|
eğitim öğretim ile ilgili belgeler > tiyatro oyunları, skeçler, piyesler, oratoryolar
BERBERDE (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR)
Kişiler:
Berber, Adam, Çırak
Sahne:
(Gösterişsiz bir berber dükkAnı. Duvarda büyük, yerine yakışmayan, rakkaslı bir
saat. Rakkasın tekdüze sesi. Bu ses oyun boyunca zamanı vurgular. Berber gazete
okumaktadır. Çırak ayna önünde, bir türlü yatmayan saçlarını özenle
taramaktadır. Arada bir durup kendini seyreder.)
BERBER -
(Okuduğuna şaşar, üzülür, öfkelenir:)
Vay vay vay vay
vayyy... (Ara) Of of of of off... (Ara) Oo oo ooo oooo yoooo... Bana bak, tepem
atmış, bir de sen damarıma basma, çekil aynanın önünden, bırak, silindir geçse
nafile, yatmaz o saç, bir işe yara, haydi kımılda da yeri meri süpür. Ne
bakıyorsun öyle düztaban, daha beş dakika önce süpürdüm diye düşünüyorsan, tuz
buz ederim kafanı. Düşünmeye alışma, iyi değildir, neyine gerek, bana bak sen,
anladın mı, bak bana da benim gibi hıyar olma. Bende iş yok. Bu hayat işini
çakamadım, çakana da rastlamadım. Düşüneceğine, ne yapıyorsun hırtlambo, bırak o
süpürgeyi elinden, delirdin mi, tozu dumana katacaksın da ne olacak, boş ver,
otur dinle, bak neler söylüyorum yahu. Çevir bu yana kepçe kulaklarını, belki de
çaktırmadan hayatın püf noktasını açıklıyorumdur. Hayat bu be... Hayvanları
Koruma Demeği nalsız eşeğe yük taşıtan iki çingeneyi yakalatmış... olur mu,
eziyetin dik AlAsı. Gel de resme bak, nalsız eşeğe yük taşıttıkları için
yakalanmış çingenelerin ayakları çıplak.
ADAM - (Hızla
girer.) Şu sakalımı alıver, çabuk
ama...
BERBER -
Başüstüne, hoş geldiniz, buyurun. Oğlum su ver.
ADAM - Ilık olsun.
BERBER - Ilık
olacak. Gazete ister misiniz?
ADAM - Hayır,
hayır.
BERBER - Peki
bayım, yaslayın başınızı.
ADAM - Çenemin
altında sakal döner, dikkat et.
BERBER - Bir yere
yetişeceksiniz herhalde.
ADAM - Bir yere
olsa iyi. Fırçanın suyunu iyice sık, sinirlenirim.
BERBER -
Emredersiniz.
ADAM - Gözlüğümü
sağlam bir yere koy. Benim berber geçen hafta öldü. Sersem. Kendim tıraş olayım
dedim beceremedim. Salak. Karısı, çocukları da orta yerde kalıverdi. Yok canım,
insan hayatını ovucunun içinde tutmalı. Haydi ama, daha başlamadın bile. Saniye
ile yarışıyorum ben.
BERBER - Şimdi
bayım, yetiştiririm, kaygılanmayın.
ADAM - istersen
yetiştirme, dükkAnı başına geçiririm. Şaka yapmıyorum, kızımın nikAhı var.
BERBER - Oo, Tanrı
mutlu etsin.
ADAM - Daha çiçek
yollayacağım, eve gideceğim, üstümü değiştireceğim...
BERBER - Hepsi
olur.
|
ADAM - Olur elbette. Bir saatim var. Tanrı mutlu etsin dedin ya, ben böyle basmakalıp dileklere çok
bozulurum. Neden
etmesin? !yi yetiştirdim, sağlıklı, güzel... Daha ne olsun? Dans dersi bile
aldırdım kimseden geri kalmasın diye. İki dil biliyor, piyano çalıyor, çerkez
tavuğu pişiriyor... Söyle bakalım, kaç yaşında olabilir?
BERBER - Bilmem ki
bayım.
ADAM - Bilmezsin
tabii. On sekiz. Liseyi bitirttim, tamam, sıra evlendirmeye geldi. O kadar. Her
iş hesaplı olmalı. Ortağımın oğlu var. Aklı başında (bilgi yelpazesi.net) işbilir bir delikanlı. Ben açtım evlenmeleri
konusunu, oldubitti. Bir kat aldım, dayattım döşettim, ortak da oğluna aylık
bağladı. Bu akşam İstanbul’a gidecekler. Uçak biletleri hazır, oteldeki
odalarına çiçek bile koydurttum.
BERBER - Ben
babasız büyüdüm.
ADAM - Allah
Allah, ne tuhaf. Benim babam doksan iki yaşında öldü. Tam zamanıydı. Çok
sabunlama. (Sessizlik) Niye sustun?
BERBER - Sizi
dinliyorum bayım.
ADAM - Çok sıcak
burası.
BERBER - Kapıyı aç
oğlum.
ADAM - Yo, sakın.
BERBER-Açma.
ADAM - Yok hayat
kumarmış falanmış filanmış... Hayat kumarsa sen de kumarbaz ol! Hilesini,
inceliği-; ni öğren. Değil mi ama? Bir tek işte bile zarar etmedim. Bir kez
olsun başarısızlığa uğramadım. Hiç kimse beni aldatamadı. Neden? Söyleyeyim.
Hayat bir ticarettir. Bizler de taciriz. Tamam mı?
BERBER-Tamam
bayım.
ADAM - Küçük bir
dergi ver bakayım bana.
BERBER - Çabuk.
ADAM - Aferin.
Çabuk ya.
BERBER - Güzel
söylüyorsunuz ya, beni alalım ele. Babam ben daha ilkokula giderken oluverdi.
Tıpkı sizin berber gibi. Annem çaresiz beni işe verdi. Kendi de başladı
çalışmaya. Gece oldu mu, ikimiz de yorgunluktan bitkin, çorbamızı içer içmez,
küt yatağa, leş gibi uyurduk. Derken ustura verdiler elime. Veriş o veriş. On
sekiz yıldır bu izi sürerim. Evlendim. İki oğlum var. Biri çocuk felci. öteki
aslan gibi ama haylaz. Annem yaşlandı, bakılmak ister, huysuz da, Karım pervane
gibi dönüp duruyor. Kime, hangi bir işe yetişsin zavallı? Haftada bir rakım var,
bütün hovardalığım da bu.
Kuruyorum bahçeye tezgAhımı, köfte mangalını da yakıyorum. Komşulardan bir tabak da buz aldık mı, bayram başlıyor. O köfteler böyle nazlı nazlı, cızır cızır pişer ki dinlemesi yemesinden tatlı. Ağacın üstüne bir de lamba çektim. Izgaraya bir iki de biber, domates atarsın bayım, kokusu dünyayı tutar. Annem yatmaya gitti mi, bir kadeh de karıma veririm. Radyoyu da açarız hafiften. Bir de alaturka yakaladık mı, bitti. Cumartesinin hakkını verdik demektir. Haftada bir gün yaşamak ama yedi gün yaşlanmak, işte bu gitmiyor. Siz hayat ticarettir dediniz ya, haklısınız tabii, haklı olmasanız söylemezsiniz. Yalnız bayım biz bu ticarette yaya kalmışız. Taksitle yaşıyoruz, haftada bir. (Adamın elinden dergi düşer.) Hoop, al dergiyi yerden... Uyudunuz galiba, iyi iyi, ustura altında uyku basar işi rast gidenin. (Ara) Hışşt, gel, bak yakından. Hayat ticaretini kArlı kapatmış adamın yüzü böyle olur, çizgisi kımıldamıyor. Soluk almak için bile yorulmuyor. Dinledin değil mi? Bundan böyle hayatı, bol bahşiş gibi sıkı sıkı ovucunun içinde tutacaksın. Baban ölmeyecek, ölürse gözünü patlatırım. Saniyelerin ardından tabanı yanık it gibi koşacaksın... Çekil ahmak. Çıplak ayaklı çingeneler gibi bakıyorsun. Bayım, tamam, eğilin ki yüzünüzü yıkayayım. Bayım! Bayım! Bayım! (Adam düşer.) Vay Vay Vayyy. Of of of... Oooo ooo... ölmüş bu işe bak. (Saatin tekdüze sesi duyulur.)
Turgut ÖZAKMAN
|
>>>TIKLAYIN<<<
|