|
eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Edebiyat dersi ile ilgili konu anlatımlar
TEKKE VE TASAVVUF EDEBİYATI NEDİR? ÖZELLİKLERİ NELERDİR? TEKKE-TASAVVUF EDEBİYATI TEMSİLCİLERİ
Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı Nedir? Özellikleri Nelerdir? Temsilcileri Kimdir?
Anadolu'nun zengin kültürel mirası içinde 19. yüzyıla kadar uzanan dönemde, çeşitli tarikatlarla şekillenen Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı büyük bir önem taşıyor. Bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en belirgin rolü, Alevi-Bektaşi şairleri üstlenmiştir.
Tasavvuf edebiyatı şairleri, genellikle yalın bir dil kullanmışlar ve eserlerini hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla yazmışlardır. Bu şairlerin ürettiği eserlerin genel adı, tarikatlara göre farklı isimlerle anılan ilahiler olmuştur. Nazım birimi olarak dörtlükler kullanılmıştır ancak gazel biçiminde yazılmış ilahiler de mevcuttur. Tasavvuf edebiyatının düzyazı biçimini; evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan eserler oluşturur.
Özellikle dörtlük birimiyle yazılan eserlerde genellikle yarım uyak kullanılmıştır. Bu geleneğin en büyük şairleri arasında ise Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli, Pir Sultan Abdal, Abdal Musa, Abdû Furkan gibi önemli isimler bulunur. Bu şairler hem tarihin hem de günümüzün en önemli şairleri arasında yer almaktadır.
Tasavvuf felsefesine göre kâinatın yaratılış sebebi Tanrı'nın kendi güzelliğini görmek ve bilinmek istemesidir. Bu doğrultuda, varlıkların Tanrı'dan kopması birer parça olarak kabul edilir ve Tanrı "Vahdet-i Vücud" ilkesiyle tek varlık olarak görülür. Tasavvufta, varlıkların kendi varlıklarını Tanrı varlığında yok etmesi en yüce aşama olarak kabul edilir.
Dinî görüşler ve işlenişi açısından Tasavvuf edebiyatının Arap ve İran edebiyatıyla etkileşim içinde olduğu söylenebilir. Ancak bu etkileşim Divan edebiyatındaki kadar belirgin değildir. Dinî-Tasavvufî Osmanlı edebiyatı da İslâmiyet’in ve Tasavvufun etkisiyle şekillenmiştir. Dinî-Tasavvufî Türk edebiyatına Tekke edebiyatı da denir ve burada asıl olan sanat yapmak değil, dinî-tasavvufî düşünceyi yaymaktır.
Tekke şairleri, tarikatlarda yetişmiş şeyh ve dervişlerdir. Eserlerini hem halk şiirinden hem de divan şiirinden etkilenerek yazmışlardır. Tasavvufçular arasında Arapça-Farsça yazanlar da bulunmasına rağmen genel olarak eserler hece ölçüsü ve Türkçe ile yazılmıştır. Şeyh Galip gibi Divan tarzında eser veren şairler ise Tekke Edebiyatı çerçevesinde değil, Divan Edebiyatı'nın mensupları olarak kabul edilirler.
Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı Genel Özellikleri
Tekke Edebiyatı, İslam'ın derinliklerini halka ulaştırmayı amaçlayan önemli bir edebî akımdır.
1. Dinî konular, bu edebiyatın merkezinde yer alır ve halka ulaştırma amacıyla didaktik bir anlatım tercih edilir.
2. Sade bir dil kullanılmasına rağmen Arapça ve Farsça kavramlar da bu eserlerde sıkça yer bulur çünkü dinî kavramların ifadesinde bu dillerin önemi büyüktür.
3. Divan edebiyatıyla aynı dönemde doğan Tekke Edebiyatı, hece ve aruz ölçüsünü bir arada kullanarak zengin bir nazım geleneği oluşturur.
4. Şiirler genellikle dörtlükler hâlinde yazılır ve ilahi aşk, tasavvufî düşünceler, Allah'ın birliği gibi temalar ele alınır.
5. Bu edebiyat tarzında insanı Allah'a yaklaştıran, Vahdet-i Vücut anlayışını ön plana çıkaran eserler yoğunluktadır.
6. Müritlere bu anlayış aktarılmaya çalışılırken aşkın geçiciliği ve kalıcılığı da sıkça vurgulanır.
7. İlahi, nefes, nutuk, deme, şathiye ve devriye gibi nazım türleri kullanılarak bu derin düşünceler şiirler aracılığıyla ifade edilir.
8. Tekke Edebiyatı'nın kurucusu Doğu Türkistan'da yetişen Hoca Ahmet Yesevi'dir.
9. Bu edebiyat türü 13. yüzyıldan itibaren Anadolu'da gelişmeye başlamıştır.
10. Şairler genellikle tarikat merkezlerinde yetişir ve eserlerinde aşk, doğruluk, ibadet gibi konuları işlerken Aşık Edebiyatı'nın ağırlığıyla Divan edebiyatının sadeliğini bir arada sunmuşlardır.
Tasavvuf Terimleri
Tasavvufî terimler şöyle tanımlanır:
Gerçek aşk, Allah’a olan derin sevgi ve bağlılığı ifade eder. Bu aşk, insanın kalbinde yanan, O'na olan teslimiyet ve hayranlıkla dolu bir duygudur.
Mecazi aşk, Allah dışındaki varlıklara duyulan duygusal yakınlığı ifade eder. Bu aşk, maddi varlıklara karşı duyulan sevgi, tutku veya bağlılık şeklinde ortaya çıkabilir.
Âşık, Allah’a duyduğu aşkla yanıp tutuşan kişidir. O, kalbindeki sevgi ateşiyle Allah’a olan özlemini dile getirir.
Maşuk, Allah'ı seven kişiye verilen isimdir. O, sevgilisi olarak Allah'ı görür ve O'na olan aşkıyla yaşar.
İnsan-ı kâmil, olgunlaşmış insan demektir ve tasavvufa göre manevi yönüyle tamamlanmış, olgunlaşmış bir kişiyi ifade eder.
Fenâfillah, Allah’a bağlanma ve O'nunla birlikte olma aşamasını temsil eder. Bu makamda, dünyevi zevklerden vazgeçerek sadece Allah'a yönelme süreci yaşanır ve varlığın O'nun varlığında yokluğa erişir.
Bekâbillah, sonsuzluğa erişme aşamasıdır ve Allah'ın varlığında sürekli bir şekilde var olma durumunu ifade eder.
Çile, fenâfillah makamına ulaşırken yaşanan zorlukları ifade eder. Bu süreçte, kişi dünya nimetlerinden feragat ederek manevi yükselişe odaklanır.
Sâki, müritlere manevi bilgi ve rehberlik sunan kişidir. O, tasavvuf yolunda ilerleyenleri doğru yönlendiren bir mürşit veya şeyh olarak bilinir.
Şarap, ilahi aşkı ve manevi sevgiyi simgeler. Bu terim, insanın kalbinde Allah'a olan derin sevgiyi ve bağlılığı ifade etmek için kullanılır.
Meyhane, tasavvufî öğretilerin aktarıldığı ve manevi sohbetlerin gerçekleştirildiği dergâh veya topluluk mekânını ifade eder.
Mürit, bir tarikatta eğitim alan ve manevi yolda ilerleyen kişidir. O, öğrenme ve gelişme sürecinde olan bir talip veya talebe konumundadır.
Derviş, fenâfillah makamına ulaşmaya çalışan ve manevi yolda ilerleyen kişiyi ifade eder. O, dünyevi bağlardan kurtulmuş ve manevi yükselişe odaklanmış bir hâlde yaşar.
Masiva; evreni, dünyayı ve insanın içinde bulunduğu fiziksel ve manevi varlıkları ifade eder. Bu terim, insanın dünyevi yaşamındaki deneyimlerini ve ilişkilerini kapsar, aynı zamanda zihinsel düşüncelerini ve bilgilerini de içerir.
Tekke-Tasavvuf Edebiyatı Temsilcileri
Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan ve derin bir kültürel mirasa sahip olan Türk edebiyatı, her yüzyılda öne çıkan önemli temsilcilerle zenginleşmiştir. Yüzyıllara göre Tekke ve Tasavvuf edebiyatının en önemli isimleri şunlardır:
· 12.yüzyıl Hoca Ahmet Yesevi: Divan edebiyatının öncülerinden olan Hoca Ahmet Yesevi, Türkçe'nin güzelliklerini manevi derinlikle birleştiren eserleriyle tanınır. Tasavvufî şiirleriyle insanların ruh dünyasına seslenir ve Anadolu'da yaygın bir etki bırakmıştır.
· 13.yüzyıl Yunus Emre, Hacı Bektaş-i Veli: Önemli Türk mutasavvıflarından olan Yunus Emre; sevgi, birlik ve hoşgörü temalarını işlediği şiirleriyle tanınır. Halk şiiri geleneğini derinleştirirken dinî ve felsefî düşünceleri de eserlerine yansıtır. Hacı Bektaş-ı Veli ise Bektaşi tarikatının kurucusu olarak bilinir ve Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir.
· 14.yüzyıl Kaygusuz Abdal: Halk şairlerinden biri olan Kaygusuz Abdal, tasavvufî şiirleriyle dikkat çeker. Doğa, aşk ve insan ilişkilerini derinlikli bir şekilde işlerken toplumsal ve dinî eleştirileri de eserlerinde bulunur.
· 15.yüzyıl Hacı Bayram-ı Veli, Eşrefoğlu Rumî
· 16.yüzyıl Pir Sultan Abdal: Alevi-Bektaşi geleneğinin önemli şairlerinden olan Pir Sultan Abdal; aşk, özgürlük ve adalet gibi konuları işlediği şiirleriyle tanınır. Söylemi ve duruşuyla dönemin toplumsal sorunlarına da ses olan Pir Sultan Abdal, Türk edebiyatında iz bırakan önemli bir isimdir.
· 17.yüzyıl Niyaz-ı Mısrî, Sinan-ı Ümmî, Hüdâi
· 18.yüzyıl Sezai
Tekke-Tasavvuf Edebiyatı Nazım Türleri
İlahi
q İlahiler, Allah sevgisi ve peygamber muhabbeti gibi yüce konuları ele alan şiirlerdir.
q Hem dörtlük hem de beyit şeklinde yazılabilirler ve genellikle hece veya aruz ölçüsüyle bestelenirler.
q Bu şiirlerin en çok tercih edilen yapılarından biri 8'li hece ölçüsüdür.
q Ezgileriyle özdeşleşmiş bir yapıları vardır ve "ilahi" kelimesi duyulduğunda genellikle Yunus Emre'nin adı anılır.
q İlahiler, tarikatlara göre değişik adlar alabilirler. Alevi tarikatında "Deme", Mevlevi tarikatında "Ayin", Gülşenilerde "Tapug", Halvetilerde "Durak", Yesevilerde "Hikmet", Bektaşilerde ise "Nefes" adını alır.
q Diğer tarikatlarda ise genellikle "cumhur" adıyla anılırlar.
q Bu adlar, ilahilerin içeriklerine ve tarikatların özelliklerine göre belirlenir ve ilahi geleneğinde önemli bir yer tutarlar.
Nefes
q Nefes, Bektaşi tarikatının derin izler bıraktığı ve bu öğretiye bağlı olarak kaleme alınan özel şiirlerdir.
q Bu eserlerde, Hz. Muhammed ve Hz. Ali gibi önemli figürlere yüceltici ifadeler yer alır ve genellikle vahdet-i vücut inancı çerçevesinde şekillenirler.
q Bu bakış açısıyla evrensel bir birlik ve varlık birliği felsefesiyle örülüdürler.
q Pir Sultan Abdal, nefes türündeki eserleriyle bu geleneği en belirgin biçimde temsil eder.
q Şiirlerinde, evrenin birliği ve her şeyin temelindeki varlık birliği düşüncesi derinlik kazanır.
q Onun nefesleri, aynı zamanda dinî ve felsefî bir derinlik sunar, dinamik bir dil kullanır.
q Bektaşi geleneğinin bu önemli ve etkileyici türü hem edebî hem de düşünsel açıdan zengin bir miras sunar.
Deme
q Deme, Alevi-Bektaşi tarikatından gelen ve tasavvuf şiirlerinde öne çıkan bir tarzı ifade eder.
q Bu tarz, tarikatlara ve hareketlere özgü temaları ve sorunları işleyen şiirlerle tanınır.
q Genellikle 8'li hece ölçüsü kullanılarak yazılan demeler, saz eşliğinde özel bir makamla seslendirilir.
Nutuk
q Nutuk, tarikat ehline yeni katılan müritlere tarikat usulünü ve tarikatta ulaşılabilinecek mertebeleri öğretmek amacı ile yazılan şiirlerdir.
q Bu şiirler; didaktik nitelik taşır ve Tekke Edebiyatı'nda pirlerin ve mürşitlerin, tarikata yeni giren müridleri bilgilendirmek için söyledikleri şiirlerdir.
q Bektaşilerin Âşık Tarzı Halk edebiyatı nazım türü olan nefese verdikleri isim de "Nutuk" olarak bilinir.
q Bu türün en önemli temsilcisi ise Kaygusuz Abdal'dır.
q Nutuklar; tarikatın temel prensiplerini, müridin davranışlarında sergilemesi gereken ahlâkî değerleri ve tarikat içindeki yükselme ve olgunlaşma basamaklarını anlatır.
q Bu şiirler, manevi yönlendirme ve eğitim amacı güder.
q Yeni giren müritlere rehberlik etmek ve onları tarikatın öğretileriyle tanıştırmak için kullanılır.
q Kaygusuz Abdal gibi önemli şairler tarafından yazılan Nutuklar, tarikatın mistik ve manevi boyutunu yansıtırken aynı zamanda halkın anlayabileceği bir dille ifade edilir. Bu sayede tarikata yeni girenlerin kolayca öğrenmesi ve içselleştirmesi sağlanır.
Devriye
q Tekke edebiyatında devriye olarak adlandırılan şiirler, tasavvufta ruhun kendi benliğini bulması amacıyla geçirdiği aşamaları anlatır.
q Bu aşamaların temelini, Bakara Suresi'nde geçen "Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz." ifadesi oluşturur.
q Ruh, tasavvufî literatürde kal u belâ olarak adlandırılan bir âlemde başlar yolculuğuna.
q Daha sonra dünyaya gönderilir ve nihayetinde bedenlenir.
q Ölümden sonra ise yeniden Allah'a geri dönüş gerçekleşir.
q Bu süreci özlü bir şekilde ifade eden "Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm." sözü de bu anlayışın bir yansımasıdır.
q Devriye şiirleri, evrendeki her canlı ve cansız varlığın Allah'tan geldiğini ve yine O'na döneceğini vurgular.
q Bu felsefe, Allah'ın kapsayıcılığını ve her şeyin O'na ulaşma yolculuğunda olduğunu ön plana çıkarır.
Şathiye
q Şathiye adı verilen şiirler, derin tasavvufî anlayışa sahip olup dinî ve tasavvufi halk şiirinde yer alırlar.
q Bu şiirlerde dinî konular mizahi bir dille işlenir ve bazen dinî anlayışla dalga geçer gibi görünebilir.
q Ancak asıl amacı, yazan kişinin Allah'a olan yakınlığını ve derin duygularını ifade etmektir.
q Kişilerin kendinden geçmişken dile getirdikleri ifadelerdir ve genellikle Bektaşi geleneğinde öne çıkarlar.
q Şathiye türünün en bilinen şairleri arasında Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal bulunur.
q Bu tarz şiirler, görünüşte saçma ya da alaylı bir üslupla yazılmış gibi görünse de aslında tasavvufî kavramlara derinlemesine değinirler.
q Bektaşi geleneğinde özellikle yaygın olan şathiye türü, içerdiği mistik anlamlarla bilgelik ve derinlik sunar.
q Medrese çevrelerinde bazen küfür olarak algılansa da asıl amacı derin manevi tecrübeleri ifade etmektir.
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
“EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
|
Yorumlar
....
9. **Yorum** >>>
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm
->Yazan: Buse. Er
8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla
7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm
ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..
6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın
devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.
5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline
sağlık.
->Yazan: efe .
4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok
sagolun
->Yazan: rabia..
3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi
kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok
iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim
->Yazan: pınar..
2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum
özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..
1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiye ederim.
->Yazan: Hasan Öğüt.