|
Eğitim Öğretim İle İlgili Yazılar, Çalışmalar, Belgeler > Şiir Koleksiyonu, Şiir Antolojisi > Mehmet Akif Ersoy’un Şiirlerinden Seçmeler, Safahat Şiirleri
AZİM ŞİİRİ (SAFAHAT ŞİİRLERİ) (MEHMET AKİF ERSOYUN ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER)
Sa'di, o bizim Şark'ımızın ruh-i kemali,
Bir ders-i hakikat veriyor, işte :
"Vaktiyle beş on kafile sahraya düzüldük;
Gündüz yürüdük hep, gece bir menzile geldik.
Çok geçmedi, baktım, bir adam hasir ü haib
Koşmakta Meğer eylemiş evladım gaib.
Biçare gidip haymelerin hepsine sormuş;
Bir taş bile görmüşse, hemen oğluna yormuş.
Avare peder, nerde bulursun onu! derken
Gördüm ki ciğer-paresinin tutmuş elinden,
Lebriz-i meserret geliyor bizlere doğru,
Taşmış da gözünden akıyor şimdi süruru!
Yaklaştı şütürbana nihayet , dedi yekten:
|
"Evladımı buldum Nasıl amma? Onu bilsen
Karşımda ne görsem, o! dedim geçmedim asla.
Aldatsa da tahminimi binlerce heyula,
Azmimde fütur eylemedim, ye'si bıraktım
Madam ki dünyadadır elbet bulacaktım
Kumlarda yüzüp, zulmetin a'makına daldım;
Hep ruh kesildim Ne boğuldum, ne bunaldım.
Tevfik-i İlahi edip en sonra inayet,
Gördüm gözümün nurunu karşımda nihayet ."
İm'an ile baksak oluyor işte nümayan,
Sa'di bize göstermede bir meslek-i irfan:
Bir gaye-i maksuda şitab eyleyen adem,
Tutmuşsa bidayette eğer azmini muhkem,
Er geç bulacak sa'y ile dil-hahını elbet.
Zira bu şu'un-zar-ı tecellide, hakikat,
Tevfik, taharriye, taharri ona aşık;
Azmin de emel lazımıdır, gayr-ı müfarık.
Olsun da emel azm ü taharriye mukarin;
Tevfik zuhur eylemesin sonra Ne mümkini
Ba'zen iki üç haybet olur rehzen-i ümmid
İnsan o zaman etmelidir azmini-teşdid.
Ye'sin sonu yoktur, ona bir kerre düşersen
Hüsrana düşersin, çıkamazsın ebediyyen!
Mahkum olarak ye'se şu biçare peder de,
Evladım şayed o karanlık gecelerde,
Vaz geçmiş olaydı aramaktan, ne bulurdu?
Elbet biri candan, biri canandan olurdu!
|
|