|
Eğitim Öğretim İle İlgili Tüm Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
MAİ VE SİYAH (3) ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Kitabın Yazarı: Halit Ziya Uşaklıgil
Romanın Konusu, Açıklaması:
Türk romanının önemli eserlerinden biridir. Bir nesil romanıdır. Tanzimat sonrası Türk edebiyatının önemli dönemlerinden olan Servet-i Fünun neslinin edebiyat anlayışını, hayata bakışını ortaya koyan bir eserdir.
Roman, hayalleri temsil eden “mavi” ile başlar, gerçekleri temsil eden “siyah” ile biter. Yazar bu şekilde, hayatın gerçeklerinin hayallere üstün geleceğini ifade eder.
Romanın Kahramanları, Kişileri, Şahıs Kadrosu:
Ahmet Cemil: Yirmi yaşlarında, mülkiyeyi yeni bitirmiş, hayata dair umutları olan biridir. En büyük hayali, çok meşhur bir şair olmaktır. Ancak hayat karşısında pasiftir. Gerek hayalleriyle, gerekse dünyaya bakışıyla Servet-i Fünun neslinin prototipidir.
Hüseyin Nazmi: Ahmet Cemil’in en yakın arkadaşıdır. Ahmet Cemil’le beraber edebiyat sohbetleri yapar. Ahmet Cemil gibi hayalci olmadığından dolayı, hayat karşısında yenilmez.
Lamia: Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşidir. Servet – i Fünun edebiyatının ideal kadın tiplerindendir. Sanattan anlayan, piyona çalabilen bir kızdır.
İkbal: Ahmet Cemil’in kız kardeşidir. Ahmet Cemil’in üç büyük hayalinden biri İkbal’e mutlu bir evlilik yaptırtmaktır. Romanın talihsiz kahramanlarındandır. Yaptığı evlilik ölümüne sebep olur.
Romanın Özeti:
Roman, Taksim Tepebaşı’nda yenilen bir yemekle başlar. Mirat-ı Şuun gazetesinin yazarları yemekli bir toplantı yapmaktadırlar. Roman başladığında yemek bitmiştir. Herkesin canı sıkılmaktadır. Ahmet Cemil de yemeğe katılanlar arasındadır.
Ahmet Cemil’in de canı sıkılınca bahçeye çıkar ve mavi bir atmosferde hayaller kurmaya başlar. Böylece roman “mavi”yle yani hayallerle başlamış olur. Ahmet Cemil’in üç hayali vardır: Çok meşhur bir şair olmak, kız kardeşi İkbal’i mutlu olabileceği birisiyle evlendirebilmek ve sevdiği kızla evlenmek. Roman, Ahmet Cemil’in bu hayallerinin ne şekilde sonuçlandığı konusunu ele alır.
Tepebaşı’nda Ahmet Cemil’in hayallere dalmasından sonra, çocukluk yıllarına gidilir. Ahmet Cemil, okulda çok başarılı bir çocuktur. Mutlu bir ailesi vardır. Orta öğreniminin ardından mülkiyeye (siyasal bilimler) girer. Ancak burada okurken babasının ölmesi Ahmet Cemil’i sarsar. Ahmet Cemil, ailesinin geçimini sağlamak için idealinin dışında işler yapmak zorunda kalır. Yabancı dil bildiği için yayınevlerine basit macera romanları çevirir. Kendisi edebî değerleri yüksek eserler çevirmek istemesine rağmen, yayınevleri basit eserler çevirmesini tercih etmektedir.
Diğer yandan da sengin çocuklarına özel ders verir. Buralardan elde ettiği gelirlerle ailesini kırk kanaat geçindirir. Bu zorluklara rağmen onurunu korumaya, temiz giyinmeye önem verir. Bu zorluklar karşısında, Ahmet Cemil, hayallerine bağlanır. Eserine çok güvendiği için başka bir işte de çalışmayan Ahmet Cemil arkadaşlarının tavsiyesiyle Mirat-ı Şuun gazetesinde çalışmaya başlar.
Tepebaşı Bahçesi Servet-, Fünun dönemi aydınlarının sevdiği mekanlardan biridir. Ahmet Cemil de bu bahçeye giderek arkadaşı Hüseyin Nazmi’yle beraber şiir okuyup edebiyat üzerine sohbet etmektedir. Hüseyin Nazmi’nin Lamia adlı bir kız kardeşi vardır. Lamia zengin, mutlu ve Batılı tarzda eğitim almış kültürlü bir kızdır. Ahmet Cemil, Lamia’ya aşıktır. Lamia’yla evlenip mutlu bir yuva kurmak onun en büyük hayallerinden biridir.
|
Ahmet Cemil, hayatın zorluklarıyla mücadele etmenin yanında eski edebiyat taraftarlarını temsil eden Raci ile edebiyatla ilgili tartışmalar yapar. Raci, ailesine bakmayan, küçük çocuğunu çalıştırıp kendisi eğlence alemlerinde vakit geçiren bir şairdir. Ahmet Cemil’in yazdığı şiirlerin eski edebiyat tarzında yazılan şiirler olduğunu iddia eder. Ahmet Cemil’i kötülemek için her yola başvurur; ama başarılı olamaz.
Ahmet Cemil’in bütün bu hayalci kişiliğine karşılık hayatın gerçekleri acıdır. Kısa zaman sonra Ahmet Cemil’in hayalleri bir bir sarsılmaya ve yıkılmaya başlar. Mirat-ı Şuun gazetesinin sahibinin oğlu Vehbi Efendi’nin, kız kardeşi İkbal ile evlenmesi, Ahmet Cemil’in hayallerine ilk sebeptir. Ahmet Cemil ilk başta kız kardeşinin Vehbi Efendi ile (bilgi yelpazesi.net) mutlu olacağını düşünür. Ancak Vehbi Efendi kötü bir kişidir. İkbal’i devamlı dövmekte, ona kötü davranmaktadır.
Vehbi Efendi, babasının ölümünden sonra gazetenin idaresini eline aldığından dolayı Ahmet Cemil’i gazeteden kovar. Bütün bunlara katlanmaya çalışan Ahmet Cemil, İkbal’e kötü davranıldığını, döve döve çocuğunun bile düşürtüldüğünü öğrenince kız kardeşini kocasından ayırarak yanına alır. Ancak İkbal gördüğü zulümlerden dolayı uzun süre yaşayamaz ve ölür. İkbal’in ölümü Ahmet Cemil’i çok üzer. Böylece Ahmet Cemil’in üç hayalinden biri yıkılmış olur.
İkbal’in ölümünün hüznünü tam atlatamamış olan Ahmet Cemil, aldığı başka bir haberle ikinci hayalini de kaybeder. Arkadaşı Hüseyin Nazmi, Avrupa’da bir görev almıştır. Ahmet Cemil de arkadaşını tebrik etmeye gider. Hüseyin Nazmi’nin evine gidince, Hüseyin Nazmi, kız kardeşi Lamia’nın bir subayla nişanlandığını söylemiştir. Bu haber, Ahmet Cemil’in ikinci hayalinin de yıkımı anlamına gelir.
Romanın başında mavi hülyalar içinde geleceğe umutla bakan Ahmet Cemil, yaşadıklarından sonra, büyük bir karamsarlığa kapılır. Mavi hayallerin yerini siyah gerçekler almaya başlar. Ümitsizlik içinde yaşarken üçüncü hayali olan eserinin onu hayata bağlayıp bağlayamayacağını düşünür. Ancak bu eserin de kendine bir fayda getiremeyeceğine inanır.
Yıllardır yazdığı ve büyük hayaller beslediği eserini ocağa atıp yakarak üçüncü hayalini de yıkar. Eserin yakılmasıyla beraber Ahmet Cemil’in hayatında mavi adına hiçbir şey kalmamıştır.
Her şey siyahtır. Nitekim romanın sonunda, siyah bir gecede bir vapura binerek İstanbul’dan uzaklaşır. Uzak bir yerde aldığı kaymakamlık görevine gider.
Romanın Ana Fikri
Eserin tema için karamsarlık, ayrılık, aşk, pişmanlık diye tek bir şey söylemek mümkün değildir. Bunun içindir ki bunların hepsini içine alan kader belki de bu eserin teması olabilir.
Mai ve Siyah bize İstanbul’daki sanat ve edebiyat çevrelerini yansıtan başarılı romanlardan biridir. Romanın kahramanları olan A. Cemil’in basın ve yayın hayatının merkezi olan çevrelerle ilişkisi bize dönemindeki edebiyat ve kültür hareketlerini yansıtmıştır. Mai ve Siyah bu bakımdan Servet-i Funun edebiyat akımının romanı sayılır.
Romanın Hakkında Kişisel Görüş
Eser, dili ağır olduğu için pek anlaşılmamakta, devamlı dipnotlara bakma ihtiyacı hissedilmektedir. Buna rağmen olayların anlatılışı akıcı bir dille ifade edilmektedir. Hayat şartlarının zor olduğu bir dönemde yazılan eser, insanın maddi durumunun hayatını nasıl etkilediği açık bir şekilde ortaya konmuştur
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|