eğitim öğretim ile ilgili belgeler > Hikayelerden Seçmeler, Öyküler, Kısa Hikayeler

Yiğit ve Kahraman Bamsı Beyrek Hikâyesi

Bir gün Bayındır Han, Oğuz beylerini şenliklerine davet etti. Beyler, keyifle sohbet ediyor, yemek yiyip eğleniyorlardı. Ancak aralarında tek bir kişi vardı ki o, bu neşeden mahrum gibiydi. Büre Bey, içindeki hüznü bastıramayarak "Keşke bir oğlum olsaydı da sizler gibi onunla karşılıklı otursaydık, ne güzel olurdu" dedi. Bütün beyler, Büre Bey'in dileğini gerçekleştirmesi için dua etmeye başladılar. Bu sırada, beylerin duaları duyuluyor ve beddua bile olsa kabul ediliyordu. Bu esnada Bican Bey, bir kız çocuğu dileğiyle beylerden dualarını istediğinde bu sefer beylerin dualarına kendisi de katılmıştı. Dualar sona erdikten sonra Bican Bey gülümseyerek şöyle demişti: "Hepiniz şahit olun. Eğer Allah bana bir kız çocuğu, Büre Bey'e ise bir erkek çocuk bahşederse bu iki melek yavrucak beşikte buluşacaklar." Bir süre sonra büyük bir sevinçle hem Büre Bey hem de Bican Bey çocuklarına kavuşmuştu. Her iki baba da çocuklarını gözlerinden sakınır, onları mükemmel savaşçılar olarak yetiştirmek için ellerinden gelenin en iyisini yaparlardı.

Zaman hızla akıp geçerken Büre Bey'in oğlu cesur bir genç delikanlı olurken Bican Bey'in kızı ise büyüleyici bir genç kız hâline gelmişti. Büre Bey, oğlunun 20. doğum gününe yaklaşırken, eşsiz hediyeler getirmek üzere Bezirganlarla bir kervanı yola çıkarmıştı. Ancak Oğuz geleneğine göre yiğitlikleriyle tanınan erkekler isimlerini kazanırlardı ve Büre Bey'in oğlunun ismi hâlâ konulmamıştı.

Yaklaşık bir yıl sonra Büre Bey'in istediği hediyeleri getirmek üzere yola çıkan kervan, obaya dönerken bir saldırıya uğramıştı. O sırada olaya yakın olan Büre Bey'in oğlu, kervandaki yağmacılara cesaretle karşı koymuş ve hediyeleri kurtarmıştı.

Bezirganlar ve diğerleri, bu yiğit delikanlıyı tanıyamamışlardı ve ona, kervandaki herhangi bir şeyi seçmesini önerdiler. Yiğit delikanlı, atının eyerindeki kılıç ve yayı almak istediğini söyledi. Ancak Bezirgân: "Hayır, bunları alamazsın," dedi.

Yiğit delikanlı şaşırmış bir şekilde sordu: "Neden? Siz bana istediğimi alabileceğimi söylediniz."

Bezirgân, bu hediyelerin Büre Bey'in oğluna ait olduğunu açıkladığında genç delikanlı düşündü ve şöyle dedi: "Anladım, bu hediyeler babamın bana olan hediyesi. En iyisi, onları babamdan alayım." Sonra Bezirgân'a gülümseyerek dönüp: Şu an için hiçbir şeye ihtiyacım yok. Siz yolunuza devam edin, diyerek kervandan uzaklaştı.

Kestirme yollardan obaya ulaşan Bezirgân, babasının yanına oturduğunda kervanın obaya varışı da gecikmedi. Hızla hediyeleri alarak beyin yanına gitti. Bey'e, kervana saldıran eşkıyaları ve onları kurtaran cesur yiğidin de yanlarında olduğunu haber verdi. Büre Bey, bu haberi duyduğunda büyük sevinç yaşadı ve hemen Dede Korkut'u obaya davet etti. Dede Korkut geldiğinde o yiğide "Bamsı Beyrek" adını verdi.

Zaman geçtikçe Bamsı Beyrek, evlenme çağına geldi ve Bican Bey'in kızı Banu Çiçek ile ormanda avlanırken tesadüfen karşılaştılar. İkisi de vurulan avın kendilerine ait olduğunu iddia ettiler ve bu avı elde etmek için güreşmeye karar verdiler. Ancak güçlü oldukları için birbirlerine üstünlük sağlayamadılar.

Bu arada ikisi de birbirlerinin beşik kertmesi olduğunu biliyorlardı ancak daha önce birbirlerini hiç görmemişlerdi, bu yüzden bu gerçeği bilmiyorlardı. Bir süre sonra kimliklerini açıkladıklarında birbirlerinin beşik kertmesi olduklarını anladılar. Bunu fırsat bilen Bamsı Beyrek, Banu Çiçek'in yanaklarından öptü. Utanan Banu Çiçek hızla oradan uzaklaştı.

Bamsı Beyrek obaya dönüp babasına, beşik kertmesiyle evlenmek istediğini söyledi. Ancak Banu Çiçek'in kardeşi Deli Karçar'ın baş belası olduğunu ve kız kardeşini isteyenleri öldürdüğünü biliyorlardı. Bu nedenle Banu Çiçek'i istemek için Dede Korkut'u Bican Bey'in obasına gönderdiler.

Dede Korkut, zorluklarla Bican Bey'in obasına ulaştı ve Banu Çiçek'i Bamsı Beyrek için istedi. Bican Bey, kızını isteyenin Büre Bey'in oğlu olduğunu öğrenince çok sevindi ve kızını hemen verdi. Ancak oğlu Deli Karçar'ın yine bir delilik yapabileceğinden korkuyordu. Dede Korkut, Deli Karçar'ı ikna etmek için çaba gösterdi ve sonunda başarılı oldu. Düğün hazırlıklarına başlandı.

Bir gün Bamsı Beyrek, obanın yakınındaki dere kenarında uyurken Banu Çiçek'e göz koyan Yaltacık, Bamsı Beyrek'in yalnız olduğunu fark ederek onu Oğuz düşmanlarına ihbar etti ve onun düşmanlar tarafından esir alınmasını sağladı.

Banu Çiçek, Bamsı Beyrek'in kaybolmasına çok üzüldü ve günlerce onun geri dönmesini bekledi ancak maalesef geri gelmedi. Kız kardeşi üzgün ve Bamsı Beyrek'in dönmesini beklerken hüzünlü olan Deli Karçar, tüm Oğuzlara şu haberi yaymıştı: "Bamsı Beyrek ile ilgili haber getirene büyük ödüller vereceğim. Ancak onun öldüğü haberini getirirse kız kardeşimle evlendireceğim." Bu fırsatı gören Yaltacık, gizlice Bamsı Beyrek'in kanlı giysisini çalıların arasında saklayarak obaya götürdü ve herkesi onun öldüğüne inandırdı.

Ancak Banu Çiçek'in düğün günü, esir tutulduğu kaleden kaçmayı başaran Bamsı Beyrek, ozan kılığına bürünerek obaya dönmeden önce kendini tanıtmadan geldi. Obaya girdiğinde Bamsı Beyrek Yaltacık'ı yakalayarak yaptıklarının bedelini ödetti ve intikamını aldı. Ardından Banu Çiçek ile evlenerek mutlu bir ömür geçirdi. Dedem Korkut ise sürekli olarak onun için dualar etmeye devam etti.

Bamsı Beyrek Kimdir?

Bamsı Beyrek, Dede Korkut hikâyelerinin unutulmaz karakterlerinden biridir ve Salur Kazan'ın en yakın dostlarından biri olarak bilinir. Aynı zamanda Oğuz beyleri arasındaki en yakışıklı dört kişiden biri olarak tanınır. Bamsı Beyrek adı, Dede Korkut hikâyelerinin dışında da diğer destanlarda iz bulur. Bu öyküler, Oğuzların savaşlarını anlatırken Bamsı Beyrek'in, arkadaşı tarafından ihanete uğrayarak düşmanların eline geçirilmesi acı bir şekilde anlatılır.

>>>TIKLAYIN<<<

“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ”
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<