|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
YALI ÇAPKINI ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ KONUSU ANA DÜŞÜNCESİ
Kitabın Yazarı: Bürhan Cahit MORKAYA
Kitabın Konusu: Sevmeden evlilik yapmanın getirebileceği aile içi sorunlar ve evlilik dışı ilişkilerin zararları
Kitap Özeti:
Olay, İstanbul’un Çubuklu mevkisinde başlar. O yıllarda sazlı sözlü eğlencelerle vakit geçer. Fazıl Azmi de bir gün bu sazlara gelir, orada iki hanımefendi görür, küçük olana vurulur. Akşamı zor eder ki gidip konuşabilsin. Daha sonra kızlarla konuşma fırsatı elde eder, kızlar aslında Fazıl Azmi’yi tanıyorlardır. Kızın adı Sabiha’dır. Fazıl Azmi’den o da hoşlanmıştır. Buluşmaya başlarlar, birbirlerini sürekli görmek arzusuyla yanarlar.
Kış mevsimi gelince Fazıl Azmigil, kışı geçirmek için Nişantaşındaki evlerine giderler. Mektuplaşacaklarına söz verirler, ayrılığın ilk günlerinde gayet rahat ve istekli olan Fazıl Azmi daha sonraları mektupların sıklığını azaltır, sayfa sayısını düşürür. Ancak Sabiha her zamanki gibi içten mektuplar yazar. Fazıl Azmi’nin bu hale düşmesinin en büyük sebebi de arkadaş çevresinin kötü oluşudur. Fazıl Azmi arkadaşlarının zoru ile eğlence merkezlerinden çıkmaz olur.
Necmiye Hanım, iki oğlunu da evlendirmek için iki kız kardeş bulur. Emri vaki yaparak oğullarını evlendirir. Necla çok saftır, Fazıl’ı elinde tutamaz. Fazıl Azmi Sabiha ile mektuplaşmaya devam eder. Yazlığa geri döndükleri vakit, Sabiha ile sık sık buluşurlar, bu durum memleketteki gençlerin hoşuna gitmez. Daha sonra Sabiha’yı bir doktor ister, bu durum karşısında sevgilisi Fazıl’ın tek laf etmemesi Sabiha için onur kırıcıdır. Sabiha evlenir ama mutlu olamaz. Zaten Sabiha’nın da evlenmesinin sebebi, Fazıl’dan intikam almak ve Fazıl’ı unutabilmektir. Sabiha’nın kocası çok kıskanç olmasına rağmen Sabiha’yı fazla sıkmamaktadır.
|
Sabiha evli olduğu halde, Fazıl ile buluşmaya devam eder, hem de Fazıl’ın ayarladığı bir Rum kadının evinde. Birkaç ay sonra doktor, harp dolayısıyla Diyarbakır’a gider, karısının incinmemesi için de onu İstanbul’da bırakır. Artık iyice hür olan Sabiha ile Fazıl, görüşmelere devam eder. Bu durum çevrenin ilgisini çeker. Kimileri işe namus gözüyle bakarken kimileri de Fazıl ve Sabiha’nın ilişkilerini çekemezler. Bu durumda, Doktor Sadi’ye, Sabiha ve Fazıl’ın ne işler çevirdiğini ballandıra ballandıra anlatan bir mektup yazarlar. Doktor ilk önce inanmaz, güvendiği bir dostuna mektup yazıp olayın doğru olup olmadığını bilmek ister. İstanbullu dostu olayın gerçek olduğunu yazan mektubu gönderince doktor intihar eder.
Bütün bu olanlara çevrenin baskısı ve suçluluk duygusu eklenince Sabiha artık eski kimliğini kaybeder. O Sabiha gitmiş, yerine durgun, sessiz bir Sabiha gelmiştir. Evden kolay kolay çıkmaz. Bir elinde kitap, ötekinde (bilgi yelpazesi. com) amonyak pencere kenarında gün boyu oturur. Fazıl, Sabiha’nın bu buhranlı günlerinde, onu yalnız bırakmaz. Çevrenin dedikoduları önce Fazıl’ı “katil” , sonra da Sabiha’yı “yuva yıkıcı” yapar. Çünkü Sabiha’nın Fazıl’ı karısından ayıracağını sanırlar; fakat dedikoducular, Sabiha’nın bu halini gördükçe şaşkına dönerler. Her geçen gün Sabiha biraz daha erir, biter. Tek yaptığı haftada bir Fazıl ile buluşmaktır.
Sabiha’nın kendini çok seven ailesi onun bu durumuna çok üzülür çünkü Sabiha, önceden hayatı daha şen, düzgün, daha renkli, daha çiçekli görmeğe alışmış; sevmek ve sevilmek, mesut olmak isteyen bir kızdır. Şimdiki bunalım hali ailesini çok etkilemiştir. Bu arada eskiden beri Sabiha’ya vurgun olan bahriye yüzbaşısı Sabiha’yı istetir. Kızlarının sıhhatini ve etrafın telakkisini düşünerek de Sabiha’nın ailesi bu işe olumlu bakar. Dadısı Fatma Kadını, Sabiha’ya bunu kabul ettirmek için araya sokarlar. Sonunda Sabiha kabul eder, tıpkı öncekinde olduğu gibi bu evlilikte de Fazıl Azmi bir şey söyleyemez.
Bu evlilik Sabiha’nın hayatını değiştirmez. Kocasına karşı çok ilgisiz davranır, hatta onu odasına bile almaz. Yüzbaşı onu dinlemek yerine, onu kendi isteklerini yapmaya zorlar.
Ne Fazıl ne de Sabiha evliliklerinden bir şey anlamazlar. Onlar, sadece birbirlerinin yanında mutluluğu aramaktadırlar. Yüzbaşı bu durumdan hiç hoşnut değildir. Fazıl’ı kıskanır, iyice şüphe duymaya başlar. Bir gün Fazıl ve Sabiha’yı takip eder, akşam kol kola yakalar. Fazıl ile kavga eder. Polis memuru olaya müdahale eder. Yüzbaşı rezalet çıkarıp bağırıp çağırır. Fazıl, zaten bunalımda olan Sabiha’yı oradan uzaklaştırır.
Yüzbaşı, intikam almak maksadıyla Fazıl ve Sabiha’yı mahkemeye verir. Bu son olaylardan sonra iyice gururu incinen ve bunalıma düşen Sabiha mahkemeye gelemez.
Çünkü o ölmüştür.
Kitabın Ana Düşüncesi: Evlilik dışı ilişkilerin sonu mutsuzluk olduğu için evlilik çok ciddiye alınmalı ve evlenecek kişiler arasındaki anlaşma durumları göz önünde bulundurulmalıdır.
Kitapla İlgili: Kitap 1930 yılında kaleme alınmıştır; fakat hadiseler cereyan etmeye 1911 yılında, yaz mevsiminde başlamıştır. Yaklaşık hadiselerin gelişmesi bir buçuk sene kadar sürmüştür.
Kitabın Kahramanları, Kişileri, Şahıs Kadrosu
Fazıl Azmi: Olayın baş kahramanları Fazıl Azmi ile Sabiha’dır. Olay Fazıl Azmi’nin ailesinden, Sabiha’ya ve Sabiha’nın ailesine kaymaya başlar. Roman boyunca Fazıl Azmi ile Sabiha buluşup görüşmeye devam ederler, sevgilerinde bir eksilme olmaz, onları tek ilgilendiren duydukları kuvvetli aşktır. Olayın erkek kahramanı Fazıl, romanın başından sonuna doğru oldukça fazla değişiklik göstermiştir. Roman başında çok çapkın, kızlara önem vermeyen, onları küçük gören, eğlenceden, fasıldan hoşlanan, gecesi gündüzüne karışmış bir tiptir.
Memur olan Fazıl Azmi varlıklı olmaları dolayısıyla kızların peşinde koştuğu bir gençtir. Romanın sonunda ise Sabiha’ya duyduğu derin aşk onu değiştirir. O artık durgunlaşmıştır. Tek istediği Sabiha’dır, onun iyiliğidir. Fazıl, ilk önceleri her gün onbeş kızla sohbet etmekte, hiçbirisiyle de ciddi bir ilişkiye girmeye razı olmamaktadır. O, kızların “evlilik” lafını etmesinden hiç hoşlanmaz. Kızlara birer maddi varlık gözüyle bakan Fazıl, çok ileri giderek evlilik yüzünden yaklaşmadığı (bilgi yelpazesi com) kızlara karşı duyduğu maddi istekleri, Sabiha’nın dul, genç ve güzel ablası için de düşünmekten geri kalmaz. Fakat bu kadar uçarı, çapkın olan Fazıl Azmi annesine karşı derin bir hürmet besler. Annesinin bulduğu kızla zorla evlenmesi onun ve Sabiha’nın hayatını karartan talihsiz bir olay olmuştur.
Romanda Fazıl Azmi’nin bir özelliği çok dikkat çekicidir. Fazıl, sevgilisinin evlenmesine her seferinde boyun eğip bir şey söylememektedir. Bu olay da Sabiha’yı deliye döndürüp, çok üzmüştür.
Fazıl, evlenmekten çok korkmuştur, belki de bir kadına bağlanmaktan veya yanlış bir seçim yapmaktan çekinmiştir. Fazıl, aşkın evlendikten sonra öleceğine inanmıştır.
Arkadaşları tarafından çok çabuk etkilenen kahramanımız konağa indikleri zaman İstanbul’un eğlence merkezlerinden çıkmaz olmuştur. Arkadaşları, onu kötü işlere sevk etmekte oldukça başarılıdırlar.
|
Sabiha: Romanımızın diğer başkahramanı Sabiha ise ilk önceleri oldukça neşeli, hayata sımsıkı bağlı, mutluluk peşinde koşan genç bir kızdır. Çok ama çok güzeldir. Çevresinde bir çok erkek dolaşmaktadır; fakat o gönlünü Fazıl Azmi’ye kaptırmıştır.
Sabiha sevdiği erkek için adeta kendini feda etmiştir; fakat aynı sadıklığı kocalarına gösterememiş, evli olduğu halde Fazıl Azmi ile buluşmaya devam etmiştir. Nitekim, ilk kocası intihar etmiş, 2. kocası da kıskançlık krizlerine girmiştir.
Sabiha oldukça gururlu bir kızdır. Fazıl Azmi evlendiği zaman feryat, figan etmemiş, kendine hakim olmuştur. Sabiha’nın sözleri çok iğneleyicidir. “Ne aptal kuşlar, değil mi? Bakınız dedi. Başlarını suya sokup balık arıyorlar” (S. 96) diyerek Fazıl’a iri iri taşlar atmış Fazıl Azmi’nin evlendiğini duyunca yazdığı mektupta “Kim bilir belki de kış, soğuklar sana bu ihtiyacı vaktinden evvel duyurdu.” (S. 86) diyerek Fazıl Azmiye hakaret etmiş, evliliği, bu şekilde maddi boyutuyla görmekle Fazıl’ı yargılayan Sabiha, ne kadar kibar bir şekilde ondan intikam almıştır.
Sabiha, evliliğin resmiyette değil, gözlerde ve kalpte olmasına inanmıştır, bu yönüyle Fazıl Azmi’nin sevgisini kazanmıştır.
Necmiye Hanım: Fazıl Azmi’nin annesi Necmiye Hanım ise oğullarının saadetini düşündüğü halde Fazıl Azmi’nin hayatını karartmıştır. Oğullarının hiç görmediği kızlara söz keserek ne büyük bir cahillik etmiştir. Onun tek istediği torunlarını kucağına alıp, hayatını öyle devam ettirmektir. Analık haklarını ve gözyaşlarını oğullarına karşı bir silah gibi kullanmıştır.
Kamil Azmi: Çok ahlâklı gibi görünse de aslında o da pek tekin değildir, o çapkınlıklarını şehir dışında yapar, sütten çıkmış ak kaşık gibi görünür, işinde ustadır, doğru ve mantıklıdır. Geleceğe ait plânlar yapar, yani Fazıl’a göre daha aklı başındadır.
Fazıl Azmi’nin İş Arkadaşları: Son derece ahlâksız eğlenceye düşkün kız peşinde koşan insanlardır. Fazıl Azmi’yi kaç kere kandırıp, akşam eğlence yerlerine götürmüşlerdir.
Sabiha’nın Ailesi: Kızlarını çok sever, onların üzülmesini istemezler, fakat bilmeyerek de olsa Sabiha’nın ölümüne sebep olurlar; çünkü Sabiha onların ısrarı yüzünden 2. evliliği yapmış ve bu da ölümle sonuçlanmıştır.
Necla: Necla evine bağlı, çok ahlâklı, Fazıl’ı seven bir kadındır. “çok genç, sevimli fakat o kadar tecrübesiz, o kadar saftır ki, Fazıl Azmi gibi ömrünün en canlı yıllarını yaşayan, çapkınlık aleminde nam salan bir genci zabt ve idare etmek için ne yapmak lazım geldiğini bile düşünemiyordu” (s. 8) Fazıl Azmi karısının bu özelliklerinden yeterince yararlanıp, Sabiha ile sık sık görüşmüştür.
Olayın Geçtiği Zaman: 1910'lu yıllar
Olayın Geçtiği Yer:
Olay, İstanbul ve Boğaziçi’ndeki köylerde geçmektedir. Sabiha yaz kış Boğaziçi’nde yalıda, Fazıl, kışın Nişantaşı’nda, yazın Boğaziçi’nde yalıda oturur. Bu yüzden Fazıl kışın İstanbul’un müzikli danslı eğlence yerlerine takılıp, Sabiha’ya daha az mektup yazar. Olaylar genellikle deniz kenarı, çimenlikle Rum kadının evi gibi tenha yerlerde cereyan etmiştir.
Olayın Geçtiği Sosyal Çevre:
Biz bu roman sayesinde 1910’lu yıllarda;
- Sevgililerin gizli gizli tenha yerlerde buluştuğunu,
- İnsanların sazlı, sözlü eğlence yerlerine gittiklerini,
- Kadın ve erkeklerin ayrı ayrı yerlerde eğlendiğini,
- Evlilik kurumunun çok önemli olduğunu,
- İnsanların birbirlerinin aleyhinde dedikodu yaptığını öğreniyoruz.
Kitapla İlgili Yorum: Kötü bir sonla biten “Yalı Çapkını” oldukça etkileyici ve sosyal, psikolojik yönü ağır basan bir aşk romanıdır. Roman III. kişi ağzından yazılmıştır. Yazarın üslubu oldukça akıcı dili zamanın şartlarına göre oldukça sadedir. Şu an anlamını bilmediğimiz birkaç kelime çıkması da aradan geçen yılların kaçınılmaz bir sonucudur.
|
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|