eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Edebiyat dersi ile ilgili konu anlatımı


                                                          EDEBİYAT SÖZLÜĞÜ NEDİR, EDEBÎ TERİMLER NELERDİR? EDEBİYAT İLE İLGİLİ TERİMLER SÖZLÜĞÜ


 

Edebiyat ile İlgili Terimler Sözlüğü

Edebiyat ile ilgili terimler oldukça çeşitlidir ve edebiyatın zengin dünyasını anlamak için bu terimleri bilmek önemlidir.  Edebiyatla ilgili bazı temel terimler ve açıklamaları şunlardır:

                                                                  -A-

Akıcılık: Bir metnin, sözün ya da yazının, kolayca anlaşılabilir, düzgün ve akıcı bir şekilde ifade edilmesi durumudur.

Akrostiş: Bir manzumenin her bir dizesinin, yukarıdan aşağıya doğru okunduğunda belirli bir kelime veya cümlenin oluşmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesidir.

Aliterasyon: Şiir yahut düzyazıda, söz başlarında veya ortalarında benzer ünsüzün veya hecenin tekrarlanması ile uyum sağlanması durumudur.

Ana Duygu: Bir metinde, birden fazla duygunun ifade edilmesi arasında öne çıkarılan asıl duygudur.

Anagram: Bir kelimenin harflerinin yerlerinin değiştirilerek elde edilen farklı bir kelime.

Anakronizm: Bir eserde, zaman içindeki olayların veya durumların yanlış bir biçimde temsil edilmesidir.

Analiz: Bir metnin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve çözümlenmesi sürecidir.

Anekdot: Kısa ve özlü anlatımlarla belirli bir durumu veya olayı ifade eden hikâye veya öykü.

Anlam: Bir sözcüğün, bir davranışın veya bir olgunun ifade ettiği düşünce veya nesne.

Anlatım Biçimleri: Bir yazarın veya konuşmacının, eserini veya düşüncelerini ifade etmek için kullandığı yöntemler ve üsluplar.

Antagonist: Bir hikâyede veya romanda, ana karakteri engellemekle görevli olan karakter.

Antikahraman: Geleneksel kahramanlık özelliklerinden uzak, alışılmışın dışında karakterler.

Antonim: Zıt anlamlı kelimeler.

Ara Söz: Ana konuyu doğrudan ilgilendirmeyen söz veya ifadeler.

Araçsız Üslup: Duygu veya düşüncelerin doğrudan ifade edilmesi, dolaylı anlatımın kullanılmaması.

Aruz Vezni: Divan edebiyatında kullanılan hece ölçüsü.

Asalet: Dilde ve üslupta yüksek ve zarif bir ifade tarzı.

Askı: Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışında birinciliği simgeleyen ödül.

Asonans: Aynı ünlü harflerin tekrarlanmasıyla sağlanan uyumdur.

Atışma: Saz şairlerinin karşılıklı olarak deyiş söylemesi.

Ayak: Halk edebiyatında uyak.

Açık Hece: Ünlü ile biten hece.

Açıklık: Bir metinde anlatılan konunun net ve anlaşılır olması.

                                             -B-

Betimleme: Bir şeyi, bir durumu veya bir olayı zihinde ve gözümüzde canlanacak biçimde anlatmak.

Beyit: Bir şiir parçası olan iki dizeden oluşan birim.

Biyografi: Bir kişinin yaşam öyküsünü anlatan yazı.

Bab: Bir edebî eserin düzenlenmesinde, konuların ele alınıp işlenmesine göre ayrıldığı bölümlerden her biridir.

Bağlam: Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce veya sonra gelen, birçok durumda söz konusu birimi etkileyen; onun anlamını, değerini belirleyen birim veya birimin tümüdür; kontekst.

Balad: Eski Fransız şiiri nazım biçimlerinden biridir.

Basitname: Divan edebiyatında yalın Türkçe ile yazılmış gazellerdir. Bunlara "Türkî-i basit gazel" de denir.

Belâgat: Düzgün ve yerinde söz söyleme sanatıdır. Sözün açık, anlaşılır, güzel olmasını sağlar.

Belgesel Roman: Gerçek olaylara, belgelere ve incelemeye dayanan roman türüdür.

Bend: Bir manzumeyi oluşturan, iki veya daha fazla dizeli parçalardan her biridir.

Berceste: Öz, lâtif, ince anlamlı, yapısı sağlam dize veya beyittir. Dize için daha çok "mısra-ı berceste", beyit için de "beyt-i berceste" tanımlamaları kullanılır.

Bezm: Sohbet, muhabbet, içki meclisidir. Daha çok divan edebiyatında kullanılan mecazi bir kavramdır.

Biçem: Sanatçının görüş ve anlatıştaki özelliği yahut bir türün, bir dönemin kendine özgü anlatış biçimi, üslup ve tarzıdır.

Bilimkurgu: Düş ya da kurgu yolu ile oluşturulan; çoğu zaman gelecek zamanlarda yer alan günümüzdekinden farklı bilimler ve teknikler kullanarak toplum ve insan yaratan yazının adıdır.

Bilinç Akışı Tekniği: Roman, öykü, anlatı gibi kurmaca türlerde insanı, düşüncelerinin dümdüz akışı içinde değil; düşleri, izlemleri, iç dünyası ve bilinçaltıyla yansıtmak için başvurulan yoldur.

Biyografi: Bir kişinin yaşamını ve eserlerini, nesnel bir bakışla anlatan eserdir.

Bovarizm: Gustave Flaubert’in 1857 yılında yayımladığı "Madame Bovary" adlı romanın kahramanlarına özgü tutum ve davranışlara verilen addır.

Bozlak: Halk edebiyatında özel bir besteyle söylenen bir ezgi türüdür, türküdür. Konusunu aşiret kavgalarından, kan davalarından, aşk temalarından alır. Çoğunlukla Güney ve Orta Anadolu bölgelerinde söylenir.

Barok: Özellikle 17. yüzyılda Batı edebiyatlarında dengeden çok harekete, düşünceden çok duyuma, biçimlerin serbestçe yaratılmasından duyulan coşkuya önem veren; abartmalı, etkileyici, çelişkiden çekinmeyen edebiyat akımıdır.

                                                        -C, Ç-

Cinas: Anlamları farklı olmakla birlikte hem söylenişleri hem de yazılışları benzer olan sözcüklerin ustaca bir araya getirilmesiyle oluşan bir sanat biçimidir. CİNAS; dilin esnekliğini ve zenginliğini vurgulayan, okuyucunun zihninde derin izler bırakan bir edebî tekniğe işaret eder.

Cönk: Saz şairlerinin şiirlerini derledikleri defter.

Çapraz Uyak: Dörtlüklerde birinci ile üçüncü, ikinci ile dördüncü dizelerin kafiyeli olduğu düzen.

Çağrışım: Sözcüklerin arasında gizli olan, düşüncelerin ve hayallerin birbirini anımsatmasıyla ortaya çıkan bağlantılara işaret eder. Sözcüklerin çağrıştırdığı duygu, düşünce veya imgeler, yazınsal metinlerin derinliğini ve etkisini artırır. Yazarlar, çağrışımı ustalıkla kullanarak okuyucunun zihninde canlı ve etkileyici bir dünya yaratır ve metnin anlamını zenginleştirir.

                                                       -D-

Darayak: Âşık edebiyatında uyak (kafiye) olma olasılığı düşük kelimler için kullanılan terimdir.

Didaktik Şiir: Öğretici nitelikte şiir türü.

Dörtleme: Bir gazelin her beytine iki dize eklenerek yapılan nazım biçimi.

Döşeme: Halk edebiyatında ve türkülerde söylenen uyaklı giriş bölümü.

Dadaizm: 20. yüzyılın başlarında Fransa'da Tristan Tzara ve arkadaşları tarafından geliştirilen bir edebiyat akımıdır. Dadaistler, geleneksel sanat ve edebiyat normlarına karşı isyan etmişlerdir. Dadaizm, savaş sonrası toplumun yıkıcılığı ve saçmalığını vurgulamak için absürt ve rastgele unsurları bir araya getirerek sanat eserleri oluşturmuştur. Dağınıklık, söylenenlerin birbiriyle uyumlu olmayıp bütünlükten yoksun olma durumunu ifade eder. Metinlerde, düşüncelerin ve olayların bir araya getirilmesindeki tutarsızlık ve karmaşa olarak da tanımlanabilir.

Dandizm: Yapmacık bir üslubu ifade eder. Sanatçılar, taklit edilmemek amacıyla özgün bir üslup geliştirmek için dandizmi tercih ederler. Bu üslup, kimi zaman abartılı veya yapay bir şekilde sunulan sanatsal ifadeleri içerir.

Darb-ı Mesel: Bir durumu veya olayı anlatmak için kullanılan örnekleyici ve kalıplaşmış ifadelerdir. Anlamca derin ve özlü olan bu sözler, genellikle toplumda yaygın bir biçimde kullanılan atasözleri veya deyimlerdir.

Dekadan: Fransa'da 19. yüzyılda natüralizme karşı çıkan sanatçıların adıdır. Dekadanlar, toplumun çürümüşlüğünü ve manevi bunalımını eleştiren sanat eserleri ortaya koymuşlardır.

Deneme: Bir yazarın belirli bir konu üzerindeki düşünce ve görüşlerini, kesin hükümlere varmadan ve iddialı olmayan bir biçimde anlattığı eserlerdir. Denemelerde genellikle kişisel deneyimlerden yola çıkılarak yeni ve özgün bakış açıları sunulur.

Destan: Toplumların belleğinde derin izler bırakan olaylar, kahramanlık unsurlarını içeren manzum eserlerdir. Destanlar, genellikle sözlü gelenekler aracılığıyla kuşaktan kuşağa aktarılan epik öykülerdir.

Devrikleme: Sözcüklerin cümle içinde olağan sıralanış biçimlerine uymayan kullanımını ifade eder. Bu tür kullanımlar, metne canlılık ve özgünlük katar.

Devriye: İnsanın ve evrenin Allah’tan gelip tekrar Allah’a dönmesini temel alan şiirlere verilen addır. Bu şiirlerde, evrenin dönüşümsel doğası ve insanın kozmik yolculuğu konu edilir.

Deyiş: Türk halk edebiyatında hece vezniyle söylenen şiirleri ifade eder. Türkü, destan, koçaklama, güzelleme, taşlama gibi türlerin hepsine deyiş adı verilir. Ayrıca Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işledikleri şiirlere de deyiş denir.

Dibâce: Bir eserin başında yer alan ve yazılma sebebini açıklayan başlangıç bölümüdür. Dibâce; önsöz, mukaddime, medhal gibi terimlerle de ifade edilir.

Didaktik şiir: Öğretici ve bilgi verici bir amaç taşıyan şiir türüdür. Didaktik eserler genellikle ahlâkî veya eğitici bir mesajı iletmeyi amaçlarlar.

Divan: Divan edebiyatında şairlerin belli bir düzene göre şiirlerinin toplandığı yapıtı ifade eder. Divanlar, genellikle belirli bir şairin veya dönemin şiirlerini içerir.

Diyalog: İki kişinin karşılıklı konuşmasını tanımlayan bir terimdir. Roman, hikâye veya tiyatro gibi türlerde kahramanların karşılıklı konuşmalarını ifade eder.

                                               -E-

Eglog: Kısa kır manzumesi, çoban şiiri.

Eda (Söz ve Yazıdaki İfade Şekli, Üslup Tarzı, Anlatış Yolu): Bir eserin ifade biçimi, üslubu ve anlatım tarzını belirtir.

Edeb-i Kelâm: Acı, hoş olmayan veya çirkin şeyleri dolaylı yoldan ifade etme sanatıdır. Asalet ve nezaketle ifade etmek için başvurulan bir edebi tekniktir.

Edebiyat-ı Cedîde: Servet-i Fûnun dergisi etrafında oluşan edebiyat topluluğunu ifade eder.

Edisyon Kritik: Farklı nüshalara sahip eserlerin en uygun şekilde bir araya getirilerek yayımlanması sürecidir. Farklılıklar dip notlarla veya açıklamalarla belirtilir.

Efsane: Tarihsel olayları mitolojik veya halk hikayeleri çerçevesinde anlatan masallardır.

Egzotik Yapıt ve Egzotizm: Uzak ve yabancı kültürleri anlatan eserlerdir. Egzotizm ise bu tür eserler için kullanılan bir tanımlamadır.

Eğretileme (İstiare): Bir benzetme türüdür. Benzerlik ilişkisi kurarak bir şeyi ifade etme sanatıdır.

Ekspresyonizm (Dışavurumculuk): Empresyonizme tepki olarak doğmuş edebi bir akımdır.

Eleştirel Gerçeklik ve Eleştiri: Toplumsal gerçekleri eleştirel bir bakış açısıyla inceleyen edebî bir yönelimdir. Eleştiri ise bir eserin değerini belirlemek amacıyla yapılan incelemedir.

Elifnâme: Mısraların ilk harflerinin alfabetik sırayla devam ettiği şiir türüdür.

Emosyanalizm: Sanat ve edebiyatta duyguların önemini vurgulayan estetik anlayışıdır.

Empresyonizm (İzlenimcilik): Dış dünyanın izlenimlerini olduğu gibi yansıtmayı amaçlayan bir edebî akımdır.

Enelhak: "Ben Tanrı'yım" anlamına gelir ve tasavvufta kullanılan bir terimdir.

Entizm (İçtenlik): İçtenlikle anlatma eğilimi olarak tanımlanır.

Entonasyon: Konuşma sırasında tonlama ve vurgu ile iletişimi zenginleştiren bir özelliktir.

                                              -F-

Fabl: Edebiyatın zengin türlerinden biridir ve genellikle hayvan, bitki veya eşya gibi cansız varlıkların insan özellikleriyle donatılarak konuşturulduğu öğretici yazılardır. Bu tür, ders verici öyküler anlatırken aynı zamanda okuyuculara değerler, erdemler ve hayatın çeşitli yönleri hakkında derin düşünme fırsatı sunar. Fabl'lar, genellikle manzum şekilde yazılır ve sıkça çocuk edebiyatında da kullanılır çünkü basit bir dil ve açık mesajlarıyla genç okuyuculara hitap ederler.

Fahriye: Kaside türünün önemli bir bölümüdür. Kaside, Divan edebiyatının en özgün formlarından biri olarak kabul edilir ve şairin kendisini övdüğü bölümü içerir. Fahriye; şairin kişisel özelliklerini, sanatını, ahlâkî değerlerini ve hatta zamanın siyasi veya toplumsal durumlarına dair görüşlerini yansıtan bir bölümdür. Bu bölüm, şairin ustalığını ve edebî yeteneğini sergileme fırsatı sağlar.

Fecr-i Âti: Ahmet Haşim ve arkadaşlarının 1908 yılında oluşturduğu edebiyat topluluğudur.

Fıkra (Köşe Yazısı): Gazete çevresinde gelişen ve günlük sorunlar hakkında yazarın kişisel görüş ve düşüncelerini belirten öğretici metin türü.

Fütürizm: İtalyan şairi Marinetti’nin 1909 tarihinde Fransa’da ortaya koyduğu edebiyat akımıdır. Gelecekçilik olarak da tanımlanmaktadır.             

                                            -G, H-

Gönderme: Bir esere veya kişiye işaret etme.

Gazel: Divan şiiri nazım şekillerinden biridir. Genellikle 5 ila 15 beyitten oluşur ve lirik konuları işler. Gazelde ilk beytinin dizeleri birbiriyle sonraki beyitlerin ikinci dizeleri ise birinci beyit ile kafiyelidir.

Girizgâh: Bir yazının başlangıcından sonra asıl konuya geçmek için söylenen beyittir. Kasidelerde sıkça kullanılan bir kavramdır.

Günlük: Günlük yaşamda saptanmış olaylar, duygular, düşünceler ve izlenimlerden oluşan öğretici bir metin türüdür. Jurnal olarak da adlandırılır. Özelliği, günü gününe yazılmış olmasıdır.

Hamse: Beş mesneviden oluşan yapıtlar topluluğunu ifade eder. Edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Hatıra (Anı): Bir kişinin kendi yaşadığı olayları veya tanık olduğu durumları, gözlemlerini, izlenimlerini, bilgilerini ve kimi zaman kişisel duygularını ve düşüncelerini katarak anlattığı yazı türüdür.

Hece Ölçüsü: Türk halk şiirinin temel ölçüsüdür. Dizelerdeki hece sayısının eşitliğine dayanır.

Hiciv: Bir kişiyi veya toplumsal bozuklukları yerme amacıyla yazılan şiir türüdür. Söz sanatlarıyla yoğrulmuş, eleştirel bir içeriğe sahiptir.

Hüsn-i Talil: Bir olguyu gerçek nedeniyle değil de hoşa giden başka bir nedenle açıklama sanatını ifade eder. İlgili konuda derinlemesine bir anlayışı yansıtır.

Hezliyat: Hezel türünde yazılmış şiirlerdir.

                                               -İ-

İntak: Kişileştirilen varlıklara söz söyletme sanatı.

İştikak: Aynı kökten gelen kelimeleri bir arada kullanma sanatı.

İç kafiye: Bir dizenin içinde fazladan yapılan ve nesirdeki karşılığı "seci" olan uyak biçimidir. Bu özellik, şiirin melodisine ve ritmine katkıda bulunurken okuyucunun dikkatini çekmeyi amaçlar. İç kafiye, şiirin akıcılığını artırarak estetik bir değer katmaktadır.

İkinci Yeni: Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan şiir akımlarından biridir. Garipçilerin oluşturduğu Birinci Yeni'ye tepki olarak doğmuştur. İkinci Yeni şairleri, dilin sınırlarını zorlayarak geleneksel kalıplardan uzaklaşmayı hedeflemişlerdir. Dilde ve anlatımda yenilik arayışı, bu akımın en belirgin özelliklerindendir.

İlahi: Allah aşkını, dinî ve tasavvufi duyguları konu alan, genellikle 3-7 dörtlükten oluşan bir nazım türüdür. Tekke edebiyatının önemli bir parçası olan ilahiler, manevi bir atmosfer oluşturarak dinleyicilerde derin duygusal etkiler bırakır. Sözleri genellikle aşk, ayrılık, özlem gibi temaları işler ve dinleyicilere manevi bir haz verebilir.

İmale: Ölçü gereği aruz ölçüsünde açık heceyi kapalı okuma sanatıdır. Bu teknik, Türk şiir geleneğinde sıkça kullanılan bir unsurdur. Aruz ölçüsünün ritmi ve uyumu, imale ile daha da belirgin hâle gelir; şiirin estetik yapısını güçlendirir.

İmge: Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şeyi ifade eder. Düş, hayal ve hülya gibi kavramlarla ilişkilendirilen imgeler, şiirde ve edebiyatta önemli bir yere sahiptir. Şairler, imgeler aracılığıyla duygularını ve düşüncelerini okuyucuya aktarırken onların hayal gücünü ve duygusal zenginliğini harekete geçirirler.

İntak: İnsan dışı varlıkları insan gibi konuşturma sanatıdır. Edebiyat metinlerinde sıkça kullanılan bir teknik olan intak; hayvanlar, bitkiler ya da cansız nesnelerin insan gibi düşünüp konuşmalarını sağlar. Bu şekilde metinlerdeki karakterlerin derinliği ve anlatım gücü artırılır.

İstifham: Soru sorma sanatı olarak tanımlanır. Genellikle cevap beklenmeyen sorularla ifade edilen bu teknik, okuyucunun düşünmeye ve metnin derinliklerine inmeye teşvik eder. İstifham, edebî metinlerde atmosferi zenginleştirir ve okuyucunun dikkatini çeker.

                                                 -K, L-

Kıta: Dört dizelik bölümlerden oluşan şiir veya şiir parçası.

Kafiye (Uyak): Dize sonlarında anlam ve görevleri farklı ses benzerliğidir.

Kaside: Divan şiirinde genellikle din ve devlet büyüklerini övmek maksadıyla yazılan, kafiye düzeni gazel ile aynı olan beyit sayısı çoğunlukla 33-99 arasında değişen nazım şeklidir.

Kavuştak: Şarkı ve türkülerde tekrarlanan dizedir.

Kıt’a: En az 2 en çok 12 beyitten meydana geken divan şiiri nazım biçimidir.

Kinaye: Bir sözü hem gerçek hem de mecaz anlama gelebilecek biçimde kullanarak yapılan söz sanatıdır.

Koçaklama: Yiğitlik, kahramanlık temalarını konu alan koşma türüdür.

Koşuk: İslamiyet’in kabulünden önce Türk edebiyatındaki aşk ve doğa temalarını konu edinen şiir türüdür.

Lebdeğmez: Dudaksıl sesleri kullanmadan söylenen saz şiiri türü.

Lirik Şiir: Şiirde içten gelen duyguların, coşkulu bir dille anlatıldığı türdür.

Leff ü Neşr: Söz simetrisidir. Bir beyit içinde en az iki şeyi söyleyip ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik verme sanatıdır.

Lügaz: Şiir biçiminde oluşturulan bilmecedir.

                                -M, N-

Mahlas: Takma ad.

Mevlit: Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan mesnevi.

Monografi: Belirli bir konu üzerine yazılan inceleme.

Münşeat: Sanatlı düzyazı veya mektupların toplandığı dergi.

Nazım Birimi: Şiirde anlam bütünlüğünü sağlayan en küçük dize birimi.

Nesir: Şiir olmayan söz ve yazı.

Nida: Seslenme söz sanatı.

                                         -O, Ö-

Operet: Seyirciyi eğlendirmek amacıyla sahnelenen, genellikle komik olaylara dayanan ve müzikle zenginleştirilmiş bir tür müzikli tiyatro oyunudur.

Oratoryo: Kutsal konuları işleyen, genellikle müzik eşliğinde sahnelenen, ancak oyun unsuru bulunmayan, daha çok dinî veya tarihî bir konuyu anlatan sahne eseridir.

Orhun Yazıtları: 8. yüzyılda Göktürkler tarafından dikilen ve Türk edebiyatının ilk yazılı belgeleri olarak kabul edilen anıtlardır. Bu yazıtlar, Türk dilinin en eski örneklerini içerir ve Türk kültür tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Orta Oyunu: Halk tiyatrosu geleneğinin bir parçası olan Orta Oyunu, sahnenin etrafının seyircilerle çevrili olduğu bir alanda, belirli bir konu etrafında, yazılı metne dayanmadan dekor ve sahne efektlerinden yoksun olarak oynanan bir tür tiyatro oyunudur.

Otobiyografi: Bir kişinin kendi hayatını, deneyimlerini ve düşüncelerini kendi ifadeleriyle yazdığı eserdir.

Oyun: Sahne performansı için yazılmış, genellikle belirli bir konuyu veya hikâyeyi anlatan, karakterlerin diyaloglarıyla ilerleyen bir tiyatro eseridir.

Ozan: Türk halk edebiyatında kopuz eşliğinde türküler söyleyen şairlere verilen isimdir. Ozanlar genellikle kahramanlık destanları anlatır ve halk arasında önemli bir yere sahiptir.

Öğretici Tür: Bilgi aktarmak, öğretmek amacıyla hazırlanan her türlü eser için kullanılan bir terimdir.

Ön Deyiş: Bir edebî eserin ya da tiyatro oyununun asıl konusundan önce gelen, özetleyici bir bölümdür.

Ön Söz: Bir eserin başında yazar ve eserin amacını hazırlanma sürecini veya diğer önemli bilgileri okuyucuya iletmek için yazılan kısa metindir.

Örtmece: Doğrudan ifade edilmesi uygun olmayan bir konuyu dolaylı yollarla anlatma tekniğidir.

Öz Şiirciler: Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde ses ve ritim üzerinde duran şairleri ifade eder.

Özleştirme: Türkçeye yabancı dillerden alınan kelimeler yerine Türkçe karşılıklar bulma işlemidir.

                                          -P, R-

 

Panteizm: Evrenle Tanrı'nın tek bir varlık olduğunu ileri süren düşünce biçimidir. Bu felsefî görüşe göre evrenin kendisi Tanrı'yı oluşturur ve Tanrı ile evren ayrılamaz bir bütündür. Dolayısıyla evrenin Tanrı'dan ayrı bir varlığı veya yönelimi yoktur.

Parnas: 1850 yılında Fransa'da bazı şairler tarafından romantizmin aşırı duyarlılığına bir tepki olarak başlatılan bir okuldur. Parnasizm, şiirde kişisel duyguların değil; ustalığın ve ölçülülüğün önemsenmesi üzerine kurulmuş bir akımdır. Bu akım, realizmin şiire yansıyan bir biçimi olarak da kabul edilir.

Parodi: Ağırbaşlı ve ciddi bir eserin biçimsel özelliklerini koruyarak onu alaylı bir şekilde taklit eden bir yapıttır. Partiş ise bir yazarın dil ve anlatım özelliklerini taklit etmektir.

Pastoral şiir: Çoban ve kır hayatını konu edinen şiir türüdür. Grekler'in "bukolik" dediği bu türü, Edebiyat-ı Cedideciler "eş’ar-ı raiyane" olarak adlandırmıştır. Pastoral şiir, sade bir dille yazılır ve süsten uzak durur.

Peltikname: Kekeleme şiiri olarak da bilinir. Halk edebiyatının bir nazım şeklidir ve genellikle âşıklar tarafından icra edilir.

Perde: Tiyatro yapıtlarında oyunun belli başlı bölümlerine verilen addır. Pesimizm ise kötümserliği ifade eder.

Pitoresk: Söz veya yazının durumu ve görünüşünün resim konusu olmaya değer olduğunu ifade eder. Plastik sanatlar ise mimarî, resim, heykel gibi üç boyutlu ve hacimli sanatları ifade eder.

Poetika: Şiir üzerine düşüncelerin ve teorilerin bütünüdür. Poetika, güzel sanatların teorisini ve estetiğini ifade eder.

Portre: Bir kişiyi fiziksel görünümü ve ruhsal durumu yönünden en belirleyici özellikleriyle betimlemeyi ifade eder. Pragmatizm ise faydacılığı temsil eder.

Pürizm: Dilde arıcılığı ifade eder.

Rakta: Arap harflerine göre noktalı ve noktasız harfleri kullanarak şiir yazmayı ifade eder. Ramazaniye: Kaside türündeki eserlerde giriş bölümünde ramazanı konu alan bölümdür.

Realizm: Romantizme tepki olarak doğan bir akımdır ve gerçekçiliği temsil eder.

Redif: Şiirde kafiyeden sonra gelen ve yazılışı ve anlamı aynı olan sözcüklere verilen addır. Aynen tekrarlanan ses ya da sözcüklerdir.

Rikkat: Anlatımda ince, hafif ve hoş etki bırakan sözcüklerin kullanılmasını ifade eder.

Risale: Küçük kitap veya broşür anlamına gelir ve genellikle ilim veya sanatla ilgili yazıları içerir.

Ritim: Şiirde hecelerin ses özelliklerinin düzenli biçimde yinelenmesinden doğan ses uyumunu ifade eder.

Roman: Gerçek veya gerçeğe uygun olayları anlatan uzun yazılar demektir.

Romantizm: Klasisizme tepki olarak ortaya çıkan bir akımdır.

Rönesans edebiyatı: Hümanizmaya paralel olarak sanat ve edebiyatta başlayan yenileşme girişimlerini ifade eder.

Röportaj: Bireysel veya toplumsal konular etrafında ilgili bir kişiyle yapılan soru-cevap şeklindeki metinleri ifade eder.

Rubai: Dört dizelik divan şiiri nazım biçimidir.

Rücu: Divan edebiyatının söz sanatlarından biridir ve bir düşünceyi daha güçlü hâle getirmek için söylenen sözden vazgeçer gibi davranılmasını ifade eder.

Rûznâme: Tanzimat'tan sonra günlük türündeki eserlere verilen addır.

                               -S, Ş-

Seci: Nesirde yapılan uyak.

Sadr: Türk edebiyatının zenginliklerinden biri olan "Bir beyitte birinci mısranın ilk parçası ile nesirde cümlenin ilk parçası" kavramını temsil eder. Bu anlamda bir şiirde veya bir metinde, birinci mısranın ilk parçasıyla nesirdeki cümlenin ilk parçası arasında benzerlik kurulmasıyla bir edebî teknik ifade edilir.

Sagu: Türk Edebiyatı'nda hece ölçüsüyle yazılan halk edebiyatında "ağıt" anlamına gelen kavramdır. Divan edebiyatında ise "mersiye" olarak adlandırılan şiirler, bu türün örnekleridir. Bu şiirler genellikle bir acıyı veya bir kaybı dile getirirken içerdikleri duygusal derinlikleriyle dikkat çekerler.

Sâki: Klâsik Türk edebiyatında su veren veya su dağıtan kişiyi ifade eder. Divan edebiyatında ise genellikle içki meclislerinde şarap sunan kimse olarak anılır. "Sakinâme" ise içki sunan kişiye hitaben yazılan şiirlerdir. Bu şiirler genellikle içki meclislerini, içkiyle ilgili âdetleri, düşünce ve duyguları tasvir ederler.

Saliye: Divan edebiyatında yeni yılı kutlamak için yazılan şiirleri ifade eder. Bu tür şiirlerde genellikle girilen yılın tarihini tespit eden bir beyit bulunur. Yeni yılın başlangıcını ve umut dolu dilekleri temsil eden bu şiirler, divan edebiyatının önemli türlerindendir.

Satirik Şiir: Birini yermek veya toplumsal düzensizlikleri eleştirmek amacıyla yazılan şiirleri ifade eder. Bu tür şiirlerde alaycı bir dil kullanılırken toplumun veya düzenin aksayan yönleri eleştirilir.

Satranç: Saz şairleri tarafından aruzun müfte'ilün kalıbıyla ve musammat gazel şeklinde yazılan şiirlerdir. Musammat beyitlerden oluşan bu şiirlerde her mısra kafiyeli iki eşit parçaya bölünür ve alt alta yazıldığında dörtlükler oluşturur. Bu şekil, saz şairlerinin ustalıkla kullandığı bir yapıdır.

Sav: Türk edebiyatında atasözlerine verilen addır. Atasözleri, toplumun birikimini ve yaşantısını yansıtan kısa ve özlü sözlerdir. Savlar, Türk edebiyatının köklü geleneğini yansıtan önemli unsurlardır.

Şaheser: İnsanlık kültürünün en değerli miraslarından biridir. Nesilden nesile aktarılan, eşsiz değere sahip edebî eserlerdir. Sahip oldukları özelliklerle öne çıkarlar ve zaman içinde unutulmaz birer simge haline gelirler. Zengin bir kültür birikiminin ürünü olan şaheserler; her devrin okuyucusu tarafından aranır, okunur ve takdir edilirler. Bu eserler sadece ulusal değil, uluslararası alanda da büyük ilgi görürler ve birçok yabancı dile çevrilirler.

Şairanelik: Özellikle şiirde belirli sözcüklerin tekrarlanarak duygusal ve çağrışımsal anlamlarını yitirmesi durumunu ifade eder. Bu durum, sözcüklerin zamanla kullanılarak kalıplaşmasından kaynaklanır. Ancak şairler, bu durumu aşmak için sürekli olarak yeni ifade ve anlatım yolları ararlar.

Şarkı: Divan edebiyatında Türklerin katkısıyla ortaya çıkmış, dörtlükler hâlinde yazılan ve genellikle bestelenmek üzere hazırlanan bir nazım şeklidir. Şarkılar genellikle aşk, sevgi, tabiat gibi temaları işler ve güzel sanatlar geleneğimizin önemli bir parçasını oluştururlar.

Şathiye: Tasavvuf edebiyatının özel bir türüdür. Tanrı'yla senli benli, samimi bir söyleşi niteliğinde olan bu nazım şekli, insanın manevi yolculuğunu anlatır. İçsel bir derinliğe sahip olan şathiye, okuyucuyu manevi bir keşfe çıkarır ve ruhsal bir zenginlik sunar.

                                                       -T-

Taç Beyit: Bir kasidede şairin adının geçtiği beyittir. Genellikle kasidenin son beytinde bulunur ve şairin mahlasını içerir.

Tahmis: Bir gazelin beyitlerine üçer mısra eklenerek oluşturulan şiir biçimidir.

Takti: Aruzla yazılmış bir şiiri, kalıplarına ayırarak inceleme yapma işlemidir. Aruzun ölçüsü ve kalıpları üzerinde yapılan bir çözümleme sürecidir.

Tardiye: Muhammesin beşinci satırı, öbürleriyle kafiyeli olmayan türüdür. Muhammesin dörtlüklerinin sonuncusunun öteki dörtlüklerle aynı kafiyeyle bitmediği durumlarda kullanılan bir terimdir.

Târiz: Bir sözü karşıt anlamını düşündürecek biçimde söyleme sanatıdır. İğneleme, dokundurma anlamına gelir. Karşıt anlamları çağrıştırarak yapılan bir ifade sanatıdır.

Taşlama: Halk edebiyatında bir kişiyi ya da olayı yeren şiir türüdür. Hiciv amacı güder ve genellikle mizahî bir dille yazılır.

Taştir: Bir gazelin her beytinin dizeleri arasına üçer dize eklenerek oluşturulan şiir biçimidir. Mevcut bir gazelin beyitlerine yeni dizeler eklenerek genişletilmiş bir şiir ortaya çıkarılır.

Tecahül-i Arif: Bir şairin bildiği bir gerçeği bilmez görünerek söz söyleme sanatıdır. Şair, bilgisini gizleyerek okuyucunun veya dinleyicinin dikkatini çekmeye çalışır.

Telmih: Söz arasında tarihsel bir olaya veya kişiliğe işaret etme sanatıdır. Konuşma sırasında özellikle edebî metinlerde, dolaylı olarak bir olay veya kişiye gönderme yapma anlamına gelir.

Tema: Bir eserin bütününde işlenen konu, düşünce, kavram veya ana duygu olarak tanımlanır. Öğretici veya edebî bir eserde temel odak noktasını oluşturur.

Terdit: Beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak, demektir.

                                           -Ü, V, Y, Z-

 

Üslup: Bir yazarın kendine özgü anlatım tarzını ve biçimini ifade eder. Her yazarın kendi üslubu vardır ve bu, eserlerini diğerlerinden ayıran ve onlara özgü kılan bir özelliktir.

Varoluşçuluk: II. Dünya Savaşı sonrasında Fransa'da ortaya çıkan bir edebiyat akımıdır. Bu akım, savaşın getirdiği acılar ve insanın varoluşsal sorunları üzerine odaklanır. Varoluşçuluk; insanın varoluşunu, özgürlüğünü, anlam arayışını ve sorumluluklarını ele alır. Egzistansiyalizm olarak da adlandırılan bu akım, bireyin özgürlüğü ve seçimleriyle ilgili derin düşünceler içerir.

Varsağı: Türk Halk edebiyatında kullanılan bir nazım şeklidir. Bre, hey gibi ifadelerle başlayan ve genellikle beste eşliğinde söylenen âşık edebiyatı ürünlerinden biridir. Varsağı, genellikle duygusal ve içten anlatımlara sahiptir.

Vodvil: Seyirciyi güldürmeyi amaçlayan bir tiyatro türüdür. Kaba nüktelerle örülmüş, şarkılar ve müziklerle desteklenen vodvil oyunları, genellikle hafif ve eğlenceli içeriklere sahiptir.

Yan anlam: Bir sözcüğün gerçek anlamından çok uzaklaşmadan kullanıldığı kelime grubu veya cümle içinde kazandığı yeni anlamı ifade eder.

Yekahenk gazel: Beyitleri arasında konu birliği bulunan gazel türünü ifade eder.

Yekavaz gazel: Tüm beyitleri aynı güzellikte ve özgünlükte olan gazelleri ifade eder.

Yuğ: İslamiyet öncesi Türk edebiyatında ölen birinin ardından yapılan cenaze törenine denir.

Zihaf: Aruz ölçüsünde, vezin gereği kapalı heceyi açık olarak okumayı ifade eder.

Ziyade: Müstezatta kısa mısralara verilen bir isimdir.

 


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIMLAR
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN

>>>TIKLAYIN<<<


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<


EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ

>>>TIKLAYIN<<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiye ederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz: