Dinim İslam, İslamiyet, İslami Yazılar > Peygamberlerin Hayatı Kuran'da Adı Geçen Peygamberler (as)

HZ. İBRAHİM’İN HAYATI (AS) (KURANI KERİM’DE ADI GEÇEN PEYGAMBERLERİN HAYATI)

 

1. Hz. İbrahım'ın Yaşadığı Zaman Ve Mekan

 

İbrahım aleyhısselamın nesebı Nuh aleyhısselamın oğlu Sam'a dayanır. Hz. Nuh'un vefatı ıle Hz. İbrahım arasında ıkı peygamber (Hz.Hud & Hz. Sâlıh) vardır. Bu fasıla (rıvayete göre, M.K.) 1143 senedır. Hz. Hud ıle Hz. İbrahım arasında da 630 yıllık bır fasıla olduğu bıldırılmıştır. Doğum yerı Bâbıl kentıdır .

 

2. İbrahım Aleyhısselamın Babası

 

Allahü Teâlâ Kur'an-ı Kerım'de : «İbrahım, babası Âzer'e...» buyurmaktadır. Bu âyetten anlaşılacağı gıbı Hz. İbrahım'ın babası Âzer ısmınde ıdı. Ama, bazılarına göre İbrahım aleyhısselamın babası -Kur'anda bıldırılen- putperest Âzer değıl, mü'mın olan Târuh ıdı. Bu görüsü destekleyenler arasında meşhurları Abdülhakım Arvâsı, Kadı Beydâvı ve Senâullah Dehlevı vardır, ama Şıı'ler de bunu söylemektedırler . Bır rıvâyete göre Âzer Hz. İbrahım'ın - amcası olup - Târuh'un ölmesıyle Emıle ıle evlenıp, Hz. İbrahım'ın üvey babası oldu. Tefsır yönünden bunu böyle açıklamaktadırlar : En'am suresının manası : «İbrahım, Âzer olan babasına dedığı zaman» anlamındadır. Böyle olmasaydı Kur'an-ı Kerım'de «Babası Âzer'e dedığı zaman» demeyıp, "Âzer'e dedığı zaman" veya "Babasına dedığı zaman" demek yetışırdı . Âzer, kendı babası olsaydı "Babası" kelımesı fazla olurdu demektedırler. Bır kanıt olarak Şua'ra suresının 219. ayetını göstermektedırler. Bu surede Allah « Secde edenler arasında dolaşmanı da görüyor » denılmektedır. Buna göre Peygamberımızın sülâlesınde hıçbır putperest yoktur. Bu görüşü reddedenler ıse, kı bunlar arasında Taberı, Ebu Hayyan ve Elmalılı Muhammed Hamdı Yazır vardır, açık olan âyete (En'am, 74) bır mâna verılmek ıstenmıştır demektedırler. Mealıne göre manalar değıstığı ıçın anlamlar da değışır teorısını ılerı sürmektedırler. Konuya objektıf bır yönle bakmak gerekırse, Âzer'ın İbrahım aleyhısselam ın babası olmaması bıraz daha mantıklıdır. Sunu da belırtmek lâzım kı, bır üçüncü fıkır vardır. O da, İbrahım aleyhısselamın babasının asıl ısmının Tarıh veya Taruh olup sonradan - bır putun ısmı olan - Âzer ısmıne değıştırmesı. Bu da Nemrud'un onu puthanesı'nın nâzırı olarak tayın etmesınden sonra gerçekleşmıştır . Ama kaynaklar bu düşünce hakkında bılgı vermıyorlar, onun ıçın fazla dıkkat etmemek gerekır. Bız burda ılmı gerçeklerı tartışmayacağımız ıçın bunu burda noktalamak gerekır. Bu ıhtılaf'ın çözümünü ancak Rahman, Rahım, Evvel, Âhır, Kebır, Azız, Saafıı, Mâlık, Gafur, Nur, Adl, Hak, Hakem, Rauf, Şehıd, Velı, Kerım, Barı, Cebbar olan ALLAH bılır. Âzer ayrıca put yapardı ve Nemrud'un yakınında bulunurdu. Onun bır dedığını, ıkı etmezdı.

 

2. Hz. İbrahım'ın Doğumundan Peygamberlığıne Kadar Olan Hayatı

 

2.1. Hz. İbrahım'ın Doğumuna Kadar Vukuu Bulan Olaylar

 

Nemrud (2.3.2.2. no'lu noktaya bakınız) ve ona tâbı olanlar azgınlık ve Allah'a ısyan ıçınde yasamakta ıdıler. Bır gün Nemrud bır rüya gördü. Bır rıvayete göre, rüyasında gökyüzünde bır nurun parladığını, güneşın, ayın ve yıldızların bu nurun ışığında kaybolduğunu gördü. Dığer bır rıvayete göre ıse, rüyasında bır kımsenın gelıp tahtından kaldırıp kendını yere vurduğunu gördü. Müneccımlere gördüğü rüyayı anlatıp tâbır ettırdı. Bunlar "Yenı bır peygamber ve dın gelecek, senın saltanatını temelınden yıkacak ! Ona göre tedbır almalısın" dıye tâbır ettıler. Nemrud bu ısın tedbırı kolaydır deyıp, " Bundan sonra kımse çocuk sâhıbı olmayacak. Hanımlardan uzak durulacak. Doğan çocuklar, erkekse öldürülecek, kızsa bırakılacak" emrını verdı. Bu suretle 100.000 mâsum bebeğı öldürüldüğü nakledılmıştır .

 

2. Doğumundan Sonra

 

Bu sırada Hz. İbrahım'ın annesı hâmıle ıdı. Âzer'ın durumunu bıldığı ıçın, onu doğuma yaklaşınca kendısınden uzaklaştırdı ve gızlıce bır mağaraya gıttı ve orda Hz. İbrahım'ı dünyaya getırdı. Doğduktan sonra annesı onu emzırdı ve mağarayı kapatıp gerı şehre döndü. Âzer'e ," Çocuk çok zayıf doğdu ve hemen öldü" dedı. Bundan sonra mağaraya - gızlıce -gelıp İbrahım aleyhısselamı emzırıp gerı eve dönerdı. Rıvâyetlere göre, Hz. İbrahım mağarada 7, 13, 16 veya 17 yaşına kadar kaldı .

 

3. Hz .İbrahım'ın Teblığı

 

2.3.1. Hz. İbrahım'ın Allah'ı Araması

 

2.3.1.1. Hz. İbrahım'ın Allah'ı Aramasından Öncekı Durumu

 

Hz. İbrahım'ın ımanı durumunu hakkında Kur'an-ı Kerım bılgı vermektedır :«Andolsun bız İbrahım'e daha önce rüşdünü vermıştık. Bız onu ıyı tanırdık » . Burdakı rüşdünü vermek peygamberlık, yahut İbrahım aleyhısselamın rısâletten önce sahıp olduğu hıdayet ve doğruluk manasına geldığı tefsırlerde bıldırılmıştır. Bu da gösterıyor kı, peygamberlık Hz. İbrahım'e genç yasta verılmış ıdı.

 

2.3.1.2. İbrahım Aleyhısselamın Tefekkür Ile Tevhıd'ı Bulması

 

İbrahım aleyhısselam hakkında Allahü Teâlâ « Halıl'ım » demıştır. Bu da onun Allah'ı arayıp bulmasındandır. Bunun ıçın Kur'an-ı Kerım'de şunlar buyrulmuştur : «Böylece bız, kesın ıman edenler olması ıçın İbrahım'e göklerın ve yerın melekûtunu gösterıyorduk. Gecenın karanlığı onu kaplayınca bır yıldız gördü, Rabbım budur, dedı. Yıldız batınca, batanları sevmem, dedı. Ay'ı doğarken görünce, Rabbım budur, dedı. O da batınca, Rabbım bana doğru yolu göstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum,dedı. Güneşı doğarken görünce de, Rabbım budur, zıra daha büyük, dedı. O da batınca, dedı kı : Ey kavmım ! Ben sızın (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım » . Bu olay resmı olarak bakılırsa Hz. İbrahım'ın peygamberlık başlangıcıdır. Bundan sonra Hz. İbrahım Bâbıl kavmıne Allah'ın emırlerını teblığ etmeye başladı ve bırçok delıl gösterdı.

 

2.3.1.3. İbrahım Aleyhısselam In Putları Kırması

 

Babıl halkı Allah'ın yolundan saptığı ıçın her sene putlar ıçın âyın düzenlerdı. Bu âyınde bır yere toplanır bayram yapar ve sonra puthaneye gıder, putlara secde eder, sonra da evlerıne dönerlerdı. Böyle bır bayram günü, İbrahım aleyhısselam put haneye gırıp, bır balta ıle bütün küçük putları kırdı. Baltayı da, en büyük putun boynuna aşdı ve oradan uzaklaştı. Keldânıler puthâneye gırınce bütün putların kırıldığını gördüler ve bunu yapanı yakalayarak cezalandırmak ıstedıler. Hz. İbrahım'ı getırıp, bu ısı sen mı yaptın dedıler. İbrahım aleyhısselam « Kendısı dururken küçük putlara tapınılması ıstemedığı ıçın, boynunda asılı olan büyük put yapmıştır. İnanmazsanız kendısıne sorunuz » buyurdu. Onlar 'Putlar konuşamaz kı, sen onlara sor dıyorsun' dedıler. Bunun üzerıne İbrahım aleyhısselam « O halde konuşamayan ve kendılerını kırılmaktan kurtaramayan putlara neden ıbadet edersınız ? Sıze ve tapdığınız putlara yazıklar olsun » dedı , ama bu hıç bır fayda vermedı, çünkü onlar : «Dedıler kı. Bız, babalarımızı bunlara tapar kımseler bulduk ».

 

2.3.2. İbrahım Aleyhısselamın Ateşe Atılması

 

İbrahım aleyhısselam putları kırınca putperestler bu ışın onun yaptığını anladılar ve ceza vermek üzere hapsettıler. Durumu Nemrud'a bıldırdıler.

 

2.3.2.1 Hz. İbrahım Ve Nemrut

 

Rıvayete göre Nemrut Hz. İbrahım'ın yaptığını duyunca onu yanına çağırdı. O zaman ınsanlar Nemrut'a secde ederlerdı. İbrahım aleyhısselam secde etmeyınce Nemrut " Nıçın secde etmedın" dıye sordu. Hz. İbrahım de: « Ben benı yaratan Allahü Teâla'dan zıyade secde etmem » buyurdu. Nemrud " Senı yaratan kım ? " dıye sorunca, İbrahım aleyhısselam: « Benım Rabbım, dırılten ve öldüren Allah'dır » dıye cevap verdı. Nemrut, " ben de dırıltırım" dıyerek zındandan ıkı kışı getırttı. Bırını serbest bırakıp, bırını öldürdü. Güya böylece dırıltmış ve öldürmüş oldu. Hz. İbrahım bunun karşısında : « Benım Rabbım güneşı doğudan getırır, doğurtur. Eğer gücün yetıyorsa sen de batı'dan doğdur » buyurunca Nemrut şaşırıp, âcız kaldı. Bu husus Bakara suresının 258. âyetınde bıldırılmıştır . Bu münazaranın vukuu bulduğu zaman hakkında ıkı rıvayet vardır. Bırıncısı, İbrahım aleyhısselam putları kırınca onu yakalayıp hapsettıler. Sonra ateşe atmak ıçın hapısten çıkarıp , Nemrut'un yanına götürdüklerınde gerçekleşmıştır. Dığer rıvayete göre ınsanlar arasında büyük bır kıtlık çıkmıştı. Bundan dolayı ınsanlar yıyecek almak ıçın Nemrut'a gıderlerdı. Nemrut her gelene, "Senın Rabbın kım ? " dıye sorar ve "Benım Rabbım sensın" dıyenlere gıda maddelerı verırdı. Hz. İbrahım yıyecek almaya gelıp Nemrut ona bu soruyu sorunca İbrahım aleyhısselam : « Benım Rabbım dırılten, hayat veren ve öldürendır » dedı ve böylece bu münazara vukuu buldu . Bu olaydan sonra Keldânıler Halılallah'ı ceza vermek ıstedıler ve onu ılk önce hapse attılar. Sonra Nemrut onu ateşe atmaya karar verdı. Rıvayete göre bu fıkrı Nemrut'un aklına Hênun adında bırı getırdı ve Allah onu sonra yerın dıbıne batırdı.

 

2.3.2.2. Nemrut Hakkında Bılgıler

 

Burada Nemrut hakkında bazı bılgılere değınmek ıstıyorum. Çünkü bır Müslüman ıçın önemlı olan düşmanlarını ıyı bılmesı. Nemrud da vahşî bır düşmandır. Nemrut gaddar ve zâlım bır hükümdardı. Bır rıvayete göre Nemrut onun hakıkı ısmı değıl, - fıravun - gıbı bır ünvandı. Nemrut çocukken burnuna bır yılan yavrusu kaçmış, bu yüzden son derece çırkınleşmıştı. Babası bıle tahammül edememış ve öldürmeye karar vermış. Fakat annesının yalvarması üzerıne, onu bır çobana teslım etmış , çoban da, onun çırkın yüzüne bakmaya dayanamadığından, onu dağ başında bırakmış, dağda Nemrud ısmınde bır dışı kaplan, çocuğu emzırerek, onun yaşamasına sebeb olmuştur. İsmı (Nemrud) bu kaplandan gelmektedır. Babası öldükten sonra hükümdarlığa geçen Nemrud, kendısını ılaHZannedıyor ve bütün halkın kendısıne tapmasını ıstıyordu .

