Dinim İslam, İslamiyet, İslami Bilgiler > Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa'nın Hayatı (sav)

MESCİDİ NEBEVİ, İLK YAPILAN MESCİT, ÖZELLİKLERİ, ÖNEMİ (PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HAYATI)

 

Resulullah (s.a.s)'ın ılk ısı devesinin çöktügü arsayı sahiplerinden satın alarak buraya bır mescit ınsa etmek olmus tur. Mescid-ı Nebi adı ile anılan bu mekanın İslam devletinin olusumu ve yönetilmesinde gördügü fonksıyon oldukça büyüktür.

 

Resulullah (s.a.s)'ın Medine'ye hicretinden hemen sonra ashabıyla birlikte bina ettiği mescit. Bu mescit, Mescid-ı Resul, Mescid-ı Serif, Mescid-ı Saadet ve Mescid-ı Nebevi adlarıyla da anılmaktadır. Mescid-ı Haram ve Mescid-ı Aksa'dan sonra yeryüzündeki mescitlerin en faziletlısıdır.

 

Resulullah (s.a.s), Hıcret yolculuğunda kisa bır müddet Medine'nın dısında bulunan Kuba köyünde kalmıştı. Bu esnada Kuba mescitı adıyla bilenen mescitı ınsa ettirmişti. Buradan yola çıkıp, Medine'ye girdiği zaman, Resulullah (s.a.s), mısafır edip agırlama serefine naıl olabilmek için herkes bırbırıyle yarısa gırmıştı.

 

Kendisinı davet edenlere Resulullah (s.a.s); "Bırakın deve serbestçe yürüsün. O bizı Allahın razı olacağı bır yere kadar götürecektir" diyordu. Deve bır süre yürüdükten sonra, iki yetim kardeşe aıt bos bır arsaya çöktü. Buraya evi en yakın olan Ebu Eyyub el-Ensari, Resulullah (s.a.s)'ın esyalarını alıp sevinçlı bır halde evine taşıdı (bk. Hıcret mad.).

 

Resulullah (s.a.s)'ın devesinin çöktügü bu arsa sahipleri olan Neccaroğullarından Sehl ve Suheyl hıbe etmek için ısrar ettilerse de Resulullah (s.a.s) bunu kabul etmedi ve on dınar gibi sembolık bır meblag karsılığında burayı satın aldı. Bu bedeli Hz. Ebu Bekir (r.a) ödedi.

 

Ibn Sa'd, Resulullah'ın Medine'ye hicretinden önce Esad ıbn Zurare'nın arkadaşlarıyla burada namaz kildığını, ayrica cuma namazlarını da burada kildirdiğinı nakletmektedir. Etrafı çevrılı olan bu arsanın hemen bıtısıginde, cahılıye ınsanlarının gömülü bulunduğu bır mezarlık vardı. Resulullah bu mezarlığın kaldırılmasını istedi. Böylece mescitın ınsa edileceği arsa genişletilmış oldu. Ayrica burada bulunan su bırikintısı de yok edildı (Nesai, Mesacıd, 12; Ibn Sa'd Tabakatül-Kübra, Beyrut, t.y, I, 239).

 

Bu arsa üzerinde hemen bır mescit bina edilmeye baslandı. Ensar, Muhacır ve diğer gönüllü kimselerin de katıldığı kalabalık bır ısçı-usta topluluğu tarafından yürütülen çalışmalar sonunda mescit, kisa sürede bina edildı. Resulullah (s.a.s) çalışmaları (bilgi yelpazesi.net) idare edip, mescitın kible tarafındaki temellerinin atılması ve diğer planlamaları yapmakla yetinmeyıp, çalışmalara bır ısçı gibi tas, kerpıç taşıyarak katılmıştır. O, bu çalışmalar esnasında su beyıtleri söylüyordu: "Allahım! Ahıret hayatından bas ka hayat yoktur. Ensara ve muhacıruna magfıret et" (Ibn Sa'd a.g.e., I, 239-24I).

 

Temeller toprak seviyesine kadar tas, zeminden yukarısı ise kerpıç kullanılarak bina edildı. Temel yaklaşık olarak bır buçuk metre derinlıginde açılmıştı.

 

Enı-boyu yüzer zıra (bır zıra =kırkbes santım) olmak üzere, kare seklinde ınsa edilen mescitın mıhrabı Beytu'l-Makdıs yönüne denk düşecek şekilde kuzey duvarında ısaretlenmişti. Üç tane kapıdan bırı güney tarafındaki arka duvarda, ikincisi batı tarafındaki duvarda, üçüncüsü ise Resulullah (s.a.s)'ın hücrelerinin bulunduğu doğu tarafında ıdı. Bu kapıya Cıbrıl kapısı denirdi.

 

Resulullah (s.a.s), ılk önceleri bır hurma kütügü üzerine çıkarak hutbe okurdu. Bır zaman sonra bizzat Resulullah (s.a.s)'ın isteği veya ashabın, cemaatın kalabalıklastığını ve arkadakilerin hutbe okurken onu göremediklerini bildirmeleri üzerine, bır kaç basamaklı bır mınber yapılarak, mescite yerles tırıldı (Buhari, Cuma, 26; Ibn Sa'd, a.g.e., I, 25I-251).

 

Hıcretten on altı ay sonra Kıblenin yönü Beytullah tarafına çevrıldığı zaman, güneydeki kapı kapatılarak, burası mıhrab yapıldı, Kuzeydeki duvarda da bır kapı açıldı. Mescitte namaz kilınan yerin üzeri açıktı. Ancak mescitın ortaşında, hurma agacından yapılan dırekler üzerinde, hurma, dal ve yapraklarından bır gölgelik yapılmıştı.

 

Mescitın doğu tarafında duvara bıtısık olarak Resulullah (s.a.s)'ın hanımları Hz. Aise (r.anh) ve Hz. Sevde (r.anh) için, iki oda ınsa edilmıştı. Ayrica yine mescite bıtısık olarak, gündüzleri bır eğitım-öğretim yeri, geceleri ise, evsız kimseler ve mısafırlerin barınması için "Suffa" denilen üzeri kapalı bır bölüm eklenmişti. Resulullah (s.a.s)'e aıt odalara, zamanla yedi oda daha eklenerek oda sayısı dokuza çıkmıştır. Bunların hepsı kerpıçten ıdı (Ibn Sa'd, a.g.e., I, 499).

 

Medine'de ınsa edilen bu mescit aynı zamanda, kurulan İslam devletine aıt bütün faal ıyetlerin yürütüldügü bır merkez nıteliğinde ıdı. Resulullah, ashabıyla orada ıstısare eder, savaş ve barıs kararlarını orada alır, elçı heyetlerini orada kabul eder, savaşa çıkacak orduları orada techız ederek yola çıkarır, topluma aıt bütün meseleler orada çözüme kavuşturulur, hatta gerektıginde suçlular ve esirler bağlanmak suretiyle orada hapsedilirdi (Neseı, Mesacıd, 2I).

 

Egıtım-öğretim faalıyetleri, mescitın "Suffa" denilen kismında yerine getirılıyordu. İslam ümmetinin nüvesini olusturan Ashab ve seç kin sahabe alımler, İslamda ılk ünıversıte sayılabilecek bu mekanda yetismıs lerdi. İslam'ın esaslarını öğrenmek üzere Medine dısından gelenler için aynı zamanda bır yatakhane vazıfesi görüyordu (Ibn Sa'd a.g.e., 255). Bır defasında, Temım kabilesine mensup yetmis kisi burada barindirılmış ıdı (Ahmet b. Hanbel, III, 371).

 

Resulullah (s.a.s), burada bizzat dersler veriyordu. Ancak, yeni gelen ve baslangıçta olan öğrencilere okuma yazmayı ve Kur'an-ı Kerim'ı öğreten diğer öğretmenler de bulunmakta ıdı. Medine'den ve uzak yerlerden olmak üzere burada okuyan öğrencilerin dört yüz kisi gibi bır sayıya ulastıgı oluyordu. Burada barınanların ihtiyaçlarının büyük bır bölümü, cömert sahabeler tarafından kars ılanmaktaydı (M. Hamıdullah, İslam Peygamberi, Istanbul, 198I, II, 832).

 

Medine'de bır evi ve ailesi olmayan fakır kimseler de Suffa'da yatıp kalkıyor, ihtiyaçlarını buradan saglıyorlardı (Ibn Sa'd a.g.e, 255).

 

Mescid-ı Nebevi, ılk ınsa edilisinden sonra bır takım genişletme faalıyetleri gördü. Hayber'ın fethinden sonra Resulullah (s.a.s), mescitı bır mıktar genişletmiştı. Resulullah (s.a.s), vefatından kisa bır müddet önce, Hz. Ebu Bekir'ın kapısı harıç odalardan mescite açılan bütün kapıları kapattırmıştı (Buharı, Ashab, 3). Resulullah (s.a.s) vefat ettiğinde Hz. Aise (r.anha)'ye aıt odada defnedilmıştır.

 

Ilk cıddı genişletme, Hz. Ömer (r.a)'ın hılafeti zamanında yapıldı. Güney tarafından bes, Batı ve Kuzey taraflarından da onar metre ılave yapıldı. Doğu tarafına ılave yapılmadı ve Resulullah (s.a.s)'ın hanımlarının odaları olduğu gibi kaldı. Kuzey, doğu ve batı duvarlarında ıkiser tane olmak üzere, kapı sayısı altıya çıkarıldı. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer vefat ettiklerinde Peygamber (s.a.s)'ın yanına defnedilmışlerdir.

 

Hıcretin yırmı dokuzuncu yılında Hz. Osman (r.a), mescitı yeniden ınsa ettirdi. Duvarları süslü tas ile yeniden örüldü. Tas sütunlar kullanılarak mescitın bır kismının üzeri kapatıldı. Kapılarının sayısında bır değisiklık yapılmadı. Bu yenileme ile mescitın genişlıgı yüz elli zıra, uzunluğu ise yüz altmıs zıra'a çıkmıs tır (Ibnu'l-Esir, el-Kamıl fı't-Tarıh, III,1I3; Suyüti, Tarıhu'l-Hulefa, Beyrut 1986, 173).

 

Emeviler zamanında, Medine Valısı Ömer b. Abdülazız eliyle mescit yeniden ınsa ettirıldı. Hıcri seksen sekiz'den, doksan bıre kadar süren çalışmalarla mescit, doğu, batı ve kuzey yönlerinden genişletilmıştı. Peygamber (s.a.s)'ın hanımlarının odaları Mescide katılmış tır (Ibn Sa'd, a.g.e., I, 399). Resulullah (s.a.s)'ın kabr-ı serifleri Hz. Aise (r.anh) validemızın odasında bulunduğu için bu odanın sadece bır bölümü mescite dahıl edildı.

 

Mescitın duvarları tas ve kerpıç kullanılarak yapılmış ve mermerlerle kaplanarak süslenmişti. Tavanı da Hindistan'da yetisen saac agacı ile örtüldü ve altın suyu ile yaldızlandı. Bu yenileme ile mescitın uzunluğu ikiyüz zıra, genişlıgı de yüz altmıs yedi zıra çıkmıştır. Sütunları mermerden yapılarak, sütun baslıkları altınlarla süslendı. Eyvanların yapımında taslar kursun kullanılarak bırbırine geçırılıp saglamlastırıldı. Ravza-ı Mutahhara (Resulullah (s.a.s)'nın kabrının bulunduğu yer)'ın tavanı saac agacı ile örtülerek yazılarla süslendı. Ilk olarak mıhrab ve dört tane de mınare yapıldı.

 

Abbasilerden el-Mehdi, Hıcri 162-778'de kuzey tarafından genişleterek, üç yıl süren çalışmalarla mescitı yeniledi. Yine 2I2 (817) yılında Me'mun, mescitı tekrar restore ettirdi.

 

576 (118I) yılında en-Nasır Lıdınıllah, Resulullah (s.a.s)'den kalan değerlı esyayı muhafaza etmek için mescitın sahnında kubbeli bır oda yaptirdi. Hz. Aise (r.anh)'ın sakladıklarından bulabıldiklerini buraya koydu. Bunlar; Resulullah (s.a.s)'ın vefat ettiği zaman giymekte olduğu çuhadan yapılmış rıda ve ızar, atlas kumas ile ıslemeli sal bır cübbe, Bürde-ı Saadet, seccade, sancaklar, bır kisim resmı evrak ve Ashabdan bazılarına aıt bır takım esyadan ıbaretti.

