Eğitim Öğretim İle İlgili Yazılar, Çalışmalar, Belgeler > Şiir Koleksiyonu, Şiir Antolojisi > Mehmet Akif Ersoy’un Şiirlerinden Seçmeler, Safahat Şiirleri

SANATKAR ŞİİRİ (SAFAHAT ŞİİRLERİ) (MEHMET AKİF ERSOYUN ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER)

 

- Mister Archibald Bullok Roosevelt Cenablarına-

Şu macerayı işittim birinden, üç sene var,

Olur ki dinleyecek bir meraklı kimse çıkar.

 

Zevali beş geçe, Boston'dan ayrılınca tiren,

Vagonda volta vuranlar dağıldılar birden.

Demek: Sekiz kişilik hücre, şimdi, sade benim

O halde yan gelirim, dinlenir başım, beynim.

Dışarda vecd ile dönsün sema, ufuk, toprak,

Gömüldüğüm köşe sabit değil mi, sen şuna bak!

Aman ne zümrüt ağaçlar!.. Ne dalga dalga ekin!.

Çiçek mi, ev mi?.. Ne köyler: Şehir kadar zengin!.

Yolun güzelliği lakin!.. Aman ne manzaralar!..

Ne çok da fabrika!..

Derken, içim yavaşça dalar;

Deminki hatıralardan ne iz kalır, ne de yer.

Batar, çıkarken uzaklarda ben zavallı meğer,.

 

Bizim sekiz kişilik hücre durmamış yalnız:

Meğerse karşıma doğmuş ki bir civan yıldız,

Nazar - kamaştığı berkıyle bi-mecal-i şühud -

Kalır ayaklarının ta ucunda gaşy-ı sücud!

Yanında - aşığı hiç şüphe yok - sevimli,- kibar,

Bütün hututu yüzün gösterir ki: San'atkar;

Uzunca boylu, ağırbaşlı, bir necib erkek.

Bu çifte kumrular ürkerse, pek yazık, diyerek,

Köşemde ben yine sessizce bir zaman tünedim;

Lüzumu hiç bile yokmuş ya, sonradan denedim!

Bulutlu gözleri cananda, kendi müstağrak;

Feza yıkılsa, kızın ruhu belki duymayacak!

Bu aşığınsa - vakuur alnı çizgi çizgi fütur -

Derin bakışları dalmış semaya duradur.

O, şimdi cevvi süzerken, yanında Leyla'sı,

Gözünde kurduğu atilerin heyulası,

Senin bu gölge vücudunla nerden uğraşacak?

Unut da kendini artık, ııe söylüyor, kıza bak:

— Emir! O sonraki üç parça yok mu, pek müdhiş;

Bu şaheserleri ömründe sahne dinlememiş.

Nasıl, bulutlara yangın verir de yaz güneşi,

Yakarsa gökleri şimşeklerin seri' ateşi;

Senin de çalmadı parmakların, tutuşturdu,

Ziya adımları altında haykıran udu!

Ne hisle inledi karşında sineler, bilsen,

Kümeyle tellere birden alev dökerken sen!

Kanar, yanar gibi yüzlerce bülbülün kalbi,

O perde perde tüten nevha neydi, ya Rabbi!

Evet, bizim medeni Garb'ın ilk işittiği ses,

Çölün yanık yüreğinden kopup gelen bu nefes,

Nida-yı Hak gibi edvarı hasreden bu hitab.

Huda bilir ki, inerken o yıldırım mızrab,

 

Gelirdi hep bana: Mısr'ın, Irak'ın, İran'ın,

Tihame'nin,  Yemen'in,  Gazne'nin,  Buhara'nın,

Hülasa, Hind ile Sind'in serab-ı mazisi,

Duman duman, tütüyor her harabeden hissi!

— Fakat, bu sözleri aczim nasıl  benimseyecek?

Teşekkür etmeye insan hicab eder

— Ne demek?

Tevazu'un da olur bir nisabı, haddini bil!

— Benimse ancak odur bildiğim.

— Hiç öyle değil!

Dehanı gizlemenin artık ihtimali mi var?

Bugünkü konseri hayretle dinleyen kafalar,

— Ki san'atin yaşayan bellibaşlı devleridir -

Ne manzaraydı: Nihayet, eğildiler bir bir!

Zaman zaman kopan alkışların içinde, hele,

Godoski'nin seni tebrik edip de hürmetle:

Emir! O kudrete eş varsa, nerde, bilmiyorum,

Ne muhteşem çalıyorsun!  Seninle mağrurum.

Bütün senaların üstündesin, bugün demesi,

O şaheser ki, tutulmuştu herkesin nefesi!

— Sever fakiri de

— Yok yok, değişmedikçe şiar,

Fakiri hiç seven olmaz: Dolar sever bu diyar.

Senin diyarını bilmem, o başka olsa gerek?

— Hayır, bir at başıdır varsa farkımız, pek pek!

— O halde, aynı kopuklarmışız, felakete bak!

— Fakat, Godoski'yi layık değildi hırpalamak.

Bırak, uzaklara hakim deha-yı san'atini,

Görür yakındakiler ruhunun asaletini.

Onun da yoksa duyan kalbi sinesinde eğer,

Vücud-i hilkate bir mi'deden kefen çekiver!

 

— Peki! Öbürleri? Onlar da sanki dostun mu?

— Değil.

— Ne söylediler sonradan, unuttun mu?

—Bu türlü bir viyolonsel işitmedikti, Emir!

Büyük dehalar eder böyle nadiren teshir,

Küçük dehaları sarsan bu kanlı, canlı sazı,

Şu var ki, harika alemde: Udunun tarzı.

Evet bizim çelo gayet belalı, çok müşkil,

Fakat, kemalini bulmuş, bu, lakin, öyle değil:

Bütün tekamüle asi bir ibtidai saz;

O çağlayan gibi sesler bu sineden taşamaz,

Ne olsa nafile!., derken, muhiti susturdun:

Göründü na-mütenahi zaman zaman udun.

Peki! Cemile mi bunlar?

— Nedir ya?

— Merhamet et,

Riyaya benzeyecek, korkarım ki mahviyyet!

Dehana sahib ol artık!..

— Dehayı, şimdi, bırak,

Kemale yaklaşabilmek hayali benden uzak!

— Nedir bu, aynı soğuk perdelerde, aynı karar?

— Şudur ki: Yükselemez kollarıyla san'atkar-,

Deha için kanat ister; benimse yok kanadım.

—  Senin mi yok kanadın? Hızlı söyle, anlamadım!

Demin, şevahik-ı san'at bulunca payanı,

Nasıl süzüldün aşarken hudud-i imkanı?

Ne türlü yol bulabildin bu seyri temdide?

Yayan dolaşmadın elbette la-tenahide!

Kanatsızım demen artık tuhaf değil mi biraz?

Birer kanat da o, yadımda çırpınan, iki saz.

Aceb, hayali tararken sema-ya ilhamı,

 

Cenahı dört açılır böyle bir deha var mı?

Nebilerin damarından damarlarındaki kan;

O kanda bir galeyan: Şark'a en temiz heyecan.

Peyinde, herbiri a'sara hakim, ecdadın;

Önünde, şimdiden atiyi peyleyen yadın

Şu yurda geldi mi, bilsem, senin kadar mes'ud?

— Sa'adet öyle mi? Yok yok, seraba verme vücud!

Çocukluğumda, evet, bahtiyar idim cidden,

Harim-i ailenin farkı yoktu cennetten.

Eşikten atladığım gün değişti, lakin, cev;

Kuşattı parçalanan Şark'ı bir duman, bir alev.

Durur mu, almış ateş hanümam bir kere?

Bütün mefahiri tarihimin serildi yere;

Harabe kalmadı hatta o şanlı maziden!

Meğer, bu haybetin altında kıvranırken ben,

Kopar kopar da gidermiş o lime lime diyar!

