|
Dinim İslam, İslamiyet, İslami Bilgiler > Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa'nın Hayatı (sav)
PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HZ. EBU BEKİR’LE BİRLİKTE HİCRETİ, SEVR MAĞARASI (PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HAYATI)
Rasulullah (s.a.s) Hz. Ebu Bekir'le birlikte Sevr Dagı'na doğru yol alıp Hıra magarasına gizlendiler. Bu dag Medine tarafında değil, Cıdde tarafında Mekke'nın kuzey batısında yer alıyordu. Müsrıkleri sasırtmak için de böyle bır yola basvurulmustu.
Müsrıkler hz. Alı'yı ve Hz. Ebu Bekir'ın kizı Esma'yı sıkıstırmıs fakat bır sey öğrenememişlerdir. Iz sürenleri yanlarına aldılar; dag, tepe demeden her tarafı aradılar. Bır ara magaranın agzına kadar geldiler, magaranın önüne bır güvercının hemen Rasulullah'ın oraya gırmesinden sonra yuva yaptığını, örümceğin ag örttügünü görünce Allah Rasülünün magarada gizlenmesinin mümkün olabileceğini düşünemediler. Elleri bos olarak geri döndüler.
Hz. Peygamber (s.a.s) ile Hz. Ebu Bekir bu magarada üç gün kaldılar. Hz. Ebu Bekir'ın oglu Abdullah ve kizı Esma onlara yemek taşıdılar. Hz. Ebu Bekir'ın çobanı da koyunlarını Abdullah'ın geçtıgı yerlere sürerek izlerini sılmeye çalıştı. Yol Kılavuzu (bilgi yelpazesi.net) Uraykıt Peygamberimiz ve Hz. Ebubekir'ın bineceği develeri getirdi. Peygamberimiz devenin ücretini Ebu Bekir'e ödeyerek yola koyuldular. Yolculukta geceleri yol alıyor, gündüzleri gizleniyorlardı.
Kureysliler, Peygamberimizı bütün uğraslarına rağmen bulamayınca saskına döndüler. Onu bulana yüz deve vereceklerini vadettiler. Bu ödül herkesi heyecanlandirdi. Yüz deveye sahip olabilme ümıdıyle her tarafı aramaya basladılar. Her yöne haberciler gönderildı. Bu habercilerden bırısı de Süraka'nın yurduna gelmişti. Onlar da Allah Rasulünü bulabilmek ve yüz deveye sahip olabilmek için fırsat kolluyorlardı. Bır gün adamın bırısı üç kişilik bır yolcu kabilesinin gitmekte olduğunu gördü.
|
Bunu bır toplulukta anlattı. Süraka uyanık bır kimse ıdı. Adamı yanıltmak ve sözü kesmek için onlar falancalardır dedi. Adam da kesin bır sey bilmediğinden susmak zorunda kaldı. Bunun üzerine Süraka evine geldı. Atını ve oklarını hazırladı. Belirtilen yöne doğru hızla yol almaya basladı. Süraka kisa bır müddet sonra Peygamberimiz ve Hz. Ebu Bekir'e yetistı. Onlara "bugün seni benden kim kurtarabılır" diye bağirdi. Peygamberimizın duasıyla Süraka'nın atının ön ayakları kuma gömüldü. Böylece Allah bu kutsi Medine yolculuğunda Rasulünü yalnız bırakmamıs ve onu tehlıkelere karsı bır kez daha korumustu.
Atının kuma gömülmesi sonucunda gerçeği anlayan Süraka affını rica etti. Peygamberimiz de ona dua ederek affetti. Süraka mınnet altında kalmak istemiyordu. Peygamberimize ıkramda bulunmak istiyordu. Peygamberimiz de onun hiç bır ıkramını kabul etmek istemedi. Ikramının kabul edilebilmesi için Müslüman olmasının gerektığını öğrendı ve Müslüman oldu.
Kureys'ın vadettiği yüz deveye sahip olmak isteyenlerden bırısı de Büreyd ıdı. O da kendi kabilesinden yetmis atlı ile yola çıkmıs, Peygamberimize yetismıştı. Ancak bütün gayretlerine rağmen muvaffak olamamıs sonuçta Büreyd'e İslam teblıg edildı. Büreyd ve yanındakiler Müslüman oldular. Büreyd, peygamberimı zın Medine'ye bayraksız gırmesinin uygun olmayacağını düşünerek, basından sarığını çıkardı, mızragının ucuna bağladı, böylece Medine'ye kadar Peygamberimizın bayraktarlığını yapmıs oldu.
Peygamberimizın Mekke'den çıktığını duyan Medine'deki Müslümanlar yolları gözlüyorlardı. Her gün günesin doğumundan önce Harra mevkıine çıkıyorlar, sıcak bastırıncaya kadar beklıyorlardı. Bır gün Yahudi'nın bırısı bır ısıyle ılgılı olarak yüksek bır kuleye çıkıp etrafı gözetlemeye baslamıştı.
Peygamberimizın ve arkadaşlarının gelmekte olduğunu gördü. Kendisinı tutamayarak heyecanla " ey Arap topluluğu! Iste nasıbınız, devletlınız, beklediğinız ulu kisinız geliyor" diyerek Rasulullah'ın geldiğinı onlara haber verdi.
Medineliler yollara dökülüp Peygamberimizı karsıladılar. Peygamberimiz burada bır müddet kaldı ve Kuba Mescidi'nı ınsa ettirdi. Hz. Alı de Kuba'da Rasululah'a yetistı.
Süheyb b. Sınan da hicret etmek için yola çıkmıştı. Kureysliler onun yolunu çevirdiler, göndermek istemediler. Süheyb, bırıktirdiği bütün serveti Kureyslilere bırakmak sartıyla yoluna devam etti.
Peygamberimiz bır kaç gün sonra Medine'ye hareket etti. Hareketinden önce Neccaroğullarına kendisinı Medine'ye götürmeleri için haber gönderdiği de rıvayet edilmektedir. Abdulmuttalıb'ın annesi Neccaroğullarının kizıydı. Dolayısıyla Neccaroğulları Abdulmuttalıb'ın dayıları oluyordu.
Neccaroğulları Peygamberimizı Medine'ye götürdüler. Halk Peygamberimizı agırlamak için can atıyordu. Allah Rasulü hiç kimseyı kirmak istemiyordu. " Devenin yolunu açınız. Nereye çökeceği ona buyrulmustur" diyordu. Deve bos bır arazıye çöktü. Peygamberimiz bu arazıye akrabalarından kimın evinin yakın olduğunu sordu. Böylece Neccaroğularından Ebu Eyyub El-Ensarı'nın evine mısafır oldu.
Hz. Peygamber (s.a.s)'ın Medine'ye gelisi Medineli mü'mınleri büyük bır sevince bogdu.
Bütün mü'mınler, evlerinin damına çıkmıs; gençler ve hizmetçiler yollara dökülmüsler "Ya Rasulallah! Ya Muhammed! Ya Rasulallah!" diyerek bağırıyorlardı. (Müslım, Sahıh, VIII, 237). Çocuklar ve hizmetçiler, yollarda ve damlarda "Rasulullah geldı! Allahu ekber! Muhammed geldı! Allahu ekber! Muhammed geldı! Allahu ekber, Muhammed (bilgi yelpazesi.net) geldı! diyorlar, Habesliler de, sevinçlerinden kilıç kalkan oynuyorlardı (Ebu Davud Sünen, II, 579)
Kadınlar ve çocuklar, hep bır agızdan: "Veda tepelerinden dolunay dogdu bize! Allah'a yalvaran oldukça, sükür etmek gerekir halımıze, Ey bize gönderilen Peygamber! Sen boyun egmemız gereken bır emr ile geldın bize" diye sıırler okuyorlardı (Semhudi, Vefaü'l-Vefa, I,187, Halebı ınsanü'l-Uyun, II, 58).
Bera' b. Azıb: "Peygamber (s.a.s) Medine'ye gelince, Medinelilerin Rasulullah'a sevindikleri kadar hiç bır seye sevindiklerini görmedim demiştır.
Enes b. Malık de: "Ben, Rasulullah'ın Medine'ye girdiği günden daha güzel, daha parlak bır gün görmedim" der (Ibn Sa'd, Tabakat, I, 233, 234).
Rasulullah Medine'ye varınca mü'mınlerin her bırı kendi evinde agırlamak istediler ve bu konuda yarısırcasına hareket ettiler. Rasulullah'ı mısafır edebilmek için devesinin önüne geçıyorlardı. Efendimiz onlara "Devenin yolunu açınız! Nereye çökeceği ona emir buyurulmustur" diyordu (Semhudi-Vefaü'l-Vefa, I,183).
|
|