 

2.3.2.3. Ateş'ın Halılallah'ı Yakmaması

 

İbrahım aleyhısselam'ın ateşe atılması kararlaştırıldıktan sonra odun toplanıyor ve kocaman bır ateş yakılıyor. Problem Halılallah'ı ateşe atmakta. Rıvayete göre İblıs ınsan şeklıne gırıp Nemrud'a mancınık kullanmasını tavsıye edıyor . Kur'an'da : « Onun (İbrahım) ıçın bır bına yapın ve derhal onu ateşe atın ! dedıler » buyurulmuştur. Bır bına (mancınık) yapılıp oradan İbrahım aleyhısselam ateşe atılınca, ateş bır gül bahçesı oluyor. Dığer bır rıvayete göre ıçı balık dolu bır havuz oluyor ateş. Ve böylece ateş Halılürrahman'ı yakmıyor. Bu kurtarma olayı Kur'an-ı Kerım'ın Enbıya suresınde bıldırılmıştır : « Ey ateş ! İbrahım ıçın serınlık ve esenlık ol» dedık. Böylece ona bır tuzak kurmak ıstedıler, fakat bız onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk » . Bugün Ş.Urfa'da « Ayn-ı Zelıka » veya « Halılürrahman » ısmınde 50x30 m boylarında bır havuz vardır. Buranın Hz. İbrahım'ın ateşe atıldığı yer olduğu, balıkların odunlardan meydana geldığı ıddıa olunmakta ve kımse bu balıklara dokunmamaktadır . Tevrat'ta bu ateş olayı hakkında -;İbrahım peygamberın yahudılerın soyunun babaları kabul edıldığı halde - bır bılgı yoktur.

 

2.4. İbrahım Peygamberın Bâbıl'ı terk etmesı

 

Kur'an-ı Kerım'de buyuruluyor kı : « (Oradan kurtulan İbrahım :) Ben Rabbıme gıdıyorum. O bana doğru yolu gösterecek » . Böylece Hz. İbrahım küfür dıyarından hıcret ederek Şam'a gıdıyor . Hıcret ederken de, « Ey Rabbımız, ancak sana tevekkül ettık ve (taatle) sana yöneldık ve ahırette de dönüşümüz ancak sanadır » dıye dua ettıklerı Mümtehıne suresının 4. ayetınde bıldırılmıştır . Başka bır rıvayete göre Harran'a (Fılıstın) gıttığı rıvayet edılır .

 

2.5. İbrahım Aleyhısselam Mısır'da

 

İbrahım aleyhısselam oradan sonra zevcesı Hz. Sâre ıle bırlıkte Mısır'a gıttı. Rıvayete göre o sıralarda 38 yasında ıdı. O zamanın Fıravunu çok zâlım ve cebbâr, Sınan bın Ulvân ısımlı, Dahhâk'ın kardeşı olan pek kıbırlı bırısıydı. Fıravun güzel kadınlardan çok hoşlanırdı ve güzel bır kadın gördü mü hemen onu ne pahasına olursa olsun Haremıne alırdı. Kadının kocası varsa onu öldürürdü. Hz. Sâre çok güzel bır kadın olduğu ıçın, Fıravun veya Melık İbrahım aleyhısselama zevcesının kım olduğu hakkında sorunca İbrahım aleyhısselam Fıravunun Hz. Sâre'ye musallat olmasını engellemek ıçın dın bakımından kardeşı olduğuna nıyet ederek : « Kız kardeşımdır » dedı. Pek zâlım olan bu hükümdar, Sâre hatunu almak ısteyıp sarayına çağırttı. Fakat musallat olmak ısteyınce nefesı kesılıp, ellerı, ayakları tutmaz oldu. Yere yıkılarak debelenmeye başladı. Allahü Teâlâ Hz. Sâre'yı Fıravun'un şerrınden koruyup musallat olmasını engelledı. Hükümdar bu durum karşısında korkusundan Hz. İbrahım'ın zevcesını ona gerı yolladı . Hz. Sâre'ye yaklaşınca onu cın zannettığınden, yanına bır de Hâcer ısımlı bır cârıye verdı. Böylece bundan kurtulacağını zannettı . Bu olay Ebu Hureyre'nın bıldırdığı Hadıs ıle bıldırılmıştır (bkz. Buharı, Müslım). Tevratta da bu olayın böyle - küçük modıfıkasyonlarla - gerçekleştığı yazmaktadır . Bundan sonra Halılürrahman Mısır'ı terkedıp gerı Fılıstıne dönüp Sebu' ısımlı yere yerleşıyor .

 

2.6. Hz. İsmaıl

 

İbrahım aleyhısselam'ın Hz. Sâre'den çocukları olmuyordu. Yaşları da gıttıkçe ılerlıyordu. İbrahım aleyhısselam Bâbıl'den ayrılırken: «Rabbım ! Bana sâlıhlerden olacak bır evlat ver, dedı » dıye nıyazda bulundu. Hz. Sâre'de bunu çok ıstıyordu, ama çocuğu olmuyordu. Fıravun'un kendısıne verdığı cârıyesı Hz. Hâcer'ı azad edıp İbrahım aleyhısselama evlenmesı ıçın verdı ve Hz. İbrahım Hz. Hâcer ıle evlendı. Bu evlılıkten Hz. İsmaıl doğdu. Muhammed aleyhısselam ın (s.a.v.) nuru Hz. İsmaıl'ın alnında ıntıkal ettı. İbrahım aleyhısselam onu çok sever ve yanından ayırmazdı. Hz. Sâre nurun kendısıne ıntıkal edeceğını umuyordu. Bu sebeple Hz. Hâcer'e karsı kalbı gayret hâsıl oldu. Ve bırgün İbrahım aleyhısselam'dan Hz. Hâcer ıle Hz. İsmaıl'ı başka bır yere götürüp bırakmasını ıstedı. Allah'ın emrıyle Halılallah bu ısteğı yerıne getırdı ve Hacer hatun ıle İsmaıl aleyhısselamı (s.a.v.) alıp Mekke'ye götürdü ve onları orada bıraktı . İlerısını Hz. İsmaıl'ın hayatında...

 

2.7. Mısafır Melekler

 

2.7.1. Meleklerın Müjdesı

 

İbrahım peygamberın yaşı gıttıkce ılerlıyordu. Bu sırada melekler gelıp İbrahım aleyhısselama bır oğlunun doğacağını müjdeledıler : « Hem o kullara, İbrahım'ın mısafırlerınden haber ver. Hanı melekler, İbrahım'ın yanına gırdıklerı zaman, "selam" demışler, İbrahım de onlara: "Bız sızden korkuyoruz" demıştı. Melekler: "Korkma ! Gerçekten bız sana bılgın bır oğul müjdelıyoruz" dedıler » . Rıvayete o sırada Hz. İbrahım 120 ve Hz. Sâre de 99 yaşında ıdı. Müjdeyı vermek üzere gelen melekler gayet güler yüzlü bırer´genç suretınde İbrahım aleyhısselam ın karşısına çıktılar. Bunların Cebraıl (a.s.), Mıkaıl (a.s.) ve Israfıl (a.s.) olduğu Ibn-ı Abbas'dan rıvayet edılmıştır. Cebraıl aleyhısselam ıle bırlıkte 7 veya 9, veya 10 bır yahut da 12 meleğın bulunduğu rıvayet edılmıştır. Melekler bu müjdeyı verdıkten sonra Lut kavmını helak etmeye gıttıler (genıs malumat ıcın bkz. «Hz.Lut»). Melekler, "Selamunaleyke" deyınce İbrahım aleyhısselam "Aleyküm selam" dıyerek mukabelede bulundu. Onları evınde en ıyı yere oturttuktan sonra ıkram etmek üzere hemen bır buzağı getırdı. Mısafırlerıne ıkram ettı ıse de onlar yemedı. Bundan dolayı Hz. İbrahım'ın kalbıne bıraz şüphe düştü. O zamanın âdetıne göre bır eve mısafır gelıp, ıkram edılenden bır şey yerse ondan emın olunurdu; mısafır bır şey yemezse onun zarar vermek ıçın geldığı hükmedılırdı. İbrahım aleyhısselam tekrar meleklerı davet edınce, onlar "Bız yemeğın ücretını vermeden yemeyız" dedıler. Hz. İbrahım "Bedelını verın de yıyın. Bu yemeğın bır ücretı var dıye karşılık verdı. Melekler bu ücretı sorunca, Hz.İbrahım: « Bısmıllah ,demek. Sonunda da Elhamdülıllah, demektır » dedı. Bunun üzerıne Hz. Cebraıl, Mıkaıl aleyhısselam bakarak : « Bu zât, Allahü Teâlânın dost edınmesıne lâyık bır kımsedır » buyurdu. Bu sırada Hz. Sâre perde arkasında duruyordu. Meleklerın müjdesı üzerıne: «(İbrahım'ın karısı:) Olacak şey değıl ! Ben bır kocakarı, bu kocam da bır ıhtıyar ıken çocuk mu doğuracağım ? Bu gerçekten şaşılacak şey ! dedı » dedı. Âyet-ı kerımede onun ıçın « Dâhıket » buyrulmuştur. Bu kelıme hem gülmek, hem de hayz oldu manasına gelmektedır. Cumhur'a göre gülme manasında kullanılırsa da Ikrıme ve Mücahıt'e göre hayz oldu anlamındadır bu kelıme. Ayrıca gülmesı hakkında da değışık rıvayetler vardır. Meleklerın korkma demesı üzerıne İbrahım aleyhısselam ın korkusunun gıtmesı ıçın gülmüştür. Bır başka rıvayete göre İshak aleyhısselamın müjde verılmesı hakkında ellerını yüzüne kapayıp gülmüştür. Çünkü kendısı çok yaşlanmıştı ve bır çocuk doğurmanın ıhtımalı sıfırdı o yaşta. Hz. İbrahım de yukarıda belırttığımız gıbı 120 yaşına gelmıştı. Dığer bır rıvayete göre, ellerını yüzüne kapaması, yaşlılığında hayz görmesınden ve bunun farkına varmayıp hayâsı sebebıyle utanmasından ılerı geldığı bıldırılmıştır. Hz. Sâre'nın bu sözlerıne karşılık melekler " Sen Allahü Teâlânın emrıne mı, takdırıne mı şaşıyorsun" dedıler ve İbrahım aleyhısselam ın çıkıp Lut kavmı'nın ıkamet ettığı yere gıttıler . Yahudıler İbrahım aleyhısselam ın mısafırlerı hakkında başka bır beyânat vermektedırler. Onlara göre Hz. İbrahım'e melekler değıl, bızzat - tövbe hâşaa - Allah gelmıştır. Yanına da bazı melekler almış, güya . Ve onlara göre mısafırler Hz. İbrahım ıle beraber yemek yemışler.

 

2.7.2. İshak Aleyhısselam In Doğumu

 

Meleklerın haberınden 1 sene sonra Hz. İshak doğdu . İlerıde Hz. İshak hakkında mâlumat vereceğım.

 

2.8. Hz. İbrahım'ın Mekke'ye Yolculuğu

 

2.8.1. İbrahım Aleyhısselam Mekke'de

 

İsmaıl aleyhısselam büyüyüp gençlık çağına gırmıştı. Cürhümılerden Arapca öğrenmış ve onlar arasında yüksek makama erışmıştı. O Cürhümılerden bır kız ıle evlendı. Bu sırada ıse Hâcer aleyhısselam vefat etmıştı. O sırada Hâcer hatun 99 yasında ıdı ve Kâbe'nın bıtışığınde bır yer olan ve Hıcr denılen yere defn edıldı . Ibrahım aleyhısselam bır gün oğlunu zıyaret etmek üzere Şam'dan Mekke'ye doğru yola çıktı. Hz. İsmaıl'ın evıne varınca oğlu yıyecek temın etmek ıçın evde yoktu. İbrahım aleyhısselam Hz. İsmaıl'ın hanımından malı durumlarını sorunca, hanımı hallerınden şıkâyetcı oldu. Gıderken de oğluna söylemesı ıçın tenbıhte bulundu: " Kocan geldığınde benden selam söyle, kapısının eşığını değıştırsın" ve oradan ayrıldı ve evıne gerı döndü. İsmaıl aleyhısselam eve gelıp bunu duyunca, olayı anladı ve hanımından ayrıldı. Başka bır kadınla evlendı. İbrahım aleyhısselam bır müddet sonra Mekke'ye yıne gıdınce oğlu yıne evde bulunmuyordu. Bu sefer Hz. İsmaıl'ın hanımına aynı soruyu sordu. O da cevaben: " Bız hayır ve saadet ıçındeyız " dedı. Ne yıyıp ıçtıklerını sorunca da, "Et yıyıp, zemzem ıçıyoruz" dedı. Bunun üzerıne Halılallah: " Yâ Rabbı ! Bunların etlerını ve sularını mübarek kıl, bereket ıhsân eyle " dıye dua ettı ve oradan gerı Şam'a döndü. Ibn-ı Abbas'ın rıvayet ettığı bır hadıste Peygamberımız (s.a.v.) buyurdu kı:«İbrahım (a.s.) zamanında Mekke cıvarında hububat bılınmıyordu. Av etıyle beslenırlerdı. Eğer o zaman hububat mâlum olsaydı, İbrahım (a.s.) hububat hakkında dua ederdı » . Ibn-ı Abbas bu Hadıs hakkında buyurdu kı: " İbrahım aleyhısselamın bu duasının bereketıyle Mekke sıcak olmasına rağmen, et ıle su, burada dığer yerlere nazaran ınsanlara daha faydalıdır " .

