|
eğitim öğretim ile ilgili belgeler > tiyatro oyunları, skeçler, piyesler, oratoryolar
ADALET (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR)
ŞAHISLAR: ORHAN,ZİŞAN,OSMAN,FEHİMAN,GÜZİN.
Zişan: Orhan,Gülhan Nineyle Halis Amca çok perişanlar. Ne yapabiliriz?
Orhan:Niye Zişan? Çok şükür evlatları var,durumları iyi. Onlar da mı perişan olacak?
Zişan: Ne evladı Orhan? Hiç biri yok ortada,hepsi dağılmış.
Orhan:Nasıl olur? En küçük oğlu ile beraber oturuyordu. O da mı ayrılmış?
Zişan: Çoktan gitmiş. Babası bütün malını mülkünü ona devretmiş.O da işini başka bir şehre nakledip yok olmuş ortadan. Halbuki Ona ne kadar düşkünlerdi.
Orhan:Bilirim,put ediyorlardı o çocuklarını. “Halis Amca,diğerleri de evlat,yakışmaz sana. Sevmeye seviyorsun,hiç olmazsa muamele ederken adil ol.”dedim mi hiç oralı olmazdı.
Zişan: Diğer çocukları da babalarına hep kızar,bir de üstelik kardeşlerine kinlenirlerdi. Hele eltiler, iyice birbirlerine düşmanlar.
Orhan:Peki şimdi o yaşlılara bakmayacaklar mı?
Zişan: Yok,hiç biri uğramıyormuş. Geçenlerde araba çağırıp şoföre adres vermiş,ortanca oğullarına gitmişler. Oğulları onları görünce; “Elden ayaktan düşünce bize mi geldiniz? Malınızı mülkünüzü kime devrettiyseniz gidin o baksın size.” Diye kızmış.
Orhan:Eee geri dönmüşler öyleyse. Ortanca öyle derse büyük hiç bakmaz zaten.
Zişan: Evet çok zor durumdalar. Bir ara düşündüm bize getirip bakalım mı diye, siz ne dersiniz?
Orhan:Zişan ne diyorsun? Ondan sonrada çoluğu çocuğu başımıza üşüşüp,iyice bizi de çıkmaza sokarlar.
Zişan: Ne yapabiliriz? Onları kendi haline bırakmak olmaz.
Orhan:Birkaç komşu anlaşın,sırayla evlerine gidip bakın.
Zişan: Kime söyleyeyim? Bir defa giden ikinci defa uğramaz. Biz yine yalnız kalırız. İş başa düştü.
Orhan:Yok yok yalnız altından kalkamazsınız.
Zişan: Mecburuz artık,olduğu kadar. Bu da bir iyilik.
Orhan:Olmaz Zişan,iyilik böyle olmaz. Hiç adilce değil. İki yaramaz,cahil insanın yapıp ettiklerinin cezasını size çektirmek iyilik değil ahmaklık olur. O evlatları öyle yetiştiren onlardı. En iyisi biz onları bir huzurevine yerleştirmeye çalışalım.
Zişan: Haklısın herhalde Orhan. Zeki Amcaya baksana, çocukları ne kadar hürmet gösteriyor.
Orhan:Yaa o çocuklarını güzel yetiştirdi.
Zişan: Şanslı bir insan bence.
Orhan:Ne şansı Zişan,şans kumarbazda olur. Allah,işlerinde adildir. Zeki Amca Allah’ın rızasını kazanma yolunda çocuklarına da adil davranan biri.
Zişan: Doğru,onun küçük çocuğunu çok sevdiğini fark etmeme rağmen muamelesinde hissi davrandığını, adaletsizlik yaptığını hiç görmedim.
Orhan:Onun bu güzel yaşantısının mükafatını,Allah bu dünyada da böyle izzetli bir yaşamla verebilir.
Zişan: Yaa, “Biri muttaki,biri facir.” (38/28)
Orhan:Ben de Casiye Suresi’ndeki 21. Ayeti Kerimeyi hatırladım Zişan. “Yoksa o kötülükleri işleyenler, kendilerini iman edip iyi ameller işleyenler gibi yapacağımızı mı sandılar? Yaşamaları ve ölümleri o (müminlerle) bir olacak,öyle mi?”
(FON)
Osman: “.......İşte böyle babacığım. Sonuçta yine bir bakıyorum adam kayırma, ırkçılık, taraf tutma burada da yerleşik bir sistemin belli özellikleri. İnanmıyorum artık bunlara. Gerçi bunlar Müslüman da değiller ama insanlık adına adil davranmaları bir onurdur. Bu açıdan saltanatları gözümde yıkılıyor. Çok da önemli insanlar değillermiş.
Bununla beraber bizim camiada da rahatsız olduğum davranışlar,farklı farklı muamelelerle karşılaşıyorum. Hiç hazmedemiyorum. Mesela bir insana bilgisi biraz fazla diye ilgi hürmet gösterilmesi, diğerine hayır işlerine fazla yatırım yapıyor diye iltifat edilmesi,öteki (bilgi yelpazesi.net) biraz fedakar diye taltif edilmesi vs... Bu tür taraf tutan,insanları farklı konumlara oturtan tavırları beni çok etkiliyor. Eşit davranmak lazım gelmez mi? İnsanlar arasında ayırım yapmamalı. Sonuçta hepsi insan......
Babacığım,bu serzenişlerimle başınızı ağrıttım yine. İnşallah sonraki mektuplarımda daha iyi, neşeli şeyler yazarım. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Oğlunuz OSMAN.”
Orhan:Eyvah çocuklar,Osman hümanist mi olmuş n’olmuş?
Güzin:Ne diyorsunuz baba?
Fehiman:Allah korusun babacığım,abim kendini bilir. İyi Müslümandır o.
Orhan:Peh iyi Müslümanmış. Şuna bak,koskoca adam oldu daha diyor ki; “Burada da adalet, eşitlik yok.” Hala bilmiyor,Allah rızasını gözetmeyen insan adil davranmayı bilemez. Onun adaleti en fazla kendi sisteminin menfaatiyle,düzeniyle alakalıdır. Kalkmış gayri müslimden adalet bekliyor. Onun adaleti kendine göre olur.
Fehiman:Evet,ne diye gayri müslimden hakkaniyetli bir tavır bekliyor ki?
Orhan:Üstelik Müslümandan da adil olmayan davranışlar bekliyor. Ne dersin Güzin? Ben yanlış anlamış olabilir miyim,yoksa doğru mu söylediğim?
Güzin:Yani babacığım mektubun sonlarında bahsettiği,muhitinden şikayet ettiği kısımlar mı?
Orhan:Evet kızım,sence haklı mı abin?
Güzin:Herhalde haklı baba.
Orhan:Kızım,ilmi çok olana elbette muamelemiz farklı olur. Allah’u Teala ; “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” diye “temiz akıl sahiplerini düşünceye” çağırmaz mı?
Fehiman: Tabi,Allah’ın verdiğinden gizli,aşikar harcayan ile harcamayan kimseler de müsavi olmaz. (16/75)
Orhan:Gördün mü Güzin? Allah onların eşit olmadığını söylerken bizim eşit muamele yapmamız adil olur mu?
Fehiman: “Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla,Allah yolunda canlarıyla, mallarıyla savaşanlar bir olmaz.” (4/49)
Orhan:Hala abinin haklı olduğunu düşünüyor musun kızım? Mektuptan anlaşılan,abinin birlikte olduğu grupta İslami hassasiyeti yoğun olanlar,hayırlarda harcama yapanlar hatta yarışanlar var.
Fehiman:Bunların itibar görmesi gerekirde zaten,bir de gruplarda zengin oldukları, mevkili oldukları için taltif edilenler var.Bunlardan hiç bahsetmiyor.
Güzin:Ama babacığım yine de demeyin ki hümanistçe,adaletsizce...
Orhan: (Şakacı) Kızım ne yapayım? İşte bak; “Sonuçta hepsi insan.” diyor.
Güzin:Söylerim bir daha demez baba.
Orhan:Şaka bir yana da kızım,adil olan Rabbimiz,insanları suç işlediğinde adalet karşısında, Allah’a muhatap olmakta,maddi ihtiyaçlarda eşit kılar. Bir insanı diğerlerinden üstün kılan ise o insandaki faziletlerdir. Faziletleriyle üstün olanlar da tabi ki övgüye layıklardır.
Fehiman:Babacığım adaletin ihsası için Müslümanlar ne yapabilir?
Orhan:Adil olabilir kızım.
Fehiman: Hepsi bu kadar mı?
Orhan:Değil tabi.
Güzin:Başka ne yapabilir peki baba?
|
Fehiman:Hz. Ömer örnek alınabilir mesela.
Orhan: Evet,bak bu doğru. Hz. Ömer en ideal örnek bizim için. Yine maleyaniyle meşgul olanlara engel olmak da yapabileceklerimizden.Hayırlı ameller yapanların önünü açmak, onlara çeşitli imkanlar hazırlamak da adil davranışlardandır.
Güzin:Yine iğnelediniz babacığım. Her zaman ablamın iyi işlerle meşgul olduğunu,benimse boş uğraşlar edindiğimi ima ediyorsunuz.
Orhan: (Şakacı) Neyse,muamelede adaletsizlik yapılmıyor değil mi?
Güzin:Nasılsa benim uğraşım resim diye; “Hadi kızım çay, hadi kızım meyve,bulaşıklar yıkandı mı Güzin?”
Orhan:Kızım sen de ilimle meşgul ol,bu işlerin hepsini ben yapayım.
Fehiman: O zaman da size haksızlık olmaz mı?
Orhan:Hayır,protokole biraz aykırı sadece. Hem ilim söz konusu olunca böyle davranmak adaletsizlik olmaz,fazilet olur kızım.
Güzin:İyi tamam,konumuza dönelim. Adaletin tesisi için başka ne yapılabilir?
Orhan: (İmalı) Konu dışına çıkmamıştık ki Güzin. Bir de gücü yetiyorsa zulüm yapanlara engel olur.
Güzin:Nasıl yapsın ki bunları?
Fehiman: Neden yapamasın? Allah yapamayacağımız şeyi istemez bizden. Bize düşen azmetmek.
Orhan:Kızım merhametsiz ve fesatçıların hilelerini unutuyorsun.
Fehiman: Unutmadım baba,Erhan Amcaları hatırladım birden. Fakat onların adaletsiz davranışlarına engel olamadık. Eşiyle ayrılırken birbirlerine ne iftiralar atmışlardı.
Orhan:Ya,neredeyse ben de zulme düşüyordum. Beni de şahit yazmışlardı, iftiralarına alet edip mahkemede şahitlik yaptıracaklardı. İyi ki mahkeme olmadan iki tarafı da dinlemişim.
Fehiman: O zaman size çok kızmışlardı.“Güya da akraba,böyle bir işte eller bile şahitlik yapar.” deyip bir başkasını şahit tutmuşlardı. O olaydan beri hala konuşmuyorlar bizimle babacığım.
Güzin: Peki fesatçılara ve onların hilelerine nasıl engel olabiliriz?
Fehiman: İnsanların fesatlık ve hilelerine güç yetirebilmek ancak her Müslüman ferdin dinini güzel yaşamasıyla olabilir. O zaman kötülüğe böyle kolay cesaret edemezler.
Orhan:Evet, ve eğer merhametsizin,zalimin zulmüne engel olamıyorsa,o zaman da onu El-Adl’e havale eder.
Fehiman: Üstat ne demişti; “Zalimler için yaşasın cehennem!”
Güzin:Bence de.Öff anlamam ki insanlar neden adaletsizlik yaparlar?
Orhan:Çeşitli nedenleri var. Mesela kinleri yüzünden.
Fehiman: Gülhan Halayı hatırlasana. Ortanca gelinine kızmış,kinlenmiş diye onun çocuklarına da ne kötü davranırdı.
Orhan:Halbuki kendi torunları.
Güzin: Demek ki kin gözünü bürümüş. Öbür torunlarının ihtiyaçlarını karşılar,sürekli hediyeler alır,bunlarda “babaanne”derlerse yüzünü çevirirdi.
Orhan:Günah günah. Bak kızım,müminlerde zaaflarının,kötü huylarının esiri olmuşlarsa nasıl adaletsizlik yapıyorlar.
Güzin:Saniye Teyze’nin yaptığı daha da kötü.
Fehiman: Hıı evet.
Güzin:Babacığım annem; “Saniye hanım yapma,bu çocuklar mahzun oluyor. Onlarda senin evladın. Allah razı olmaz.” dedikçe; “Mecburum,ne yapayım (bilgi yelpazesi.net) .Oğlan bir tane.” diyor.
Fehiman: Bir de yemin etmez mi; “Dört kızın haftalık masrafı oğlanın bir günlük cep harçlığı.” diye.
Orhan:Allah razı olur mu bundan kızım?
Güzin:Aslında Saniye Teyzede yaptığından biraz pişman ama “El arı” diye hiç muamelesini değiştirmiyor.
Fehiman: Hele bir değiştirsin,bu saatten sonra güç yetiremez ki oğluna. Annem,babam demez dayak atar istediğini yapmazlarsa.
Orhan:Güzin, hadi kızım çaysadık. Aldığım pastayı da adilce pay et herkese.
Güzin:Adilce nasıl oluyor baba?
Orhan:Yaş sırasına göre. Büyüklerin payı büyük,küçüklerin payı küçük....
>>>TIKLAYIN<<<
Yorumlar
....... >>> |