eğitim öğretim ile ilgili belgeler > Hikayelerden Seçmeler, Öyküler, Kısa Hikayeler

Yemen Türküsü Hikâyesi

Yemen Türküsü, Osmanlı İmparatorluğu'nun Yemen topraklarını fethetmek ve bu bölgedeki hükümdarlığını güçlendirmek amacıyla Yemen'de savaşırken şehit olan Türk askerleri için bestelenmiş bir ağıttır. Osmanlı İmparatorluğu'nun Yemen'i fethetme süreci, büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla dolu bir dönemi yansıtmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu, Yemen'i topraklarına katma amacıyla bölgeye askerî seferler düzenledi. Ancak bu seferler, Yemen'deki çeşitli cephelerde yoğun çatışmalarla ve büyük zorluklarla karşılaştı. Osmanlı ordusu, Anadolu'dan Yemen'e asker sevki yaparak bu uzak coğrafyada imparatorluğun hâkimiyetini kurmaya çalıştı.

Ancak bu savaşlar o kadar yoğun ve şiddetliydi ki Yemen'e asker gönderen aileler, evlatlarının geri dönmeyeceğine inanmaya başladılar. Birçok aile, sevdikleri evlatlarından cephede haber alamadı ve maalesef bu evlatlarının şehit olduğunu öğrendi. Sağ kalan askerler arasında dahi evlerine geri dönenlerin sayısı oldukça azdı. Bu durumun nedeni, onların Yemen'de yeni bir hayata başlamış olmalarıydı. Bu süreçte, Türk askerleri büyük bir cesaret ve azimle mücadele etti. Yemen Türküsü, bu dönemde yaşanan fedakârlıkları ve kahramanlıkları anlatan bir türkü hâline geldi.

Huş mu, Muş mu?

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun (TRT) şarkı sözlerini değiştirmesi ve ardından gelen açıklamalarda: "Huş; Yemen’in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında bulunan bir Türk Kalesi’nin ismidir." ifadesine dikkat çeken Songül Karaosmanoğlu Ata, Türk müziğinin sözlerini incelerken bu sözlerin Anadolu topraklarına özgü olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Şüphesiz ki bu sözlerin "hüküm sürülmeye çalışılan bir toprakta" ortaya çıkmış olması mümkün değildir, açıklamalarında bulunmuştur. Ata, devam eden konuşmasında:

“Osmanlı İmparatorluğu’nda, Yemen'e gönderilen Türk askerlerinin ardından yakılan ağıtları yansıtan dokunaklı türkü örneklerindendir. Bu türküler, Anadolu'nun derin köklerine sahip olup sözlerinde bulunan bazı kelimeler, bu ağıtların Anadolu coğrafyasında doğduğunu kanıtlamak için yeterlidir. Örnek vermek gerekirse; "Kışlanın önünde redif sesi var." sözü, savaşın eşiğinde olan herkesin çağrıldığına dair bir işarettir. Ancak savaş meydanı uzaklarda Yemen'de ise yedek askerlerin nasıl toplandığı sorusu akla gelir. Bu, türkülerin derin bir kültürel mirasa sahip olduğunu ve tarih boyunca halkın duygularını ve deneyimlerini yansıtan önemli bir ifade biçimi olduğunu gösterir.” ifadelerinde bulunmuştur. 2002 yılında türkünün “Huş’tur” kısmı düzeltilerek “Muş’tur” şeklinde düzeltilmiştir. Türk Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT), Türkiye'nin zengin halk müziği geleneğine büyük katkılarda bulunan köklü bir kurum olarak kabul edilir. Ancak son dönemde yapılan değişiklikler, Ata tarafından dile getirilen endişeleri beraberinde getirmiştir. Ata; bu önemli kurumun edebiyat, müzik ve dil bilimcilerine danışılmadan genç nesillere aktarılan halk türkülerinin yanlış bir biçimde öğrenilmesine yol açabileceğini dile getirmiştir.

Ata'nın belirttiği gibi TRT'nin halk müziğine olan katkıları takdire şayandır. Ancak bu değerli mirasın gelecek nesillere eksiksiz ve doğru bir şekilde aktarılması için uzman görüşlerine başvurmak son derece önemlidir. Çünkü halk türküleri sadece müziğin bir parçası değil, aynı zamanda Türk kültürünün derin bir yansımasıdır. Çok tartışıldıktan sonra karara bağlanan Yemen Türküsünün sözleri şu şekildedir:

Havada bulut yok bu ne dumandır
Mahlede ölü yok bu ne figândır
Şu Yemen elleri ne yamandır

Ah o Yemen'dir gülü çimendir
Giden gelmiyor acep nedendir

Burası Muş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir

Kışlanın önünde redif sesi var
Bakın çantasında acep nesi var
Bir çift kundurayla bir de fesi var

Ah o Yemen'dir gülü çimendir
Giden gelmiyor acep nedendir

Burası Muş'tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir

>>>TIKLAYIN<<<

“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ”
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<