Dönünce arkama, baktım: Ne yer durur, ne de yar,

Yabancı ellere geçmiş, birer birer, hepsi;

Kalan şu kubbede, haşir bir ümmetin ye'si!

— O ye'si inletiyordun, değil mi, uduna sen?

— Değil ki udu, bütün  kainatı inletsen,

Figana  söyletebilmek  bir  ızdırabı,  hayal!

Diyordu şairi Hind'in o feylesof İkbal:

Heyecana verdi gönülleri,

Heyecanlı sesleri gönlümün;

Ben o nağmeden müteheyyicim:

Ki yok ihtimali terennümün.

Benim de kalb-i harabımda duyduğum hicran,

Henüz duyulmadı mızrabımın lisanından.

O bir semum, onu nerden duyursun üç beş ah?

Duyurmuyor ki, demin pek görünmedin agah,

Neşideler okudun bil'akis  sa'adetime!

 

Gücenme hayret edersem bu mazhariyyetime!

Gücenme, anla nihayet ki: Bir bela-zedeyim,

Kader dedikleri unsurla pençeleşmedeyim.

Kolum, kafam, gece gündüz didişmeden bi-tab;

Ayaktayım henüz amma, serildi, gitti şebab.

Serildi, hem de nasıl bir zamanda, haybete bak:

Zafer hayalini geçtim, halas ümidi uzak!

Helaki boyladı atiye' attığım her adım;

Değilse, hangi hezimet çıkar ki, uğramadım?

Yığınla, kül kesilen  yurdumun hayaleti  mi?

Vatansız ümmetimin derbeder sefaleti mi?

Hazan yeliyle harab öksüz aşiyanım mı?

Fezaya savrulan avare hanümanım mı?

Yerinde yeller esen ma'bedim mi, türbem mi?

Civan çöl kadar ıssız harim-i Ka'bem mi?

İçin için kanayan dinimin serilmesi mi?

Bu his harabesi üstünde baykuşun sesi mi?

Hülasa, görmediğim cilve hangi faciadır?

Yarınki perdeyi bilmem, o şimdilik bir sır;

Fakat, bugünkünü dinlersen, ihtisar edeyim:

Sularla engine düşmüş bir eski teknedeyim;

Hayata avdetimin, galiba, yok imkanı.

Nedir ki, ailemin en muazzez erkanı,

Yanımdalar ya, ne olsak beraberiz derken,

Kopan borayla bizim tekne ayrılır da hemen,

Birer birer dağılır her çatırdayan kemiği.

Kaza sürükleyedursun hayal olan gemiyi

-Hayır, hayali de yok gör ki şimdi meydanda!

Şu ben ne uğraşırım kaldığım bu ummanda?

Tutunduğum iki biçare tahta parçasıdır,

Nasıl bu dağ kesilen dalgalarla çarpışılır?

Bulutların yayılır perde perde kabusu;

 

Çöker fezalara artık leyalin en koyusu.

Sağım, solum, önüm, arkam yığın yığın zulmet;

Ne gaye belli, ne mevki', ne veçhe var, ne cihet.

Döner döner çıkamam, ye's içinde kıvranırım;

Mezara canlı giren bir zavallıyım sanırım!

Zaman olur, kabaran dalgalarla savrulurum;

Zaman olur, açılan bir cehennemi uçurum,

İner benimle beraber fezayı inleterek;

Zaman  olur,  bulut altında  gizlenen  şimşek,

Deşer de zulmeti, bir sahne gösterir ki, inan,

Bütün bütün beni bizar eder hayatımdan:

Kaderle pençeleşilmez, ecelse beklediğim,

Şu tahta parçalarından tecerrüd etmeliyim

Yeter boğuştuğum artık derim Hayır, duramam,

Taş olsa baş vururum, intihara baş vuramam!

Batar, çıkar, giderim

— Söyledim ya,  şimdi,  Emir,

Nebilerin kanı ruhunda hükmeden te'sir.

— Evet, batar, çıkarım - galiba - ilerlemeden,

Senin kanat dediğin tahtalarla hala ben!

O tahtalar ki, bir onlar elimde, varsa, kalan,

Yıkık şebabımın enkaaz-ı tarumarından.

— Gurubu seyredecektik, demin, değil mi? Yazık:

O pembelik  bile mağribde bir hayal artık!

Yetim ufuklara çökmüş de akşamın hüznü,

Acıklı sineye dönmüş, çevir de bak yüzünü.

— Yetim ufuklar! okşar durur şu anda şafak,

Şafak sönünce de, yıldızlar okşayıp duracak;

Acıklı sineyi dersen, güneşlidir yarına.

Fakat, benim gecemin simsiyah ufuklarına,

 

Şu kubbeden ne ziya var, ilaç için, ne şada,

Bütün nasibi o ıssız, o sermedi yelda!

Harim-i kalbime indim mi, titrerim tir tir,

Adım başındaki iz, çünkü bir gurub izidir.

Evet, gurub izi, lakin, adem misali derin,

Tulu'u mahşere kalmış batan güneşlerimin!

Neden, fakat, heyecanın? Nedir yüzündeki yaş?

Sonunda yolcunu incitme, ey güzel yoldaş!

Huda bilir ki dayanmaz, taş olsa bir sine,

O gözlerinde dönen sağnağın dökülmesine.

Hayır! Yakar beni derdimle aşina çıkman,

Bırak, ben ağlıyayım,. sen çekil de karşımdan.

Bela mı kaldı ki dünya evinde görmediğim?

Bırak, şu yaşları, hiç yoksa, görmeden gideyim!

 

MEHMET AKİF ERSOY’UN ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER, SAFAHAT ŞİİRLERİ
"
SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN<<<

ŞİİR KOLEKSİYONU, ŞİİR ANTOLOJİSİ " SAYFASINA GERİ DÖNMEK İÇİN
>>>TIKLAYIN <<<

"
EĞİTİM ÖĞRETİM İLE İLGİLİ BELGELER
” SAYFASINI GÖRMEK İSTERSENİZ
>>>TIKLAYIN <<<

Yorumlar

....

9. **Yorum**
->Yorumu: şahane bir site burayı sevdimm 
->Yazan: Buse. Er 

8. **Yorum**
->Yorumu: SIZIN SAYENIZDE YÜKSEK BIR NOT ALDIM SIZE TESSEKÜR EDIYORUM...
->Yazan: sıla

7. **Yorum**
->Yorumu: valla bu site çok süper .Bu siteyi kuran herkimse Allah razi olsun tüm ödevlerimi bu siteden yapiyorum.saolun mugladan sevgiler...:).
->Yazan: kara48500..

6. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel bir site. kurucularına çok teşekkür ederim başarılarınızın devamını dilerim.
->Yazan: Tuncay.

5. **Yorum**
->Yorumu: ilk defa böyle bi site buldum gerçekten çok beğendim yapanların eline sağlık. 
->Yazan: efe .

4. **Yorum**
->Yorumu: ya valla çok güzel bisi yapmışınız. Çok yararlı şeyler bunlar çok sagolun 
->Yazan: rabia..

3. **Yorum**
->Yorumu: Çok ii bilgiler var teşekkür ederim. Çok süper... Ya bu siteyi kurandan Allah razı olsun ..... süperrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Çok iyiydi. isime yaradı. Her kimse bu sayfayı kurduğu için teşekkür ederim 
->Yazan: pınar..

2. **Yorum**
->Yorumu: çok güzel site canım ben hep her konuda bu siteyi kullanıyorum özellikle kullanıcı olmak zorunlu değil ve indirmek gerekmiyor
->Yazan: ESRA..

1. **Yorum**
->Yorumu: Burada muhteşem bilgiler var hepsi birbirinden güzel size de tavsiyeederim. 
->Yazan: Hasan Öğüt.

>>>YORUM YAZ<<<

Adınız:
Yorumunuz:


Yorumunuzda Silmek istediğiniz kelime veya cümle varsa kelimeyi fare ile seçin
ve
delete tuşuna basın...

 


 E Mail
(Zorunlu Değil):