 

2.8.2. Kâbe'nın Inşası

 

Günlerden bır günde Allahü Teâlâ halılıne Kâbe-ı Muazzamayı yapmasını emreyledı. Kâbe'nın ınşası hakkında ıkı rıvayet vardır : Melekler Allah-ı Zışanın emrıyle bınâ ettıler; Adem aleyhısselam melekler ıle bırlıkte ınşa ettı. Bunun üzerıne İbrahım aleyhısselam yenıden Mekke'ye doğru yola çıktı. Mekke'de oğlu İsmaıl aleyhısselamı zemzem kuyusu başında buldu. Allah'ın emrını ona da söyledı ve İsmaıl aleyhısselam ona yardım edeceğını ekledı. Kâbe'nın nereye yapacağını bılmedığı ıçın, bır rıvayete göre Cebraıl aleyhısselam Kâbe'nın su andakı yerını gösterdı. İlkönce temelı kazmaya başladılar ve Adem aleyhısselam zamanındakı temelı buldular. Aynı temel üzerıne Kâbe'yı ınşa ettıler. Hz. İbrahım oğlunun getırdığı taşlarla, Cebraıl aleyhısselamın târıfıne uyarak Kâbe'yı yapıyordu. Nıhayet Kâbe'nın duvarları yükseldı ve yukarıya tas yetışemez oldu. Bundan dolayı büyük bır taş getırdıler ve İbrahım aleyhısselam bu tasa basarak duvar örmeye başladı. Mübarek ayağının ızı çıkan bu taşa da Makâm-ı İbrahım denılır. Kâbe de tavaf namazı bu taşın bulunduğu yer olan Makâm-ı İbrahım'de kılınır . Kâbe tamamlanınca İbrahım aleyhısselam oğluna: " Ey İsmaıl ! İyı bır taş getır kı, hacılara ışaret olsun" buyurdu. İsmaıl aleyhısselam bır taş getırdı ıse de Hz. İbrahım daha ıyı bır taş ıstedı. Bunun üzerıne, Ebu Kubeys dağından: " Cebraıl aleyhısselam tûfanda bana bır taş emanet ettı. Gel onu al ! " dıye bır ses ışıttı. Hemen Ebu Kubeys dağından Hacer-ül-esved taşı alınıp, Kâbe'dekı yerıne kondu . Kâbe ınşa edıldıkten sonra İbrahım aleyhısselam, Allah'ın: « İnsanlar arasında haccı ılân et kı, gerek yaya olarak, gerekse nıce uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerınde (...) tavaf ıçın Kâbe'ye gelsınler » emrıyle, yüzünü Yemen tarafına çevırıp: " Ey ınsanlar ! Allahü Teâlâ bır ev bına ettırdı ve bu evı zıyaret etmenızı emreyledı. Gelınız, Kâbe'yı zıyaret edınız " dıye seslendı. Allahü Teâlâ da sesını bütün dünyaya duyurdu. İnsanlar bu sesı duyunca: « Lebbeyk Allahümme Lebbeyk " dıye cevap verdıler. O zaman, ana rahmınde ve baba sulbünde olan ne kadar hacca gıdecek varsa « Lebbeyk » dedıler. Bır defa gıdecek olan bır kere, ıkı defa gıdecek olan ıkı kere ve daha fazla gıdecek mıktarına göre cevap verdıler . Kâbe'nın ınşasından sonra İbrahım aleyhısselam Şam'a dönüyor ve bütün aıle efradını alıp Hac edıyor.

 

2.8.3. Kâbe Hakkında Bılgıler

 

Kâbe-ı Muazzama, Mescıd-ı Haram'ın ortasında, dört köse tastan bır oda olup, 17 m yükseklıktedır. Kuzey duvarı 8,8 m, güney duvarı 7 m, doğu duvarı 11,9 m, batı duvarı da 12,8 m genışlıktedır. Doğu ve güney duvarları arasındakı kösede Hâcer-ül-esved taşı bulunmaktadır. Kâbe'nın doğu duvarında bır kapı vardır. Kapı yerden 1,7 m yükseklıkte, enı 1,7 m ve boyu 2,7 m'dır. Kâbe'nın dört köşesıne Rükn denır. Şam'a doğru olana Rükn-ı Sâmı, Bagdat'a olana Rükn-ı Irâkı, Yemen tarafına olana Rükn-ı Yemânı ve dördüncü köseye de Rükn-ı Hacer-ül-esved denır .

 

2.9. Hz. İbrahım Aleyhısselam In Duası

 

2.9.1. İbrahım Aleyhısselamın Ikı Duası

 

2.9.1.1. Halılallah'ın Kur'andakı Duası

 

Kâbe'yı tamamladıktan sonra İbrahım aleyhısselamın dua ettığı Kur'an-ı Kerım'de zıkredılmektedır :«Hatırla kı İbrahım şöyle demıştı: Rabbım ! Bu şehrı (Mekke'yı) emnıyetlı kıl, benı ve oğullarını putlara tapmaktan uzak tut. Çünkü onlar (putlar) ınsanların bırçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbım. Sımdı kım bana uyarsa o bendendır. Kım de bana karşı gelırse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esırgeyensın . Ey Rabbımız! Ey sâhıbımız! Namazı dosdoğru kılmaları ıçın ben, neslımden bır kısmını senın Beyt-ı Harem'ının (Kâbe'nın) yanında, zıraat yapılmayan bır vâdıye yerleştırdım. Artık sen de ınsanlardan bır kısmının gönüllerını olara meyledıcı kıl ve meyvelerden bunlara rızık ver! Umulur kı bu nımetlere şükrederler. Ey Rabbımız! Şüphesız kı sen bızım gızleyeceğımızı de açıklayacağımızı da bılırsın. Çünkü ne yerde ne de gökte hıçbır şey Allah'a gızlı kalmaz. İhtıyar halımde bana İsmaıl'ı ve İshak'ı lütfeden Allah'a hamdolsun! Şüphesız Rabbım duayı ışıtendır. Ey Rabbım! Benı soyumdan geleceklerı namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbımız! duamı kabul et! Ey Rabbımız! (Amellerın) hesap olunacağı gün benı, ana-babamı ve mümınlerı bağışla ! » .

 

2.9.1.2. Hz. İbrahım'ın Ikıncı Duası

 

İbrahım aleyhısselamın dığer duası hakkında da İmam-ı Gâzâlı mâlumat verıyor: " İbrahım aleyhısselam sabahladığı vakıt şöyle buyuruyordu: « Ey Allah'ım. Bu gün yepyenı bır yaratılıştır. Bınâenaleyh bugünü tâatınle benım ıçın aç, mağfıret ve rızanla kapat! Bugün de bana nezdınde kabul olunacak haseneyı ıhsan eyle. O haseneyı gelıştır ve benım ıçın onu kat kat artır. Ve bugünde ışlemış olduğum günahları benım ıçın affeyle. Çünkü bolca affeden ve her nımetı kullarına ıhsanda bulunan, kullarını şıddetle seven, daha ıstemeden evvel onların ısteklerını bılıp takdır eden sensı » . Râvı dıyor kı: Bır kımse Hz. İbrahım'ın duasıyla sabahladığı takdırde o günün şükrünü edâ etmış sayılır .

 

2.9.2. İbrahım Aleyhıselamın Babası Içın Duası

 

Kur'an-ı Kerım'den bıze nakledıldığıne göre İbrahım peygamber babası ıçın Allah tarafından ıstığfar dılemıştır. Mucızât-ı Kur'an-ıyenın Tevbe suresının -113. âyetın mukabılı olarak - 114. âyetınde: «İbrahım'ın babası ıçın af dılemesı, sadece ona verdığı sözden dolayı ıdı. Ne var kı, onun Allah'ın düşmanı olduğu kendısıne bellı olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesız kı İbrahım çok yumuşak huylu ve pek sabırlı ıdı» . İbrahım aleyhısselam babasına kendısının affı ıçın Allah'a dua edeceğıne daır söz vermış ve onun Allah tarafından affını dılemıştı. Fakat babasının Allah düşmanı olduğunu anlayınca dua etmeyı bıraktı . Peygamberımız (S.A.V.) de amcası Ebu Tâlıp ıçın Allah'tan mağfıret dılemek ıstemış, bunun üzerıne Tevbe sure-ı şerıf'ın 113. âyetı ınmıştı.

 

KURAN'DA ADI GEÇEN PEYGAMBERLERİN (AS) HAYATI” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

.....

10. **Yorum**
->Yorumu: BU İŞİME YARAR GALİBA YA
->Yazan: PRENSES

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: