|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
PERDENİN ARKASI ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Yazarı: Ahmet Refik SEVENGİL
Ahmet refik Sevengil’in eserlerinden biri olan Perdenin Arkası adlı romanda evli bir çiftin aralarında geçen anlaşmazlıklar ve ihanetler yüzünden ayrılmaları konu edinilmiştir. Mutluluğu elde edebilmek için insanların saygı ve sevgi çerçevesinde bir yaşam sürmeleri ve ne olursa olsun hayata olumlu yönden bakmaları gerektiği ana fikri etrafında kurgulanmış olan romanda aile içi dram gözler önüne serilmiştir.
Romanın ana kahramanı Gülseren’dir. Gülseren genç, çok güzel, herkes tarafından saygı ile karşılanan ağırbaşlı bir kızdır. Anası, babası ölmüş hiçbir aile bağı kalmamıştır. Romanda Gülseren’in fiziki özellikleri üzerinde pek durulmamış ancak çok güzel bir kadın olduğu defalarca vurgulanmıştır. İstanbul’da hukuk tahsili yapmış, iş bulabilmek için Anadolu’ya gelmiştir. Önceleri küçük bir kasabanın şeker fabrikasında hukuk müşavir muavini olarak çalışmış, daha sonra adliye vekaletinde sulh hakimliğine geçmiştir. Gülseren kendini millete adayan, sosyal meseleleri ve memleket sorunlarını kendine dert edinen idealist bir hukukçudur.
Erdoğan Gülseren’in kocasıdır. İstanbul’da doğup büyümüş, tahsini İstanbul’da yapıp bitirmiştir. İnşaat mühendisidir. Paraya çok düşkündür. Yazar onun bu özelliğini şöyle ortaya koymuştur.
“Bu mesleği seçmesindeki tek sebep mühendislerin çok para kazandıklarına dair sağdan soldan işittiği şeylerdi. Mühendisliğin kendisine az zamanda ehemmiyetli bir servet kazandıracağını muhakkak sayıyordu.” (s. 9) Fiziki görünüşüyle Erdoğan kıvırcık sarı saçlı, mavi gözlü, pembe tenlidir. Kaşı, gözü, çehresinin çizgileri, teninin tazeliği, parıltılı saçlarıyla tam bir erkek güzelidir.
Romanda 3 ayrı çevre ele alınmıştır. Olaylar kronolojik olarak birinci çevrede başlar, üçüncü çevrede sona erer.
Birinci çevre İç Anadolu Bölgesinde küçük bir kasabadır. Kasabanın adı ve özellikleri hakkında herhangi bir bilgi verilmemiş sadece Anadolu kasabası diye söz edilmiştir. Bu çevrede ele alınan konu Gülseren’le Erdoğan’ın evliliğidir. Çift bu çevrede tanışmış ve evlenmişlerdir.
Roman Gülseren ile Erdoğan arasındaki bir tartışmanın anlatımıyla başlar. Erdoğan’ın meslekte tanınmış bir arkadaşı İstanbul’da yazıhane açmış ve Erdoğan’a ortaklık teklif etmiştir. Erdoğan bu teklifi kariyerinin yükselmesi için büyük bir fırsat bilmiş, eşine İstanbul’a gitmeleri gerektiğinden bahsetmiştir. Erdoğan İstanbul’a gidince çok zengin olacağını hayal etmektedir. Ancak Gülseren kendisini tamamiyle Anadolu insanına ve onların sosyal meselelerine adamıştır. Bu konuda Erdoğan’a verdiği yanıt şöyledir:
“Benim vazifem burada.... Benim, senin, hepimizin asıl içtimai ve milli vazifemiz burada, Anadolu’da, köylünün ve fakir halkın içinde çalışmaktır.” (s. 15)
Erdoğan için hayati önem taşıyan bir meseleye eşinin böyle cevap vermesi onu sinirlendirmiş ve aralarında kavga çıkmasına neden olmuştur. Sonunda kavga Erdoğan’ın lehine sonuçlanmış, kocası ile uğraşmaktan vazgeçip İstanbul’a gitmeyi kabul etmiştir. Adliye vekaletindeki görevinden de bir aylık izin almıştır. Ancak İstanbul’a gidince Erdoğan’an baba evinde kalmamayı da şart koşmuştur. Erdoğan bunu kabul etmiş ve baba evine yakın bir otel tutmuştur. Artık (bilgi yelpazesi. com) Erdoğan’ın sinirleri yatışmış, istediği neticeyi almanın memnuniyeti içinde eşiyle İstanbul’a doğru tren yolculuğuna başlamıştır. Trende Erdoğan eski bir mektep arkadaşıyla karşılaşır. İki arkadaş karşılıklı sohbet edip, hasret giderirken Gülseren yalnız kalır ve mazisini düşünmeye başlar. Ailesini, okul hayatını ve Erdoğan’la evlenmesini anımsar.
Gülseren mazisini anımsarken ilk aklına gelen ailesidir. Hiçbir zaman düzenli bir aile hayatına sahip olmamış. Annesi ve babası sürekli birbiriyle kavga ederlermiş. Aralarındaki geçimsizliği duyup görmemesi için evden uzaklaştırılarak gece yatısı mektebine verilmiş.
Gülseren daha sonra Anadolu kasabasına gelişini anımsar. Burada onu etkileyen en önemli kişi Ahmet Turgut’tur. Gülseren’in çalıştığı şeker fabrikasının müdürüdür. Gülseren onun kendisine gösterdiği saygı ve ilgiden ötürü ondan hoşlanmaya başlamıştır. Zamanla aşık olmuştur. Ancak Ahmet Turgut’un kendisini Erdoğanla evlendirmeye çalışması bütün hayallerini yıkar. Çünkü ona eş olmayı düşünmüş, onunla mesut bir yuva kurmayı hayal etmiştir. Gülseren Ahmet Turgut’tan umudunu kesince Erdoğan’ın evlilik teklifini kabul etmiştir. O sırada Erdoğan da Gülseren için yanıp tutuşur.
Gülseren daha sonra okul yıllarına döner. Okulunu ve arkadaşlarını çok sever. Çünkü ilgisiz bir aile ortamında yetişen Gülseren en büyük mutluluğu burada bulur. Hocalarını anımsar. Okulu ve hocaları onun üzerinde derin izler bırakmıştır. Bunlardan sonra üniversite yıllarını hatırlar. Bu yıllar ruhi bunalımlar içinde geçmiştir. Önce annesini sonra babasını bu dönemde kaybetmiştir.
|
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|