 

654 (1256) yılının Ramazan ayının ılk cuma günü, kandılleri yakan kandılcının ihmalı, kutsal emanetlerin korunduğu sahndaki kubbeli oda harıç, mescitın tamamen yanmasına sebep olmustu. Abbasiler'den el-Mu'taşım, 655 (1257) yılı hac mevsıminde ustalar ve malzeme göndererek mescitın yeniden ınsa edilmesini sagladı. Yemen Meliki Muzaffer ve Mısır Meliki Nureddın Alı Ibn Mu'ız'ın de ı stırak ettiği bu çalışmalarla hücre-ı nebeviye ve duvarların bır kismı yeniden yapılmıştı. Melik Muzaffer, Yemen'de yaptirdiği sanat değeri çok yüksek bır mınberi de Mescite (bilgi yelpazesi.net) yerlestırmıştı. Ancak, ımar ısı tamamlanamamıştı. 685 (1295)'de Baybars, yarım kalan ınsaatı tamamladı ve küçük bulduğu Melik Muzaffer'ın mınberini kaldırarak yerine, Mısır'dan getirttıgı daha büyük ve sanat bakımından daha zarıf bır mınberi yerlestirdi. 886 (1481) Ramazanının 13. günü mınarelerden bırine ısabet eden yıldırım, mescitın yanarak, duvarlarının yikilmasına sebep oldu. Mınber, mushaflar ve kitapların tamamı yandı. Ravza-ı Mutahhara ve sahndaki kubbeli oda bu yangından zarar görmemiştı.

 

Mısır Memluk Sultanı Esref Kaytabay, Emır Sankar el-Cemali'yı kalabalık bır usta kafilesiyle Medine'ye gönderdi.

 

Mescit bıraz genişletilerek duvarlar ve mınberler yeniden ınsa edildı. Mıhrabı da bıraz genişleterek, üzerini, çevresindeki dıreklerin baslıklarına oturtulan bır Kubbe ile kapadılar. Ravza-ı Mutahhara'nın duvarları üzerine de bır kubbe oturttular. Bunun üzerini de sütunların taşıdığı diğer bır kubbe ile kapadılar. Sonra, Ravza-ı Mutahhara ile kible duvarı arasına, etrafını üç küçük kubbenin çevrelediği büyük bır kubbe yapıldı. Yapılan diğer bazı kubbelerle de mescitın bır kismı örtülmüs oldu. Yeniden yapılan mıhrap, renklı mermerler ile süslendı. Rahmet kapısının yanında Medrese-ı Mahmudiye adıyla anılan bır medrese ınsa edildı. Kaytabay, yapılan bu ısler için yüzyırmıbın dınar tahsıs etmiştı.

 

Osmanlılar döneminde Mescid-ı Nebevi'nın bakımı tıtızlıkle yerine getirılmış ve tezyın edilmıştır. I. Mahmud, Ravza-ı Mutahhara'nın üzerinde bulunan kubbeyı yenileyerek, koyu yesile boyadı. Bundan dolayı bu kubbe, Kubbetu'l-Hadra (yesil kubbe) adıyla anılır.

 

Mısır valısı Mehmed Alı Pasa da Mescid-ı Nebevi'de bırtakım restorasyon çalışmaları yapmıştır. Mescit, Abdulmecıd tarafından yeniden ınsa edilmıştır. Abdulmecıd'ın bu ıs için seçtıgı ustalar, Akık vadisinde bulunan Hedab denilen kayadan sütunlar ve taslar kestiler. Mescitı parça parça ınsa etmeye basladılar. Yanı bır kismını yikiyor, yerini hemen yapıyorlardı. 1849-1861 yılları arasında on iki sene süren ınsa çalışmaları ile mescit yeni bastan ınsa edildı.

 

Mayıs 1953'te baslatılan diğer bır çalışma ile, ön kismı harıç yeni bastan ınsa edilerek bugünkü hale getirıldı. Ilk ımar edildıginde yakla sık 2475 m. kare büyüklügünde olan Mescid-ı Nebi, tarıh boyu süren çeşitli ınsa faalıyetleri sonunda 12271 m. kare genişlıge ulasmıştır. Bugün ise yeniden büyük genişletme çalışmalarıyla bu alan birkaç katına çıkarılacak şekilde büyütülmüs bulunmaktadır.

 

PEYGAMBERİMİZ HZ MUHAMMED MUSTAFA'NIN (SAV) HAYATI
"
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

"
DİNİM İSLAM, İSLAMİYET, İSLAMİ BİLGİLER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: