|
eðitim öðretim ile ilgili belgeler > tiyatro oyunlarý, skeçler, piyesler, oratoryolar
ÇAPANOÐLU (TÝYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PÝYESLER, ORATORYOLAR)
KÝÞÝLER:
ZÝVER BEY (50 yaþlarýnda bön bir memur tipi.)
BEDÝ BÝLÂL BEY (35 yaslarýnda, uzun saçlý, matruþ bir facia aktörü. Kendini çok beðenmiþ, gülünç derecede maðrur.)
NAZIM ÞEVKET (30 yaþlarýnda bir memur; züppemsi; ve aceleci:)
DÜMBÜLLÜ RAÞÝT (Tuluat tiyatrosu komiklerinden; þiþman ve eski býçkýn tipinde, piþkin tavýrlý bir adam, 35 yaþlarýnda.)
HASAN (Þirketin hademesi; aptal fakat ukalA; yüz bulmuþ bir hademe tipi; 40 yaþlarýnda var)
1. SAHNE
Basit döþenmiþ bir
kalem odasý. Kapý ortada ve seyircilerin tam karþýsýndadýr. Saðda ve solda birer
yazýhane; iskemleleri; bir dosya etajeri, sahnenin saðýnda ve birinci planda bir
soba var. Duvarda, üzerinde (SÝGARA ÝÇMEK MEMNUDUR) yazýlý bir levha var.
Yazýhanelerin üzeri evrak, dosyalar dolu. Yazýhanelerden birinin üzerinde bir
telefon vardýr
Hasan (Yalnýz)
(Perde açýldýðý
zaman, Hasan sobanýn önünde diz çökmüþ sigarasýný yakmaða uðraþýyor. Sahne biraz
dumanlý zira soba hafifçe tütüyor.)
HASAN — Kömür deðil, Allahýn bir belAsý. Güya soba tutuþsun diye içerisine bir þiþe de gaz döktük. Gaz tutuþtu, kömür hAlA duruyor. (Telefonun zili çalar. Hasan can sýkýntýsýy-le telefona bakar.) Sus be!.. (Duvarlara göz gezdirir.) Ne diyordum?.. Ha?.. Ne diyordum? Bak iþe, levhayý gene çevirmiþler. (Aðzýndaki sigarayý çekiþtirerek duvara gider ve sigara içmek memnudur yazýlý levhanýn tersini çevirir.) Ha., þöyle!.. (Ellerim masalara sürer.) Püff!.. toza bak.. (Yazýhanenin üzerindeki kAðýtlarý karýþtýrýr.) Bunlar ne evraký böyle? Amma da yýðýlmýþ, kalmýþ ha!.. (Bir tanesine göz gezdirir.) (bilgi yelpazesi.net) Oo.. Oo.. bunlar evrak deðil ayol, hepsi tiyatro piyesi... Yahu., bizim Nazým Þevket Beyin de hayli eseri varmýþ be.. (Tekrar telefonun zili çalar.) Hay Allah cezasýný versin.. Bu telefon beni hiç rahat býrakmayacak mý? (Ahizeyi alýr) Ne o ulan ne istiyorsun?., ha?., mezbaha mý?.. Burasý kasap dükkAný deðil., miskin herif sen de... (Kapatýr; zil sesi kesilir) Daha telefon konuþmasýný beceremiyor.. Salak.. Daðdan mý gelmiþ nedir? (Oturur, yazýhanenin üzerindeki kAðýtlara göz gezdirir. Sükût.)
2. SAHNE
Hasan — Ziver
ZÝVER (Elinde açýlmýþ bir mektup olduðu halde girer.) — Bataklýklarý temizleme
þirketi, Sürünceme Komisyonu kitabeti burasý mý efendim?
HASAN — Burasý., bir þey mi istedin?..
ZÝVER — Yarým saattir kapýda bekliyorum..
HASAN — Ne yapalým?. Beklemeden iþ görülür mü?..
ZÝVER — Evvelden karþýki Acemden telefon da ettimdi..
HASAN — Vay o telefon konuþmasýný beceremeyen sen miydin?. Ne hýmbýl þeymiþsin
be?.. Daðdan mý geliyorsun?..
ZÝVER — Afedersiniz rahatsýz edeceðimi bilseydim..
HASAN — LAf mý?.. Sabah sabah telefonla konuþulur mu?.. Kimsin sen?..
ZÝVER — Vefat eden müdür muavininizin yerine tAyin edildim. (Hasan derhal
fevkalAde hürmetkar bir vaziyet alýr.) Konya´dan geliyorum.
HASAN — Vay... Siz Ziver beyefendi misiniz? (Yerlere kadar temanna eder.)
Afedersiniz doðrusu, bilemedimdi. Dün buraya sizin tAyin edildiðinizi haber
verdiler. Hayli sevindik... hoþ geldiniz... Müsaadenizle ben de kendimi takdim
edeyim... Hasan... Bu dairenin... ZÝVER (LAfým keserek) —- Müdürü mü?..
HASAN (Acele ile) — Hayýr, hademesi... Sabýk ciðer tüccarlarýndan ve Balkan
muharebesi gazilerinden.. (Ziver eski periþan halini terkederek, müteazzým bir
tavýr takýnýr ve bundan sonra Hasan´la hep öyle konuþur.)
ZÝVER — Memur beyler hAlA teþrif etmediler mi?..
HASAN — Afedersiniz muavin bey... lAkin daha saat on bir olmadý.
ZÝVER — Yani?.. (Acayip bakar.)
HASAN — Yani, demek isteyeceðim, beyler saat on biri çeyrekten evvel gelmezler
de.. Malûm ya tiyatro hayatý pek yorucu oluyor?
ZÝVER (Þaþkýn) — Tiyatro hayatý mý?..
HASAN — Deðil mi ya?.. Memuriyet maaþý kifayet etmediði cihetle bizim beyler
tiyatroya sarýldýlar. Þu yazýhanede oturan Nazým Þevket Bey mükemmel bir
muharridir, facialar yazar. Burada oturan Abdullah Sakip Bey enfes bir
gazelhandýr.
ZÝVER — Bunlar ne biçim memur böyle?.. Konya´da hiç böyle þeyler yoktu.
HASAN — Ee.. ne yapalým?.. Orasý Konya; burasý da Ýstanbul... Konya´dan bu
cihetlere teþrifinizin esbabý nedir acaba?
ZÝVER — Ben Konya´da tam on sene kaldým. Nihayet havasý yaramadýðý cihetle
buraya nakle mecbur oldum. LAkin þaþýrdým... Ben hiç böyle daire görmemiþtim.
HASAN — Alýþmalý beyciðim alýþmalý... Dünya bu... insan neler görür. Ben
memuriyet hayatýnda (Azametle) eskiyim., altýmda tamam yirmi þilte parçalandý.
ZÝVER — Ne memuriyetlerde bulundunuzdu?
HASAN — On sene hariciyede...
ZÝVER (LAfýný keserek) — Müdür müydünüz?..
HASAN — Hayýr., sadece kapýcý muavinliði ettim. Beþ sene BabýAli´de odacý
yamaklýðý... ve nihayet de dört senedir buradayým.
ZÝVER — Güzel... þu masanýn üzerindeki kAðýtlarý düzeltiver., bu ne karýþýklýk
böyle. HASAN (Bir avuç kAðýdý sobaya atar.) — Ýþte...
ZÝVER (Heyecanla) — Ne yaptýn?., dur.
HASAN — Meraklanmayýn efendim bunlardan kurtulmak için baþka çare yoktur.
ZÝVER — Ooo... bu, böyle yürümez. Ben burayý intizama sokmalýyým.
HASAN — Nafile uðraþmýþ olursunuz. Burasý hep böyledir.
ZÝVER — Ben Konya´dan geldiðime piþman olmaða baþladým. Bu ne biçim daire?..
(Hasan´a) Bana bak, ben birazdan gelirim. Eðer beyler tiyatrolarýndan pek
yorulmamýþlarsa herhalde burada buluþuruz zannederim. Deðil mi?
HASAN — Allah bilir. (Ziver çýkar.)
3. SAHNE
Hasan (Yalnýz)
HASAN — Moruða bak... herifin amma da nevri döndü ha?.. Böyle daire
görmemiþmiþ.. þaþýrmýþmýþ, piþman olmuþmuþ. Daha sen çok piþman olursun
yavrum... Burasý Ýstanbul... Adamýn gözünü fal taþý gibi açarlar. (Kapý vurulur,
Hasan açmaða gider.)
4. SAHNE
Hasan —
Bedi BilAl — Sonra Dümbüllü Raþit
BÝLÂL (Uzun saçlý, redingotlu, acayip bir tip) — Nazým Þevket burada mý?
HASAN — Þimdi gelir efendim... bir iþiniz mi vardý?
BÝLÂL (Tahrikamiz bir nazarla Hasan´ý süzerek) — Ýþ?!.. Ne biçim lAf?..
HASAN — Yani resmî bir iþ için mi geldiniz; diyecektim...
BÝLÂL (Maðrur bir tavýrla) — Resmî bir iþ de ne demek?.. Ben Darülfecayi
tiyatrosu baþ artisti Bedi BilAl´im...
HASAN (Nezaketle) — Teþerrüf ettik Beyefendi.
BÝLÂL — Nazým Bey bana burada randevu vermiþti. Onun yeni bir eseri var. "Gizli
dosya" isimli... Bu eserin provalarýný yapacaktýk.
HASAN — Lütfen oturunuz beyefendi. Geçen akþam Nazým Bey bana iki kiþilik bir
davetiye verdiydi. Ben de zatý alinizi alkýþlamaða gittim. LAkin cidden
harikulade bir eserdi o...
BÝLÂL (Maðrurane) — Eser hiç de güzel deðildi. LAkin sayemde biraz bir þeye
benzedi.
HASAN — Ben de onu diyecektim. Bilhassa kýyafetiniz öyle enfesti ki hani...
BÝLÂL (LAfýný keser) — Kýyafetim hiç bir þeye benzemiyordu. Fakat sayemde
biraz...
HASAN — Hah... ben de öyle söyleyecektim esasen... (Tam bu sýrada dýþarýdan
gevrek bir ses baðýrýr.)
SES — Yahu ben geldim., ben...
BÝLÂL — Raþit geldi galiba... (Raþit girer.)
RAÞÝT (Týknazca, komik bir yüz.) —Vay efendim vay... vay efendim vay...
BÝLÂL — Nasýlsýn bakalým Raþit?..
RAÞÝT — Nasýl olacaðým., berbat., dün gece Kadýrga meydanýnda Otello´yu
oynuyorduk. On sekiz perde... Ýmaným gevredi. RüzgAr, bir taraftan açlýk, bir
taraftan... geberiyor-dum.
HASAN (SelAmlar) — Allah ömürler versin beyefendi.
RAÞÝT (Ehemmiyet vermez) — Daha Nazým Þevket Bey gelmedi mi?
HASAN — Hayýr, henüz teþrif etmediler. Lütfen otursanýza.
BÝLÂL (Raþit´e, cevap verir.) — Sorma caným. Çok geç kaldý. Benim iþim gücüm
var. Saati beþ lira eden bir adamým birader... (Biraz sükût) Acaba gelmeyecek
mi?
HASAN —- Gelmez olur mu a bey çiðim? Hele biraz sabýr buyurunuz.
BÝLÂL (Hasan a mutaazzýmane bir nazar atar... Raþit´e) — Bari biraz prova
yapabilseydik...
RAÞÝT (Can sýhntýsýyle) — Prova mý? O da ne demek oluyor? Provaya ne lüzum var
birader.. Aktörcülük dediðin tekerlemedir.. Sen söylersin.. Ben söylerim.. Olur
biter...
BÝLÂL — Yok
caným... öyle þey olmaz... Provasýz eser mi çýkar? Burasý Tuluat tiyatrosu
deðil...
RAÞÝT (Heyecanla) — Sahi mi söylüyorsun.. (Kendi kendine) Ýþimiz var öyleyse...
HASAN — Piyesiniz eðlenceli bir þey mi efendim?
RAÞÝT — Ben beðenmedim, hiç tekerlemesi falan yok.
BÝLÂL — Hata ediyorsun Raþit. Bu eser gayet güzeldir. Daha doðrusu evvelce pek
güzel deðildi amma (Sahte bir teva-zuyla) ben þöyle biraz üzerinde oynadým. Hem
caným esasen müdür muavini rolünü yapacak adam... (Birdenbire hatýrýna bir þey
gelmiþ gibi) Ha... Sahi... Muavin rolünü yapacak adamý buldunuz mu?
RAÞÝT — Hangi muavin rolünü yapacak adam? Gizli Dosya piyesinde mi? Sorma,
zavallý çocuk apandisit ameliyatý olmuþ.
HASAN — Ha... meseleyi ben de anladým efendim. Nazým Þevket Bey, bu hususta
merak etmemenizi, kendisinin müdür muavini rolünü yapacak adamý bulduðunu
söylemiþti. RAÞÝT — Peki, bugün gelecek miymiþ?
BÝLÂL — öyle ya? Kim bilir ne biçim bir adamdýr? Bir prova etmeden olur mu? Ben
bile, bu eseri altmýþ defa prova etmek niyetindeyim. (Raþit´e) Haydi Raþit,
istersen ikimiz yalnýz bulunduðumuz sahneden baþlayalým.
HASAN — öyleyse, müsaadenizle ben de gideyim (bilgi yelpazesi.net) efendim. (Çýkarken geriye döner ve BilAl´e rica
eder.) Bu akþam için bana dört kiþilik koltuk bileti lütfeder misiniz? Sizleri
ne kadar alkýþlayacaðým bakýn. (BilAl azametle cebinden bir kAðýt çýkarýr, bir
þeyler yazar.)
RAÞÝT (Hasan´in yanýna sokularak) — Bey birader... Henüz sizinle pek
ahbaplýðýmýz yok ama biz de alkýþ isteriz yani...
HASAN — Aman beyim sizleri unutur muyum hiç? (BilAl yazdýðý kAðýdý Hasan´a
verir.)
HASAN — Teþekkür ederim beyefendi. (Derin temennalarla çýkar.)
|
5. SAHNE
BilAl —Raþit
BÝLÂL — Artýk iþe baþlayalým. (Eseri eline alýr ve okur.) Ortada kapý. Saðda ve
solda birer masa. (Söyler.) tamam. (Okur.) Perde açýldýðý zaman müdür koltuðuna
oturmuþtur. (Soba ile meþgul olan Raþit´e:) E, dikkat etsene caným.
RAÞÝT — Hele sen býrak.. Ben tekerlerim.
BÝLÂL (Okur) — Müdür, bir raporu tetkik etmektedir. (Bir dosya alýr.) Ýþte
rapor. (Okur) Memur, müdürün nazarý dikkatini celbetmek için öksürür. (Raþit´e.)
öksürsene.
RAÞÝT (Hapþýrmak üzere iken.) — öksürmesem de ha... ha... ha... hapþursam.
Hapþuuu; bir þey olmaz ya...
BÝLÂL — Eee.. rica ederim münasebetsizlik etme... Haydi, rolünü oku.
RAÞÝT — Ýþte. (Cebinden bir kAðýt çýkarýp okuyarak.) Bendenizi affetmenizi rica
ve istirham ederim müdür beyefendi.
BÝLÂL — Tuu, Allah belAný versin. Ýnsan amirine böyle mi lAkýrdý söyler. Þöyle
eðil ve hürmetle...
RAÞÝT (Eðilir.) — Müdür beyefendi... (Bu sýrada kapý açýlýr Ziver görünür.)
6. SAHNE
Ziver — Evvelkiler
ZÝVER (Kendi
kendine) — Oooo, müdür bey gelmiþ. (SelAmlar ve yüksek sesle) Efendim. BÝLÂL —
Efendi?!.. (Hiddetlenmiþtir.) RAÞÝT (Okumaða devam ederek) — Müdür beyefendi,
bendenizi çaðýrtmýþsýnýz...
BÝLÂL — Bekle be Allanýn belAsý... (Ziver´i iþaret ederek) Baksana, eserde bu
antre yazmýyor.
ZÝVER (Nezaketle) — Bendenizi af buyurunuz müdür beyefendi. Henüz zatý alinizle
teþerrüf etmek þerefiyle müþerref olamadým. Bendeniz yeni müdür muavini...
BÃŽLÂL (LAfýný keserek) — Vay... o sen misin? Gelsene be herif...
Saatlerce seni mi bekleyeceðiz? Neye bu kadar geç kalýyorsun?
ZÝVER (Kendi kendine) — Geç mi kalýyorum? Bu hoþ iþte. (Yüksek sesle) Arzedeyim
müdür beyefendi...
BÝLÂL — Geç þimdi... Derdini Marko Paþa´ya anlatýrsýn...
ZÝVER (Kendi kendine) — Müdür Bey hiddetli galiba...
RAÞÝT (Ziver´e) — Yanýnda eserin kopyasý var mý?
ZÝVER — Hangi eserin?
BÝLAL (Taklit ederek) — Hangi eserin. LAf mý bu da?..
RAÞÝT — Nazým Þevket Bey sana gizli dosyayý göndermedi mi?
ZÝVER — Yoo, haberim yok.
BÝLÂL — O halde ne haltetmeðe geldin?
ZÝVER — Bendenizi mazur görünüz müdür beyefendi. Ýstanbul´da hiç çalýþmadým da,
ne yapmak lAzým geldiðini pek bilemiyorum. Mamafih çabuk öðreneceðim.
BÝLÂL — Ya... peki. (Eline birkaç kAðýt tutuþturarak) Al bakalým, senin rolün.
RAÞÝT — Hem de dikkat et, bana bak. Bir hafta kadar bir þeyimiz kaldý.
ZÝVER — PekAlA... elimden geldiði kadar dikkatli yaparým.
BÝLÂL (Raþit´e) — Kibar bir herife benziyor. (Ziver´e) Nereden geliyorsun
bakayým?
ZÝVER — Konya´dan efendim.
BÝLÂL (Ziver´e) — Tekrar baþlayalým mý? (Cevap vermesini beklemeden) Haydi, oku
bakalým..
ZÝVER (Hürmetle okur.) — Bendenizi affetmenizi rica ve istirham ederim müdür
beyefendi...
7. SAHNE
Evvelkiler — Nazým
Þevket
NAZIM (Girer. Tavýrlarýnda istical vardýr.) — Oo. Sizler burada mýsýnýz?
Mükemmel. (Ellerini sýkar, Ziver´e) Sen muavinsin ha? Nasýl kendine güveniyor
musun? Seni epey methettiler ama.
ZÝVER (Kendi kendine) — Bu da ne söylüyor yahu?
NAZIM — Haydi, biraz acele edelim. Saat on bir buçuk oldu. Bir saat sonra
tiyatro müdürüyle randevum var. (Ziver´e) Yapacaðýnýzý biliyorsunuz deðil mi?
Haydi hemen baþlayalým. Hiç durmadan (Piyesi okumaða baslar.) Birinci sahne.
Raþit, BilAl... Bunu geçelim.
BÝLÂL — Ýyi amma...
NAZIM — Eh... fazla lAf istemez. Vaktim yok dedim ya. (Okur) Ýkinci sahne:
Evvelkiler — Muavin.
ZÝVER (Kendi kendine) — Vay canýna. Bana böyle þirket dairelerinin tiyatro gibi
olduðunu söylemiþlerdi amma, inanmamýþtým. Bu herif müfettiþ falan olmalý.
Müdüre metelik vermiyor.
NAZIM (Ziver´i dalgýn görünce) — Uyumasana be mübarek. Muavin misin nesin?
Ýþitmiyor musun; gýrtlak tüketiyoruz.
ZÝVER — Þey beyefendi. Afedersiniz. Bir þey mi oldu ki?
NAZIM -— Bana sadece memur bey de yeter.
ZÝVER (Kendi kendine) — Hayret. Ýstanbul´da memurlar müdürlerden baskýn
oluyormuþ. Vallahi hayret.
NAZIM — Ne aptalsýn be., okusana.
ZÝVER (Fena halde þaþalamýþtýr) — Nereden okuyayým beyefendi?
NAZIM — Al sana beþ paralýk daha., git de duvardan oku..
ZÝVER (Duvara doðru yürüyerek) — Sigara içmek memnudur.
NAZIM (Gider, Ziver´i ensesinden tutup çeker.) — Yahu sen ne hebenneka þeysin.
Elinde kAðýt var, nereden okuyayým diye soruyorsun. Okusana kAðýdýndan..
ZÝVER (Þaþkýn þaþkýn kAðýtlarý karýþtýrýr.) — Vallahi þaþýrdým.
RAÞÝT (Rolüne bakarak) — Nerede idik?
NAZIM (Ziver´e giderek çýkýþýr) — Çatlamak iþten bile deðil. Nereye bakýyorsun
öyle yahu? Orada deðil. Çattýk vallahi. Eserimi rezil, kepaze edeceksin.
ZÝVER — Affýnýzý istirham ederim. Fakat...
NAZIM (LAfýný keser) —- Deli midir nedir be? (Ziver´e kaldýðý yeri göstererek)
Nah... þuradan oku bakalým. Okumak biliyorsun deðil mi?
ZÝVER (Birdenbire kendisini tahkir edilmiþ hisseder) -— Yo-ok beyefendi bendeniz
rüþdiye mezunuyum.
NAZIM — Ýyi ya oku öyleyse...
ZÝVER (Okuyarak) — "Muhterem müdür beyefendi. (Þiddetle nefes alarak) Size iki
ay evvel Nezareti celileye gönderilen evraký mühimme hakkýndaki raporumu
takdimle kespi þeref ederim. Bu evrak izamý tarihinden itibaren bu kadar zaman
geçmiþ olmasýna raðmen hAlA iade edilmemiþtir."
NAZIM — Amma da aptalca okuyorsun be. Böyle mi yapýlýr bu? öldürdün eseri...
ZÝVER — Fakat þey... henüz ilk defadýr da... Alýþamadým, onun için.
BÝLÂL — Sana, nihayet bir haftamýz var diyoruz. Bu mýymýntýlýkta devam edersen
bir senede de yetiþtiremezsin. Þöyle virgülleri, noktalarý ayýrarak oku.
ZÃŽVER (Komik bir tavýr ve sesle okur) -— Muhterem müdür beyefendi.
Ýki nokta.. Size.. Virgül.. Ýki ay evvel nezareti ce-liliye gönderilen..
Virgül.. Evrakýmtihimme hakkýndaki.. Noktalý virgül.. Raporumu takdimle kespi
þeref eylerim.. Nokta...
BÝLÂL — Hay Allah cezaný versin... Atla be adam...
ZÝVER (Daha fena þaþalayarak) — Atlayayým mý? (Baþtan okur ve okudukça zýplar)
Muhterem (zýplar) müdür bey (zýplar) efendi... (zýplar)
NAZIM ve BÝLÂL (Zorla durdururlar) — Dur yahu... ne oluyorsun? Çýldýrdýn mý?
Doðru dürüst okusana...
ZÝVER (Aðlayacak gibi) — PekAlA. (Hýçkýrarak okur) Muhterem., hi... hi...
müdür... hi... hi... bey... hi... hi... efendi... hi...hi...
NAZIM — Bu yaptýðý bir þeye benzemiyor. Böyle muavin
mi olur yahu? (Zirver´e) ömründe bir resmî daireye de mi gitmedin?
ZÝVER (Ýnfialle) — Fakat... bendeniz... NAZIM — Çok lAf istemez. Devam et.
ZÝVER (Okuyarak) — "Bu hususta makamatý aidesince vuku bulan bütün
müracaatlarýmýz hiç bir netice vermediði gibi..."
(Bu okuyuþ kýraat okuyan bir mektepli haliyle olmalý.)
NAZIM — Yeter... kes... (Ziver devam eder) Aman sus yahu... bu böyle sökmez.
Seyirciler bizi gebertirler birader. Eserin ruhu sende.. Kepaze ediyorsun.
RAÞÝT (Kendi kendine) — Böyle de aktör olur mu yahu? Ben bu avalla oyun mu
oynarým? Allah etmesin.. ýslýk dinlemeðe vaktim yok...
BÝLÂL — Bu þekilde perde açmak, çok yüksek þöhretim için bir lekedir. Oynamam.
ZÝVER (Kendi kendine ve fevkalAde hayretle) — Yahu., ne perdesi açýyoruz, ne
oynuyoruz be?. öf... çattýk belAya, týmarhane midir, nedir burasý?..
NAZIM (Ziver´e) — Arslaným. Sana mesleðini öðretecek deðiliz. Kendine güvenmiyor
idiysen ne haltetmeðe geldin? Haydi, bakalým. Bir iki satýr daha oku da görelim.
Dikkat et. Avanaklýðý býrak.
ZÝVER (Okuyarak) — Binlerce lira suistimalde bulunmuþ bir memurun iç yüzü kandan
da, kemikten de, çirkin ve iðrençtir müdür bey.
BÝLÂL (Azametle) — Olmuyor. Burada þiddet lAzým. LAf deðil bu. Eserin dehþetli
yeri. Benim gibi yapmaða gayret ediniz. (heceleri uzatýp, elleriyle garip garip
jestler yaparak) Binlerce lira suistimal etmiþ bir adamýn içyüzü kaaandan da,
kemi-iikten de, iriiinden de çirkin ve iðrençtir müdür bey. (Söyler) Caným
bunlar basit þeyler. Bunlarý da beceremezseniz...
NAZIM (Ziver´e) — Sen bu iþi söktüremeyeceksin galiba babacan. Oku bakalým.
ZÝVER (BilAl jest yaparken müddekkik bir gözle süzmektedir. O i§ini bitirince
kendisine güvenen bir tavýrla sahnenin ortasýna gelir, eseri bir iskemlenin
üzerine koyar, karþýsýna geçer, hazýrlanýr ve baþlamaða niyet eder. Tam
baþlayacak gibi bir jest yaptýðý sýrada rolünü unutarak tekrar iskemlenin yanýna
gider. Ve nihayet komik bir tavýrla söylenmeðe baþlar.) Binlerce lira
suistimalde bulunmuþ bir adamýn içyüzü...
NAZIM (Keserek) — Tuu... olmuyor, býrak., rezil ettin..
ZÝVER — Aklýmý oynatacaðým yahu.. Bu ne biçim daire böyle? (Nazým´a) Afedersiniz
amma, zatý Aliniz kimsiniz?
NAZIM — Ben kim miyim? Amma mankafasýn be. Beni daha tanýyamadýn mý? Aptallýk da
bu kadar olur. (öbür ikisine) Neyse rapor bahsini geçelim. Söz BilAl´de.
(Okuyarak) Muavine hitap eder. (Söyler) Haydi.
BÝLÂL (Facia aktörü jestiyle Ziver´e) — Ne? Ýki bin lira çaldýn ha? Alçak,
rezil. Milletin parasýný alçakça yiyecek kadar da vicdansýzsýn ha? sefil. Seni
mahkemeye vereceðim. ZÝVER (önceleri dalgýndýr, fakat müdür zannettiði adamýn
böyle birdenbire baðýrdýðýný duyunca korku ile o tarafa ve bilhassa bu sözlerin
kendisine hitaben söylendiðini anladýðý zaman yerinden fýrlayýp kaçar.) Aman
müdür bey, rica ederim, ortada bir yanlýþlýk olacak.
BÝLÂL (Rolünü temsile devam eder) — Sus rezil, namussuz. Fakir bir köylünün
diþinden týrnaðýndan artýrdýðý paralarý, cebine aktaýýrken vicdanýn inlemedi mi?
(Elini cebine atarak bir tabanca çýkarýr.) Seni geberteceðim sefil. O kirli
vücudun, o nApak bedenin kargalara yem olacak.
ZÝVER (FevkalAde mütevehhiþ) — Aman müdür bey ayaðýnýzý öpeyim. Vallahi öyle bir
þey yapmadým ben... Haberim yok benim. Kýymayýn bana. Hem hamama daha yeni
gittim. NAZIM (Resife) — Fena da yapmýyor... açýldý basbayaðý.
BÝLÂL (Devamla) — Tabancamda, on bir kurþun var. Seni onlarla geberteceðim.
Kanýný tazminat olarak mazlumlara içireceðim. (Raþit´e) Senin sözün geldi söyle.
RAÞÝT (Defteri alarak okur.) — Evet. Sen, ölmelisin., iki bin lira çalan
cüretkAr. Gizli dosyanýn, hasýraltý edilen esrarý bugün bizim elimizdedir. Sen
on sekiz Martta, gizlice çaldýðýn o parayý kesene yerleþtirirken biz seni
veznenin kapýsýndan gözetliyorduk. Geber sefil.. (Ve cebinden bir mantar
tabancasý çýkararak ateþ eder.)
ZÝVER (Vurulduðunu zannederek kendisini yerden yere atar.) — Ah., ben öldüm.,
bittim ben. Tabutumu hazýrlasýnlar benim. (Sonra kendisini yoklar vurulmamýþ (bilgi yelpazesi.net) olduðunu anlar, hayretten donmuþ kalmýþtýr.)
Vallahi haberim yok. Kulunuz, köleniz olayým yapmayýn., ah, ne ettim de
Konya´dan buraya geldim bilmem ki?
NAZIM (Raþit´e) — Bu adamda müthiþ istidat varmýþ yahu! Ne güzel korku
gösteriyor.
BÝLÂL — Hain! Çabuk karþýma geç. Beynim patlatýyorum. (Tabancanýn namlusunu
Ziver´in alnýna dayar.)
ZÝVER — Merhamet edin, mürüvvet buyurun. Böyle þaka yapýlmaz vallahi. Çoluk
çocuðum var benim. Aman müdür bey namluyu öbür tarafa çevir., ne olur ne olmaz.
BÝLÂL — Beynini parçalayýp, kemiklerini bir intikam abidesi yapacaðým.
(Birdenbire fikrini deðiþtirmiþ gibi durur) Fakat hayýr., hayýr rezil muhtelis..
Kurþunumu senin mülevves kanýna daldýrmak istemem, seni çelik parmaklarýmýn
arasýnda boðmak istiyorum. (Üzerine atýlmak ister, Raþit´e) Haydi senin lAfýn
var.
RAÞÝT (Okur) — öldürmeyiniz müdür bey.
ZÝVER (FevkalAde korkmuþtur, Kaþif in kendisinden yana çýktýðýný görünce hemen
ona yaklaþýr.) — Hay Allah razý olsun.. Beni müdafaa et biraz, malýmý, mülkümü
sana veririm vallahi. RAÞÝT — O deninin mülevves bedeni ipte sallansýn daha
iyidir. Onu kanun cezalandýrsýn. Yarýn, halk onun daraðacýnda morarmýþ ölüsünü
görür de tel´in eder.
ZÝVER (FevkalAde bitkin) — Ayaðýnýzý öpeyim. Vallahi günahým kabahatim yok. Bir
þey bilmiyorum, on para çalmadým ben...
NAZIM (Kendi kendine) — Müthiþ muvaffak oluyor. Harika vallahi. Eserim nam
verecek. RAÞÝT (BilAl´e) — Haydi sýra sende.
BÝLÂL (Rolünü temsile devam eder) — Seni çelik parmaklarýmla boðmalýyým alçak.
(Üzerine atýlmak ister ve sahnede kovalaþýrlar.)
ZÝVER -— Aman müdür bey. Allah rýzasý için yapmayýn. Ne isterseniz veririm size.
Hayatýmý baðýþlayýn da...
BÝLÂL — Ne?.. (Rolünden okur) Rüþvet mi? Alçak sersefil bu dairenin kapýsýndan
içeriye ahlAksýzlýk giremez. Namuslu bir insan rüþvet kabul etmez.
ZÝVER (Bu iþin bir eser provasý olduðunu hAlA anlayamamýþtýr. Ciddiyetle ýsrar
eder.) — Doðru ama... etme iþte... Sen kabul et, bir þey kaybetmezsin.
RAÞÝT — Vay alçak vay! (BilAlle birlikte Ziver´iri üzerine atýlýrlar. Birlikte
yere yuvarlanýrlar ve Ziver mükemmel bir dayak yer.)
NAZIM — Eserim müthiþ bir muvaffakiyet kazanacak vallahi...
8. SAHNE
Evvelkiler — Hasan
HASAN (Girer ve bu hali görünce þaþalar) — Bu ne kepazelik?.. Ne yapýyorsunuz
yahu?
RAÞÝT (Ziver´i yerde býrakýr, ayaða kalkar.) — Caným prova yapýyoruz; ne
rahatsýz ediyorsun? Tam da muavini gebertiyorduk...
HASAN (Nazým´a) —- Müdür bey, muavin Ziver Beyle görüþmek istiyormuþ; kendisini
bekliyor.
ZÝVER (Bitkin bir halde BilAl´i süzer) — Mü... mü... müdür bey mi? Beni mi
istiyor. Zannedersem beni bu hale getiren de müdür beydir.
NAZIM (Hasan´a) — Sen ne söylüyorsun? Sayýklýyor musun?
BÝLÂL — Böyle saçma lAflardan hoþlanmam ben.
HASAN (Ziver´e) — Beyefendi., müdür bey sizinle görüþmek istiyor.
ZÝVER (Þaþkýn) — Ben, fakir bir köylünün diþinden, týrnaðýndan., dan...
BÝLÂL — Bravo, bravo., görüyor musun hAlA eserin tesiri altýnda...
HASAN (Aktörlere) — Yahu ne yaptýnýz siz muavin beye?..
NAZIM (Koluyla iterek) — Sen anlamazsýn bu iþten...
HASAN — Siz meram anlamak istemiyorsunuz yahu.. Kalem müdürü, Konya´dan yeni
gelen muavin Ziver Beyi çaðýrýyor.. Davul mu çalalým?
NAZIM (Ziver´i göstererek) — Vay, bu Konya´dan gelecek olan muavin mi?
HASAN —Evet!..
NAZIM -— Eyvah! þapa oturduk..
RAÞÝT — Desene altýndan çapan oðlu çýktý.
BÝLÂL — Fakat sahnedeki muvaffakiyeti fevkalAde idi.
HEP BÝRLÝKTE — Kaldýralým zavallýyý da müdür beyi görsün.
BÝLÂL ve RAÞÝT — Kaldýrýn.. Yükseltin sahnemizin yýldýzýný. (Birlikte, bihuþ
bir halde ötesini berisini ovuþturan Ziver´i ayaða kaldýrýrlar.)
ZÝVER (Mýrýltý halinde) — Fakir bir köylünün diþinden, týrnaðýndan... dan...
dan... dan...
(Perde)
Cemil Cahit CEM
|
>>>TIKLAYIN<<<
|