|
Eğitim Öğretim İle İlgili Tüm Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
KÖRLÜK KİTAP ÖZETİ
Kitap Yazarı:
José Saramago, 16 Kasım 1922 tarihinde Portekiz'in Azinhaga köyünde doğdu. Edebiyat dünyasına kazandırdığı derin düşünsel eserler ve benzersiz yazım tarzıyla tanınan bir yazardır. Saramago'nun eserleri, genellikle sıradan insanların hayatlarına odaklanırken toplumsal eleştiriler ve insan doğasının derinlemesine analizleri ile ön plâna çıkar.
Saramago'nun edebî kariyeri, ilk başlarda gazetecilikle başladı. Daha sonra çeşitli yayınevlerinde editör olarak çalıştı. Yazıları ve romancılığı ile dikkat çekmeye başladıktan sonra 1982 yılında "Baltasar ile Blimunda" adlı eseri ile Portekiz Edebiyat Ödülü'nü kazandı. Ancak Saramago'nun uluslararası üne kavuşması, 1998 yılında yayımlanan "Körlük" (Ensaio sobre a cegueira) romanı ile oldu. Bu roman, insanlığın ahlâkî ve toplumsal çöküşünü anlatarak büyük yankı uyandırdı.
Saramago'nun yazım tarzı, geleneksel noktalama ve diyalog biçimlerinden farklıdır. Virgül kullanımını geniş ölçüde tercih eder ve diyalogları ayrı bir çizgi veya tırnak işareti olmadan akıcı bir şekilde metne entegre eder. Bu tarz, okuyucularına alışılmışın dışında bir deneyim sunar.
Yazarın eserleri genellikle toplumsal sorunlar, siyasî eleştiriler ve insan psikolojisi üzerine derinlemesine düşünceler içerir. "Körlük", insanların medeni değerlerden nasıl sapabileceğini gözler önüne sererken "Ölüm Bir Zamanlar" (As Intermitências da Morte) yaşamın aniden durmasıyla ortaya çıkan kaosu işler. Saramago'nun eserlerinde ironi ve hiciv de sıkça kullanılan edebi araçlardır.
2008 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Saramago, özellikle eserlerindeki derin düşünceler, özgün tarzı ve toplumsal meselelere getirdiği eleştirilerle tanınır. Kendisi, Portekiz'deki ve dünya genelindeki okuyucuları etkileyen büyük bir yazar olarak kabul edilir. 18 Haziran 2010'da İspanya'da hayatını kaybetse de eserleri edebiyat dünyasında yaşamaya devam etmektedir.
Kitap Konusu:
“Körlük” orijinal adıyla "Ensaio sobre a Cegueira," Nobel ödüllü Portekizli yazar José Saramago'nun en ünlü eserlerinden biri olarak kabul edilen bir romanıdır. Bu kitap, orijinal Portekizce başlığıyla "Körleşme" veya İngilizce çevirisiyle "Blindness" olarak da bilinir. 1995 yılında yayımlanan eser, toplumsal ve ahlâkî temaları işlemesi, sıra dışı anlatım tarzı ve derinlemesine karakter gelişimi ile dikkat çeker.
Romanın ana teması, toplumun ve insan doğasının karanlık yönlerine odaklanır. Hikâye, bir şehirde aniden ortaya çıkan beyaz körlük salgınıyla başlar. İnsanlar ansızın görme yetilerini kaybederler ve şehir kısa süre içinde kaos ve dehşetle dolup taşar. Hükümet yetkilileri, salgını kontrol altına almak amacıyla insanları karantinaya alır ancak koşullar hızla kötüleşir ve insanlar temel insanî değerlerini kaybetmeye başlar.
Kitap, bir grup insanın bu korkunç durumda nasıl hayatta kalmaya çalıştığını ve toplumun içsel çürümesini ele alır. Ana karakterlerden biri, "görmeyenler" olarak adlandırılan bu insanların lideri olan bir kadındır. O, görme yeteneğini kaybetmeyen ender kişilerden biridir ve bu durumu onun toplum içindeki öncü rolünü şekillendirir. Diğer karakterler arasında, şehirde yaşanan insanlık dışı koşullar altında hayatta kalmaya çalışan bireylerin çeşitli hikâyeleri anlatılır.
Saramago'nun romanı sadece bir fiziksel engel olan körlük değil, aynı zamanda insanlığın ahlâkî ve sosyal çöküşünü de simgeler. Kitap, insanların ne kadar hızla medeniyetten uzaklaşabileceğini ve temel insanlık değerlerini nasıl kaybedebileceğini sorgular. Yazar, toplumsal düzenin ne kadar kırılgan olduğunu ve insanların içsel kötülüklerinin nasıl yüzeye çıkabileceğini anlatarak derin bir eleştiri sunar.
“Körlük”; okuyuculara toplumsal normları, insan ilişkilerini ve insanlığın doğasını sorgulatan etkileyici bir eser olarak öne çıkar. Saramago'nun eşsiz anlatım tarzı ve derin düşünsel katmanlarıyla bu roman, insan deneyimini çarpıcı bir şekilde yansıtan bir modern klâsik olarak kabul edilir.
Kitap, beklenmedik bir şekilde bir şehirde patlak veren beyaz körlük salgınıyla başlar. İnsanlar bir bir bu gizemli körlük hastalığına yakalanmaya başlarlar. Toplumun içinde yer alan her birey aniden beyaz bir sisin içinde kaybolur. Sadece fiziksel görme yetisini değil, aynı zamanda toplumsal bağları, insanlık değerlerini ve insanlığı yitirir.
Karakterlere isimler verilmez, onları tanımlayan özellikleriyle anılırlar. Beyaz körlük hastalığına yakalanan ilk kişi, "kör" olarak adlandırılır ve onun etrafında gelişen olaylar bu çarpıcı hikâyenin merkezini oluşturur. Salgının hızla yayılmasıyla, şehirdeki toplumsal düzen çöker ve kaos hâkim olur. Hastalığın bulaşıcı olması nedeniyle hükümet yetkilileri, hastaları karantinaya alır ve onları bir tesisin içine kapatır. Ancak tesis içindeki yaşam, giderek insanlık dışı bir hâl alır. Temel ihtiyaçlar bile karşılanamaz hâle gelirken açlık, kirli çevre ve insanların birbirlerine duyduğu korku ve nefret egemen olur.
Romanın ilerleyen bölümlerinde, "görmeyenler" olarak adlandırılan körler, içlerindeki insanî değerleri yeniden keşfetmeye başlarlar. Bir kadının "görmeyen" kocasına gönüllü olarak rehberlik etmesi, dayanışmanın ve insanlık sevgisinin tekrar yeşermeye başladığının bir göstergesidir. Tesisin koşullarına karşın insanlar arasında bağlar kurulur ve umut belirir.
Ancak kitap aynı zamanda insan doğasının karanlık yönlerine de ışık tutar. Bazı insanlar güçlerini kötüye kullanarak diğerlerini manipüle ederler ve bir hiyerarşi oluştururlar. Bu da romanın temelinde, insanların hem en iyi hem de en kötü yönleri arasındaki ince çizgiyi sorgulamasına yol açar.
Saramago bu eserinde; insanların ne kadar savunmasız olduğunu, toplumsal yapıların ne kadar çabuk çözülebileceğini ve insanların zorlu koşullarda bile dayanışma ve insanlık sevgisi içinde bir araya gelebileceğini anlatır. Kitap, gözlemci bir anlatıcı perspektifinden aktarılırken dil ve anlatım tekniği de Saramago'nun karakteristik tarzını yansıtır. Kesintisiz akış, diyalogsuz anlatım ve paragraf düzeni, kitabın öne çıkan özelliklerindendir.
Kitap Ana Düşüncesi:
Kitabın ana düşüncesi, insan doğasının ve toplumun içsel gerçeklerinin keşfedilmesi üzerine derinlemesine bir araştırmadır.
Kitap, aniden bir salgınla başlayan bir körleşme dalgası sonucu toplumun kademeli olarak körlüğe teslim oluşunu anlatır. İnsanlar fiziksel görme yeteneklerini kaybettikçe toplumun içsel çürümesi, düşmanlıkların açığa çıkması ve medeniyetin temel normlarının nasıl çökebileceği temasını işler. Saramago, körlüğü sadece fiziksel bir eksiklik olarak değil, aynı zamanda insanlık ve toplumun körlüğü olarak da anlatır.
Bu romanda, insanların körlüğünün aslında manevi bir körleşmeye işaret ettiği düşüncesi vurgulanır. Karakterler arasındaki ilişkilerin nasıl çürüdüğü, dayanışmanın nasıl zedelendiği ve toplumsal düzenin nasıl çöktüğü gibi konular ele alınır. Bireylerin karanlık içindeki eylemleri ve düşünceleri, kitabın temel düşüncesini destekleyen örneklerle aktarılır.
Saramago bu eseri ile insan doğasının kırılganlığını, toplumsal yapıların hassasiyetini ve medeniyetin çabuk çözülebilir olduğunu anlatarak okuyucuları düşünmeye ve sorgulamaya yönlendirir. Bu roman, insanların içsel körlüğü ve gücünün ne kadar tehlikeli olabileceği konusunda derin bir felsefî değer taşır.
Kitap Karakterleri:
Doktorun Karısı: Roman boyunca görüşünü kaybetmemiş tek karakterdir. Kocasını tek başına bırakmak istemediğinden doktorlara yalan söyler ve kör olduğunu iddia eder. Bu noktada, diğer hastalarla beraber karantinaya alınır. İçeri girer girmez insanların organize olmasına yardımcı olmaya çalışır. Yemek karşılığında koğuşlardaki kadınlara tecavüz edilmesini talep edildiğinde koğuşunun liderini öldürür. Hastaneden kaçtıktan sonra da grubunun şehirde hayatta kalmasına yardımcı olur.
Doktor: Beyaz körlüğe yakalanmış bir hastayı muayene ettikten sonra hastalığa yakalanan bir göz doktorudur. Karantina altına giren ilk kişilerden biridir. Tıbbî uzmanlıkları sebebiyle karantinaya alınan kişiler arasında belli bir yetkisi vardır. Koğuştaki grup, kaçmayı başardığında dairesine gider ve orada kalırlar.
Kara Gözlü Kız: Bir müşteriyle beraber kör olmuş eski bir yarı zamanlı fahişedir. Karantinaya alındıktan sonra muayenehanedeki bulaş riski olan insan grubuna katılır.
Siyah Göz Bandı Olan Yaşlı Adam: İlk koğuşa en son katılan karakterdir.
Olayların Geçtiği Yer ve Zaman:
Romanın olayları, belirli bir yer ve zamanda geçmez. Yani kitapta geçen olaylar sınırlı bir mekânda ve tarihsel bir çerçevede ele alınmaz. Bu, Saramago'nun eserlerinde sıkça rastlanan bir özelliktir ve eserlerindeki olaylar daha sembolik ve evrensel bir düzlemde anlatılır.
"Körlük”, bir beyaz körlük salgınına dair anlatıları içerir. Bu körleşme salgını, bir ülkeyi ve toplumu etkisi altına alır. Romanın karakterleri ve olayları, bu körleşme salgınının yarattığı kaos ve insana dair temel doğası üzerine düşündürücü bir deneyim sunar. Ancak yazar, bu hikâyeyi bir coğrafî bölgeye veya belirli bir tarihsel döneme dayandırmak yerine, okuyucunun kitaptaki olayları daha genel ve evrensel bir perspektifle ele almasını sağlar.
José Saramago'nun eserleri genellikle gerçeküstü ve sembolik unsurlar taşır. Bu nedenle "Körlük” kitabında da gerçek dünyadan ziyade daha genel ve soyut bir mekân ve zaman kullanıldığını söyleyebiliriz. Bu yaklaşım, okuyucuya kendi düşünce ve duygusal süreçlerini esere aktarma fırsatı verir.
Olayların Geçtiği Sosyal Çevre:
Kitap, bir salgın nedeniyle toplumun çöktüğü bir ortamda geçer ve insanların aniden beyaz bir körlük hastalığına yakalandığı bir dünyayı anlatır.
Romanın geçtiği sosyal çevre oldukça kaotik ve çıkmaza girmiş bir durumu yansıtır. Hikâye, anonim bir şehirde başlar ve ana karakterlerden biri, gözleri görmez hâle gelen bir adamdır. Birçok insan, beyaz körlük hastalığına yakalanır ve hızla toplumda yayılmaya başlar. Hastalığın bulaşıcı olması ve tedavi yönteminin bilinmemesi nedeniyle şehirde korku ve panik hâkimdir.
Saramago, kitap boyunca insan doğasının karanlık yönlerini ve toplumun dayanıklılığını sorgular. Hastalığın yayılmasıyla birlikte insanlar hızla medeniyetten uzaklaşır, temel insan hakları çiğnenir ve insanî değerler erozyona uğrar. Hükümet ve diğer otorite figürleri çaresiz kalır, halk sokaklarda kendi hâline terk edilir ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için mücadele etmek zorunda kalır. Kitap, toplumun normları ve değerleri çöktüğünde insanların nasıl davrandığını, dayanışma ve bencillik arasındaki ince çizgiyi sorgular.
"Körlük", okurlarına toplumun kırılganlığını ve insanların zorlu koşullar altında nasıl değişebileceğini düşündüren güçlü bir sosyal çevre sunar. Saramago'nun akıcı üslubu ve derin karakter analizleri, romanın içinde bulunduğu bu kaotik ortamı etkili bir şekilde aktarır ve okuyuculara insan doğasının karmaşıklığını keşfetme fırsatı sunar.
Kitap Yorumu:
"Körlük", Nobel ödüllü Portekizli yazar José Saramago'nun 1995 yılında yayımlanan önemli eserlerinden biridir. Kitap; kör bir toplumu anlatarak insan doğasının karmaşıklığı, ahlâkî sınavlar ve insanlık durumu gibi derin temaları ele almaktadır. Saramago'nun karakteristik yazım tarzı olan uzun cümleler ve diyalogsuz metin akışı, bu eserde de kendini gösterirken metin akıcılığına ve düşünsel derinliğe katkı sağlar.
Roman, bilinmeyen bir nedenle beyaz ışığa karşı kör olan insanların yaşadığı bir salgının etrafında döner. Toplumun hızla çöküşünü ve insanların sıradanlığını aşan koşullar altında nasıl davrandıklarını gösterir. Görme yetisinin yitirilmesi, fiziksel bir durumun ötesinde bir metafor olarak kullanılır. Saramago; insanların içsel cehaletine, empati eksikliğine ve ahlâkî çürümeye dikkat çeker.
Yazar, kahramanlara adlar yerine rollerle hitap ederek onları anonimleştirir. Bu, okuyucunun karakterlerin yerine kendini koymasını ve böylece olayların insanlığın genel durumuyla nasıl ilişkilendirilebileceğini düşünmesini sağlar. Toplumun temel normları çöktüğünde insanların nasıl davrandığına dair karanlık bir tablo sunar. Bireyler bencillik, şiddet ve çıkarları doğrultusunda hareket ederken kitap aynı zamanda umut, insan dayanıklılığı ve dayanışma gibi olumlu unsurları da gösterir.
Saramago'nun kitabındaki dil, diyalogsuz akış ve düşüncelerin doğrudan metne dahil edilmesi gibi özellikler, okuyucuyu olayların içine çeker. Akıcı ve sürükleyici bir tarzla anlatılan roman, karanlık ve aydınlık yönleriyle insan doğasının karmaşıklığını vurgular. Modern toplumun ve insanlığın zaaflarıyla yüzleşmek için etkileyici bir alegorik yapı sunar.
Özetlemek gerekirse José Saramago'nun bu kitabı; insan doğasının derinliklerine inen, ahlâkî sınavları ve insanlığın kırılganlığını ele alan güçlü bir eserdir. Saramago'nun kendine özgü yazım tarzı, karakterlerin anonimleştirilmesi ve içsel cehaletin metaforu gibi unsurlar, kitabın etkileyiciliğini ve düşündürücülüğünü artırır. Bu roman, okuyucuları düşünmeye ve insanlığın karmaşıklığını anlamaya teşvik eden zengin bir edebî deneyim sunar.
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
|
Yorumlar
....
9. **Yorum** >>>YORUM YAZ<<<
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm
->Yazan: Buse. Er
8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla
7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm
ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..
6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın
devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.
5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline
sağlık.
->Yazan: efe .
4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok
sagolun
->Yazan: rabia..
3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi
kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok
iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim
->Yazan: pınar..
2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum
özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..
1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim.
->Yazan: Hasan Öğüt.