|
Eğitim Öğretim İle İlgili Yazılar, Çalışmalar, Belgeler > Şiir Koleksiyonu, Şiir Antolojisi > Mehmet Akif Ersoy’un Şiirlerinden Seçmeler, Safahat Şiirleri
VAHDET ŞİİRİ (SAFAHAT ŞİİRLERİ) (MEHMET AKİF ERSOYUN ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER)
Huzeyfetü'l-Adevi der ki:
Harb-i Yermuk'ün,
Yaman kızıştığı bir gündü, pek sıcak bir gün.
İkindi üstü biraz gevşeyince, sanki, kıtal,
Silahı attım elimden, su yüklenip derhal,
Mücahidin arasından açıldım imdada,
Ağır yarayla uzaklarda kalmış efrada.
Ne ma'rekeydi ki, çepçevre, göğsü kandı yerine
Huda 'ya kalbini açmış, yatan bu gövdelerin,
Şehidi çoksa da, gazisi hiç mi yok?.. Derken,
Derin bir inleme duydum Fakat, bu ses nerden?
Sırayla okşadığım sineler bütün bi-ruh
Meğerse amcamın oğluymuş inleyen mecruh.
|
Dedim: Biraz su getirdim, içer misin, versem?
Gözüyle Ver! demek isterken, arkadan bir elem,
Enine başladı. Baktım: Nigah-ı merhameti,
Götür! deyip bana imada ses gelen ciheti. .
Ne yapsam içmiyecek, bostu, anladım, ibram;
O yükselen sese koştum ki: As'ın oğlu Hişam.
Görünce gölgemi birden kesildi nevhaları;
Su istiyordu garibin dönüp duran nazarı.
İçirmek üzre eğildim, üçüncü bir kısa ah !,
Hırıltılarla boşanmaz mı karşıdan, nagah!
Hişam'ı gör ki: O halinde kaslarıyla bana,. ,.
“Ben istemem, hadi, git ver, diyordu, haykırana.”
Epey zaman aradım ah eden o muhtazarı.
Yetiştim, oh, kavuşmuştu Hakk'a son nazarı!
Hişam'ı bari bulaydım, dedim, hemen döndüm:
Meğer şikarına benden çabuk yetişmiş ölüm!
Demek, bir amcamın oğlunda vardı, varsa, ümid.
Koşup hizasına geldim: O kahraman da şehid.
Şark'ın ki mefahir dolu, mazi-i kemali,
Ya Rab, ne onulmaz yaradır şimdiki hali!
Şirazesi kopmuş gibi, manzüme-i iman,
Yaprakları yırtık, sürünür yerde, perişan .
Vahdet mi şiarıydı? Görün şimdi gelin de:
Her parçası bir mel'abe eyyamın elinde!
Tarihine mev'üd-i ezelken ebediyyet,
Ey, tefrika zehriyle şaşırmış giden, ümmet !
Nisyana çıkan yolda mı kaldın güm-rah?
La-havle 've la-kuvvete illa billah!
|
|