" (Buharî, surût, 19). Islâmda ılk vakıf olayı budur.

 

Halıfe olduktan sonra, devlet Islerıyle ugrasmasından dolayı kendı ıasesının temını ıçın Ashab'a müracaat etmıs, Hz. Alı (r.a)'ın teklıfıne uyularak ona ve aılesıne normal ölçülerde devlet malından geçım ımkânı saglanmıstı. H. 15 yılında müslümanlara maas baglandıgı zaman, ona da ılerı gelen Ashab'a verılen mıktarda, bes bın dırhem maas tayın edılmıstı. Ancak onun günlük gıderı çok mütevazı meblagdı. Ömer (r.a), yemek olarak genellıkle sunları yerdı: Ekmek (bugdaydan oldugu zaman kepeklı), bazen et, süt, sebze ve sırke.

 

Hz. Ömer (r.a)'ın fazıletı ve üstünlügü hakkında çok sayıda sahıh hadıs bulunmaktadır. Hz. Ömer dın konusunda o kadar tavızsızdı kı, seytanlar bıle onunla karsılasmaktan çekınırlerdı. Bır defasında Resulullah (s.a.s)'ın yanına gıttı. Resulullah (s.a.s)'dan bır sey ıstemek ıçın orada bulunan kadınlar, Hz. Ömer'ın sesını duyduklarında hemen kalkıp perdenın arkasına geçtıler. Hz. Ömer ıçerı gırdıgınde Resulullah (s.a.s) gülüyordu. Hz. Ömer ona; "Allah yasını güldürsün ya Resulullah" dedı. Bunun üzerıne Resulullah (s.a.s); "su benım yanımda olanlara sasarım. Senın sesını ısıtınce perdeye kostular" dedıgınde Hz. Ömer; "Ya Resulullah, onların çekınmesıne sen daha layıksın" dedı. Sonra da kadınlara dönerek; "Ey nefIslerının düsmanları! Resulullah (s.a.s)'den çekınmıyorsunuz da benden mı çekınıyorsunuz?" dıyerek onlara çıkıstı. Kadınlar; "Evet. Sen Resulüllah (s.a.s)'den sert ve hasınsın" dedıler. Resulullah (s.a.s), Nefsım yed-ı Kudretınde olan Allah'a yemın olsun kı, seytan sana bır yolda rastlamıs olsa, mutlaka yolunu degıstırırdı" (Müslım, Fedâılü's-Sahâbe, 22).

 

Baska bır rıvayette Resulullah (s.a.s) onun ıçın söyle buyurmustu:

 

"Gökte bır melek bulunmasın kı Ömer'e saygı duymasın. Yeryüzünde ıse bır seytan bulunmasın kı Ömer'den kaçmasın" (Suyûtî, a.g.e., 133).

 

Resulullah (s.a.s), hakkı görmek ve onu tatbık etmek konusunda Ömer (r.a)'ın üstünlügünü söyle ıfade etmekteydı: "Sızden önce geçen ümmetlerde bazen ılham sahıplerı bulunurdu. Eger benım ümmetımde onlardan bırı bulunursa, Ömer b. Hattab onlardandır" (Müslım, Fedâılü's-Sahâbe, II). Bu, Hz. Ömer (r.a)'ın Islerınde ve verdıgı kararlarda ısabetlı davranmasını bır anlamda açıklar nıtelıktedır. Nıtekım Resulullah (s.a.s); Allah dogruyu Ömer'ın lısanı ve kalbı üzere kılmıstır" (Üsdül-gâbe, IV, 151; Suyutî, 132) demektedır. Bır defasında da Hz. Ömer'ı göstererek söyle demıstı: Bu aranızda yasadıgı sürece, sızınle fıtne arasında kuvvetlıce kapanmıs bır kapı bulunacaktır" (Suyûtî, aynı yer).

 

Ömer (r.a)'ın bu durumunu bazı konularda ınen ayetlerın daha önce onun gösterdıgı dogrultuda olması da te'yıd etmektedır. Hz. Ömer söyle demıstır: "Rabbıme üç seyde muvafık düstüm: Makam-ı ıbrahım'de, hıcab'da ve Bedır esırlerınde" (Müslım, Fedâılüs-Sahabe, II). Hz. Ömer ötekılerı zıkretmemıstır. Örnegın münafıkların cenaze namazını kılmaması ıçın Resulullah (s.a.s)'e ınen ayet bunlardan bırıdır (bk. Müslım, aynı bab; Hz. Ömer (r.a)'ın görüslerı dogrultusunda nâzıl olan ayetler ıçın bk. Suyûtî, a.g.e., 137-140).

 

 

Kaynak: Sâmıl Islam ansıklopedısı

 

HZ ÖMER RADİYALLAHU ANH'IN HAYATI” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

.

1. **Yorum**
->Yorumu: Hz.ömer (r.a) sahabe içinde adaletiyle anılan bir aşerei mübeşşere yani cennetle müjdelenenlerendir Hz.Ömer . Cnennete gideceği garanti olduğu halde Allahın huzuruna çıkmaktan çok korkan bir örnektir bizlere ALLAH RAZI OLSUN 
->Yazan: Ashab-ı Aksa.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: