|
eğitim öğretim ile ilgili belgeler > konu anlatımlı dersler > Edebiyat dersi ile ilgili konu anlatımlar
DÎVAN EDEBİYATINDA KAFİYE (UYAK) TÜRLERİ NELERDİR? ÖZELLİKLERİ NELERDİR? DÎVAN EDEBİYATINDA KAFİYE
Divân Edebiyatında Kafiye (Uyak) Türleri Nelerdir? Özellikleri Nelerdir?
Kafiye, aruz vezniyle birlikte Divân şiirinin iki temel âhenk unsurundan biridir. En az iki mısra sonundaki ses tekrarı olarak tanımlanabilen kafiye, redifsiz manzumelerde mısra ya da beyit sonlarında, redifli manzumelerde ise rediften hemen önceki ses ya da seslerin tekrarıyla oluşan bir âhenktir. Nazım biçimleri, kafiyenin kullanım sıklığını ve düzenini belirler.
Klasik Türk şiirinde kullanılan kafiye sistemi, aruz vezni gibi Arap şiirinden Fars şiirine, oradan da Türk edebiyatına geçmiştir. Bu âhenk sisteminde kafiye, tek bir ünsüz ya da uzun ünlü (revî) tekrarıyla veya birden fazla ses benzeşmesiyle meydana gelebilir. Tek bir sesin tekrarıyla oluşan kafiyelere "mücerred kafiye", birden fazla sesin tekrarıyla elde edilenlere ise "mürekkeb kafiye" denir. Mürekkeb kafiye; mürdef, mukayyed ve mü’esses olmak üzere üç türdür ve bu adlandırmada ridf, kayd, te’sîs ve dahîl adı verilen kafiye harfleri esas alınır.
Divân şiirinde dokuz kafiye harfi bulunur. Bu harfler arasında en önemli olanı revîdir. Diğer sekiz harf, dört tanesi revîden önce, dört tanesi de revîden sonra kullanılabilir. Revîden önce gelen harfler ridf, kayd, te’sîs ve dahîl olarak adlandırılır. Ridf, revîden hemen önce gelen uzun ünlü (â, û, î), kayd ise revîden önceki harekesiz bir ünsüzdür. Te’sîs, revî ile arasında harekeli bir ünsüz bulunan elif iken dahîl bağımsız bir kafiye harfi olmayıp te’sîsle birlikte kullanılır. Ridf ve revî ile oluşturulan kafiyeye "mürdef", kayd ve revî ile yapılan kafiyeye "mukayyed", te’sîs, dahîl ve revî ile yapılan kafiyeye ise "mü’esses kafiye" denir.
Redîf, şiirde bulunması şart olmamakla birlikte Divân şairlerinin sıkça kullandıkları bir âhenk unsurudur. Redîfi, "revîden sonra gelen ve aynen tekrarlanan ses veya seslerin tamamı" olarak tanımlayabiliriz. Redîfli manzumelere "müreddef" denir.
Divân Edebiyatında Kafiye Çeşitleri
Harflerine Göre Kafiye Çeşitleri
q Kafiye-i Mücerrede: Bu kafiye türü, sadece revî harfinin tekrarı ile oluşur. Örneğin, “…ser” ve “…seher” ya da “…gül” ve “…bülbül” kelimelerinde olduğu gibi. Eğer revî harekesizse tevcîhin tekrarı gerekir, bu da aynı örneklerde görülebilir.
q Kafiye-i Mürekkebe: Birden fazla sesin benzeşmesiyle meydana gelen kafiyelerdir. Bu türde, revî harfinin yanı sıra ridf, kayd veya te’sîs gibi kafiye harflerinden biri de tekrarlanır. Örnek olarak “…selâm” ve “…intikam”, “…meyl” ve “…seyl”, “…terâne” ve “…kemterâne” ile “…mâhir” ve “…tâhir” kelimeleri gösterilebilir.
Kafiye-i mürekkebe, içinde kullanılan harflere göre üç alt türe ayrılır:
· Kâfiye-i Mürdefe (Mürdef Kafiye): Revî harfinden önce ridf (â, û, î) bulunan kafiyelerdir. Örneğin, “…cihân” ve “…nişân”, “…sürûr” ve “…huzûr”, “…sîr” ve “…tîr” kelimelerinde olduğu gibi.
· Kafiye-i Mukayyede (Mukayyed Kafiye): Revî ve kayd harflerinin birlikte kullanılmasıyla oluşan kafiyelerdir. Örneğin, “…mest” ve “…elest” kelimelerinde görüldüğü gibi.
· Kafiye-i Mü’essese (Mü’esses Kafiye): Revîden önce dahîl, ondan önce de te’sîs harfi bulunan kafiyelerdir. Örneğin, “…kerâmet” ve “…işâret” kelimelerinde olduğu gibi.
İltizâm: Bu kafiye türü, birden fazla revî harfinin bulunması durumudur. Buna lüzûm mâ-lâ yelzem de denir. Örneğin, “…haseb” ve “…neseb” kelimelerindeki “b” ve “s” harfleri veya “…zafer” ve “…nefer” kelimelerindeki “f” ve “r” harfleri gibi. İltizâm, nesirde de kullanılabilir.
Cinaslı Kafiye: Osmanlı Dönemi’nde yazılmış kafiye risalelerinde yer almamakla birlikte günümüzde cinaslı kelimelerle yapılan kafiyeye cinaslı kafiye adı verilir.
Divân Edebiyatında Kafiye ile İlgili Bazı Terimler
Kafiye, kelime anlamı olarak başın arkası veya ense demektir ancak edebî terim olarak beytin sonunu ifade eder. Divân şiirinde kafiye, revî harflerinin tekrarıyla oluşturulur. Revî, devenin yükünü bağlayan ip anlamına gelir.
Revî, redifsiz kafiyelerde mısra veya beytin sonunda, redifli kafiyelerde ise mısranın ortasında, hatta ilk kelimesinde bile bulunabilir. Kafiyeden sonra gelen ve tekrarlanan ek veya kelimeler redif olarak adlandırılır. Redif, revîden sonra gelen ve anlam veya işlev bakımından aynı olan ek, kelime veya kelime grubudur.
Redifli şiirlere müreddef, redifli kafiyelere ise kâfiye-i mürdefe denir.
Tarsî:
Tarsî, şiir sanatında mısra sonlarındaki kafiyelerden önce, iki mısrada paralel olarak aynı vezinde bulunan kelimelerin birbiriyle kafiyeli olması durumudur. Tarsî'nin kullanıldığı beyit ya da mısralara murassa denir. Bu murassa beyitler, aynı zamanda zü’l-kavâfî beyitler olarak da adlandırılır. Ancak tarsîde kelimelerin aynı vezinde olması gerektiğinden her zü’l-kavâfî beyit murassa olmaz.
Kafiye Kusurları Nelerdir?
"Kafiye Kusurları" başlığı altında toplanan “Uyûb-ı Kafiye”, beş farklı şekilde karşımıza çıkar:
a) Ridf Farklılığı: Kafiye oluşturulurken revîden (son sessiz harften) önce gelen uzun ünlülerin farklı olması bir kusurdur. Örneğin, "mâr" ve "mûr" kelimeleri bu tür bir hatayı gösterir.
b) Kısa Ünlülerin Farklılığı: Kafiyede kısa ünlülerin farklı olması da bir kusur olarak kabul edilir. "Gül" ve "gil" kelimeleri bu duruma örnektir.
c) Revî Farklılığı: Revî harfinin farklı olması, kafiyede önemli bir kusur olarak değerlendirilir. Ancak bu kusurun gerçekleşmesi için kafiyelerin çıkış yerlerinin yakın olması şarttır. Örneğin, "sabâh" ve "sipâh" kelimelerinde olduğu gibi; "sabâh" kelimesindeki h ve "sipâh" kelimesindeki h bu duruma örnektir. Özellikle Arapça ve Farsça kelimelerde sıkça rastlanır. "Mekteb" ve "hep" kelimeleri arasında görülen farklılık da bu türdendir. En yaygın ikfâ çeşidi, "b" ile "p" harfleri arasındaki farklılıktan oluşur. Yazılışta imlâ birliğini korumak amacıyla imlâyı değiştirmek de bu gruba dâhildir.
d) Aynı Kafiyenin Tekrarlanması: Şiirde aynı kafiyenin tekrarlanması da bir kafiye kusuru olarak kabul edilir. Bu durum, şiirin âhengini bozabilir ve tekdüzelik yaratabilir.
e) Revî Harfinin Harekeli ve Sakin Olması: Revî harfinin bir yerde harekeli (sesli harfle) iken başka bir yerde sakin (sessiz) olması da kafiye kusurlarından biridir. Bu, şiirin akışında tutarsızlığa neden olur ve estetik uyumu zedeler.
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<
“EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ TEST SORULARI, SORULAR”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
“EDEBİYAT DERSİ İLE İLGİLİ YAZILI SORULARI”
SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN<<<
|
Yorumlar
....
9. **Yorum** >>>
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm
->Yazan: Buse. Er
8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla
7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm
ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..
6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın
devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.
5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline
sağlık.
->Yazan: efe .
4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok
sagolun
->Yazan: rabia..
3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi
kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok
iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim
->Yazan: pınar..
2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum
özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..
1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiye ederim.
->Yazan: Hasan Öğüt.