|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
DÜNYA BİR ATLI KARINCA ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Yazarı: GÖNÜL AYDA PUTLAR
Eserin Konusu
Ayşe’nin çocukluğu Göztepe’de geçer. İki katlı ahşap bir evde oturmaktadırlar Babaanne,anne,baba ve kardeş Ahmet’le yaşar hayatları çeşitli değişiklerle süre gider. Bu arada yazar annenin yanı Gülnihal hanımın hayatını etkileyen kişilikler bize tanıtır. Ayşe’nin hayatını babasıyla gittiği davetleri hayatına giren kişileri görüyoruz.
Zaman böyle ilerlerken Ayşe üniversiteye başlıyor burada onun arkadaş çevresini görüyoruz bu arada kendisine yapılan evlenme tekliflerini Ayşe’nin okulda metin adlı bir çocuktan hoşlanmaya başlıyor. İleride hayatını etkileyecek olan bu adama karşı ilgi gösterir. mühendislik okur. bu arada diploma alabilmesi için yurt dışına çıkması gerekir. Danimarka,nın başkentinde yepyeni bir yaşam başlar. Burada Ayşenin ufku gelişir. Dönüşünde Metinle olan ilişkilerini,Ayşe’yi istetmeye gelen insanların kişilik özelliklerini görüyoruz. Başından görücüleriyle ilgili birçok olay geçer. En sonunda Metin’le evlenmeye karar verir. Böylece hayatın gerçeklerini görmeye başlar. Bir işe girer ve kendini hayatın tam ortasında bulur.
Kendi ailesi ve kocasının ailesi arasında ikilemler yaşar. 2 aile ne kadar belli etmemelerde hiç anlaşamazlar. Bu bocalamalar arsında Ayşe hamile kalır. ve artık ev kadını olmak zorundadır. Geçmiş günlerin hayaliyle camın önünde düşünür ve yüreğinden düş fışkıran geçmiş yılların kıpır kıpır gencini gömer içine…
Eserin Ana Fikri
Hayat karşımıza her zaman istediklerimizi zamanında çıkarmayabilir ve beynimizde düşüncelerimizde ideallerimizin yerini hayatın gerçekleri alabilir.
Eserin Özeti
Romanın kahramanı Ayşe Roman Ayşe’nin çocukluk yıllarından başlar.
Ayşe işi dolayısıyla (Gazeteci) eve geç gelen,gazetede başyazar olan ve gerçekleri yazmaktan çekinmeyen bir babanın ve neredeyse tüm hayatı hayal kurmakla geçmiş olan babasının mesleğini asla beğenmeyen ve Avrupalılar gibi yaşamaya özenen bir annenin evladıdır. Ahmet adında bir kardeşi ve varlığıyla yokluğu belli olmayan bir babaannesi vardır.
Babaanne ölünce annenin yani Gülmihal hanımında ısrarıyla Göztepe’deki eski evden Nişantaşı’na taşınırlar. Anne apartmanda oturma hevesindedir. Annesinin bazı sözleri,düşünce tarzı Ayşe’ye saçma gelmekte onu çoğu zaman anlayamaz. Anne babaannesine olan hürmetini anlatır durur. Çünkü rahmetli Paşa Dayı’sının hanımı Hümeyra yengesi de eskiden öyleymiş. Anne daima ona özenir,onun gibi olmak ister,konakta hanım oluşunu kıskanır. Anne başkalarının hayatını yaşamayı seviyor. Mayısın ilk sıcakları gelir gelmez,Göztepe’ye geçerler. Oradaki ahbaplarına Nişantaşlı rolü oynamaya bayılır. Derken Anneyi sevindiren bir olay olur ve Baba gazetenin yazı işleri müdürü olur.
|
Bu arada yeni evlerini anne Avrupa bir tarzda dekore etmek ister. Günler geçer Ayşe artık bir genç kızdır. Bu evde komşuları olan Bülent’le bir gönül ilişkisi yaşar. Aile bu olayı tasvip etmesine rağmen evlilik bir türlü gerçekleşmez. Belli etmeseler de Ayşe’nin annesi ve Bülent’in annesi arasında gizli bir rekabet vardır.
Baba yurt dışına seyahatler yapar ve Ayşe ve Ahmet’e Fransız peyniri ve Fransız Şarabı içirir. Kızıyla davetlere katılır ve bu arada Ayşe güzelliğinden dolayı çok dikkat çeker. Birçok talibi vardır.
Anne Ayşe’yi evlendirme hayallerine dalar, oysaki Ayşe için evlilik çok uzaktı O her şeyden önce yüksek tahsil yapmak,meslek sahibi olmak ister. Atatürkçülük kurallarına göre yaşayan gerçek bir cumhuriyet devri kızı kanıtlamak istemektedir.
Ayşe Üniversite’ye Mühendislik tahsili yapmak için kayıt olduğu gün bir sınıf arkadaşıyla karşılaşır. Ayşe’nin düşünce tarzını allak pullak edecek olan, Ozan’la karşılaşması böyle olur. Özcan ve arkadaş çevresi ile tartışır bulur bazen kendini. Onlar ateşli (bilgi yelpazesi.net) ve eylemci gençliktir. Ayşe’ye göre düzene ve yönetime karşıdırlar. Ayşe onların yanında duymadığı pek çok kavram öğrenir. Ayşe’ye babanın gazetede çıkan bazı yazılarından dolayı eleştiriler yöneltilir. Özcan bunlara rağmen Ayşe’ye aşıktır. Bülent, Özacn’ın tam tersidir. Özcan ne kadar bilgili ve ideal peşindeyse Bülent o kadar arabaya ve lükse düşkündür.
Bülent o sıralar Amerika da’dır ve dönüşte Ayşe’ye evlenme teklif eder. Ayşe dışında buna herkes çok sevinir. Böylece Ayşe teklifi kabul etmez. Böylelikle günler geçip gider.
Yazın ultra modern villanın panjurları bir türlü açılmaz. Bu Bülentlerin villasıdır. Bir süre sonra villadan sesler gelir. Villadaki temizlikçi kadındır. Bülent beyin bir “gavur kızı” na tutulduğunu söyler.
Bu arada Ayşe’nin görücüleri sürekli kapılarını aşındırmaktadır. Artık Bülent sefası kapanır.
Üniversitenin ikinci yılı sınıfta Metin adlı bir çocuktan hoşlanmasıyla başlar. Bazı tesadüf olaylarla bir araya gelirler ve birbirlerinden hoşlandıklarını ifade ederler. O sıralat Ayşe’nin lisedeki bütün kız arkadaşları evlenmiştir. Çoluk çocuğa karışırlar. Ayşe bunlar arasında ve annenin baskılarıyla bocalar. Oysaki o bir ev kadını olmak değil, çalışmak kendini kanıtlamak istemektedir.
Baba Londra’ya yaptığı bir yolculuğa Ayşe’yi de götürür. Burada tanıştığı yabancı kadınların Türkiye’ye bakışını görür. Türkiye’ye gerici diye baktıklarını anlar. Ayşe orada ne kadar taklide düştüğümüzü görür. Öyle ki Milli Mücadele de sırtında çocuğu yerine mermi taşıyan Türk kadınını Londra’ya su böreği pişirmeyi öğretmek için gelmiştir. Kendi arasındakiler konuşmalarda sık sık Fransızca kelimeler kullanırlar. Yurda döndüğünde bir an önce öğrenimini bitirip Milleti için bir şeyler yapmak istiyor. Evine geldiğinde ne denli görgü kurallarının içine geleneğe sıkışıp kaldığını anlıyor.
Üniversite’^ye devam eder. Bu arda Metin’le olan ilişkisi ilerler. Artık hep onunla olmak istemektedir. Hayalinde, tüm benliğinde Metin vardır. Bir süre sonra duygunun yeterli olmayacağını anlayacaktır.
Günler geçer Bülent “gavur kızı” nı almıştır. Çocuğu vardır Bülent’in. Karısının adı Ursula. Annelerinin karşılıklı övünmeleri süregidiyor.
Artık bülent’te hayata atılmış baba olmuştur. Onunla karşılaştıkça denizdeki kotra gezilerini hatırlar sadece Ayşe. Bu arada eski eski arkadaşlarıyla da görüşmeye devam eder. Özcan’ı imtihan ders bahanesiyle oyalar. Özcan “tip”(Türkiye işçi partisi)den çıkarılmış. Özcan çok üzgündür fakat Ayşe ona teselli vermez çünkü içi metinle doludur
Annesi Gülnihal Hanım ve Babası Şevket Bey Ayşe ye evlenmesi konusundaki baskılarını artırırlar. Öyle ki isteyenlerin biri gelip biri gitmektedir. Anne gurur ve heyecan içinde kızını bir an evvel evlendirmek ister. Ana kraliçe edasıyla her karşılaştığı kişiye Ayşe evlendi evlenecek diye anlatır.
Artık Metinle ilişkileri ilerler. Annesi artık Özcan ve Bülente yaptığı gibi Avrupalı görünmeye Metine izzet-i ikramda bulunmaya kalkmaz. Aşkları ilerler ve bir takım aşk kaçamakları yaşarlar. Üniversitenin son yılına yaklaşmaktadırlar. Ayşe öğrenimine devam etmek yüksek mühendis olmak ister. Bu amaçla Metinle burs burs için sınava girerler. İngilizcesi iyi olmadığı için sınavı kazanamaz. Ayşe bursu kazanır fakat gidemeyeceğini, Metinle aralarındaki köprünün yıkılacağını sezer.
Kendi kendine düşünür Esinin (arkadaşı)Ahmet’in (kardeşi)sözleri kulaklarını çınlatır. Bir yandan yaşıtlarının horlamalarına karşı koymak öbür yandan bir seneki kuşağın varsayımlarına uymak. Artık Ayşe geleneksel kadın imgesinin zincirine bağlanmaya çalışanların eline teslim olacak.
Yemekler tanışmalar ve nihayet evlilik teklifi. Ayşe her ne kadar istediği şekilde olmasa bile bir evlenme teklifi alır. Ama ona göre böyle olmamalıydı. Ayşe Atatürk devri kızı gibi yaşamaya çalışmış bütün zincirleri koparmaya yetmemiş hep aferin alamayacağı sanmıştı.
Nişan olur ve bir süre daha böyle devem eder. İç buhranlar içindedir. Sanki zorla evleniyormuş hissi vardır içinde. 2 aile yavaş yavaş kaynaşmaya evlilik hazırlıkları yapmaya başlarlar.
Anne babalar tanışır birbirlerini süzerler. Metin’in anne babası Ayşelerin evindeki zarafete kibarlığa hayran kalırlar. Birbirinden pek hoşlanmadıkları söylenemez.
Nişan Ayşe’nin babasının isteğiyle büyük bir otelde yapılır. Ayşe o an insan kalabalığının içinde ne kadar yalnız olduğunu anlar.
Bir süre sonra evlenir. Geleneksel erkek imgesinin kafasında yarattığı bocalamaları düşünür. Kadın yadırganan bir varlıktır. Her şeyden önce toplumun içine girmek gerek onun içinde evlenmek okula kaydolmak için çiçek aşısı gerektiği gibi…
Metin yedek subaylığını yapmak için Polatlı’ya gider. Ayşe iş aramaya koyulur. İş ararken iyi öğrenciliğin,yüksek notlarının bir değerinin olmadığını ve kadın olmanın en büyük eksi puan olduğunu anlar Ayşe. Biran önce çalışmaya başlasın ki nisanda yapılan masrafların parası ödenebilsin. Eline para geçmeye başlayınca eskiden kapısından girmeye cesaret edemediği dükkanları aşındırıyor. - Nice kavramlar adına meslek sahibi oldu. kadının özgürlüğü demek insanın kendisine bir çift etek alabilmesiymiş. Metin bir torpil bularak askerliğini İstanbul’da. Biran önce evlenmek ister Ayşe’yle. Ayrı ev tutmak isterler. Kayınvalidenin yalvarmaları çare etmez ve bir ev tutarlar. Ev Arnavut köy’ün tepesinde kaynanaya göre Ayşe oğlunun seçtiği yani görücü usulüyle seçilmiş,beğenilmiş bir kız değildir. Bu nedenle kaynana Ayşe’yi hep yadırgar. - Eh nede olsa okumuş kız. Kim bilir kimlerle gezip tozdu? Kibar aile kızları gibi edebiyat okusa ya. Mühendislik de neymiş?- Ayşe’nin ailesini sonradan görme olarak nitelendiriyorlar.
Gülnihal hanım düğün için hazırlıklar yapar, bir yandanda dünürlerinin düğün için hiçbir hazırlık yapmamalarına kızmaktadır. Nikah olur. Ama allı şanlı bir düğün olmaz. Düğün gecesi Metin Ayşe’ye çok hırçın ve acımasız davranır. Adeta Metin değildir o. İzmir’e kalacaklar otele gittikleri zaman bile Metin istediğini alır ve bunun dışında Ayşe’yle hiç ilgilenmez. Artık Ayşe evliliğin sıkıcı,heyecansız hayatına kendini atmıştır.
Beybaba ve babası Şevket Bey hiç anlaşamazlar. Birisi kulaktan dolma bilgilerle bildiği yoldan şaşmaz,nutuklar atar,Şevket Bey ise aydın bir kişiliğin verdiği sakinlik ve bilgiçlikle iktidardan,bozuk siyasetten,Avrupa’dan söz eder.
Metin’in bir işi yoktur ve bir iş aramaya niyeti de yoktur. Ayşe ise çalıştığı şirketten hiç memnun değildir. Burada Handan Hanım emektar bir sekreter ve Ayşe’yi hiç sevmez. Bu akıntılar içinde Ayşe yine içbuhranlar yaşar. Hiçbir şey hayal ettiği gibi gelişmemiştir. Para sıkıntısı çekmeye başlarlar. Metin sık sık annesinin yani Şaziye hanımın evine gider yemeğini (bilgi yelpazesi.net) orda yer. Kayınvalide oğluyla olmaktan memnundur. Arada bir babadan haşlık almak gücüne gitmez Metin’in baba ise Metin’e bir iş bulması konusunda yardımcı olmaya çalışır. Derken Ayşe hamile kalır ve şirketten doğum izni alır. Nihayet Metin,hiç memnun kalmasa da düşük ücretli bir iş bulur.
Akşamüstü hep aynı saatte, bir sessiz tren geçer camın önünden”Kara vagon” değildir bu,yad ellere umutlar, düşler gider. Ayşe, camın önünde kendi kendini gözler.
İstekleriyle hareketleri arasında elinde olmayan etkenler gideduracak anlaşılan. Yaşamındaki temel çelişki uzun süre devam edecek.
Çevresinde iletilen çeşitli kurallar uzun süre içinde çarpışaduracak. Sıkıntıları süre gidecek.
Yenik bir kadın gibi görünecek. Yavaş yavaş içinden, yüreğinden düş fışkıran, geçmiş yılların kıpır kıpır gencini gömer…
Tenkit
Roman Tanzimat romancılarında olduğu gibi İstanbul ve çevresinde takılı kalmış. Bazı sosyal gerçeklerinden uzak kalmış gibi Avrupalı insanların yaşayışını aşklarını ve özelliklerini görüyoruz.
Aşk kavramı biraz soyut içten değil kahramanlar aşka cinsel açıdan bakıyorlar çoğu yerde.
Romanda birçok yabancı (Fransız)kelimeler kullanılmış. camambert, Sartre, jongler, sightseening, snob, öpoor, yazarın kullandığı bazı kelimeler.
Çoğunun anlamları bilinmediğinden metinler arasında anlam bağı kurmak zorlaşıyor. Yazarın hayatının birçok dönemini yurt dışında geçirmesinin büyük etkisi var.
İlk romanı olması dolasıyla çok mükemmel olmasa bile dönemin düşünce karmaşasını bir genç kızın hayalleriyle gerçekler arsında sıkışıp kalmasını anlatması bakımından başarılı bir roman.
|
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|