|
Eğitim Öğretim İle İlgili Belgeler > Tiyatro Oyunları, Skeçler, Piyesler, Oratoryolar, Rondlar, Monologlar, Dramalar, Canlandırmalar
KARAGÖZ VE HACİVAT GARSON OLMUŞ KARAGÖZ (KARAGÖZ İLE HACİVAT) (TİYATRO OYUNLARI, SKEÇLER, PİYESLER, ORATORYOLAR, RONDLAR, MONOLOGLAR, DRAMALAR, CANLANDIRMALAR, METİNLER)
(Karagöz şarkı mırıldanarak Hacivat’ın yanına gelir)
Hacivat: Ooo! Karagözüm gel bakalım. Biraz geç geldin ama zararı yok. Bundan sonra erken gelirsin.
Karagöz: Hacıcavcav ben bu garsonluk işini yapabilecek miyim?
Hacivat: Elbette yaparsın Karagözüm. Müşteri çay ister kahve ister. Kolay iş. Dolu getir boş al hepsi bu.
Karagöz: Yaa! İyi, iyi. Boş getir dolu al.
Hacivat: Hayır Karagözüm boş getirip dolu almayacaksın. Dolu getirip boş alacaksın.
Hacivat: Haa! Sahi benim aklım boş sepetle çarşıya çıkıp hamallık yaptığım günlere gitti.
Hacivat: Bu iş hamallığı benzemez. Karşındaki müşterinle ilgileneceksin, onun ağzına bakacaksın.
Karagöz: Ama sen bana garsonluk demiştin, şimdi de dişçilik diyorsun.
Hacivat: Ne dişçiliği Karagözüm? Garsonluk.
Karagöz: Ne bileyim sen bana müşterinin ağzına bakacaksın deyince.
Hacivat: Canım ona öyle derler. Yani müşteri ne isterse hemen getireceksin.
Karagöz: Tamam anladım.
Hacivat: İyi öyleyse... Şimdi söyle bakalım müşteri garsondan önce ne ister?
Karagöz: Anlamadım?
Hacivat: Müşteri garsondan önce ne ister? Karagözüm
Karagöz: Ne bileyim çay ister.
Hacivat: Bilemedin.
Karagöz: Kahve ister, gazoz ister.
Hacivat: Bilemedin.
Karagöz: Canı ne isterse onu ister.
Hacivat:Bilemedin
Karagöz: Dayak ister.
Hacivat: Olur mu canım müşteriye iyi davranmak gerek. Müşteri güler yüz ister.
Karagöz: Yaaa! Demek öyle
Hacivat: Evet öyle. Peki ikinci olarak ne ister?
Karagöz: Çay ister, kahve ister...
Hacivat: Bilemedin... Nezaket ister.
Karagöz: Yaaa! Demek öyle.
Hacivat: Öyle elbet. üçüncü olarak ne ister?
Karagöz: Çay ister, kahve ister.
Hacivat: Bilemedin temizlik ister.
Karagöz: Yaaa! Demek öyle
Hacivat: Daha başka ne ister?
Karagöz: İsteyecek başka şey kalmadı hesabı öder gider
Hacivat: Olur mu daha adam yeni oturdu
Karagöz: Yahu! Deminden beri isteyip duruyor ya!
Hacivat: Bunları müşteri istemeden vereceksin.
Karagöz: Yaaa! Peki bu adam içecek şeyi ne zaman isteyecek?
Hacivat: Acele etme en sonunda onu da ister.
Karagöz: Müşterinin başında akşam ederiz Hacıcavcav...
Hacivat: Bunlar şıp! Diye olur. Unutma ki müşteri daima haklıdır. Mesela çay getirdin içine sinek düşmüş, müşteriye ne diyeceksin?
Karagöz: Çayınıza sinek düşmüş, derim.
Hacivat: Olmaaz!
Karagöz: Fil düşmüş derim.
Hacivat: Canım bardağa fil sığar mı?
Karagöz: O zaman deve düşmüş derim.
Hacivat: Deve de sığmaz Karagözüm.
Karagöz: Demek bardak o kadar ufak.
|
Hacivat: Bardak ufak değil Karagözüm deve büyük.
Karagöz: Peki ne düşmüş diyeceğim?
Hacivat: “Beyefendi bu gün kısmetiniz var” deyip adamı yumuşatırsın. Sonra bardağı değiştirirsin.
Karagöz: Gitti çay desene...
Hacivat: Öyle şey mi olur? Hemen sineği çıkarır çayı geri getirirsin.
Karagöz: Yaa! Demek öyle. Şimdi anladım.
Hacivat: Aferin Karagözüm. Bak işte müşteri geliyor haydi göster kendini...
(Laz, türkü söyleyerek omuzlarını titreterek, ayaklarını oynatarak gelir oturur masaya.)
Laz: Ula buraya kim bakay...
Karagöz(güler) hah hah haa!
Laz: Sen deli misun? Ne güliysun.
Karagöz: Önce güler yüz istemiyor musunuz?
Laz: Bu ekşimiş surata sen güler yüz mü diyorsun? Bağa önce bir çay getur.
Karagöz: Aradakileri istemiyor musunuz?
Laz: Aramuzda bir şey mi var?
Karagöz: Yooo! Şimdi çayınızı getiririm.(gider, gelir) buyrun efendim.
Laz: (çayı alır içinde sinek görür) Bu çayun içindeki ne dur?
Karagöz: fil..
Laz: Fil mi, ne fili?
Karagöz: Afrika fili açlıktan bu hale gelmiş.
Laz: Madem bu fildur, o zaman bu filin hortumi nerededur?
Karagöz: Hortumu dışarıda, bahçe suluyorlar.
Laz: Ama bu filin kanatlari var.
Karagöz: Onlar kanat değil... Açlıktan meydana çıkmış filin kulakları.
Laz: Bu fili sevmedum, sinek kılığuna girmiş.
Karagöz: Hemen değiştireyim efendim.
Laz: Hiç önemi yok oni içinden çıkarurum...
Karagöz: Size zahmet olmasın ben çıkarırım.
Laz: Ne zahmeti, bir fili çıkaramayacak kadar kuvvetsiz miyum?
Karagöz: Doğru, ama hiç olmazsa bir ayağından da ben tutayım.
Laz: Oldi. Tut bakalum. Hooop! Tamam.
Karagöz: Şimdi sen bu çayı içecek misin?
Laz: Yok! Başumi yıkayacağım.
Karagöz: İyi öyleyse size sabun getireyim.
Laz: Sen delimisun, çay ne işe yarar?
Karagöz: Baş yıkamaya. Eğil de başını yakayayım.
Laz: Uyy! Sen ne biçim garsonsun?
Karagöz: Ben garson değilim, tellağım.
Laz: Uy! Ha burası hamam midur?
Karagöz: Burası hamam dır. Biraz önceki fil de buraya yıkanmaya gelmişti. ( Karagöz Laz’ın sırtına vurmaya başlar) Al bakalım, al bakalım.
Laz: Uy sırtum... Uy belum. Ne vuruyorsun? Off Off
Karagöz: Sallanma be adam sırtını sabunluyorum. Al bakalım. Önce güler yüz, sonra nezaket, şimdi de temizlik. Al bakalım...
SON
|
|