|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
ROMAN ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Yazarı: Falih Rıfkı Atay
Falih Rıfkının Örneğini bildiğimiz romanlarından çok farklı olan bu eseri o dönemin anlayışına göre zamanının eğlenceli bir hicvi olmak iddiasında olan bir romandır.
Falih Rıfkı bu eserinde kendisinin tür ortaya koyabilmek için giriştiği çabaları,başvurduğu yolları ve tatildeyken başından geçen olayları,tanıştığı kişileri,aldığı mektupları,gözlemlerini konu edinmiştir.
Sanatın en maddi en hor dava işlerinde neye yarar olduğunu görmedikçe sanatın himaye edilemeyeceği ana fikri ele alınmıştır. Ana kahramanı ise yazarın kendisidir.
Romanın Özeti
Bir hikaye yazmaya başlayan Falih Rıfkı Atay bu hikayeden sıkılarak bırakır. Gittiği yerde spor yapmaya karar verir. Fakat az bir zaman sonra sporun ona göre olmadığını ve yaşını düşünerek tekrar masa başına döner ve bir tür oluşturmayı düşünür.
Eskiden boş olduğu zamanlarda şiir yazmaya çalıştığını,bu yüzden kendini hüzünlerdirmeye çalıştığını,bunun çok zor olduğunu anlatır. Makale yazmayı düşünmediğini,nesirin ise onların neslin kafası boşaldığı vakitler uydurduğu bir edebiyat cinsi olduğunu söyler. öğretmenlik yaptığı yıllarda öğrencileriyle birlikte yaşadığı bir anıyı anlatır.
Latin alfabesinin iyiliklerinden birisinin Türk yazısını sırmadan,yaldızdan,yıldızdan ayıklaması olduğunu öne sürer.
Bir roman yazıp yazamayacağını,fakat romanın ne demek olduğunu,herkesin romanı bildiğini zannedip sorulduğunda anlatılamadığını söyler. Ve romanın tanımını bir kitaptan bulup okuyucuya sunar. Romanın esaslı şartlarını sıralar. Romanda ilk işin mevzu olduğunu,mevzununda akla ilk insan olarak kendini getirdiğini,bu yüzden bizdeki romancıların ilk eserlerini tercüme-i hal cüzdanına benzettiklerini söyler. ''Kendi ismimi ve tanıdıklarım ismini değiştirerek sergüzeştlerimi anlatırsam hoşunuza gider mi?'' diye sorar. Bir muharririn anlattığı bir olayı ele alır. Hatıraların söylemek istenen, itirafların ise söyleye bilinen kısım olduğunu ileri sürer.
|
Romanda mevzunun kendi olmayacağını,hayalinden bulmayı istediğini ve bunun kendini yazmaktan daha güç olacağını,hayalinin ise kıt ve kuru olduğunu dile getirir. Romanın müsvettelerini yazarken bir iki ahbap gelir. Rıfkı bey kendilerine niyetini söyler ve buraya kadar yazdıklarını gösterir. Bu kişilerden biri tarih kitaplarından esinlenebileceğini, birisi İstanbuldaki gazinolara gitmesini,Erenköy kulübüne uğramasını,uğrarsa mevzu bolluğu içinde kalemini kaybedeceğini anlatır. Fakat Falih bey İstanbul'un bir senede bir tek yeni bile vermeyeceğini savunmaktadır.
Eğer mevzusuz roman çeşidi olsaydı,kitabına ''roman'' kelimesinden sonra ''Yahut bugünkü cemiyete kuş bakışı '' deyip gelişi güzel bir edebiyat tutturabileceğini anlatır. Yanında bulunan kişilerin konuşmasını aktarır,gözlemlerini aktarır,eskiyle şimdiki insanların yaşam anlayışını kıyaslar. Sonra zihninde romana başlar. ''Nerede gençlerimizin aşkı ?''. Bugünkü gençliğin aşk sergüzeştlerini hayal bahçelerinden, romanlardan, çiçekli balkonlardan çekilip yatak odalarına girdiğini belirtir. Vücudun soyulduğunu hatta çıplaklığın standartlarının yapılacağını, ''Çıplakta ahlak yoktur. '' demek istemediğini,artık kadınların dışının değil içinin arandığını fakat onunda kimsede kalmadığını söylüyor. ''Başlangıcı nasıl buluyorsunuz dedikten sonra artık talebelerin yabancı tarih ve kültürlerini kendilerininkinden daha iyi bildiklerini bir hikayeyle ortaya koyar. Bunu yazdıktan sonra etrafındaki olaylar dikkatini çeker sonra not defterini kapatır ve kumsala iner.
Bir akşam iki gencin kumsaldaki aşk sergüzeştine tanık olur. Bu olay onun daha önce söylediği günümüz gençliğinin aşk anlayışına göre bir olaydır. Bunun iyi bir hikaye olabileceğini düşünür. Fakat vazgeçer.
Falih Bey romanının mevzusunu belirlemek için ''milliyet''gazetesi müdürlüğüne bir mektup gönderir. Bunun gazetelerinde yayınlanmasını rica ettiğini söyler. Bu mektubun gazetelerinde yayınlanmasını rica ettiğini söyler haber gelinceye kadar boştur.
Bir sabah semtin tellallarından biri eve gelir. Satılık köşkler olduğunu çok ucuz olduklarını söyler. Falih Bey bunu, gezmek için bir fırsat bilir ve tellalla gezmeye başlarlar. Bu zaman dilimi içerisinde karşılaştıkları kişilerin özelliklerini tellaldan dinler,köşklere bakarlar.
Zevk konusuna girer ve ''zevk nedir?''der. Eğer canlı olarak görmediyseniz Ahmet Haşim'le Yakup Kadri'yi arayınız tavsiyesinde bulunur. Ve Ahmet Haşim'le ilgili konuşur. Tellalla Erenköy vatan kulübünün bahçesine girerler. Burada bektaşiler toplanmıştır. Hakkı efendi adında bir şahıs demokrasiyle ilgili nutuk vermektedir. Nutuk sırasında Halit adında bir kişinin yazmış olduğu kağıt okunur. Gaziyi Bolşevikliğe alet ettiği söylenen Halit Efendi Erenköy vatan kulübü azalığından çıkarılır. Falih Bey burada geçen olayları anlatır ve aynı zamanda gözlemlerini yazar.. Haki adındaki bir bey İstanbul'da sık sık buluştuğu 4 kişiyi Falih Beye tanıtmak ister.
Bu kişiler Mehmet Ali, Avukat Şakir, Raşit, Muallim Kadri'dir. Mehmet Ali,kırk beş sularındadır. Tekerleme ile yaşar. Onun gıdası başkasıdır. Başkasının etini yer kemiğini kemirir. Onda fasallık yalnız sanatlaşmış değildir, geçim yolu da olur. Yalanına gülünür, doğrusuna inanılmaz,memleketi keyfi kadar sever, Raşit otuz beş yaşındadır başkasının adına (bilgi yelpazesi.net) iyi bir haber onu zayıflatır kötü haber onun et tutmasını sağlar. Mehmet Ali derki;-Raşit iyi kocaya varmış bir genç kızı bile kıskanır. Avukat Şakir vatanperverce kazanç palavrasını icat etmiştir. Kazanç, her yerde kupkuru,dümdüz, apaçık menfaattir. Ama Şakir 'de öyle değildir. Menfaatine dokunan adam, ipe gitmek için lazım gelen hükümleri giyer. Menfaat tenceresinin dip karasını göstermemek için, ondan vatanperverlik heyecan kalayını hiçbir gün eksik etmez.
Muallim Kadri, saf bir idealisttir. Aç kalır, haksızlığa uğrar, fakat şikayet etmez bir tiptir. Falih Bey bu kişilerin diyaloglarını aktarır. Bunu yaparken kendi düşüncelerini de aktarıp, eleştiri yapar. Milliyet gazetesine verilen ilandan sonra Falih Bey'e birçok mektup gelir. Yazar bu mektupları romanına olduğu gibi koyar. Bu hikayeler arasında tanıştığı kişilerin diyalogları devam etmektedir. Falih Bey bir ara rahatsızlanır. İyileştikten sonra kendini tartışmaların içinde bulur. Kulüp de olay çıkar. Halit’le onu kulüpten kovanlar karşı karşıya gelir ve Halit kendini kovanlara meydan okur. Bu olayların ertesi günü Halit'ten Falih Bey'e bir mektup gelir. Bu ağır bir mektuptur. Falih Bey'de buna karşılık verir.
Aslında romanın bu bölümünde Falih Bey dünya görüşünü belirtir. Romanı bitirecekken iki mektup daha gelir. İkisi de tanınmış dostlarının imzasını taşımaktadır. Bu mektuplar Falih Beyin romanını tenkit etmektedir. Bu kişilerden biri roman başlığı altında yazılan bu eserin roman mı,hikaye mi,makale mi,nerede yürüyor,nerede duruyor? Anlayamadığını dile getirir. acele etmeseydi güzel bir şeyler ortaya koyabileceğini söyler. Falih Bey bu mektuplara cevap veriyor ve gönderen kişileri yeriyor. Karagözle ilgili olan bir mektup geliyor.
Falih Bey Karagözle ilgili düşüncelerini,ona ne ifade ettiğini,geçmişte gördüğü rüyayı ve bir fıkrayı anlatır. İkinci mektubu yazan arkadaşa iş adamının nasıl olması gerektiği hakkında bilgi verir ve örneğini bildiğimiz roman değil,hiçbir örneğe uymayan benim romanım bile böyle bitmemeliydi der. Düşüncelerini aktaran cümleler yazar ve romanı bitirir.
|
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|