|
eğitim öğretim ile ilgili belgeler > kitap özetleri > roman özetleri
YABAN ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Kitabın Yazarı: Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU
Kitabın Sayfa Sayısı: 214
Kitabın Konusu:Kurtuluş Savaşı Dönemi'nde cahil kalmış köy halkı ile bir Türk aydınının yaşadıkları
Kitabın Özeti:
Romanın kahramanı Ahmet Celal, I. Dünya Savaşı'na yedek subay olarak görev yaparken aldığı bir kurşun yarasıyla sağ kolunu kaybeder. Kurtuluş Savaşı gazisi olarak yapayalnızdır. İstanbul'un işgali üzerine hizmet eri Mehmet Ali'nin Porsuk çayı yöresindeki köyüne gider. Şehirden her gün gazete getirterek coşkuyla savaşı izler. Fırsat buldukça köylülere durumun önemini anlatır. Köylüler ağalarına bağlıdırlar. Onun yalan yanlış sözlerinin etkisiyle Ahmet Celal'i dinlemezler. O köyde umduğu yakınlığı bulamaz.
Köylülere göre Ahmet Celal bir "yaban"dır. Konuşması, tavırları, giyimi, düşünceleri, duyarlığıyla onların dünyalarının dışındadır. Kafasındaki, benliğindeki acılardan kurtulmak için buraya gelmiştir. Ama olaylar bunun olanaksız olduğunu gösterir. İlk günden beri köye uyum sağlamaya çalışır. Fakat nedenini bilmediği etkenlerden dolayı uyum sağlayamaz. Çünkü Ahmet Celal için her gün tıraş olmak, bu dağin başında sabah aksam diş fırçalamak, saç taramak ve geceleri kitap okumak bir tutkudur. Ahmet Celal ilk defa Türk köylüsüyle karşı karşıya gelmiştir. Yoksulluk, cahillik ve pislik içerisinde yüzen köylülerimizin yürekler acısı durumuyla adeta şoke olur.
|
Çıplak doğanın ortasındaki bu köyde herkes, çıkarcı Salih Ağa'nın buyruğu altındadır. O ne derse o olur. Yıllar yılı emek verdiği hizmet eri Mehmet Ali bile subayına değil, ağasına inanır. Mehmet Ali'nin annesi Zeynep Kadın ile kardeşi İsmail, Ahmet Celal'in (bilgi yelpazesi.com) bu köyde bulabildiği tek dostlarıdır. Ailenin reisi olan Zeynep Kadın, zor koşullarda bile bir meşe kütüğü kadar sağlamdır. İsmail yaşına göre daha çocuksu ve cüce görünüşlüdür.
Bütün bu olumsuz durumlara üzülen genç subay bunalım geçirir. Hava almak için çıktığı bir günde Emine ile karşılaşır, ona ilgi duyar. Elinde olmayarak Emine'ye aşık olur. Bu aşkını Donkişot ile Dulcine'ye benzetir.
Yaban bu köylü kızını takip ederken, İsmail’le karşılaşır. İsmail de Emine'nin peşindedir. İsmail o kızla görüştüğünü söyler. İsmail gün geçtikçe daha da huysuzlaşır evlenmek istediğini dile getirir. Ahmet Celal sonunda bu kızı halasından istemeye karar verir. Bunun için Bekir Çavuş'u gönderir. Bekir Çavuş haber alınca kendisine bildireceğini söyler. Emine ''Ben elin yabanına varmam!'' diye cevap verir. Bu sırada Yaban, Bekir Çavuş'a bu işten vazgeçtiğini, Emine konusunun kapanmasını ister. Fakat Emine'nin cevabını duyunca Yaban (Ahmet Celal) ruhsal olarak çöküş yaşar. Ahmet Celal gün geçtikçe daha da sessizleşir. İçine kapanır.
Köyde Mustafa Kemal'in açtığı Kurtuluş Savaşı'nı anlatmaya çalışan Ahmet Celal'e kimse inanmaz. Köy halkı başka anlayış içindedir. Her yıl köye gelen Şeyh Yusuf'un zehirli düşünceleri, köylünün inançları olur. Ahmet Celal, okumuş ile okumamış insanlar arasındaki o derin uçurumu tüm çıplaklığı ile yasar. Anadolu'nun yüzyıllar boyunca ihmal edilmişliğini anlar. Her gün olup bitenleri anı defterine yazar. Öte yandan, Yunanlılar köyleri yağmalar, ateşe verir, halka işkence ederler. Yunanlılar bir gün Ahmet Celal'in bulunduğu köye girerler. Köylüler kaçarak dereye gizlenirler.
Ahmet Celal ise her şeye karşın Türk askerlerinin geleceğine ve zaferin onlardan yana olacağına inanır. Düşman onları kolaylıkla bulur, yakalayıp köy meydanında öldürür. Ahmet Celal ile Emine de vardır aralarında. Genç subay, bir ara karışıklıktan yararlanarak Emine'nin elinden tutar, birlikte koşmaya başlarlar. Düşman ateş açar, ikisi de yaralanırlar. Zorlukla köyün mezarlığına ulaşırlar. Orada sabaha kadar beklerler. Ertesi gün yola çıkacaklardır fakat Emine ağır yaralı olduğu için yürüyecek halde değildir.
|
Ahmet Celal yazdığı anı defterini kızın eline sıkıştırır. Bilinmeyen bir geleceğe doğru umutsuzca yürür gider.
Sakarya Zaferi'nden sonra o bölge düşmandan kurtarılır. Düşman zulmünü araştırmak için köye gelen araştırma kurulu yıkıntılar, kömürleşmiş insan kemikleri arasında kenarları yanık, ortası yırtık bir defter bulur. Bu defter Ahmet Celal'in anılarını yazdığı ve son anda Emine'ye teslim ettiği defterdir.
Kitabın Ana Fikri, Ana Düşüncesi: Cahillikten kurtulamayan toplumlar er ya da geç kaybetmeye mahkumdur.
Kitabın Kişileri, Kahramanları:
Ahmet Celal: Kurtuluş Savaşı Gazisi, giyim kuşamı düzgün, temizliğine önem veren, savaşta sağ kolunu kaybetmiş, vatansever genç yedek subay
Salih Ağa: Cahil, otoriter, acımasız, zengin, kötü giyimli, kurnaz, köy ağası
Mehmet Ali: Ahmet Celal'in emir eri, sert mizaçlı, gittiği ortama göre şekil değiştiren bir kişi
Bekir Çavuş: Cahil, yeniliklere kapalı, zamanında askerlik yaparak çavuş olmuş kişi
Emine: Ahmet Celal'e yakınlık göstermesine karşın ailesinin zoruyla İsmail ile evlenmiş bir Türk kızı
Köydeki Diğer Kişiler: Zeynep Kadın, Emeti Kadın, Süleyman, Cennet, Şerif Çavuş, Köyün İmamı, İsmail, Şeyh Yusuf, Küçük Hasan
Yer: Eskişehir'in sınırları içinde Porsuk Çayı'na yakın bir köy
Zaman: 1. Dünya Savaşı ile Sakarya Zaferi arasında geçen yıllar
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|