eğitim öğretim ile ilgili belgeler > Hikayelerden Seçmeler, Öyküler, Kısa Hikayeler

Ferhat ile Şirin Hikâyesi Nedir?

İranlı ve Türk divan şairleri tarafından kaleme alınan Ferhat ile Şirin efsanesi; Balkanlar, Türkiye, İran, Azerbaycan ve Orta Asya coğrafyalarında farklı yorumlara maruz kalmıştır. Bununla birlikte bu çeşitlilik, hikâyenin özünü ve anlamını değiştirmemiş; sadece dilden dile aktarılış biçimini zenginleştirmiştir.

Ferhat; şehri güzelleştiren nakkaşın kendisi olduğu söylenen, Şirin'e derinden âşık, yiğit bir gençti. Sarayların duvarlarına dokunduğu her fırça darbesi, aslında Şirin'e olan sevgisinin bir yansımasıydı.

Amasya Sultanı Mehmene Banu, kız kardeşi Şirin için Ferhat'ı dünürcü olarak gönderdi. Ancak Sultan, Şirin'i vermek istemiyordu ve Ferhat'a neredeyse imkânsız bir görev verdi. "Şehir için gerekli olan suyu getir, o vakit Şirin’i sana veririm." dedi. Ancak su, uzak ve ulaşması zor Şahinkayası'nda bulunuyordu. Ferhat'ın kalbindeki Şirin aşkı, bu zorlu göreve hazırdı. Külüngüyü eline aldı ve kayaların üzerine vurmaya başladı. Kayalar, onun tutkulu aşkına boyun eğdi ve su yolunu açtı. Zaman geçtikçe kayalardan akan suyun sesi şehirde duyulmaya başladı.

Ancak Mehmene Banu da Ferhat’a âşıktı ve kız kardeşi Şirin'i Ferhat'tan uzak tutmak için kötü bir cadıyı gönderdi. Cadı, su kanallarını takip ederek Ferhat'a ulaştı ve külüngünün sesini dinleyerek onu kandırdı. Cadı, Şirin'in öldüğünü söyledi ve Ferhat'ı derin bir acıya boğdu. Ferhat, Şirinsiz bir yaşamı kabul etmeyeceğini söyledi, külüngüyü havaya fırlattı ve başına saplandı. Ferhat'ın dünyası yıkılmıştı ve çığlık çığlığa "ŞİRİN!" diye bağırdı.

Şirin, Ferhat'ın öldüğünü duyduğunda kayalıklara koştu ve Ferhat'ın cansız bedeniyle karşılaştı. Kendini kayalıklardan aşağıya attı ve ikisi de bu dünyadan ayrıldı. Su, şehre akarak gelmişti ama iki sevgili artık bu dünyada değildi. Onları yan yana gömdüler. Her mevsim, her iki mezarda da birer gül büyüdü aşklarının anısına. Ancak iki mezardan aralarına bir kara çalı çıkmıştı, iki sevgiliyi ve iki gülü ayırmak için.

Amasya'nın dağları doğuda Ferhat Dağı, batıda Kırklar Dağı olarak kaldı. Yeşilırmak, ikisinin arasından süzülüp geçti ve Amasya'nın güzel evlerinin yanı başından aktı. Ferhat, bu dağa adını verdi ve onun gibi yüreği alev alev yanan herkesin sembolü oldu. Şehir efsaneleri arasında Amasya'nın kurtuluşu için ejderhayı tuzlayan ve şehri susuzluktan kurtaran bir hikâye de anlatılır. Bu hikâye, Amasyalıların cesaretini ve dayanışmasını temsil eder.

Amasya'nın adının kökeni hakkında farklı rivayetler bulunsa da şehrin tarihî derin kökleri ve renkli efsaneleriyle doludur. Bir zamanlar elmas madenlerine ev sahipliği yaptığı iddia edilen Amasya, tarih boyunca birçok sıra dışı hikâyenin ve aşkın sahnesi olmuştur.

Ferhat ile Şirin Hikâyesi Hangi Yıllarda Yaşandı?

Ferhat ile Şirin'in yaşadığı yıllar kesin olarak belirsiz olsa da bu efsanenin kökleri birçok kültürde derinlere uzanır. İşte bu eşsiz hikâye, zaman içinde farklı ağızlarda şekillenerek nesilden nesile aktarılmıştır. Yüzyıllardır, bu efsanenin çekici dokusu insanların dikkatini çekmeye ve onları büyülemeye devam etmektedir.

Tarihsel olarak Ferhat ile Şirin temasının ilk kez 10. yüzyılda ünlü şair Firdevsi'nin "Şehname" adlı eserinde ele aldığına dair bazı rivayetler vardır. Ancak bu efsane, zaman içinde pek çok farklı yorum ve yaratıcı perspektiflerle zenginleştirilmiştir.

>>>TIKLAYIN<<<

“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ”
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<