Dinim İslam, İslamiyet, İslami Bilgiler > Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa'nın Hayatı (sav)

TEBÜK SEFERİ, TARİHİ, BAŞLAMASI, GELİŞEN OLAYLAR (PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED MUSTAFA’NIN (SAV) HAYATI)

 

Hz. Peygamber (s.a.s) Tebük gazasını Medine'den Hıcretin 9. yılı Recep ayında persembe günü çıkmıştı. Çünkü O, cihada persembe günü çıkmayı severdi. Bu, Resulullah (s.a.s)'ın sonuncu gazası oldu.

 

Medine'de vekil bırakılan Hz. Alı için münafıkların "Muhammed, Alı'yı onda görüp hoslanmadığı bır sey için geri bırakmıştır" gibi dedikodular yapması üzerine, Hz. Alı silahlanıp Cürf mevkıinde Hz. Peygamber'e yetistı. Resulullah'ın gelis nedenini sorması üzerine hakkındaki dedikodudan söz etti. Hz. Peygamber; "Onlar yalan söylemişlerdir.

 

Ben seni arkamda bıraktıklarıma vekil tayın ettim. Hemen geri dön, gerek benim ev halkım ve gerekse senin ev halkın içinde vekilım ol. Sen bana göre, Musa'ya göre Harun'un durumunda olmak istemez mısın? Ancak benden sonra Peygamber gelmeyecektir" dedi. Hz. Alı; "Ey Allah'ın elçısı öyledir" diye cevap verdi ve Medine'ye geri döndü" (Ibn Ishak, Ibn Hısam, Sire, IV, 163, Ibn Sa'd, Tabakat, III, 24 25, Taberi, Tarıh, III, 144, Ibnü'lEsir, el-Kamıl, Beyrut 1385/1965, II, 278).

 

Hz. Peygamber'ın komutaşındaki onbın kişilik İslam ordusu Medine'den Tebük'e kadar onsekiz yerde konakladı, ondokuzuncu konaklama yeri Tebük oldu. Bu konaklama yerlerinde namaz kilınan yerler günümüzde de adlarıyla mescit olarak bilinmektedir. Zülhusub, Feyfa, Zülmerve, Rak'a ve Vadılkura mescitleri gibi.

 

Yolculuk sırasında ve konaklama yerlerinde pek çok ibretlı ve hikmetlı olaylar vuku buldu. Allah'ın elçısı yol boyunca ögütlerini sürdürdü. Bunlardan bazıları sunlardır:

 

1) Sekizıncı konaklama yeri olan Hıcr'da olanlar:

 

Hıcr, Semud kavmının yasayıp helak olduğu yerdir. Salıh Peygambere ısyan eden bu topluluğu Yüce Allah korkunç bır haykırısla helak etmiştı (bk. el-A'raf, 7/73-9; el-Hıcr, 15/8I-84; es-Suara, 26/141-159; Hud, 11/61-68; en-Neml, 27/45-53). Hz. Peygamber bu kavmın mucızeleri gördükleri halde peygamberlerine karsı gelmelerini açıkladı ve bu yerden hızlı geçılmesini emir buyurdu.

 

Hıcr kuyularından alınan suları döktürdü ve bununla hazırlanan ekmek hamurlarının develere yedirılmesini emir buyurdu (bilgi yelpazesi.net) (Vakidi, Megazi, III, 1II8; Ahmet b. Hanbel, II, 9: Asım Köksal, a.g.e., IX, 185 vd.). Böyle hüzünlü bır beldeye nes'eyle girilmesini, Hıcr'da oturan halkla temas etmemelerini emir buyurdu (Vakidi, Megazi, III, 1II8; Ahmet b. Hanbel, V, 231).

 

Allah elçısı, Hıcr'da gece şiddetlı kasırganın kopacağını, bu yüzden kimsenin yanında arkadaşı olmaksızın dısarı çıkmamasını ve develerin dizlerinin bağlanmasını bildirdi. Kasırga çıktı ve uyarıya uymayan iki kisiden bırısı nefes darlığına uğradı, diğerini fırtına sürükledi.

 

Mücahıtler Hıcr'da sabahlayınca şiddetlı susuzlukla karsılastılar. Allah elçısı özellikle Hz. Ebu Bekir'ın yagmur duası yapmasını istemesi üzerine, ellerini kaldırıp yagmur için dua etti. Daha ellerini indirmeden yagmur yagmaya baslamıştı (Ibn Ishak, Ibn Hısam, Sire, IV, 165; Taberi, Tefsir, XI, 55; Tarıh, III, 144). Bunun üzerine daha önce; "Muhammed hak peygamber olsaydı, Musa peygamber'ın Allah'tan yagmur istediği ve yagdirdiği gibi, O da yagmur ister ve yagdırirdi" diyerek dedikodu yapan münafıklar seslerini kesmıslerdi.

 

>Hz. Peygamber'ın devesi "Kasva"ın kaybolması:

 

Bır konaklama yerinde Resulullah (s.a.s)'ın devesi Kasva kaybolmus ve aramalara rağmen bulunamamıştı. Beni Kaynuka Yahudilerinden Müslüman olan Zeyd b. Lusayt adlı münafık; "Kendisinın peygamber olduğunu söyleyen ve size göklerden haberler veren Muhammed bugün kaybolan devesinin yerini bile bılmıyor" diyerek Müminlerin kalbine süphe sokmaya çalışıyordu.

 

Bunu haber alan Resulullah (s.a.s), Cebraıl (a.s) haber vermesi üzerine devenin bulunduğu yeri ve ıpının bır dala takılı bulunduğunu bildirdi ve "Allah'a yemin olsun ki, gerçekten ben, bır seyı Allah bana bildirmedikçe bilemem" buyurdu. Gerçekten o yana giden sahabiler deveyı bulup getirdiler (Ibn Ishak, Ibn Hısam, Sire, IV, 166, 167; Vakidi, a.g.e., III, 1I1I).

 

Zeyd b. Lusayt bu olaydan sonra, ertesi sabah kalbindeki Hz. Muhammed'ın peygamberlıgı konuşundaki süphelerinin yok olduğunu söylemiştır (Vakidi, Megazi, III, 1I1I). Bazıları onun tövbe ettiğinı söylerken Harıce b. Zeyd gibi bazı sahabiler de onun tövbe ettiğinı kabul etmemişlerdir (Ibn Ishak, Ibn Hısam, IV, 167;Vakidi, a.g.e., III, 1I1I).

 

>Abdurrahman b. Avf'ın ımam olusu:

 

Hıcr'le Tebük arasında bır konaklama yerinde tan yeri agardıktan sonra Allah elçısı ıhtıyacını gidermek için uzak bır yere gıtmıştı. Cemaat günesin dogmasından korkarak Abdurrahman b. Avf (r.a)'ı öne geçırdiler. Hz. Peygamber abdest alıp dönünce Abdurrahman ruku'da ıdı. Cemaat Resulullah'ın geldiğinı anlayınca neredeyse namazı bozacaklardı.

 

Abdurrahman da ımamlıktan çekilmek istedi. Fakat Resulullah (s.a.s)'ın ısareti ile namaza devam etti. Allah elçısı bır rekatı ımamla, bır rekatı da selãmdan sonra ayaga kalkarak tek basına kildı. Namaz bıtınce de; "Güzel yaptınız" buyurdu (Ahmet b. Hanbel, IV, 247; Vakidi, Megazi, III, 1I11).

 

>Abdestte tek yıkama ve mestlere meshetme:

 

Avf b. Malık'ten rıvayete göre, Hz. Peygamber Tebük seferi sırasında yolcular için mestler üzerine üç gün üç gece, mukim olanlar için bır gün bır gece süreyle meshedilmesini emir buyurmustur (Ahmet b. Hanbel, Müsned, VI, 27). Hz. Ömer'ın bildirdiğine göre abdest alınırken abdest azaları bırer defa yıkanmakla yetinilmıştır (Ahmet b. Hanbel, 1, 23).

 

>Vaktinde kilınamayıp kaza edilen sabah namazı:

 

Yolculukta Allah elçısı uykuda ıken kaldırılmamıs ve sabah namazı vaktı çıkıp günes bır mızrak boyu yükselmişti. Resulullah (a.s) Bılal'e: "Ben sana bu gece bizı bekle ve sabah olunca uyandır" demedim mı?" buyurdu. Bılal: "Seni uyutan beni de uyuttu" dedi. Hz. Peygamber o yerden kalkıp bıraz gıttıkten sonra, önce sünneti sonra da farzı kaza etti (Vakidi, Megazi, III, 1I15, 1I16).

 

>Hz. Peygamber'ın Tebük'te ashabı ile ıstısare etmesi:

 

Tebük'e geldıkten sonra Sam üzerine yürünüp yürünmemesi konuşunda Allah elçısı ashabı ile ıstısare etti. Hz. Ömer: "Eger gitmekle emrolundun ise gıt" dedi. Hz. Peygamber: "Eger bu konuda Allah tarafından emrolunmus bulunsaydım, size danışmazdım" buyurdu.

 

Bunun üzerine Hz. Ömer: "Ey Allah'ın Resulu orada Rumlar çok fazladır, Müslümanlardan tek kisi bile yoktur, senin bu derece yakına gelmen onları korkutmustur. Uygun bulursanız bu yıl buradan geri dönülsün veya yüce Allah bu konudaki buyruğunu bildirır" Bunun üzerine Hz. Peygamber Tebük'ten ileri geçmedi (Ibn Ishak, Ibn Hısam, Sire; IV, 17I; Ibn Sa'd, Tabakal, II, 166; Vakidi, a.g.e., III, 1I19).

 

>Diğer peygamberlere verilmeyıp yalnız Hz. Muhammed'e verilen bes haslet:

 

Hz. Peygamber Tebük'te gece namazını (teheccud) çadırının önünde kildığı bır gece, yanına gelen sahabilerle sohbet ederken söyle buyurmustur: "Benden önceki peygamberlerden hiç bırısine verilmeyen su bes sey bana verilmiştı:

 

a- Önceki peygamberler yalnız bır kavme gönderilmişken, ben bütün ınsanlara gönderildım.

 

b- Yeryüzü bana mescit ve temizlik aracı kilindi. Bu yüzden namaz vaktı nerede olursa teyemmüm edip namazımı kilarım. Önceki ümmetler ise ibadetlerini ancak Kılise ve Havralarda yapabılirdi.

 

c- Savaş ganimetleri bana helal kilindi. Halbukı önceki peygamberlere helal kilınmamıştı.

 

d- Bana sefaat makamı verildı.

 

e- Ben bır aylık uzak yerdeki düşmanın kalbine korku salmakla yardım olundum" (bk. Buhari, Teyemmüm, 1, Salat, 56; Müslım, Mesacıd, 3, 4, 5; Ebu Davud, Salat, 24; Tırmızi, Mevakit, 119, Sıyer, 5; Nesai, Cusl, 26; Ibn Mace, Tahare, 9I; Darımi, Salat, 111, Sıyer, 28; Ahmet b. Hanbel, I, 25I, 3I1, II, 222, 24I, 25I, 312; Vakidi, Megazi, III, 1I21 vd .).

 

Hz. Peygambere ve ümmetine ayricalık saglayan bu nıteliklerin Bizans'a karsı yapılan böyle büyük bır harekat sırasında açıklanması su noktaları akla getirmektedir.

 

Çevrede en güçlü olarak bilinen Doğu Roma ımparatorluğuna karsı durabilecek bır güce sahip olan İslam topluluğu, yakında bu yöreleri ele geçırecek ve rum dıyarı İslam'a gırecek, böylece arap toplumları dısına çıkan İslam evrensellik özelliğine kavuşacaktır .

 

İslam ordusu yolculuk sırasında günlerce çeşitli yer ve mevkilerde, arz üzerinde farz ve nafile namazları kilmış ve böylece ibadetin yalnız mescitlerde yapılabileceği ımajı yerine namaza evrensel bır mescit anlayısı kazandırılmıştır. Abdest ve gusülde de su yerine, gerektıginde teyemmümle yetinmenin uygulamaları yapılmıştır.

 

Bu gibi askeri hareketlerde zafer sonrası elde edilecek ganimetlerin beste bırı beytülmalın, beste dördü de gazilerin hakkı olmak üzere mesru kilınmıştır. Bu da savaşlarda ayrı bır tesvık unsurudur (bk. "Ganımet" mad .).

 

Çevrede bır aylık uzak yerde bulunan düşman o gün için Doğu Roma Imparatorluğu ve bunların başkanı Heraklıus olmalıdır. Imparatorun ve askerlerinin kalbine korku düştügü için Hıcaz'a saldırıp yakıp yıkmak üzere yola çıktıkları halde bu cesareti gösterememişlerdir.

 

Güçlü İslam ordusunun hazırlıklı, düzenlı ve her çeşit savaş rızıkosunu göze alarak Tebük'e kadar gelmesi, güç dengesini psıkolojık bakımdan Müslümanların lehine çevirmiştir. Böylece düşman için, savaş olmasa bile güç hazırlamayı emreden ayetin hükmü gerçekleşmıştır .

 

Ayette söyle buyrulur: "Onlara karsı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın ki, bununla Allah'ın düşmanı ve sızın düşmanınızı ve daha bundan başka sızın bilmediğiniz, fakat Allah'ın bıldığı diğer düşmanları korkutaşınız. Allah yolunda ne harcarsanız, karsılıgı size eksıksız ödenir, asla haksızlığa uğratılmazsınız" (el-Enfal, 8/6I).

 

Hz. Peygamber Tebük'te bulunduğu sırada Halit b. Velid'ı dört yüz atlı ile bır hristiyan topluluk olan Dumetülcendel'ın kralı Ükeydir b. Abdılmelik üzerine gönderdi. Dumetülcendel Sam yolu üzerinde Tebük'e yakın, sulu, hurma ve ekinleri bol, büyük bır ticaret merkezı ıdı. Halit b. Velid az sayıda bır askerle bilmedikleri bır yörede kralı nasıl bulacaklarını sorunca, Allah elçısı onu "yabani sıgır avlarken bulup yakalayacağını" haber verdi.

 

Gerçekten Halit ve arkadaşları kaleye yaklaştıkları sırada normal kirsal kesimde az rastlanan bır yaban sıgirinın kale kapısına yaklaşmakta olduğunu gördüler. Yukarıdan Ükeydir ve ailesi de bu semız hayvanı görmüslerdi. Ükeydir silahlanıp birkaç adamı ile birlikte sıgiri avlamak üzere kaleden dısarı çıkınca da onu yakaladılar ve elleri bağlı olarak kalenin önüne getirdiler .

 

Orada Halit'le Ükeydir arasında yapılan anlasmaya göre, Ükeydir Müslümanlara: Ikı bın deve, sekiz yüz at, dört yüz zırh gömlek, dört (bilgi yelpazesi.net) yüz mızrak vermek ve Ükeydir ile kardeşi Mudad Hz. Peygamber'e kadar götürülüp haklarında Allah elçısı hüküm vermek üzere sulh oldular. Bundan sonra kaleye gırilerek belirlenen ganimet malları teslım alindi (bk. Vakidi a.g.e., III, 1I27, 1I34; Ibn Ishak, Ibn Hısam, Sıre, IV, 169 vd; Ibn Sa'd, Tabakat, II, 62, 166).

 

Eyle, Ezruh ve Cerba Melikleri ile Sulh Anlasması Yapılması:

 

Hz. Peygamber Tebük'te bulunduğu sırada Kızıldeniz'ın kuzeyinde ve Akabe körfezının sonunda deniz sahılindeki Eyle hükümdarı Yuhanna b. Ru'be, gelerek yıllık belirlı mıktarda cızye vermek üzere kendisi ile sulh anlasması yaptı. Hz. Peygamber Yuhanna'ya su ahıtnameyı yazılı olarak verdi.

 

"Bısmıllahırrahmanırrahim . Bu, Allah ve Peygamberi Muhammed'den Yuhanna b. Ru'be ile Eyle halkından denizdeki gemilerde bulunanları ve karadaki gezen, dolaşanları için eman yazısıdır: Gerek bunlar ve gerek Sam, Yemen ve deniz sahılı halkından Eylelilerle birlikte bulunanlar, Allah'ın ve Resulunün hımayesindedirler.

 

Onlardan bır kötülük ısleyeni yanındaki malı koruyamayacak, bu mal, alana da helal olacaktır. Denizde, karada herkes dilediği tarafa yolculuk yapma hakkına sahiptır" (Ebu Ubeyd, el-Emval, Mısır 1388/1968, s. 287 vd; Ibn Ishak, Ibn Hısam, Sire, VI, 169).

 

Eyle kralı Yuhanna ile birlikte Ezruh ve Cerba halkı temsilcileri de Tebük'e gelip Hz. Peygamber'le cızye vermek üzere anlasma yaptılar. Bunlar her yıl Recep ayında saf altından yüz dınar cızye ödemeyı kabul ettiler ve buna karsılık onlara bırer emanname (güven mektubu) verildı. Bu iki topluluk da Eyleliler gibi Yahudi toplumudur (Ibn Sa'd, Tabakat, 1, 289 vd; Ibn Ishak, Ibn Hısam, Sire, IV, 169; Vakidi, Megazi, III, 1I31).

 

Mescid-I Dırar Olayı:

 

Hz. Peygamber Tebük'te yırmı gün kadar kaldıktan sonra, ashab-ı kiramın ileri gelenleri ile ıstısare ederek geri dönmeye karar verdi. Çünkü Bizans ordusu saldırmaya cesaret edememiş ve amaca ulasılmıştı. O gün için daha fazla ileri gidip kan dökmeye ihtiyaç yoktu. Çünkü Sam yöresini fetih gibi bır amaçla yola çıkılmamıştı. Üstelik Sam yöresinde bulasıcı bır hastalık (taun) olduğu da haber alınmıştı. Geri dönüş için yola çıkan ordu Ramazan'ın ılk günlerinde Medine'ye ulastı.

 

Hz. Peygamber Tebük'e giderken Medine'ye bır saat uzaklıktakı Zıyevan köyüne gelinıginde münafıklardan bır heyet gelerek: "Ey Allah'ın Resulu! Bız hastalar ve Kuba mescitine gelemeyenler için özellikle yagmurlu gecelerde namaz kilmak üzere bır mescit bina ettik. Tesrıf edip burada namaz kildırsanız, hayır ve bereketle dua buyursanız" dediler. Hz. Peygamber bunun dönüşte olabileceğini söylemişlerdi. Bunun üzerine Tebük dönüşü bu sözü Allah elçısine hatırlatıp yeni yapılan mescite gelmesini rica ettiler.

 

Bu mescit Ebu Amır Fasık adlı bozguncu münafık ve fasığın tesviki ile münafıklarca Kuba Mescidinın cemaatını bölmek niyetiyle yapılmış ve Hz. Peygamber'e suıkast düzenlemek üzere ıçı silahla doldurulmustu. Hz. Peygamber bu mescite gitmeye hazırlanırken Cebraıl (a.s) gelerek durumu haber verdi.

 

Kur'an-ı Kerim'de bu mescitden söyle söz edilir:

 

Zarar vermek, ınkar etmek, Müminlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah ve Resulune karsı savaşanlara gözetleme yeri hazırlamak üzere bır mescit yapanlar; "Bız sadece iyilik yapmak istiyorduk" diye yemin ederler. Allah da sahıttır ki bunlar yalancıdırlar" (et-Tevbe, 9/1I7).

 

"Ey Muhammed! Bu mescitde asla namaz kilma. Süphesiz ki, baslangıcından ıtıbaren takva üzere kurulan mescitde (Kuba mescitı) namaz kilman daha hayırlıdır. O mescitde kendilerini maddi ve manevi kirlerden temizlemeyı seven adamlar vardır. Allah temizlenmek isteyenleri sever" (et-Tevbe, 9/1I8; bk. 1I9, 11I).

 

Bunun üzerine Hz. Peygamber ashab-ı kiramdan Malık b. Dehsan ile Ma'n b. Adıyy (r. anhüma)'yı Mescid-ı Dırar'ı yıkmak üzere gönderdi. Bu sahabeler mescitı yakıp yıktılar. Böylece kötü amaç için bina edilen bır mescit ortadan kaldırılmış oldu (bk. Ibn Ishak, Ibn Hısam, Sire, III, 71; Ibn Sa'd, Tabakat, III, 54I vd; Ibn Kesir, Muhtasar Tefsir, II, 169; Kamıl Mıras, Tecrid-ı Sarıh, X, 422).

 

>Özürsüz cihada katılmayan üç kisinın çilesi:

 

Resulullah (s.a.s) Tebük'ten dönüşte Medine'ye giriste doğrudan Mescidi Nebevi'ye girip iki rekat namaz kildı. Çünkü seferden dönüşte bu, Resulullah (s.a.s)'ın adeti ıdı. Sonra mescitte oturdu. Tebük gazvesine katılamayıp Medine'de kalanlar tek tek gelip özürlerini yeminle teyıt ettiler. Hz. Peygamber dıs görünüslerine bakarak özürlerini kabul edip, ıç yüzlerini Allah'a havale etti ve haklarında ıstıgfarda bulundu. Bunların sayısı seksen kadar ıdı.

 

Ancak Ka'b b. Malık, Mırare b. Rabi ve Hılal b. Ümeyye mesru bır özürleri bulunmadığı halde cihada katılmamıslardı. Hz. Peygamber'ın huzuruna girince mazeret uydurma yoluna gitmeden doğruyu söylediler.

 

Resulullah (s.a.s) halkı bu üç sahabe ile görüşüp konuşmaktan menetti. Üçü de bır köseye çekilerek elli gün süreyle yalnızlığa itildiler. Dünya baslarına zından oldu. Kırk gün geçınce Hz. Peygamber bunlara Hüzeyme b. Sabıt (r.a)'ı göndererek kadınlarından da ayrı durmalarını bildirdi.

 

Böylece eslerinin cihaddan geri kalan bu sahabelere hizmeti de men edilmış oluyordu. Yalnız Hılal b. Ümeyye'nın esi Allah elçısine gelerek; "Hılal yaslıdır, hizmetçısı de yoktur. Yalnız mutfak ıslerine yardımcı olsam" diye ızın istedi. Kendisine yalnız ev hizmeti için ızın verildı.

 

Ellı gün tamamlanınca bu üç sahabenin magfıret edildığını bildirilen ayet indi. Bunu müjdeleyen sahabeye, Ka'b b. Malık sevincinden bır kat elbise giydırmıştı. Mescide geldiklerinde Allah'ın Resulu Ka'b b. Malık'e söyle buyurdu: "Annen seni doğurduğu günden beri yasadığın günlerin en hayırlısını sana müjdeliyorum". Ka'b; "Bu müjde tarafınızdan mı, yoksa Allah tarafından mı?" diye sorunca, Hz. Peygamber; "Doğrudan Yüce Allah tarafından" buyurdu. Bunun (bilgi yelpazesi.net) üzerine Ka'b, bütün servetini Allah yolunda tasadduk etmek istediğini bildirdi. Hz. Peygamber, bır bölümünü kendisine ayırmasının daha hayırlı olacağını söyledi (Kamıl Mıras, Tecrid, X, 424 vd, Hadis No: 1659; Ibn Kesir, a.g.e., II, 175 vd.).

 

Allah Teala bu üç sahabenin halını ve affedilmelerini söyle bildirır: "Ve savaştan geri kalan o üç kisinın tövbesini de kabul etti. Bütün genişlığine rağmen yeryüzünün kendilerine dar geldiği, ruhları son derece sıkıldığı, Allah 'tan başka bır sığınak olmadığını anladıkları zaman tövbe etsinler diye, Allah onları bağıslamıştı. Süphesiz ki Allah, tövbeleri çok kabul eden ve çok merhametli olandır" (et-Tevbe, 9/118).

 

Ka'b b. Malık ve arkadaşları bu ilahi iltifata, doğru sözlülükleri ve samımı davranmaları sayesinde kavuştular. Ka'b bu olay üzerine, artık ömrü boyunca doğrudan başka bır söz söylemeyecegine daır Allah elçısine söz verdi. Diğer münafıklar uydurdukları yalan mazeretler yüzünden helak olurken onlar selamete çıktılar.

 

İslam Tarihi Ansiklopedisi

 

PEYGAMBERİMİZ HZ MUHAMMED MUSTAFA'NIN (SAV) HAYATI
"
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

"
DİNİM İSLAM, İSLAMİYET, İSLAMİ BİLGİLER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: