|
Eğitim Öğretim İle İlgili Tüm Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
SIRÇA KÖŞK KİTAP ÖZETİ
Kitap Yazarı:
Sabahattin Ali, 1907 yılında Eğridere, Bulgaristan'da doğdu. Eğitim hayatına Sofya'da başladı ve daha sonra İstanbul'a taşındı. Edebiyat dünyasına olan ilgisi, genç yaşlardan itibaren kendini gösterdi ve yazmaya başladı.
Sabahattin Ali'nin edebiyat kariyeri, özellikle hikâyeleri ve romanlarıyla tanınmıştır. İlk hikâyeleri 1933 yılında "Yeni Edebiyat" dergisinde yayımlandı. Bu dönemde yazdığı hikâyeleriyle dikkat çekti ve edebiyat çevrelerinde adını duyurdu.
1936 yılında "Değirmen" adlı ilk hikâye kitabını yayımladı. Bu kitap, Sabahattin Ali'nin hikâyecilik yeteneğini kanıtladı ve edebiyat dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Ardından "Sırça Köşk" (1947) ve "Kürk Mantolu Madonna" (1943) gibi önemli eserleriyle tanındı. Özellikle "Kürk Mantolu Madonna," Sabahattin Ali'nin en ünlü romanı olarak kabul edilir ve Türk edebiyatının önemli eserlerinden biridir.
Sabahattin Ali, eserlerinde toplumsal sorunları ve insan ilişkilerini işledi. Ayrıca sıkça insanın iç dünyasına ve duygusal zenginliğine odaklandı. Eserlerinde sade bir dil kullanması ve derin anlam yüklü cümleleriyle tanınır.
Ancak Sabahattin Ali'nin hayatı sadece edebiyatla sınırlı değildir. Aynı zamanda siyasî görüşleri nedeniyle de tanınır. Sol görüşlere sahip olan Sabahattin Ali, dönemin siyasî baskılarına maruz kaldı. 1948 yılında Sovyetler Birliği'ne kaçma girişiminde bulundu ve yakalandı. Bir süre cezaevinde tutulduktan sonra Türkiye'ye geri gönderildi.
Maalesef, Sabahattin Ali'nin hayatı trajik bir şekilde son buldu. 2 Nisan 1948’de henüz 41 yaşındayken aydınlatılamayan bir olay neticesinde öldü. Ölümü hâlâ bir sır olarak kabul edilir. Faili belli gibi görünse de işin arka plânında daha farklı olayların olduğu ileri sürülmektedir.
Sabahattin Ali'nin edebiyat dünyasına bıraktığı eserler, Türk edebiyatının önemli bir parçasıdır. Hikâyeleri ve romanları hâlâ okuyucuları etkilemeye devam etmektedir ve onun sanatı, Türk edebiyatının zengin mirasının ayrılmaz bir parçasıdır.
Kitap Konusu:
Uyanık üç arkadaşın, hayatını çalışmadan nasıl idame ettirdiğini anlatan eşsiz bir eser. Halkın sırtından geçinmeyi hayat felsefesi hâline getirmiş olan bu üç arkadaşın, sonunda hüsrana uğradığını gözler önüne sermektedir. Eser, 1947 yılında yayımlanmıştır. Üç arkadaş, şehirde bir “Sırça Köşk” yapılmasının zorunlu olduğuna halkı ikna ederler. İstekleri bununla da bitmez elbette. Halkın sırtından geçinmeye alışan bu üç kurnaz arkadaş, halkın neyi var neyi yoksa isterler. Bu durum, halkta bir süre sonra rahatsızlığa neden olur. Kendileri sefalet içindeyken onların bir eli yağda bir eli balda yaşamaları oldukça rahatsız edici bir durum oluşturmuştur. Halkın içinden çıkan birinin gösterdiği tepki, herkesin gözünün açılmasını sağlar. Bu şekilde “Sırça Köşk” belasından kurtulmuş olurlar. Halk, bu konudan gerekli dersi çıkarır ve bir daha hiç kimseye bu denli güvenilmeyeceğini ve
sınırsız yetki verilmeyeceğini anlarlar.
Bir işi olmayan, tembelliği ve rahat yaşamayı âdet edinmiş üç kişi bir şehre gelir. Şehirde “Sırça Köşk”ün yapılması gerektiğine dair söylentiler çıkarırlar. Bütün şehir, işi gücü bırakır ve bir “Sırça Köşk” yapmaya başlarlar. Üç arkadaş, Sırça Köşk’te yaşamaya başlarlar ve rahat yaşamanın tadına varınca tüm halkı köşkün gerekli olduğuna inandırırlar.
