Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Tiyatro Oyunları, Skeçler, Piyesler, Oratoryolar, Rondlar, Monologlar, Dramalar, Canlandırmalar

FATİH SULTAN MEHMET ESNAFI TEFTİŞTE (TİYATRO OYUNLARI, METİNLERİ, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR, RONDLAR, MONOLOGLAR, DRAMALAR, CANLANDIRMALAR, KISA TİYATRO OYUNLARI)

DIŞ SES:

Fatih Sultan Mehmet, istanbul'u fethetme plânları yapıyordu. Daha henüz 21 yaşında bulunan hükümdar, İstanbul'un fethine girişmeden önce, halkını imtihan etmek istemişti. Sabahın erken saatlerinde, kılık değiştirrek Osmanlı'nın başşehri olan Edirne'de çarşıya çıktı.

(Fatih, sahneye çıkar. Üzerinde Osmanlı kıyafeti vardır. Başında sarık, yakasız gömlek, ayağında şalvar, çarık…Çarşının bir tarafından girip, alış veriş yapmaya başlar. Yanında da veziri vardır. O da tıpkı Fatih gibi, kılık değiştirmiştir. Sahnede iki dükkan vardır. Sahnede biraz dolaşırlar.

FATİH: Eeee vezirim, çıkalım seyreyleyelim. Bakalım halkımızın hali nicedür.

VEZİR: Beliğ sultanım. Bu yaptığınız, sultanlık vazifelerindendür. Zira, bir sultan ki halkının halini anlamaz, kim aç kim tok arayıp sormaz, o gafil ve zalim bir sultandır.

FATİH: Bu konularda bizi nasıl görmektesin vezirim?

VEZİR: Sultanımız, halkın arasına karışmaktadır. Halkımızın halini sormaktadır.

FATİH: Elhamdülillah, Hüda’ya şükürler olsun. Haydi vezirim, şu esnafı bir dolaşalım. (birlikte birkaç tur attıktan sonra bir dükkanın önünde dururlar. )

FATİH: Selamün aleyküm ağa, iyisinden balın var mıdır?

1. ESNAF: Ne demek beğim, âlâsı vardır bi iznillah.

FATİH: iyi öyleyse iki kilo ver bakalım.

(esnaf, balı paket yapar, uzatır)

1. ESNAF: Buyur beyim, paketin hazır.

FATİH: Hay sağ olasın, borcumuz nedir ağa?

1. ESNAF: On akçedir beyim.

FATİH: Buyur bakalım ağa, (metal parayı uzatır)

1. ESNAF: (parayı alır) Allah bereket versin beyim, siftah sizden bereket Allah’tan…

FATİH: Bereketini göresin ağa,

AAAAaaa az daha unutuyordum yahu, sabun da alacaktım. Bir okka da sabun versene.

1. ESNAF: Beyim, onu da yan komşumdan alınız. Onun sabunu daha iyidir.

FATİH: Fe subhanallah, niye, sende sabun yok mudur ağa?

1. ESNAF:Var olmasına vardır da beyim, Allah’a şükür ben siftahımı yaptım, komşum henüz siftah yapmadı. İstirham ediyorum. Sabunu ondan alınız.

FATİH: Peki peki, hadi hayırlı işler sana

FATİH: Subhanallah, bu ne anlayış, bu ne yücelik(yürürler ve 2. esnafın yanına giderler)

Selamün aleyküm ağa, sabunun var mıdır?

2. ESNAF: Ve aleykümselam Beyzadem, vardır elbet, ne kadar lazımdır?

FATİH: iki okka ver hele.

2. ESNAF:(sabunu tartar verir) buyrun beyim.

FATİH: (parayı uzatır) buyur bakalım şuradan alıver ağa,

2. ESNAF: (parayı alır) Allah bereket versin beyim, yine bekleriz inşallah.

FATİH: hatırlamışken, bana oradan iki okka da pirinç versene

2. ESNAF: Beyim, ben siftahımı yaptım Allah’a şükür, rica ederim, onu da şu karşı dükkandan alınız, zira o komşum henüz siftah yapmamıştır. Onun pirinci benimkinden daha iyidir.

FATİH: (hayret ve şaşkınlık içerisinde bağırarak konuşur)

Subhanallah, (bilgi yelpazesi. net) maşallah, barekallah… Şükür ya rabbi, Şükür ya rabbi…

Bak vezirim, benim arkamda böyle bir halk varken, birbirini böylesine düşünen insanlar varken biz, değil İstanbul’u dünyayı bile fethederiz evelallah…Allahın izniyle asla sırtımız yere gelmez.

(esnaflar, karşılarındakinin fatih olduğunu anlamışlardır. Eteğini öpmek için eğilirler. Böylece oyun biter. )

NABİ KÜÇÜK