|
Eğitim Öğretim İle İlgili Tüm Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
CANAN ÖZET (2) KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Yazarı: Peyami SAFA
1. Kitabın Konusu:
Romanda; o zamanki Batı’ya hayran olma modasına uyan ve sonunda gerçeği kabüllenip kendi özüne dönen, bir zamanlar aşkın gözünü kör ettiği Lâmis ve onu her yönde kullanan, bütün iyi niyetinden faydalanan Canan karekterleri dikkat çekmekte ve romanın hazzınnı bu iki karekter vermektedir.
2. Kitabın Özeti:
Mutlu bir beraberlikleri olan bedia ve Lami’nin arası açılır ve Lami eve uğramaz olur. Bedia bundan dolayı hastalanır ve yataklara düşer.Bedia ve Lami beş sene önce evlenmişler ve Bedia ‘nın ailesiyle beraber yaşamaya başlamışlardır. Evlerinde Bedia’nın babası,Abdullah bey, Gülşen dadı,büyükannesi ve hizmetçileri perver ile birlikte yaşarlar.
Lami artık bu sıkıntılı gördüğü hayattan bıkmış ve gönlünü kaptırdığı Canan ismindeki kadınla yaşamaya başlamıştır. Lami Canan’ın babası (bilgi yelpazesi.net) gibi gördüğü ve yanında yetiştiği Şakir Beyin yanında yanında çalışır. Şakir bey gün görmüş ve biraz çapkın bir adamdır. Şakir Bey, karısı Reknaz Hanım, kızı Perihan ve damadı Şemsi(aynı zamanda Bedia’nın ağabeyi), oğlu Faik ve Canan’la beraber yaşar.
|
Bedia hala hasta olmasına rağmen kocasının nasıl olduğunu merak eder ve doğru çalıştıgı yere gider. Lami işte yotur. Lami’nin patronu Şakir Bey le konuşur. Oradan Şakir beylerin evine gider. Lami’nin burada olduğunu öğrenir ve onu beklemeye başlar.Lami geldikten sonra arlarında kötü konuşmalar geçer ve Bedia evi terkeder.Bedia gerçekleri anlamış ve boşanacaklarını öğrenmiştir.
Bedia eve gittiğinde herşeyi babasına anlatır. Artık evlerinde uzun bir bekleyiş başlamıştır. Şemsi eve gelir ve kötü haberler getirir, boşanacakları kesinleşmiştir. Şemsi kız kardeşiyel konuşurken Cananı kendisinin de sevdiğini itiraf eder. Bedia bir kez daha yıkılmıştır. Şemsi ağır hastadır. Hastalığı yine kendini göstermeye başlamıştır.
Bu arada AbdullahBey damadının yanına gider ve olup bitenleri bir kez de ondan dinler. Şemsi hastalığından dolayı yataklara düşer ve bir gün sabaha karşı ölür. Bedia bundan dolayı da Cananı suçlu tutar. Bu sıralarda Bedia hem kardeşinin hem de kocasının üzüntüsünden dolayı harap bir haldedir. Büyükannesi onun bu haline dayanamaz ve onunla konuşur. Konuşmanın sonunda kendisi için değerli olan uğur musakasını ona verir ve bunun ona uğur getireceğini söyler. Bedia almak istemez ama israrına dayanamaz ve onu boynuna takar.
Canan ve Lami evlenmiş yeni bir eve taşınmışlardır. Lami adeta onun kölesi olmuş her istediğini yapar duruma gelmiştir. Canan hala zengin olma hayallerinden vazgeçmez ve kendisinin saraylara laik olduğunu söyler. Lami’yi de bir kaç tatlı söz ve cilveli hareketlerle uyutur.
Bir Lami işyerinde geldiğinde onu bir kadının beklediğini öğrenir, gelen Mühteşar OrhanBeyin eşidir. Lami ‘ye Canan’la Orhan’ın ilişkisi olduğunu söyler ve Canan’ın yazdığı bir kağıdı ona gösterir. Lami beyninden vurulmuşa dönmüştür ama inanmak istemez. Biraz sündükten sonra ev gitmeye karar verir. Ev geldiğinde kapıyı Eleni adındaki hizmetçileri açar ve onu karşılar. Canan yukarı kattadır. Canan la bugün olanları konuşur ama Canan yine onu kandırmış aklındaki şüpheleri silmiştir.
Lami’nin Selim ve Ali isminde iki arkadaşı vardır. Lami sık sık Selim’e gider ve ona akıl danışır. Selim ilk başlarda Canan’la evlenmesini de istemez çünkü onun kötü bir kadın olduğunu bilir. Yine her zaman ki gibi Selim’e gider ve ona bu konu hakkındaki görüşlerini sorar. Selim kaçamak cevaplarla onu geçiştirir. Lami ve Canan sık sık dostalarınında katıldığı eğlenceler düzenlerler. Son eğlencede Canan, Lami ile göze göre göre dalga geçmiş ve yanına Orhan Beyi alarak bir süre kalabalıktan uzaklaşmıştır.
Bu yakınlaşmalar herkesin dikkatini çeker. Lami içten içe kahrolsa da belli etmemeye çalışır. Lami Orhan beyin karısından, Orhan Beyin her şeyi öğrendiğini ve ayrılacaklarını öğrenir. Lami’nin şüpheleri yine artmıştır, hizmetçiden bilgi alabileceğini sanarak ona para verir ama hiç bir bilgi alamaz.
Lami kafasında planladığı şeyleri bir türlü hayata geçiremez. Canan hakkında dedikodular çıkamaya başlar. Bu sırada Canan’ın annesi olduğu sonradan öğrenilen birisi çıkar gelir ve onlarla beraber kalmaya başlar. Canan ondan nefret eder ve her zaman ona kötü sözler söyleyerek dışlar.
Her zamanki gibi gece eğlencelerinden birinde değişik konuşmalar geçmeye başlar. Herkes sahip olduğu bir şeyleri satmaya başlamıştır. Lami’nin arkadaşı Ali bunlardan şüphelenir ve Canan ‘a yalnız bulduğu bir odada sorular sormaya başlar ve cevap alamayınca onu kucaklar, bu sırada bunları annesi görür. Odaya döndüklerinde dans etmeye başlarlar. Herkesin neşesi yerindedir.
Bir ara Canan ve Selim ortalıktan kayboldular. Lami bunlardan şüphelendiği için onları takip eder ve onların ilişkilerini öğrenir. Canan ‘ın annesi bozuk Türkçesiyle oğlu gibi sevdiği damadına Canan’la Ali arasında olanları anlatır. Soğukkanlılıkla hareket etmeye söz vererek odaya geri döner. Lami odada biraz kaldıktan sonra Selimle beraber dışarı çıkmak için hareketlenir. Evden biraz uzaklaştıklarında Selim’e hakaret etmeye başlar. Selim her şeyden ona bahseder ve Canan’ın kimlerle ilişkisi olduğunu söyler.
Lami yıkılmış bitkin bir halde ev geri döner. Evdekiler dağılmış ve Canan yatak odasına çıkmıştır. Lami yatak odasına girer girmez Canan’ın üstüne yürür ve onu boğmaya çalışır; ama Canan ondan kurtulur ve uzun tırnaklarıyla onu yaralar. Bu arada Canan’ın annesi ve hizmetçileri kapıyı zorlamaktadırlar.
Lami dayanamaz ve kapıyı açar, Canan’ın annesi içeri girer girmez Canan’ın saçlarından tutarak yatağın demirine vurmaya başlar. Canan kurtulmaya çalışırken yanındaki dolabı üstüne devirir dolapla beraber üzerinde duran lambada düşer ve ortalık karanlık olur. Lami ve hizmetçi yardım bulmak ve polisi çagırmak için dışarı çıkarlar. Onlar hale olayın şokundadırlar. Selim geceden beri eve gitmemiş evin etrafındadır. Lami onuda alarak yatak odasına çıkar ama Canan çoktan ölmüştür.
Canan ‘ın ailesi ve aşıkları gözyaşlarına boğulur, Lami de ise hem hüzün hem sevinç vardır. Lami olanların şokundan kurtulmak ve geceyi geçirmek için yakınlarda oturan teyzesine gider. Lami orada bir kaç gün dinlendikten sonra Selim’e gider ve onunla (bilgi yelpazesi.net) Bedia hakkında konuşurlar. Lami Bedia’ya ya gitmeye karar verir ama bu cesareti kendinde bulamaz. Bir kaç gün geçtikten sonra Lami Bediaların yalısına gider. Yalıda çok değişiklik vardır eskisi gibi bakımlı bir bahçesi ve boyalı duvarları yoktur. Kapıyı çaldığında onu dadı karşılar.
Dadı ilk önce onu tanıyamaz kendini tanıttıktan sonra dadı beklemesi gerektiğini ve hanıma haber vereceğini söyler. Lami beklemeye başlar. Bu geçen zaman içinde Abdullah Bey hastalanmış ve yatağa düşmüştür. Sonunda Bedia gelir ama ikisi de birbirleriyle konuşmaya cesaret edemez.
Sonunda Lami sessizliği bozar ve her şeyi ona anlatmaya başlar, Lami yaşadığı cehennem hayatını ve hatalarını ona anlatır. Dadı her zaman ki gibi onlara sütlü kahvelerini getirir. Eski günlerdeki gibi yeni bir güne başlanmış ve huzurlu hayat geri dönülmüştür.
3. Kitabın Ana Fikri:
Tutkuların baskısıyla bir takım vaadler ve geçici hevesler peşinde koşarak, bu uğurda bazı kutsal değerleri zedelemeyi göze alanlar, sonuçta hüsran ve pişmanlıktan başka bir şey elde edemezler.
4. Kitaptaki Olayların Ve Şahısların Değerlendirilmesi:
LÂMİS: Hislerine ve tutkularına yenilerek, gerçekler yerine hayal alemi ile mutluluk arayan, iyi niyet ile gerçek bir aşkı arayan, ama sonunda hayallerden uzaklaşarak gerçekleri görebilen bir kişidir. İlk başlarda bulunduğu şartlardan tiksinerek Batılı tarzı yaşamaya özense de, sonunda batının aldatıcılığını görerek güzelliği bulunduğu ortamda aramıştır.
CANAN: Kadıköy-Kalamış çevresinin seçkin bir kadınıdır. Yaratılışı itibarı ile mağrur ve ihtiraslı, aynı zamanda süs ve mücevher düşkünü güzel bir kadındır. Köşke gelen hemen hemen her erkek ona kavuşmak, en azından onunla ilişki kurmak istemektedir. Cânân, paranın vaadettiği saltanatlara sahip olmak emeliyle bu istekleri reddetmek istemez.
BEDİA: Aslen muhafazakâr bir kadındır. Namusuna ve ailesine düşkündür. Süs ve mücevherden hoşlanmamaktadır. Dış görünüşe önem vermeyen, sade bir hayatı tercih eden, elindeki ile yetinmeyi bilen birisidir.
ŞAKİR BEY: Açık görüşlü, rahat bir şekilde kendini, duygu ve düşüncelerini ifade edebilen, geniş bir düşünür, birazcık da çok bilmiş, kendi hayat felsefesini her zaman önde tutan birisidir.
SELİM: Entellektüel kimliği ile, diğer kahramanlarla olan ilişkisi açısından sözcü olmaya en uygun kişidir. Her ne kadar Lâmis’e bazı gerçekleri gösterse de, gösterme usûlündeki tutarsızlığı ve dengesizliği ile olumsuz bir kişiliğe sahiptir.
|
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|