|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Kitap Özetleri > Roman Özetleri
ZEYNO’NUN OĞLU ÖZET KİTAP ÖZETİ ROMAN ÖZETİ
Yazarı: Halide Edip Adıvar
Basım Yeri: İstanbul
Halide Edip Adıvar’ın Zeyno’nun Oğlu adlı romanının konusu, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Doğu Anadolu’da hazırlanmakta olan bir Kürt isyanının hemen öncesinde geçen olaylardır. Eser,Halide Edip Adıvar’ın Kalp Ağrısı adlı romanının devamıdır. ”Hiçbir engel millî birlik ve beraberliğimizi sarsamaz. ” ana fikrini taşıyan roman on dört bölümden oluşmaktadır. “Batılı olmak, batıyı şeklen taklit etmek değildir”de romanın yardımcı fikridir.
Miralay Muhsin Diyarbakır’da görev yapmaktadır. Karısı Zeyno ise İstanbul’dadır. Miralay Muhsin,İstanbul’da bulunan yardımcısı Binbaşı Hasan’a gönderdiği bir telgrafla,onun,Diyarbakır’a gelecek olan karısı Zeyno’ya refakat etmesini ister. Binbaşı Hasan, Zeyno’nun eski sevgilisidir. Zeyno’nun babası Asım Bey bir doktordur.
Onun hastalarından olan Mesture Hanım ve kızı Mazlume de Diyarbakır’a gidecektir. Mesture Hanım’ın kocası Mazlum Bey Diyarbakır’da kaymakamdır. Dr. Asım Bey vasıtasıyla Mesture Hanım ve Mazlume'nin de Zeyno ve Binbaşı Hasan’la beraber yolculuk yapmaları kararlaştırılır. Nisan ayının on beşinci günü trenle Diyarbakır’a hareket edilir. Romanın dördüncü bölümüne kadar anlatılan bu olaylardan sonra üç bölüm boyunca Kürt Zeyno, Haso Çavuş(Ramazan), Haso Çocuk, Perihan Nine…… ve onların başından geçen olaylar anlatılmaktadır.
Diyarbakır’da görev yapan Miralay Muhsin’in karargâhının yanındaki konakta olup bitenler Muhsin Bey’in dikkatini çeker. Konaktan sürekli kavga eden insanların sesleri gelmektedir. Kavga sesleri arasında Haso Çocuk ismi hep beddualarla anılmaktadır.
|
Muhsin Bey bu konaktakiler hakkında bilgi toplatır ve romanın bu kısmında konakta yaşayanların serüvenleri anlatılmaya başlanır: “Tam on sene evvel, Haso’nun annesi, yine bu karargâhın sokağında,küçük bir yer odasında oturuyor ve karargâhta çalışıyordu. Olgun ve renkli güzelliğiyle zabitan (zabitler) arasında o zaman “Kürt Şeftalisi” adını alan bu genç kız,karargâhtan cinayetle neticelenmesi muhtemel acı bir vak’a sebebiyle çıkarılmıştı.
Kumandanın yaveri genç Yüzbaşı’yı kıskançlık yüzünden öldürmeye teşebbüs eden nişanlısı Selman yakalanmış; karargâh çavuşlarından ve kendi teyzezadesi Haso Çavuş kaçmış ve kız da annesinin yanına,yer odasına dönmüştü. İptidaî kadınların ateşîn mizacıyla kalp rabıtasına (bağına) halâs (kurtuluş) istemeyen, bir esir zevkiyle,ısrarıyla bağlanan Zeyno,bir gün, Selman’nın yahut Haso’nun kendisini öldürmeleri tehlikesinden ziyade, genç yaveri düşünüyor,ondan ayrılmanın ıstırabıyla yanıyordu. Yaver Hasan Bey’e düşkünlüğünün başka ciddî bir sebebi daha vardı.