Zaman geçtikçe halkta rahatsızlık ve sıkıntılar başlar. Fakat köşkle ilgili kafalarında ne kadar soru varsa uygun bir şekilde yanıtlanır. Bir müddet sonra halkta onlara bakacak güç ve durum kalmamıştır. Bunun üzerine Sırça Köşk’te yaşayanlar, halktan zorla ve zorbaca yiyecek almaya, direnenleri de cezalandırmaya başlarlar. Hiç kimse karşı çıkmayı göze alamaz. Bunun nedeni, Sırça Köşk’ü hiçbir gücün yıkamayacağına inanmalarıdır.
Halkın elindekiler artık tükenme noktasına gelmiştir, Sırça Köşk’ten gelen bir emirle herkes elinde bulunan son koyunu da vermeye çağrılır. Halkın tamamı elindeki son koyunu verirken bunun yaratmış olduğu huzursuzluk da baş gösterir. Bunu anlayan Sırça Köşk sakinleri, koyunların kellerini halka dağıtır. Fakat koyun kellelerinde beyin, dil ve göz yoktur. Halk bunun sebebini sorunca; “Siz beyni pişiremezsiniz, dili yemeyi bilmezsiniz, göze ihtiyacınız yoktur” yanıtını alırlar. Halkın arasında bu cevaba öfkelenen birinin fırlattığı kelle, Sırça Köşk’te çarptığı yeri kırar. Halkın tamamı aynı şeyi yaptığında Sırça Köşk yerle bir olur. Şehir böylece bu beladan kurtulur. Halk, Sırça Köşk’ün enkazını çok çabuk temizler ve dünyada onsuz da yaşanabileceğini anlamış olurlar.
Kitap Ana Düşüncesi:
Zamanında yasaklanmış bir kitap olan “Sırça Köşk”; başkaldırıyı, hiç kimseye sınırsız yetki verilmemesi gerektiğini, insanların hakkı olanları başkalarının refahı için feda etmemesi gerektiğini okuyuculara bir mesaj olarak aktarmaktadır. Hayatta hiç kimseye sonsuz bir güven içinde olmamamız gerektiğini ve her daim sorgulamamızı öğütler. Hikâyede, aklımızı kiraya verdiğimiz takdirde sonuçlarının da ağır olacağını okurlara anlatmaktadır.
Kitap Karakterleri:
Hikâyenin kahramanları üç kurnaz arkadaş ve halktır. Olaylar onların etrafında gelişmektedir.
Olayların Geçtiği Yer ve Zaman:
Hikâyedeki olaylar, bilinmeyen bir şehirde geçmektedir. Yaşanan olayların zamanı da yine belirsizdir.
Olayların Geçtiği Sosyal Çevre:
Sosyal çevre olarak bilinçsiz bir halk ve onları kolayca kandırmayı başaran kişiler ön plâna çıkmaktadır. Tanımadıkları insanlara sonsuz güven duymaları, söylediklerini harfiyen yapmaları, halkın henüz belli bir bilinç düzeyine ulaşmadığını göstermektedir. Aynı zamanda bir kişinin tepkisinin ardından diğerlerinin de yanında durması “birlikten kuvvet doğar” atasözünü onaylamaktadır. Sonuç itibarıyla halkın yaşadığı aydınlanma ve bilinçlenme, onların kurtuluşu olmuştur.
Kitap Yorumu:
Masalımsı izler taşıyan bu öykü, bizlere uzun yıllar öncesinden seslenmektedir. Her ne kadar öykü, bize başka bir ülkeden söz ediyormuş gibi görünse de bulunduğu döneme ve geleceğe atıfta bulunmaktadır. Hikâye, yazarın geniş ufkunu ve keskin görüşünü yansıtmaktadır. Bu perspektiften bakıldığında öykü hem çok çekici hem de üzerinde hayli düşünmemiz gereken bir yapıdadır. Sabahattin Ali’nin okura vermek istediği mesaj: “Olaylar göründüğü gibi değildir; bunu anlamanın en iyi yolu, düşünmektir” görüşüdür. Akıl, insanın ve toplumların kurtarıcısıdır. Düşündükçe var olur insan. Aksi takdirde bir sürüden farkı kalmaz. Yazar; tabiri caizse güdülmek istemiyorsak düşünmeyi ve aklımızı çalıştırmayı hayatımızın merkezine koymalıyız, demektedir.
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
|
Yorumlar
....
9. **Yorum** >>>YORUM YAZ<<<
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm
->Yazan: Buse. Er
8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla
7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm
ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..
6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın
devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.
5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline
sağlık.
->Yazan: efe .
4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok
sagolun
->Yazan: rabia..
3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi
kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok
iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim
->Yazan: pınar..
2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum
özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..
1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim.
->Yazan: Hasan Öğüt.