eğitim öğretim ile ilgili belgeler > Hikayelerden Seçmeler, Öyküler, Kısa Hikayeler

Mihrimah Sultan Cami Hikâyesi

1522 yılında Topkapı Sarayı'nda doğan Mihrimah'a adını, Farsça'da Güneş ile Ay anlamına gelen “Mihrimah" olarak koymuştu babası Sultan Süleyman. Mihrimah Sultan, 17 yaşına geldiğinde evlilik için iki aday arasında seçim yapmak zorunda kaldı. Bu adaylardan biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa, diğeri ise Başmimar Koca Sinan'dı. Ancak Mimar Sinan o dönemde zaten evliydi ve 50'li yaşlarındaydı. Mihrimah Sultan, Hürrem Sultan'ın da teşvikiyle Rüstem Paşa ile evlendirildi. Rüstem Paşa, o dönemde rüşvetçi ve entrikacı bir kişi olarak tanınıyordu.

Yıllar geçti ve Mihrimah Sultan, İstanbul'da kendi adına bir külliye yapması için Mimar Sinan'ı çağırdı. Mihrimah Sultan, Sinan'a nereye yapılmasını istediğini sorduğunda Sinan ona: "Yerini sen seç" dedi. Mimar Sinan, 1540 yılında Üsküdar'da Mihrimah Sultan Külliyesi'nin temelini attı ve 1548 yılında bu külliyeyi tamamladı.

Ancak Mihrimah Sultan ile Mimar Sinan'ın ikinci kez bir araya gelmesi için tam 14 yıl geçmesi gerekti. 1562 yılında Mihrimah Sultan, tekrar Mimar Sinan'ı çağırarak İstanbul'da kendi adına bir külliye daha yapmasını istedi. Bu kez de külliyenin yeri için Koca Sinan'ı seçim yaptı. Sinan, ikinci külliye için Edirnekapı surlarının yakınlarındaki İstanbul'un en yüksek tepesini seçti. Rivayete göre Koca Sinan, Mihrimah Sultan'a olan derin sevgisine karşılık bulamamış olsa da bu aşkını sanatına yansıtmıştır.

Aynı zamanda matematik dehası olan Sinan, Mihrimah Sultan için inşa ettiği her iki külliyenin içinde yer alan camilere gizli bir sır eklemiştir. Mihrimah Sultan'ın adını taşıyan bu camiler, yılın sadece birkaç gününde (Nisan ve mayıs aylarında) birinin arka cephesinden güneş batarken diğerinin arka cephesinden ay doğmaktadır. Bu, Mihrimah Sultan'ın adının anlamına gönderme yaparcasına bir ayrıntıdır.

Derin Bir Ruha Sahip Olan Mihrimah Sultan Camisi

Osmanlı İmparatorluğu'nun ünlü mimarı Mimar Sinan'ın ellerinden çıkan camiler, gösterişten uzak ve zarif tasarımlarıyla öne çıkar. Bu camilerin dikkat çekici özelliklerinden biri, iç mekânlarının fazlasıyla aydınlık olmasıdır. Sinan'ın bu tercihi, Mihrimah Sultan Camii gibi eserlerinde sadece dış güzelliklere değil, iç güzelliklere de vurgu yapmak istemesiyle bağlantılıdır.

Mihrimah Sultan Camisi, Sinan'ın ustalığının bir göstergesidir. Caminin iç mekânı, aşırı ışık alarak ziyaretçilere huzur veren bir atmosfer sunar. Bu, Sinan'ın sadece binalarının dış cephesine değil; iç mekânlarına da büyük özen gösterdiğinin bir kanıtıdır. Mihrimah Sultan Camisi'nin iç mekânı, göz alıcı detayları ve estetik zenginlikleri ile dikkat çeker, ziyaretçileri etkileyici bir deneyim sunar.

Ancak Sinan'ın eserlerindeki anlam derinliği sadece güzellikle sınırlı değildir. Mihrimah Sultan'ın eşi Rüstem Paşa için inşa edilen cami, dışarıdan görünen ihtişamına rağmen iç mekânın karanlık olmasıyla bilinir. Bu tercih, Mimar Sinan'ın eserlerinde sembolizmi ustalıkla kullandığını gösterir. Rüstem Paşa'nın yolsuzluklarla dolu ve karanlık hayatına gönderme yapmak için iç mekânın karanlık olmasını tercih etmiştir. Bu, Sinan'ın sadece mimarî dehasını sergilemekle kalmayıp aynı zamanda toplumsal ve tarihsel mesajları da eserlerine işlediğinin bir örneğidir.

Mimar Sinan'ın eserleri hem estetik hem de sembolik açıdan zenginlik taşır. Camilerin iç mekânlarının aydınlık veya karanlık olması, sadece görsel bir tercih değil; aynı zamanda derin anlamlar taşıyan bir seçimdir. Bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük mimarı Mimar Sinan'ın sanatının ve düşüncelerinin büyüklüğünü yansıtır.

>>>TIKLAYIN<<<

“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ”
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<