|
Eğitim Öğretim İle İlgili Yazılar, Çalışmalar, Belgeler > Şiir Koleksiyonu, Şiir Antolojisi > Mehmet Akif Ersoy’un Şiirlerinden Seçmeler, Safahat Şiirleri
AZİMDEN SONRA TEVEKKÜL ŞİİRİ (SAFAHAT ŞİİRLERİ) (MEHMET AKİF ERSOYUN ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER)
Bir kerre de azmettin mi, artık Allah'a dayan
– Allah'a dayanmak mı? Asırlarca dayandık!
Düştükse bu hüsrana, onun narına yandık!
Yetmez mi çocukluktaki efsaneye hürmet?
Hala mı reşid olmadı, hala mı bu ümmet ?
Dersen ki: Ufuklarda bir aydınlık uyansın;
Maziye ateş vermeli, baştan başa yansın!
Şaşkınlık olur köhne telakkileri ihya;
Şeyda-yı terakki , koşuyor, baksana dünya.
Elverdi masal dinlediğim bunca zamandır;
Ben kanmıyorum, git de sen aptalları kandır!
– Allah'a değil, taptığın evhama dayandın;
Yandınsa eğer, hakk-ı sarihindi ki yandın.
Mefluç ederek azmini bir felc-i iradi,
Yattın, kötürümler gibi, yattın mütemadil
Madem ki didinmez, edemez, uğraşamazsın;
İksir-i bekaa içsen, emin ol, yaşamazsın.
Mevcud ise bir hakk-ı hayat ortada, şayed,
Mutlak değil elbette, vazifeyle mukayyed.
Takyid-i İlahi ki: Bila-kayd ona münkaad,
Kalbinde cihanlar daraban eyliyen eb'ad.
La-kayd olamazdın, biraz insafın olaydı,
Duydukça bütün sine-i hilkatten o kaydı.
|
Allah'a dayandım! diye sen çıkma yataktan
Ma'na-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nadan!
Ecdadım, zannetme, asırlarca uyurdu;
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şahid:
Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid.
Alemde tevekkül demek olsaydı atalet,
Miras-ı diyanetle yaşar mıydı bu millet?
Çoktan kürenin meş'al-i tevhidi sönerdi;
Kur'an duramaz, nezd-i İlahi 'ye dönerdi.
Dünya koşuyor söz mü? Beraber koşacaktan;
Heyhat, bütün azmi sen arkanda bıraktın!
Madem ki uyandın o medid uykularından,
Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan.
Ensendekiler leş diye çiğner seni sonra;
Ba'sin de kalır ta gelecek nefha-i Sür'a!
Çiğner ya , tabi'i, ne düşünsün de bıraksın?
Bir parça kımıldan, diyorum, mahvolacaksın!
Dünya, koşuyorken yolun üstünde yatılmaz;
Davranmıyacak kimse bu meydana atılmaz.
Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da;
Maziyi, fakat, yıkmaya kalkışma bu yolda.
Ahlafa döner, korkarım, eslafa hücumu:
Mazisi yıkık milletin atisi olur mu?
Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha:
Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha!
|
|