|
Dinim İslam, İslamiyet, İslami Bilgiler > Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa'nın Hayatı (sav)
PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HZ. SEVDE ANNEMİZLE EVLENMESİ (PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HAYATI)
Hz. Şevde, Sekran b. Amr'ın zevcesi idi. İlk Müslüman kadınlardandı ve kocasıyla birlikte Habeşistan'a hicret etmişti. Daha sonra Mekke'ye dönmüşlerdi. Mekke'ye döndüklerinde Hz. Şevde, bir gece rüyasında, Ay'ın süzülüp üzerine iniverdiğini görmüştü. Bunu kocasına anlatınca da, şu karşılığı almıştı:
"Eğer rüyan doğru ise, ben yakında öleceğim. Benden sonra sen de evleneceksin!"
Hakikaten de, kisa bir zaman sonra Sekran, hastalanıp vefat etmişti; böylece, Hz. Şevde de dul kalmıştı.
Havle Hatun, kendisine, "Resulullah, beni, sana, dünürlük için gönderdi!" deyince, Hz. Şevde son derece sevindi. Ancak, bir tereddüdü vardı: Acaba Nebiyyi Ekrem, yanında bulunan beş küçük çocuğuna da rıza gösterebilecek miydi?
Bu endişe ve tereddüt sebebiyle, Resuli Kibriya Efendimize hemen cevap vermedi. Resulullah, dini imanı uğruna yerini, yurdunu, akrabasını terkedip yabancı bir diyara göç edecek kadar fedakarlık ve kahramanlıkta bulunmuş bu mücahideyi (bilgi yelpazesi.net) şereflendirmek ve taltif etmek istiyordu. Buna binaen kendisinden bir cevabın gelmediğini görünce, bir gün bizzat kendisiyle görüştü ve, "Seni, benimle evlenmekten alıkoyan nedir?" diye sordu.
Hz. Şevde, "Vallahi ya Resulallah, beni seninle evlenmekten alıkoyan hiçbir mühim sebep yoktur; ancak, şu çocukların sabah akşam başında vızıldayacaklarını düşünüyorum da, onun için çekmiyorum!" diye cevap verdi.
Bunun üzerine Resuli Ekrem Efendimiz, "Allah sana rahmet etsin! Kadınların hayırlısı, küçük çocuklarından dolayı zorluklarla karşılaşandır." buyurarak, bu endişe ve tereddüdünemahal olmadığını belirtti; sonra da, "Seni nikahlamak için, kavminden birini vazifelendir." dedi.
Hz. Şevde, kaynı Hatip b. Amr'e salahiyet verdi. O da, Hz. Sevde'yi, bi'setin 10. yılında Resuli Kibriya Efendimize nikahladı. O sırada, Hz. Şevde 55 yaşlarında idi.342
Görüldüğü gibi, Resuli Kibriya Efendimiz, akrabalarından ayrılarak iman safına iltihak etmiş ve bir daha akrabalarının üzerinde bulunduğu şirk inancına dönmek istemeyen bu mücahide yaşlı hanımı, sadece Allah'a ve Allah'ın dinine olan bağlılık ve sadakatinden dolayı himayesi altına alıyor ve onu "mü'minlerin annesi" olmak şerefine ulaştırıyordu!
|
|