|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
YERALTINDA DÜNYA VAR ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Yazarı: Refik Halit Karay
Romanın Konusu:
Roman, bir adamın tanıştığı bir kızla ilişkili olarak zihninde tasarladığı bir aşk ilişkisine ve define arayışlarına dayanan olayları anlatmaktadır.
Romanın Ana Fikri:
İnsanlar yalnız kaldıklarında ya da psikolojik olarak kendilerini yalnız hissettiklerinde hayal güçlerinin mahsûllerine sığınırlar.
Romanın Özeti:
Eser,romanımızın kahramanı olan Nebil Bey’in odasında kendi başınayken içinde bulunduğu durumu tasvir eden geniş bir bölümle başlar. Nebil Bey yalnızdır; sıkıntıdadır. Üstelik baharın da gelmesi, ilkbahar yağmurlarının yağması, doğadaki canlılık onun içini daha da fazla karartmıştır. Çünkü o, yalnızdır. Nebil Bey’in yaşadığı çiftlik ona, sadece bir kez görebildiği büyük halasından miras kalmıştır. Daha önceleri amatör denizci olan Nebil Bey, böyle bir mirasın kendisine kalmasıyla denizciliği bırakarak Şam ile Lübnan arasında, Buka Ovası sınırları içinde Ferhan adlı kasabadaki bu çiftliğe yerleşir.
Burada yanında Davut Ağa, Nezilve Nevriyaz adlı üç tane yardımcısıyla yaşamaktadır ve çiftçilikle uğraşmaktadır. Fakat Nebil Bey’in bu insanlarla paylaşabileceği çok şey yoktur. Ayrıca kasabayla şehir arasındaki ulaşımın da zor olması sebebiyle Nebil Bey, genellikle odasında oturur ve kimseyle samimi olmazdı. Çiftlikteki diğer insanlardan ayrı ve gizli bir yaşam süren Nebil Bey, odasında kendi kendisiyle konuşur, hayaller kurardı. Onun bu davranışına hizmetkârları da anlam veremez, ondaki bu sırrı çözemezlerdi.
Yine böyle, sıkıntılarla ve yalnız geçen bir günün gecesinde kasabaya şiddetli yağmur yağmaktadır. Yolda asfalt olmadığı için araçlar çamurdan zorla sıyrılmaktadır. Yağmur tüm şiddetiyle yağarken araçlardan biri çamura saplanır ve içindekiler yardım istemeye başlar. Bu sırada Nebil Bey, henüz uyuyamamıştır ve yoldan gelen sesler üzerine Davut Ağayı da yanına alarak yardıma giderler. Arabanın içinde bir bayan, dört tane de erkek yolcu vardır. Davut Ağa, erkek yolcuları alarak çiftliğe döner. Nebil Bey ise, bayan yolcuyu ikna etmek için orada kalır.
Bir süre sonra kasını ikna eder fakat arlarında anlaşılamaz bir şekilde kıvılcımlaşma oluşmuştur. Kadın (Nihan), cazibesini kullanarak Nebil Bey’in kanına girer ve o geceyi yağmur altında arabada sevişerek geçirirler. Sabaha doğru Nebil Bey, çiftliğe döner ve Davut Ağaya sabahleyin yolcuları göndermesini tembih eder. Nitekim sabah olunca misafirler, çiftlikten giderler fakat Nihan gitmemiştir. Onun gitmemesini Nebil Bey istemiş, Davut Ağayı onu göndermemesi için tembih etmiştir. Sabahleyin Nihan’ın gitmediğini gören Nebil Bey, çok sevinir ve önceki gecenin etkisiyle kalbinde bir şeylerin kıpırdadığını hisseder; bunun için Nihan’ı bırakmaya niyetli değildir. Nihan’ı, yalnızlığına ve sıkıntılarına bir son gibi düşünür ve ona sığınmaya karar verir. Birlikte konuşurlar, Nihan da Nebil Bey’in asil görünümünden etkilenmiştir. Ve bir tatile gitmeye karar verirler.
|
Tatil plânlarına göre önce Beyrut’a gidip Nihan’ın eşyalarını otelden alacaklardır ve sonra Şam’a gideceklerdir. Plândaki gibi önce Beyrut’a giderler fakat Nihan, otelde Nebil Bey’den kaçar ve sır olur. Nebil Bey, bu birdenbire kayboluşa anlam veremez, çeşitli bahanelerle kendisini avutmaya çalışır ve bu sırada avukatı Haşim Bey ile karşılaşır.
Haşim Bey onu, çıkacakları bir geziye davet eder ve Nebil Bey de bu davete icabet eder. Bu gezide Madam Zaydun, Mösyö Zaydun, Rabia ve isimleri zikredilmeyen iki kişi daha vardır. Gezi her ne kadar eğlenceli olsa da Nebil Bey yine yalnızdır, içi sıkılmaktadır. Çünkü aklı Nihan’dadır; her yerde “kızıl saçlı, çilli ” bir kız olan Nihan’ı aramaktadır ve herkese onu sormaktadır. Aklı onun gidişindedir. Bu sırada Madam Zaydun, Nebil Bey’in asilliğinden, davranışlarından, konuşmalarından çok etkilenir ve bunu Nebil Bey’e hissettirir. Fakat Nebil Bey, onun bu hislerine karşılık vermez çünkü gönlü sadece bir kez beraber olduğu Nihan’dadır.
Nebil Bey Nihan’ı düşünürken esrarengiz bir şekilde Nebil Bey’e, Nihan tarafından yazılmış üç mektup ulaşır. Bu mektuplara göre Nihan da Nebil Bey’i unutamamıştır ve onu gezisinde takip etmektedir. Nebil Bey, mektuplarla avunurken bir gün Davut Ağa, Nebil Bey’i arayarak çiftliğe Nihan’ın geldiğini söyler. Bunun üzerine Nebil Bey çiftliğe döner. Nihan’a kavuşmanın mutluluğu ile ona neden kaçtığını sormaz; fakat Nihan’ın anlatacakları vardır.
Beraber geçirdikleri o gece Nihan, bir defineden bahseder. Defineye ulaşmak için gerekli olan parola çiftliğin sınırları içindeki kümbetin taşları arasında yıllardır saklanmaktadır. Böyle bir defineden ve parolanın yerinden sadece üç kişinin haberi vardır. Nihan haricinde Alman ve Ermeni olmak üzere iki kişi daha bu definin ortağıdır. 2160 kilo altınlık bu definenin sırrını Nihan’a büyük dedesi vermiştir ve o, şimdi bu definenin peşindedir.
Definenin diğer ortakları ise, Nihan’ın peşindedir. Nihan, peşindekilerden kaçmaktadır ve definenin tek sahibi olmak için elini çabuk tutar ve Nebil’den yardım ister. Defineyi bulup ömür boyu firar olmak isterler. Nebil Bey, duyduklarına inanamaz ve bunları Davut Ağaya da anlatarak çiftliğe güvenlik tedbirleri almasını ister.
Ertesi sabah ilk iş olarak, kümbete araştırma yapmaya inerler. Nebil Bey, yuvarlak bir taşın altında çelik bir kutu bulur ve hemen oracıkta kutuyu saklar. Başlangıçta, kutuyu bulduğunu kimseye söylemeyip defineye tek başına ulaşmak ister fakat paroladaki şifreyi çözemeyince mecburen Nihan’a kutuyu gösterir. Nihan, bu durumdan haberdardır ve Nebil Bey’e kırılır. Nihan şifreyi çözer.
Parola: “Yer altında dünya var”, “428” dir. Ertesi gün definenin peşine düşmeye karar verirler fakat ertesi gün uyandıklarında çiftlikte Nihan’ı bulamazlar; Nihan yine kaçmıştır. Nebil Bey, bu sefer de yıkılır; onun gidişini paraya olan düşkünlüğüne bağlar ve kullanıldığını hisseder. Sürekli olarak, Nihan’ın, diğer iki ortakla işbirliği içinde olduğunu kendisinin sadece kümbetteki parolaya ulaşmak için bu işe dahil edildiğini düşünür: günlerce odasından çıkmaz parolayı ve defineyi sayıklar. Onu görmek için gelen Haşim Bey, onun bu halini hiç beğenmez.
Nebil Bey ona, Nihan ile yaşadığı aşk ilişkisinden, çiftlikte geçirdikleri günlerden, defineden bahseder. Haşim Bey, onun bu anlattıklarına anlam veremez bunun üzerine Nebil Bey, hizmetçilerinin de anlattıklarının şahidi olduklarını, kendisini tasdik etmelerini söyler faka hizmetçileri de ne Nihan diye bir kızı tanırlar, tarifteki gibi kızıl saçlı, çilli bir kıza rastlamamışlardır; ne de böyle bir defineden haberleri vardır.
Anlattıklarının doğruluğuna kimseyi inandıramayan Nebil Bey, çaresiz kalmıştır ve Haşim Bey’in hastaneye yatırma fikrine karşı çıkamaz. Yedi hafta hastanede yarı uyanık bir halde yattıktan sonra Nebil Bey, hastaneden kaçar ve Nesibe Hanımın evine sığınır. Nesibe hanımın Nebil Bey’e karşı zaafları vardır. Nebil Bey, hâlâ Nihan’ı sevdiği halde (bilgi yelpazesi.net) bu zaafları kullanır ve defineden ona da bahseder. Nebil Bey, Nesibe Hanımı defineyi aramak konusunda ikna eder fakat Nesibe Hanım, onun hastaneden kaçtığını duyunca ve tutarsız davranışlarını görünce onu tekrardan doktorların eline teslim eder. Nebil Bey, bir ay daha hastanede tedavi görür ve hastaneden çıktığında sonbahardır; kendini çok iyi hisseder, aklındaki bulanıklık gitmiştir; zihni berraktır.
Artık Nebil Bey, yağmurlu bir geceden sonra Nihan diye adlandırdığı kızıl saçlı, çilli bir kız ile yaşadığını sandığı her şeyin hayali olduğunu; kızın, o yağmurlu gecede arabada seviştikten sonra sabahleyin gittiğini ve böyle bir definenin de olmadığını idrak etmiştir. Fakat kızıl saçlı, çilli olarak hafızasında kalan bir kızı sever ve bir gün kesinlikle geleceğinden, kızın da kendisini sevdiğinden emindir.
Roman sonunda Nebil Bey, gerçek hayata döner. Roman aslında şöyle oluşmuştur: Roman bittiğinde mevsimlerden sonbahar değil; ilkbahardır. Halen ilkbahar yağmurları yağmaktadır. Başlangıçtan beri hakiki bir olay diye izlenilen bu macera, yağmurlu bir gece otomobilde tanışıp sevişilen kadın dışında her şey tümüyle hayaldir. Kadın çiftlikten gittikten sonra canı sıkılan Nebil Bey, Davut Ağayı da karşısına alarak böyle bir roman yazmaya karar verir.
Roman bir hafta da yazarlar. Kadı gideli bir hafta olmuştur. Fakat gerçekte de Nebil Bey, bu kadını özlemektedir. Nebil Bey ile Davut Ağa romanın sonunun ilginç olması gerektiğini konuştukları sırada çiftliğin kapı sesi duyulur kapıyı açtıklarında, “Ravda”nın geldiği görülür ve roman böylece son bulur.
Sonuç Ve Değerlendirme:
Bu bölümde öncelikle romanın analizine ilişkin değinmek istediğim bazı noktaları ifade etmek istiyorum:
Roman 250 sayfadan ve 6 bölümden teşekkül etmiştir. Her ne kadar romandaki sayfa ve bölüm sayısı fazla olsa da romanda tek bir olay vardır. Buna bağlı olarak da romandaki kahramanların, mekanın, zamanın sınırı çok geniş değildir.
Romanda temel olarak belli başlı özellikleri belirtilmiş dardan genişe doğru açılan 2 mekan; kozmik ve fictif olmak üzere 2 zaman; kahramanın çiftlikteki çevresi ve arkadaş çevresi olmak üzere şahıslar dünyası oluşturulmuştur. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, romanın analizini yaparken incelediğimiz, “romandaki mekan, zaman, şahıslar” gibi unsurlar kolayca ortaya konabilmektedir. Nitekim yazar, okuyucuya bu unsurlara ilişkin ayrıntılı bilgiler vermemiştir.
Romanın analizine ilişkin değinmek istediğim bir başka nokta da: Yazar olayları dış görünüşleri ile vermiş, bu olayların insanların ruhları üzerindeki tepkilerini çözümleme yoluna gitmemiştir. Olayların anlatımına tasvirlerle geniş yer veren yazar, şahısların bu olaylara karşı olan düşüncelerini incelememiştir. Bu da bizim, şahısların karakterleri hakkında daha geniş bilgi sahibi olmamızı zorlaştırmıştır.
|
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|