Hadisenin cereyan ettiği zaman Zeyno, Hasan’dan gebe idi ve bunu söylemek için bütün cesaretini toplamış, Hasan’ın odasına gitmiş, fakat söylemeye cesaret edememişti. Hasan, onun için, ölünceye kadar ayaklarının altında yaşanır, fevkalbeşer (insanüstü) bir erkekti. Ondan kendisi için bir şey istemek,zihninden bile geçmemişti. Fakat karnındaki çocuk da bu fevkalbeşer insanın bir parçasıydı. Onu Kürt Zeyno'nun zavallı,sefil muhitine bırakıp gidebileceğini hiç düşünmüyordu. Bir cesaret edip söylese,mutlak bir şey yapacaktı. Annesi bu hadiseden sonra iki gün kapıyı kilitlemiş,korku içinde yaşamıştı. Bir annesinin elinden kurtulup kaçsa, yine bir çaresini bulacak,Hasan’ı görecekti. ”(s. 60-61)
Kürt Zeyno'nun teyzesinin oğlu Haso Çavuş bu olaylardan sonra ismini Ramazan olarak değiştirmiştir. Ramazan’ın Kürt Zeyno'da gözü vardır ve Selman’ın hapiste yatmasını fırsat bilerek, Kürt Zeyno ve Kürt Zeyno'nun annesi Perihan Nine’yi de yanına alarak gizlice K… Köyü’ne yerleşir. Ramazan ve Kürt Zeyno K… Köyü’nde evlenirler. Bu evliliğin on ikinci günü Ramazan yakalanma korkusuyla K… Köyü’nden kaçar, Erzurum'a gider. Ruslar Erzurum'u işgal ettiği sırada Ramazan esir düşer ve uzunca bir süre kendisinden haber alınamaz. Ramazan’la evlendiği zaman hamile olan Kürt Zeyno çocuğunu doğurur. Kürt Zeyno'nun oğlu Haso Çocuk’un tasviri romanda şöyle yapılmaktadır: “En güzel bir Kürt kadınıyla yakışıklı bir Türk erkeğinin en güzel yerlerini bu çocukta toplayan tabiî ıstıfanın (seçkinliğin) en muzaffer numunesi olan Haso Çocuk,Zeyno'nun hayatına, Allah'ın erişilmez bir inayeti,bir lütfu olarak girmişti. ”(s. 75-76)Perihan Nine ve Zeyno K… Köyü’nde Haso Çocuk’la beraber yeni bir hayata başlarlar. 1920 senesinde ve Haso Çocuk beş yaşındayken Ramazan’ın köye döneceği haberi gelir.
Ramazan K… Köyü’ne döner. Ancak Haso Çocuk’u görür görmez bu çocuğun kendisinden olmadığını anlar: ”Ramazan,çocuğun gözlerinin içine bakarken, kendi kendine soruyordu: ”Ramazan’ın oğlu bu mu?Evet henüz varlığından haberdâr olduğu çocuk bu muydu? Uzun kıvırcık kirpikleri arasından vazıh (açık) ve şiddetli bir tecessüsle,cesaretle bakan iki bal renginde göz! Ramazanın oğlu bu mu? Ramazan bilhassa bu gözleri yadırgadı…….. Bu gözleri nerede görmüştü?(s. 84)
O günden sonra Ramazan Kürt Zeyno ve Haso Çocuk’a hayatı zindan eder. Diyarbakır’dan K… Köyü’ne haberler getiren Muharrem isimli bir köylü K… Köyü’nün kahvesinde Selman isminde birinden bahseder. Selman, geçmişte bir suç işledikten sonra Kuva-yı Milliye’ye katılmış, daha sonra da Diyarbakır'a eski nişanlısını aramak için geri dönmüştür. Ramazan bu haberlerden sonra Selman’ın kendisini bulup öldüreceğini düşünerek korku içinde yaşamaya başlar. K… Köyü’nden Ramazan’ın ortağı Şaban da anlatılanların Ramazan, Kürt Zeyno ve Perihan Nine’nin hikâyesiyle olan paralelliğini fark eder ve bahsi geçen Selman’ın nişanlısının Ramazan’ın karısı Kürt Zeyno olabileceğini düşünmeye başlar: ”Şaban, kadınların köye aynı tarihte Ramazan’la geldiklerini birdenbire hatırlıyordu. Acaba Haso Çavuş, bu Ramazan mıydı?Çocuğa husumeti de tabiî olmaktan fazla idi………Şaban kadınların Ramazan’dan nasıl korktuklarını,çocuğa karşı olan zulmüne nasıl sessiz,hatta kabahatli bir tavırla baş eğdiklerini birer birer zihninden geçiriyordu. ”(s. 99)
Ramazan’ın işkenceleri Haso Çocuk ve Kürt Zeyno için hayatı çekilmez bir hale getirmiştir. Şaban, Haso Çocuk’u çok sevmektedir ve Ramazan’ın yaptıklarından bir parça olsun kurtarmak için Haso Çocuk’u işçi olarak yanına alır. Haso Çocuk Şaban’ın yanında yaşından beklenmeyen zor işlerin üstesinden gelir. Şaban’ın hayvanlarının bakımını yapar,onlarla âdeta dost olur. Haso Çocuk, Şaban’ın yanında çok iyi bir binici olarak yetişir. Bu sırada Diyarbakır’da bir at yarışı düzenlenir ve Haso Çocuk da bu yarışa katılır. Yarışta M… isminde bir Kürt Şeyhi’nin de atı vardır.
Haso Çocuk birçok güçlü rakibin arasından birinci gelir. Şeyh M… Haso Çocuk’un binicilikteki bu yeteneğini fark ederek K… Köyü’ne adamlarını gönderir ve çocuğu yanına aldırır. Şeyh’in Diyarbakır’da bir konağı vardır. Şeyh M…, Haso Çocuk’un beynini yıkamayı plânlamaktadır.. Ona dinî bilgileri öğretmekle beraber asılsız iddialarla Haso Çocuk’u, (bilgi yelpazesi.net) yaptığı plânların bir parçası yapmak istemektedir. Şeyh M… Diyarbakır’daki konağından bir süreliğine ayrılacaktır ve Ramazan’ın karısı ve kaynanasıyla birlikte bu konakta bekçilik görevi yaparak oturmalarını ister. Ramazan da Selman’ın Diyarbakır’da olmadığından emin olunca bu teklifi kabul edip Şeyh M…’nin konağına yerleşir.
Romanın sekizinci bölümünden itibaren İstanbul’dan gelenlerle,Diyarbakır’da bulunanların yolları kesişiyor ve anlatılan olaylar da bu doğrultuda gerçekleşiyor.
Zeyno,Binbaşı Hasan,Mesture Hanım ve Mazlume Diyarbakır’a varırlar. Mesture Hanım, gösteriş meraklısı,asrîlik budalası bir kadındır. Diyarbakır’da balolar,içkili eğlenceler düzenleyerek kendince orada bulunan insanları batılılaştırıp asrîleştirecektir.
Muhsin Bey, karısı da gelince bir ev kiralamak ister. Karargâhın hemen yanındaki Şeyh M… ‘nin konağını kiralar; ancak Şeyh M…’nin bir şartı vardır;Ramazan ve ailesi konağın iki odasında oturmaya devam edeceklerdir. Muhsin Bey bu şartı kabul eder. Bunun üzerine konakta Muhsin Bey,karısı Zeyno,Ramazan ve onun ailesi bir arada yaşamaya başlarlar.
Mesture Hanım Muhsin Bey’le ahbap olur ve Diyarbakır’ı asrîleştirme yolunda yaptığı toplantıları,baloları Muhsin Bey’in evinde yapmaya başlar. “Şeyh M…’nin vaktiyle namaz kıldırdığı kavuklu,rengârenk cemaate mukabil,şimdi hatta gündüzleri dekolte giyen,hele gece toplanırlarsa erkeklerin frank bile giydiği bir cemaat hâsıl olmuştu. ”(s. 176)
İstanbullu Zeyno konakta Haso Çocuk ve Kürt Zeyno ile ilgilenmeye başlar. Haso Çocuk düzgün kişiliği sayesinde kendini herkese sevdirmiştir. Bir süre sonra Ramazan Haso Çocuk’u da yanına alarak Şeyh M… ‘nin yanına gider. Şeyh M…. bu süre içinde Haso Çocuk’la özel olarak ilgilenir. “Evvelâ Şeyh,Haso’nun zekâsına yaşlı müritlerden fazla ehemmiyet verir bir tavırla, yalnız kaldıkları zaman,-çocuğun pek anlamadığı,fakat ahenginden,,heyecanından müteessir olduğu- uzun uzun dinî musahabeler yapmıştı.
Çocuk, “Allah”diye tapılan,onun uğrunda her nevi meşakkate,mücahedeye (mücadeleye) sevinerek girişilen bir kudret sezmişti. Eğer Şeyh’in dinî telkinleri burada kalsaydı, çocuğun dimağı o kadar karışmayacaktı. Bu din duyguları yanında Şeyh, bir de milliyet duygusu sokmaya kalkışmış, ona Kürtlerin Allah’ın kulları ve Türkler’in Allah’ın ceza edeceği mahlûkat olduğunu anlatmak istemişti. “(s. 189-190)
Haso Çocuk Diyarbakır’daki konağa geri döner. Kısa zaman içinde İstanbullu Zeynoy’la âdeta arkadaş olmuştur. Öyle ki bir zaman sonra İstanbullu Zeyno Haso Çocuk’u evlatlık almak ister. İstanbullu Zeyno Haso Çocuk’u o sıralarda aralarında bir şeyler olan Mazlume ve Binbaşı Hasan’la tanıştırır. Bu sırada Haso Çocuk ve Binbaşı Hasan arasındaki büyük benzerlik Mazlume ve Zeyno’nun dikkatini çeker. Binbaşı Hasan’ın bu benzerlik üzerine kafası karışır,çünkü yıllar önce beraber olduğu “Kürt Şeftalisi” lakaplı kızın konakta gördüğü kadın olup olmadığını düşünmeye başlamıştır.
Romanın onuncu bölümü, İstanbullu Zeyno’nun Diyarbakır’dan, İstanbul’da bulunan babası Asım Bey’e yazdığı mektuptan oluşmaktadır. İstanbullu Zeyno mektubunda eski nişanlısı Dr. Saffet’in Diyarbakır’a gelişini, Mazlume’den hoşlandığını anlatır. Dr. Saffet aynı zamanda Asım Bey’in de talebesidir. Saffet yaşına göre ileri fikirli,batılılaşmayı olması gerektiği gibi anlayan aydın bir gençtir.
Batı medeniyeti hakkında düşündüklerini her ortamda savunmaktadır. Zeyno mektubunda Saffet’in bu konuşmalarına da yer verir. ”Bana da Garp medeniyetinin temeline garplılar dinamit koymuşlar gibi geliyor. Bilhassa,umumî uykuyu yapan maddî felsefe, medeniyeti sırf iktisadiyat,fen ve makine tarafından gören zihniyet, ruhî,maneviyeti olmayan akıl! “(s. 267)
On birinci bölümün başlığı “Fırtınadan Evvel” dir ve gelişen olaylar da başlığı doğrular niteliktedir. Kürt Zeyno, konağa girip çıkan ve Haso Çocuk’un sürekli bahsettiği Binbaşı Hasan’ı İstanbullu Zeyno’ya sorar. Tahmin ettiği gibi Binbaşı Hasan on yıl evvel beraber olduğu asker ve çocuğunun babasıdır.
Haso Çocuk’un zekâsı Binbaşı Hasan’ı çok etkilemiştir ve zihnindeki şüphe zamanla yerini Haso Çocuk’a karşı büyük bir sevgi ve merhamete bırakmıştır. Haso’nun küçüklüğünden beri bir “Harem İskelesi” hayali vardır. Haso, annesini Ramazan’ın zulmünden kurtaracak ve onu yanına alıp İstanbul’a gidecektir. Binbaşı Hasan’a bu hayalinden bahsettiği zaman Binbaşı Hasan Harem İskelesi’nin bir resmini yapıp ona verir. ”Resmi çocuğa uzatırken Hasan’ın gözü kağıdın arkasına ilişti. Yarı ciddî, yarı müstehzi:
-Bizim müşterek tablonun arkası esrarı askeriyeyi (askerî sırları) havi (içeriyor) azizim Saffet,dedi. Saffet, Hasan’ın omzunun üzerinden manasız bir haritaya benzeyen çizgilere bakarken Haso Çocuk sordu: -Esrarı askeriye ne demek Paşam? -Yavrum, bu çizgiler şayet şehri Kürtler basarsa hücum taburunun tutacağı sokaklar. ”(s. 289)
Yaşananlardan sonra Haso Çocuk konağın avlusunda bu resmin bir örneğini çıkarmaya çalışırken Şeyh’in yanından dönen Ramazan’ı karşısında bulur, Ramazan Şeyh’in hizmetinde çalışmaktadır. Haso Çocuk şaşkınlıktan elindeki kağıtları yere düşürür.
Ramazan çocuğun telaş etmesinden şüphelenerek kağıtları ondan önce alır. Binbaşı Hasan’la Haso Çocuk’un samimiyetinden haberdar olan Ramazan yıllar önce Kürt Zeyno’nun başından geçenleri Haso Çocuk’a kaba bir dille anlatır. Haso Çocuk perişan olmuştur. Konaktan ayrılıp K… Köyü’ne gider, ertesi gün Şaban’la birlikte konağa döner. Bu olaylardan sonra Şeyh’in adamlarından Bayram Ağa konağa gelir ve Haso Çocuk’u tekrar Şeyh’in yanına götürür.
Binbaşı Hasan ve İstanbullu Zeyno Haso’nun gidişinden çok etkilenirler. Binbaşı Hasan içindeki şüpheleri İstanbullu Zeyno’ya anlatır ve ondan yardım ister. Zeyno da işin aslını öğreneceğine dair ona söz verir.
Mesture Hanım bu kez kostümlü bir dans partisi düzenlemeye girişir. Bunun için bir komite bile kurar. Komitede yapılacak parti hakkında kararlar alınır.
Şeyh, Haso Çocuk’u etkilemeye çalışmaktadır. ”Şeyh, bugünlerde ihtilâl ve imhanın bir peygamberi gibi hazırlamakta olduğu fırtınanın hummasını Haso’nun damarlarına aşılamaya çalışıyordu. ”(s. 306) Şeyh’in yapacaklarının en başında Binbaşı Hasan’ın öldürülmesi vardır ve plân, Haso’nun vereceği bilgiler doğrultusunda yapılacaktır.
Aralığın on beşinci gecesi plânlanan kıyafet balosu Muhsin Bey’in evinde yapılır. Gece devam ederken Muhsin Bey aldığı bir ihbar telefonuyla telaşlanarak karargâhına döner. Karısı Zeyno’ya da konuklara belli etmeden baloyu bitirmesini,Binbaşı Hasan’ın ve diğer birkaç askerinin de karargâha dönmelerini bildiren bir not bırakır. Balo gecesi konuklar konağı terk ettikten sonra Kürt Zeyno çaresizlik içinde başından geçenleri,Ramazan’ın konağa gelip Haso’yu tehdit etmesini,Binbaşı Hasan’ın hayatının tehlikede olduğunu İstanbullu Zeyno’ya haber verir.
İstanbullu Zeyno da muhtemel Binbaşı Hasan suikastini Muhsin Bey’e bildirir. Bu olaylar yaşanırken Mazlume de genç zabitlerden Ali Nuri Bey’le flört etmektedir. Saffet Mazlume’ye âşıktır fakat bunu belli edemez. Mazlume de aynı hisleri taşımasına rağmen diğer erkeklerle gezip tozar. Balo gecesi Mazlume ve Ali Nuri Bey’i bir odada samimi bir şekilde gören Saffet’in bütün hayalleri yıkılır. Balonun ertesi günü Mazlume bir kaza geçirir, atı vurulmuş kendisi de yaralanmıştır. Binbaşı Hasan onu İstanbullu Zeyno’nun konağına getirir. Saffet de Mazlume iyileşinceye kadar başından ayrılmaz ve beraber geçirilen bu günlerin sonunda iki genç evlenmeye karar verirler.
Muhsin Bey şehri bekleyen tehlikeyi sezmektedir; karısını, babası Asım Bey’in hastalandığı gerekçesiyle İstanbul’a göndermeye karar verir. Yolculuk Mardin’e kadar Binbaşı Hasan’ın gözetiminde olacaktır. İstanbullu Zeyno ve Binbaşı Hasan yola çıkarlar;ancak K… Köyü’nün yakınlarında silahlı saldırıya uğrarlar. Yaşanan çatışmada Binbaşı Hasan ağır yaralanır. Ramazan da karşı gruptadır ve o hayatını kaybeder. Binbaşı Hasan hastahaneye kaldırılır Zeyno’yu da bir başka asker İstanbul’a götürür.
Romanın on üçüncü bölümü “Fırtınadan Sonra” başlığını taşıyor ve Diyarbakır’daki Muhsin Bey’in İstanbul’da bulunan karısı Zeyno’ya yazdığı bir mektuptan oluşuyor. Muhsin Bey mektubunda Zeyno’ya, o, İstanbul’a gittikten sonra gelişen olayları haber veriyor;Kürt Zeyno ile konuşmasını, Haso Çocuk’un elinden alınan haritanın önemini, ana oğlun Divanı Harp karşısındaki durumunu anlatıyor. Olaylar bir bir gün yüzüne çıkınca Kürt Zeyno ve Haso’nun masum oldukları anlaşılır. Binbaşı Hasan her geçen gün iyileşmektedir. Bir süre sonra da Kürt Zeyno ile nikâhları kıyılır.
Romanın son bölümünde ise sular durulmuş,herkes yeni hayatına başlamıştır. Kürt Zeyno’nun Binbaşı Hasan’dan Perihan adında bir kızı olur,İstanbul’da oturmaktadırlar ve Haso’nun çok sevdiği Şaban amcası da onlarla beraberdir. İstanbullu Zeyno ve Muhsin Bey Binbaşı Hasan’ın ilk kızı olan Muazzez’i evlatlık almışlardır. Saffet ve Mazlume evlenmiştir ve ikisi de çok mutludur. Mesture Hanım’ın gösteriş merakı,asrîlik çılgınlığı ise hızından bir şey kaybetmeden devam etmektedir.
Romanımız Saffet’le Binbaşı Hasan arasında geçen şu konuşmayla son bulmaktadır: ”-Bu,azizim Hasan hiç elle tutulur, görünür bir şey değil!Asrîliğin ne meslekle,ne kıyafetle,ne de yaşayış tarzıyla münasebeti var. Bu içten gelen fikrî bir şey!Bu yarının dünyasını,insaniyetini tanzim edecek idealin sahipleri!Dünyanın bugünkü görünüşüne kulak asma!Sırf bir intikal devresi.
İntikal devrinin kargaşalığından istifadeye kalkan,”dün”ün döküntüleri birtakım becerikli,gözü açık,yaygaracı insanları ortasında hakim görünüyorlar. Dünün çöken dünyasını biraz daha ayak üstünde tutmak,dağılan sofrasında biraz daha kalıp (bilgi yelpazesi.net) yemek ve içmek için keyiflerine göre kendilerine isim veriyor,kendilerine asrî diyorlar. Mesela bizim kayınvalide hanım!bunlar geçici ve marazî faaliyetler.
Esasen dünyada yeni ve eski diye,ben bir şey tanımıyorum. Her zaman kuranla yıkan,iyi ile fena,çirkin ile güzel arasında ezelî bir mücadele görüyorum. Güzel,iyi,müspet olan her şey daimî ve yarının binasının malzemesi… Binaenaleyh, her devirde asrî olan onlar!Onlar yarını kuracaklar,yarının sanatını yaratacaklar,kalple dimağın işbirliğini temin edecekler. onlar geçmiş insanlık çağlarının hiçbiriyle kıyas olunmayan ilim,tecrübe ve kudretle başlayacaklar. Bunlar kadın iseler…
-Tabiî senin karın Mazlume Hanım!
-Doğru…Erkek iseler…
-Benim oğlum… Estağfurullah,Zeynoların oğlu!
Değerlendirme
Zeyno’nun Oğlu adlı romanda kişilerin şahsî duyguları,birbirleriyle olan ilişkileri özenle işlenmiştir. Roman boyunca,gerçekleşebilecek muhtemel bir Kürt isyanının heyecanı okuyucuyu sarmaktadır. Romanın başında Binbaşı Hasan’ın İstanbullu Zeyno’nun eski sevgilisi olduğu belirtilmiş,ikisinin beraber Diyarbakır’a yolculuk etmeleri,bu yolculuk sırasında gelişebilecek olaylar birer düğüm olarak merak unsuru olmuştur.
İlerleyen bölümlerde Binbaşı Hasan’ın, Haso Çocuk’un gerçek babası olup olmadığı,Mazlume’yle Saffet arasındaki ilişkinin sonu, Şeyh M…’nin plânlarında Haso Çocuk’un rolünün ne olacağı romanın sürükleyiciliğini sağlayan ara düğümler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Romanın ana düğümü ise Kürt isyanının çıkıp çıkmayacağıdır. Halide Edip Adıvar’ın “Kalp Ağrısı”adlı romanının devamı olan bu roman konusu, mesajı ve etkileyici anlatımıyla sahasının önemli bir romanı olma özelliğini hak etmektedir.
>>>TIKLAYIN<<<
“KİTAP ÖZETLERİ ”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER ” SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
EKLEMEK
İSTEDİKLERİNİZ VARSA AŞAĞIDAKİ "Yorum
Yaz"
kısmına ekleyebilirsiniz.
|